Zafer KARATAY.
5-6 Aralık 2009 günlerinde Vatan Kırım’ın Akmescit şehrinde yapılan Kırım Tatar Millî Kurultayı, meselelerini tartışmış, gereken kararları almıştır. Kurultay, yolbaşçıları Kırımoğlu’nun arkasında durduklarını göstermiştir. Kırım Tatar halkının onun yolbaşçılığına ihtiyacı olduğunu bir kez daha vurgulamıştır. Hiçbir seçime girmeden, güven tazelemeden kendini daimi ve vazgeçilmez lider olarak gören sözde liderlerden tartışılmaz bir şekilde farkını ortaya koyan Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı Mustafa A. Kırımoğlu, ikinci defa görevden ayrılmak ve yeni yolbaşçılara fırsat vermek istemiştir. Ancak, 4 çekimser oya karşılık geri kalan kurultay delegelerinin tamamının oyuyla ortaya çıkan halk iradesine saygı göstererek bir dönem daha Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanlığı görevini sürdürmeyi kabul etmiştir.
Demokrasi, Kırım Tatarlarının ve Kırım Tatar Millî Hareketi’nin en temel ve vazgeçilmez ilkelerinden biridir. Daha 1917 senesinde Çarlık Rusyası’ndaki kargaşa ortamında, seçimler yapmış ve delegelerini seçerek Bahçesaray’daki tarihî Hansaray’da 8 Aralık 1917’de ilk Kurultaylarını toplamışlardı. Kadın milletvekillerinin de olduğu bu Kurultay’da ilk demokratik Türk Cumhuriyeti olan Kırım Halk Cumhuriyeti Anayasasını kabul ettiğini 26 Aralık 1917’de ilan etmişti
Bu tarihî kurultaydan 92 yıl sonra kurultaylarını yapan Kırım Türklerinin önünde iki önemli süreç vardır. Bu iki süreç Ocak ayındaki Ukrayna Cumhurbaşkanlığı ve 2010 Mayıs’ında yapılacak mahallî seçimlerdir. Bunların sonucu sadece Kırım Türklerinin değil Karadeniz bölgesinin, hatta dünya siyasetinin geleceğinde de önemli olacaktır.
Rusya Karadeniz Donanması’nın Akyar’ı (Sevastopol) kullanma süresi 2017 yılında dolmaktadır. Bu anlaşmayı ne pahasına olursa olsun uzatmak isteyen Rusya, Ukrayna Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve mahallî seçimler ile çok “yakından” ilgilenmektedir. Bu seçimlerde anlaşmadan yana bir cumhurbaşkanının seçilmesini, Kırım’da da mahallî seçimlerde Rusya yanlısı güçlerin başarılı olmasını istemenin yanı sıra, bunun için aktif faaliyet içinde olduğu bilinmektedir.
Cumhurbaşkanı Yuşçenko ile cumhurbaşkanlığının en kuvvetli adaylarından olan Başbakan Timoşenko hükûmeti, Rusya’nın filosunu çekmesinden yanadırlar. Uzunca bir zamandır da Sevastopol’de kimi zaman gizli, kimi zaman açıkça Ukrayna ile Rusya arasında egemenlik mücadelesi sürmektedir. Yaşanan güç gösterileri, bilek güreşleri, it dalaşları sonrasında taraflar birbirlerini suçlamaktalar. Bu çekişmede Kırım’da ve Sevastopol’de çoğunlukta olan Ruslar ve bunların kurdukları Rusya yanlısı parti ve teşkilatlar ile Yuşçenko ve Timeşenko’nun muhalifleri de aktif yer almaktalar. Rusya’nın Kırım’da ve Ukrayna üzerinde etkili olmaya çalışmasının tek sebebi elbette donanmasının geleceği değildir. Aynı zamanda kendisi için hayatî önemi olan Karadeniz ve Kafkasya’daki enerji yollarının güvenliği söz konusudur. Rusya-Gürcistan savaşı ile SSCB’nin dağılmasından sonraki pasif sürecin sona erdiği mesajını ABD, batı dünyası ve komşularına net bir şekilde vermiştir. Doğal enerji kaynaklarıyla yeniden güç kazanan Rusya, SSCB’nin dağılmasından sonraki süreçte bölgesinde ve dünyada kaybettiği etkiyi yeniden sağlamak için faaliyet yürütmektedir.
Rusya’yı aktif harekete geçiren bir diğer önemli etken de Gürcistan ve Ukrayna’nın NATO’ya girmek istemeleridir. Rusya ile Gürcistan arasındaki savaş esnasında, Rusya liderlerinin “dünyanın neresinde olursa olsun Rus vatandaşlarını koruyacaklarını” söyledikleri dönemde Rus diplomatların büyük bir hızla Kırım’daki Ukrayna vatandaşı olan Ruslara pasaport dağıttıkları bir gerçektir.
Kırım Haber Ajansı’nın (QHA) verdiği habere göre, Kırım’da çoğunluğu oluşturan Rusları daha iyi ve etkili kullanmak için, Rusya yanlısı siyasî teşkilatların birleşmesi ile oluşturulan ‘Rus Birliği’nin yeni başkanı Dmitriy Polonskiy, Rus Birliği’nin Mayıs’da yapılması planlanan seçimlerde Kırım’da iktidar olacağını idda etti. Bu Birliği, şu beş Rusya yanlısı teşkilat oluşturuyor. Kezlev Rusları Teşkilatı, bölücülük propagandası yaptığı için 4 yıl şartlı hapis cezasına çarptırılan Semyon Klyuev’in liderliğindeki Kezlev Rus Cemiyeti, ‘Rus Knezliği’ Sivastopol Kozak Birliği, Kırım Rus Güçleri ve Opora Krıma (Kırım’ın Desteği). QHA muhabirine konuyla ilgili açıklama yapan ve Rus Birliği’nin ilk basın toplantısında bulunan Ukrayna Halk Partisi (UNP) Kırım Başkanı Nikolay Borisneko, basın toplantısını düzenleyenlerin, yeni teşkilatın malî kaynakları konusunda net cevap veremediklerine dikkat çekerek Rus Birliği’nin Kırım Parlamentosu ve belediye seçimleri için oluşturulan bir proje olduğundan dolayı birliğin ömrünün uzun olmayacağını savundu.
Kiliselerin hareketliliği, maddî kaynakları da göz önüne alındığında Kırım’da Rusya yanlısı hareketlilik ve faaliyetlerin 2009 yılında çok yoğun olduğu görülmektedir. Sovyetler Birliği’nin dağıldığı dönemlerde Kırım’ın Rusya’ya bağlanması çabalarına karşı en güçlü muhalefet Kırım Tatarlarından ve Kırım Tatar Millî Meclisi’nden gelmişti. Kırım’da Ukrain etkisi çok zayıftır. Kırım Tatarlarının en büyük gücü olan birliğini yok etmek ve Kırım’da daha rahat hareket edebilmek için Kırım Tatarlarını bölme girişimleri daima olmuştur. Bu sene içerisinde Ukrayna’nın sınır dışı ettiği Rus diplomatların sınır dışı edilme gerekçeleri arasında “Kırım Tatarları arasında ve Kırım Tatar Millî Meclisi içerisinde Rusya yanlısı kişileri destekleme faaliyetlerinde bulunmak” olduğu Rus basınında yer aldı.
Kırım Tatarları içerisinde yararlanılabilecek, kullanılabilecek, en kolay unsurlar cahil, bağnaz radikal dinci gruplar ile halkından ziyade kendi çıkarlarını düşünen kişilerdir. KTMM Başkanı Mustafa A. Kırımoğlu’na suikast planladıkları iddiasıyla yakalanan iki Kırım Tatarı ve Müslüman olmuş Rus’un radikal bir dinci örgüt üyesi oldukları iddia edilmiştir.
Bu kişilerden birinden Mustafa A.Kırımoğlu daha önce bana bahsetmişti. Bu kişi Sayın Kırımoğlu’na gelerek, yetkililerin evinin elektriğini kestiğini, müracaatlarına rağmen elektrik vermediklerini şikâyet ederek yardım istiyor. Konu araştırılınca epeydir para ödenmediği için elektriğin kesildiği anlaşılıyor. Neden ödemediği sorulunca, kullanılmaya ve her türlü yönlendirilmeye açık bu zavallı kişi “Neden ödeyeyim ki? Allah’ın suyundan elektrik elde ediyorlar. Bedava sudan elde ediliyor. Bunun için para ödemek gereksiz” diyor.
Kırım’da bu benzeri cahil ve bağnaz dinci kişilerin ve grupların giderek sayılarının artması ve bunların farklı güçler ve servislerin kontrolünde olması Kırım Tatarları için büyük tehlike oluşturmaktadır. Kırım Tatar yolbaşçılarına suikast iddiaları ve planları yeni bir şey değildir. Kimler veya hangi güçler tarafından planlanırsa planlansın, kimler tarafından gerçekleştirilse gerçekleştirilsin bundan beklenen faydayı boşa çıkarmak gerekir. Bunu engin tecrübesi ile iyi gören Kırım Tatar Milli Hareketi’nin aksakallı, bilge yolbaşçısı Mustafa A.Kırımoğlu, halkına çağrıda bulunarak, böyle bir şey gerçekleştiği takdirde, karşılığında kesinlikle şiddete başvurmamalarını Kırım Tatarlarından istemiştir. Kırım Tatarları uzun zamandır Kırım’da yapılan tahriklere karşı tepkilerini daima demokratik ve barışçı yöntemlerle ortaya koymuşlardır. Zaten bu demokratik mücadele anlayışı onların tarihi ve vazgeçilmez prensipleridir. Bu mücadele anlayışıyla başarılı olmuşlardır. Mustafa A Kırımoğlu’na bu özelliklerinden dolayı BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nce “Nansen Madalyası” verilmiş, Dünya Demokrasi Hareketi Kırım Tatar Halkını, Kırım Tatar Millî Meclisi ve onun başkanını bu mücadelesi sebebiyle mükâfatlandırmış takdir etmiştir.
Enerji yolları, Karadeniz donanmasının geleceği, batı ve doğu arasında sıkışan Ukrayna ve Kırım’da büyük güçlerin büyük mücadelesi içerisinde Kırım Tatarları kendi arzu, istek ve emelleri dışında gerçekleşen bu mücadele içerisinde birliklerini korumak ve mücadelelerini sürdürmek zorundalar.
Diasporada yaşayanlar Kırım’daki gelişmeleri çok yakından takip ederek yaşadıkları yerlerin kamuoylarını, siyasetçilerini ilgili kişi ve kuruluşları bilgilendirmeleri gerekir. Bunun içinde en doğru ve süratli haber alma kaynağı olan Kırım Haber Ajansı’nın (QHA) desteklenmesi önemlidir.
Kırım’da muhalefet Millî Kurultay, Kırım Tatar Millî Meclisi dahilinde olmalı ve yapılmalıdır. Kırım Tatar Millî Kurultayını ve Millî Meclisi yok sayan bir muhalefet anlayışı sadece başkalarının çıkarına hizmet olur. Kırım’da çıkarı olan ülke ve güçlerin birilerini kullanmak istemeleri doğaldır. Önemli olan buna fırsat verilmemesi, Kırım Tatar halkının ne olursa olsun birlikte hareket etmeleri, millî menfaatlerini göz önünde bulundurmaları önemlidir.
Özellikle Mayıs ayında yapılması planlanan mahalli seçimler için Kırım Tatar Millî Kurultayı ve Millî Meclisi ile sivil toplum örgütleri doğru adayları belirlemeli, bölünmeden mahallî seçimlerden güçlü bir şekilde çıkılmalıdır.
Ukrayna Cumhurbaşkanlığı ve arkasından yapılacak mahallî seçimler sonrasında Ukrayna, Kırım ve Karadeniz bölgesinde suların daha da ısınması, gerginliklerin artması kaçınılmaz görünmektedir. Bölgede dengelerin ve şartların Kırım Tatarlarının aleyhine dönmemesi, döndüğü takdirde de Kırım Tatarlarının bu süreçten en az zararla çıkması için Kırım Tatar Halkının birliği çok ama çok önemlidir.