Haberler

Haberler

23 Şubat 1918 de Bolşevikler tarafından şehit edilerek mübarek nâşı denize atılan 1917 Kırım Kurultayı Başkanı, Adalet Bakanı ve Kırım Baş Müftüsü Çelebi Cihan’ı anmak için, 26 Şubat 1961 Pazar günü İstanbul’da Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından ilgi ile takibolunan bir anma töreni tertip edilmiştir.
Demek binasında tertibolunan bu töreni Dernek Başkanı Abdurrahman Benlioğlu özlü bir konuşma ile açmış ve hatip iten aşmasında, Kırım Türklerinin tarihî istiklâl mücadelelerinden bahisle, bu mücadelelerde Çelebi Cihan’ın oynadığı önemli rolü belirtmiş ve törende bulunanları dakikalık ihtiram duruşuna davet etmiştir.
 
Müteakiben kürsüye gelen Av. İbrahim Otar, metnini hülâsaten diğer sayfalarımıza aldığımız konuşmasını yapmıştır. İbrahim Otar’dan sonra, rahatsızlığı sebebiyle törene gelememiş olan millî şairlerimizden Şevki Bektöre’nin, Çelebi Cihan’ın bazı hususiyetleri ve şahsiyetinden bahis yazısı İsmail Noyan tarafından okunmuştur.
Daha sonra, eski Kırım Kurultay üyesi Şefika Gaspıralı’nın, Çelebi Cihan’m şahadetine mütedair bulunan, keza metnini diğer sayfalarımıza aldığımız yazısını Av. Nureddin Altuğ okumuştur. Nihayet arkadaşımız Şükrü Başmak ve Leylâ Kırımdar tarafından okunan şiirlerle törene son verilmiştir.
12 Mart 1981 Pazar günü, Ankara’daki Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından, Aydınlıkevler camiinde öğle namazını müteakip büyük şehidimiz Çelebi Cihan’ın ve diğer şehitlerimiz ve büyüklerimizin ruhuna ithaf edilmek üzere bir mevlûdü şerif okutulmuştur.
*
1 Mart 1961 Cumartesi günü, Ankara’da Azerbaycan Kültür Derneği tarafından, merhum Mehmet Emin Resulzade ve Mirza Bala Kutluk’un ölüm yıldönümleri dolayısiyle, dernek binasında bir anma töreni tertip edilmiştir.
 
Seçkin bir topluluğun hazır bulunduğu tören saat 15 den 18 e kadar devam etmiştir. Toplantıda Resulzade ve Mirza Bâlâ’nın yakın dâva ve mesai arkadaşları Vahap Yurtsever, Mustafa Vekiloğlu, Mehmet Ali Resuloğlu ve Dr. İslâm Tahirbeyli birer konuşma yapmışlar, ayrıca Kırımlı Türkler adına Millî Merkez Başkanı Müstecib Ülküsal ve Batı Türkistanlılar adına da Doçent Tahir Çağatay ihtisaslarını anlatmışlardır.
 
31 Ocak 1884 de Bakû’de doğan ve 6 Mart 1955 de Ankara’da vefat eden Resulzade’yi, istiklâl ve hürriyet aşkiyle yanan herkes tanır. Azerbaycan’ın bu istiklâl mücahidi, bütün ömrünü Türk Azerbaycan’ın hürriyet ve istiklâli uğruna harcamış, kısa da olsa ona istiklâlini kazandırmış, Azerbaycan Cumhuriyetini kurmuş, millî şûrasına reis olmuş ve nihayet Sovyet komünizminin istilâsına uğrayan memleketini dışarıda, yurdundan uzaklarda müdafaa etmiş, millî teşkilât kurarak dünya muvacehesinde hak ve hürriyet iddiasında bulunmuş, bir gün esir yurdunun asîl evlâtlarının hak ve istiklâle kavuşacağını ümit ederek mücadelesine cansiperane devam etmiş bir devlet adamı, bir kahraman, bir inkılâpçı, âlim, fâzıl, muharrir, edip bir insandı. Bundan altı sene evvel Ankara’da Türk kardeşlerinin, ideal yoldaşlarının kucağında hayata gözlerini kaparken bile, ruhu istiklâl ateşiyle yanmakta ve Türk Azerbaycan’ın buna kavuşacağını ümit etmekteydi.
 
Merhum Cafer Kırımer onun için şöyle demişti:
 
«Bir gün O’nun hayatını yazacak bahtlı bir Türk genci, yahut şahsiyetini canlandıracak bir Türk san’atkârı, ömrünün her devrini kavrayıp anladıkça, ne mutlu bana ki, bu yaşamağa değer sayfaları canlandırıyorum diye sevinecektir.»
 
Mirza Bala da aslen Azerbaycanlı olup, 1898 yılında Bakû şehrinde dünyaya gelmiştir. Tahsilini Bakû’da yaptıktan sonra, önceleri, merhum Mehmet Emin Resulzade tarafından Birinci Dünya Harbi esnasında Baku’da yayınlanmış olan (Açık Söz) gazetesinde ilmi, edebî, siyasî yazılar yazmıştır. O zamandan beri millî dâva yoluna sımsıkı bağlanmış olan Mirza Bala, hayatının son nefesine kadar bu ulvî ülkü çığırından ayrılmamıştır.
 
Muhaceretteki Azerbaycan ve diğer mahkûm Türk illeri millî istiklâl dâvalarının büyük önderlerinden olan Mirza Bâlâ’nın ölüm haberi, bütün Türk Dünyası için büyük ve acı bir kayıp olmuştur. Merhum, yazılarını Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde neşretmiş, bu arada milliyetçi Azerbaycan dergilerinde ve İslâm Ansiklopedisi ve Türk İslâm Ansiklopedisinde İlmî yazıları çıkmıştır. Mirza Bala, Kırım hakkında da kıymetli yazılar yazmıştır.
 
Her iki büyük Türk’ü hürmet ve rahmetle anarız.
 
* *
 
Özbekistan Merkezî İstatistik İdaresinin, Taşkentli (Pravda Vostoka) gazetesinin 31/7/1960 tarihli sayısında yayımladığı resmî makamlara göre, nüfus sayımı günü olan 15 Ocak 1959 da Özbekistan Sovyet Cumhuriyetinin nüfusu 8.038.000 kişiden ibaret bulunuyor ve şu halklardan terekküp ediyordu :
Özbek Türkleri 5.038.000
Kazak 335.000
Karakalpak » 168.000
Kırgız » 93.000
Türkmen » 55.000
Kazan 445.000
Azeri » 41.000
Türkistanlı Tacikler 311.000
Ruslar 1.091.000
Koreliler – 138.000
Yahudiler 98.000
Ukraynalılar 88.000
 
Ermeniler 27.000
 
Yunanlılar 20.000
 
Almanlar 18.000
 
Bu arada şunu da kaydetmek gerekir ki, Kazan Türklerinin sayısına 1914 de Kırım’dan zorla tehcir edilen bir kısım Kırım Türk’ü de dahildir. Yahudilerin bir kısmı ise, Türkleşmiş yerli Buhara Yahudileridir.
 
Yukarıda verilen rakamlar gösteriyor ki, Türkistan Türkleri (Özbek, Kazak, Karakalpak, Kırgız, Türkmen Türkleri), Kazan, Azerbaycan, Kırım Türkleri ve Türkistanlı Taciklerle beraber 6.486.000 olup, bugünkü Sovyet Özbekistan’ın kahir ekseriyetini teşkil etmektedirler.
 
(DERGİ’den)
 
 
•k •k
 
Moskova radyosunun 3/11/1960 tarihli yayınında bildirildiğine göre, Nogay steplerinde birçok katlı petrol kaynakları meydana çıkarılmıştır. Bu yataklarda tecrübe mahiyetinde açılan dört kuyudan yüksek kaliteli petrol fışkırmıştır. Bugünkü Sovyet Ukrayna’nın güneyinde ve Kırım’ın Perekop berzahı ile Sivaş denizinin hududunda bulunan Nogay stepleri, adını, bu steplerde birkaç yüzyıl yaşamış olan ve Kırım’ın Rusya tarafından istilâsı üzerine geçen yüzyılın ortalarında Anadolu ve Balkanlara göç eden Nogay Türklerinden almıştır. Nogay stepleri, Kırım Hanlığı devrinde (XVI – XVIII. yüzyıllarda) Kırım Hanlığına, VII-XIII. yüzyıllarda ise Hazar Türkleri, Peçenek Türkleri ve Kıpçak Türklerinin kurdukları devlete dahil bulunuyordu. Nogay steplerinde keşfedilen petrol yatakları şunu ispat ediyor ki, Karadeniz’in kuzeyinde bulunan topraklar üzerindeki muazzam petrol havzası, Romanya’dan başlıyarak, bugünkü Batı ve Orta Ukrayna’ya, oradan da Nogay steplerinden Kırım yarımadasına ve Kuzey Kafkasya’ya kadar uzanmaktadır. Bilindiği gibi, son aylarda Kuzey Kafkasya’nın Kuban, Stavropol bölgeleriyle Çeçen – İnguş Cumhuriyetinde dahi yeni petrol kaynakları meydana çıkarılmıştır.
 
(Dergi’den)

Emel 3. Sayfa 31-32.

 

Emel Dergisi sayı:3. Mart-Nisan 1961

TAVSİYELER

Umudu Yeşertmek İçin El Ele kampanyamız

Kırım Derneği Genel Merkezi organizasyonunda Kırım Vakfı ve Emel Kırım Vakfı’nın katılımı ile 11 ilimizde …