Anka kuşu, destansı bir varlık değildir aslında. Onu gönül gözü ile arayanlar elbet bulup muhteşem kanatlarının altında sığınacak bir yer bulurlar. Öldü denildiği her defasında küllerinden yeniden doğacaktır Anka kuşu. Ve yolunda diri, sapasağlam imanlı, dimdik duranlar Anka’nın gölgesinde yürüyüşüne devam edecektir. Ta ki “Emel”e varana dek…
Bir buçuk asırlık esaretin sonunda Kırım’da bir an yeniden tutuşarak Kırım Ahali Cumhuriyeti adı ile doğmuştu Anka kuşu. Ömrü kısa sürdü ve öldü dediler. Avuçlarında sakladıkları bir tutam kül ile Romanya’da tekrar doğumuna ebelik etti gencecik Müstecip ve Mehmet Niyazi beyler Anka kuşunun. Bu defa Kırımlılar ona “Emel” adını verdiler. Doksan sene önce…
Kırım Tatar halkı öldü denildiğinde her defasında tekrar doğdu Anka kuşu gibi. Ve “Emel” doksan yıldır şakıyor Kırım Tatarının şarkısını…
Kırım Tatarlarının millî hareketinin ilkelerini koruyan ve geliştiren, kuruluşundaki ilke ve temellerin sağlamlığı ile millî matbuat tarihimizin en uzun ömürlü yayını oldu “Emel”. Yalnızca içeriği ile değil, çalışma üslubu ve yöntemleri ile de Kırım Tatar halkının ve millî hareketinin aynası, dünyaya açılan penceresi oldu. Sahip olduğu ve her daim savunduğu ulvî değerler ile sadece kendi halkına değil bütün mazlumlara da emsal oldu.
Doksanıncı yaşında ilk doğduğun gün kadar gençsin “Emel”. Her defasında küllerinden yeniden doğan bir halkın sesisin “Emel.”
Var ol ve kıyamete kadar halkımın şarkısını söylemeye devam et “Emel”.
Av.Namık Kemal Bayar
Dünya Kırım Tatar Kongresi
Genel Sekreteri