YENİ KİTAPLAR
Hazırlayan: Özgür KARAHAN
İsmail Gaspıralı ve XX. Yüzyılın Başlarında Türkistan (Temaslar – İlişkiler – Tesir)
Zaynabidin ABDİRAŞİDOV
Selenge Yayınları, İstanbul, 2022.
ISBN: 9786257459426
344 sf. 14,5×21,5cm
xıx. yüzyılın sonunda, Türkistan toplumunun derununda yeni bir reform fikri usulca olgunlaştı. Cedidçilik adıyla anılan bu fikir, bölgenin sosyopolitik konumunda son derece etkin bir rol oynadı. Cedidçilik hareketinin düşünsel temellerini inşa eden kişi, Rus İmparatorluğu topraklarında yaşayan Kırım Türkü İsmail Gaspıralı’ydı. Bu kitabın yazarının da belirttiği üzere Gaspıralı, Türkistan Cedidçileri için bir “öğretmen ve ilham kaynağıydı”. Cedidçilik hareketi, onun faaliyetleri neticesinde 20. yüzyılın başlarında Buhara ve Hive Hanlıklarıyla Rus işgali altındaki Türkistan topraklarına nüfuz etti ve bölge halklarının Türklük bilincine eşsiz katkılar sağladı.
Zaynabidin Abdiraşidov tarafından kaleme alınan ve Hatice Kerimoğlu tarafından Rusça aslından çevrilen, İsmail Gaspıralı ve XX. Yüzyılın Başlarında Türkistan (Temaslar – İlişkiler – Tesir) başlıklı bu kitap, İsmail Gaspralı’nın fikirlerini Rus idaresinde nasıl geliştirdiğini, görüşlerinin Türk aydınları arasında olgunlaşma sürecini, Türkistan’daki eğitim meselesini ve Cedidçilerin bu meseleye getirdikleri reformu merkezine almaktadır. Bu minvalde hem İsmail Gaspıralı’ya hem de Türkistan’daki Cedidçilik hareketine yeni bir soluk getirecek çalışma, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında, Rus ve Hanlık yönetimleri ile Türkistan aydınlarının Gaspıralı’ya yönelik tutumlarını kapsamlı ve nesnel bir şekilde incelemektedir. (Tanıtım bülteninden)
Millî Mücadele’de Kırım Türkleri (1919 – 1922)
Ümit ÖZKAN
Gece Kitaplığı, Ankara, 2022.
ISBN: 9786254302626
258 sf. 16x24cm
Millî Mücadele’nin başarıya ulaşmasında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında pay sahibi olan muhacir toplumlardan biri de Kırım Türkleridir. Onların bu başarılarında; Rusya’nın emperyalist politikaları sonucu meydana gelen göçlerle Anadolu’da ulaştıkları demografik potansiyelleri, nispeten ileri tarım yöntemleriyle elde ettikleri ekonomik güçleri ve at etrafında şekillenen kadim kültürleri etkili olmuştur. Söz konusu özellikleriyle Kırım Türkleri, Osmanlı Devleti’nin son on yılındaki gelişmelerde, özellikle Millî Mücadele’de belirleyici rol oynamıştır. Güney Cephesi’nde Fransız ve Ermenilere; Batı Cephesi’nde ise İngilizlerin desteklediği Yunanistan ve yerli Rumlara karşı Kuva-yı Milliye birliklerinde mücadele etmişlerdir. Bunlar arasında İnce Ali ve Ayşe Çavuş gibi kendi müfrezelerini kurarak Millî Mücadele’ye katkı sunanlar vardır. Kırım Türkleri, ayrıca cephe gerisindeki birçok faaliyete katılmıştır. Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne yönelik faaliyetlerle; millî ordunun iaşe, ulaşım ve haberleşme gibi hayati derecede önem taşıyan ihtiyaçlarının karşılanmasında pek çok Kırım Tatar köyü büyük fedakârlık göstermiştir. 1920 yılının sonlarından itibaren Kırım Türkleri, düzenli orduya katılarak Millî Mücadele’ye destek olmayı sürdürmüştür. Bu bağlamda çoğu II. Abdülhamit döneminde kurulan pek çok Kırım Tatar köyünden yüzlerce genç; süvari, topçu ve piyade gibi çeşitli sınıflarda Türk ordusunda görev almıştır.
Bunların büyük bölümü şehit ya da gazi olarak yeni vatanlarına son görevlerini yerine getirmiştir. Bunun yanında çeşitli sınıf ve rütbeden pek çok Kırımlı subay da düzenli orduya destek vermiştir. Bu tez, XX. yüzyılda Osmanlı nüfusu içinde önemli bir yer işgal eden Kırım Türklerinin, Millî Mücadele’deki rolünü aydınlatmak amacıyla yapılmıştır. Arşiv belgeleri, hatırat eserler, süreli yayınlar ve telif eserlerden yararlanılarak hazırlanan çalışmada, Kırım Türklerinin Millî Mücadele’ye önemli katkılar sundukları görülmüştür.
Kırım ve Kafkas Tarihçesi
Metin ve Sadeleştirilmiş Metin
Ahmed Cevdet Paşa
Hazırlayan: Mustafa Zahit Öner
Büyüyenay Yayınları, 2022, İstanbul.
ISBN: 9786257608749
128 sf. 12×19,5 cm.
Ahmed Cevdet Paşa, gerek tarihçiliği gerek hukukçuluğu gerek devlet adamlığı gerek de allameliği bakımından hem zamanının Türk-İslâm dünyasında hem de Osmanlı Devleti içerisinde yetişmiş âlimler arasında mümtaz bir simadır ki bunun en iyi örneği geride bıraktığı eserleridir.
Okurlarımıza sunduğumuz Cevdet Paşa’nın Kırım ve Kafkas Tarihçesi unvanlı bu eseri de tarihçiliğinin, devlet adamlığının ve ilminin bir semeresi olup kitabın ilk nüvesi 1856 Paris Konferansı’ndan evvel İngiltere Büyükelçisi Lord Stratford Canning’in isteği ve Mustafa Reşîd Paşa’nın vasıtasıyla Kafkasya’nın ahvâlini anlatan bir risale yazmasını istemesiyle atılmıştır. Cevdet Paşa, -Tanpınar’ın ifadesiyle- “kalemi mürekkebe batırdığı andan itibaren kendisini ölümüne kadar o işe bağlanmış sananlardan” olduğu için bu risalesini zaman içinde muhtasar hâlden daha mufassal hâle getirerek ikmâli için çalışmış ve nihayetinde de bu kitap meydana gelmiştir. Eser iki kısım olup evvelâ Kırım Hanlığı’nın tarihçesi ile bâzı Kırım Hanları’nın terceme-i hâlleri açıklanıp incelenmiş sonrasında da Kafkasya coğrafyasının çerçevesi çizilip muhtasar bir şekilde Paşa’nın zamanına kadar tarihi aktarılmıştır.
Neticede hem Osmanlı tarihi hem de İslâm tarihi açısından fevkalâde stratejik noktalarda bulunan Kırım ve Kafkasya’yı ilmi kadar kalemi de kuvvetli olan Ahmed Cevdet Paşa’dan okumak bu kitabı daha anlamlı kılmaktadır. (Tanıtım bülteninden)
Türkistan ve Avrasya Steplerinde Rus Yayılmacılığı & Bir Sömürge İmparatorluğunun Oluşumu (1500 -1800)
Michael KHODARKOVSKY
Selenge Yayınları, İstanbul, Aralık 2021.
ISBN: 9786257459358
360 sf. 14,5×21,5cm
ABD ve Avrupa’nın en prestijli üniversitelerinde bilhassa Rus İmparatorluğu’nun genişleme stratejileri üzerine dersler veren Prof. Michael Khodarkovsky’nin, büyük oranda ilk dönem Rus arşiv belgelerine dayanan bu kapsamlı çalışması, Kiev ve İstanbul arşivlerinde de sürdürdüğü uzun araştırmalarının bir neticesi. Temel olarak, Rusların Türkistan coğrafyası ve Avrasya steplerine yayılması ve kolonizasyon faaliyetlerini ayrıntılarıyla tartışan Türkistan ve Avrasya Steplerinde Rus Yayılmacılığı başlıklı kitabı, Türk tarihini ve modern Türk dünyasının oluşumunu da yakından ilgilendiriyor.
Rusların XV. yüzyıl sonundan itibaren “Moğol/Tatar boyunduruğu”ndan kurtulması ve steplerden gelebilecek yeni bir “kasırga”ya bir kez daha tutulmamak için” vahşi stepler’i itaat altına alma süreci, Rus İmparatorluğu’nun genişledikçe değişen yönetme biçimlerini de ortaya koyuyor. Kırım Tatarları, Kazan ve Astrahan (Tatar) Hanlıkları, Nogaylar, Kazaklar, Kalmuklar, Oyratlar, Mangıtlar, Kumuklar, Çeçenler, Darginler, Mariler, Çuvaşlar, Udmurtlar, Maverâünnehir Hanlıkları, Özbekler, Gürcüler, nihayetinde Osmanlılar, İranlılar, Lehler, Litvanyalılar ve Habsburglar gibi çok sayıda yerel ve bölgesel aktörün ve imparatorluğun sahneye girip çıktığı, coğrafyalar arası ve asırlara uzanan bir rekabetin Moskova (ve bilahare St.Petersburg) merkezli izlerinin sürülebileceği, sürükleyici bir tarih yolculuğu vadeden kitap, ayrıca “sınır”, “sınır bölgesi” ve “nüfuz alanı” gibi tarihi-siyasi kavramları da Rus İmparatorluğu’nun üzerinde hakimiyet kurduğu halkların “medenileştirilmesi” projesinde nasıl işlevsel bir ideolojiye dönüştürdüğünü tahlil ediyor. (Tanıtım bülteninden)
Hazarlar
Altay Tayfun ÖZCAN
Selenge Yayınları, İstanbul, Kasım 2021.
ISBN: 9786257459297
128 sf. 12,5×20,5cm
Hazarların, Asya ile Avrupa kıtalarının Karadeniz’in kuzeyinde kesiştiği, Baltık Denizi’ne kadar uzanan kuzeyin Ortadoğu ile buluştuğu bir coğrafyada kurdukları devlet pek çok açıdan Türk tarihi içerisinde ayrıcalıklı bir konumda bulunmaktadır. En başta bu bölgede hiçbir bozkır halkı Hazarların kurduğu devlet ölçüsünde devamlılığa sahip bir güce erişememiştir. Ve Hazarlar, bunu mücadelelerin tam da ortasında bulunan bir bölgede ve zamanda başardılar. VII. ve VIII. yüzyıllarda, başarıdan başarıya koşan Araplarla Kafkasya’da kıyasıya mücadele eden ve Kırım’da Bizans İmparatorluğu’yla boy ölçüşen Hazarlardı. Rusların ilk faaliyetleriyle karşı karşıya kalan, Peçenek ve Oğuz akınlarıyla yüz yüze gelen, zaferler ve yenilgiler tadan, düşman topraklarının derinliklerine seferler düzenleyen de onlardan başkası değildi. Bütün tehlikelere rağmen 650’li yıllardan 965’e kadar çevresini de etkileyen bir huzur ve istikrar dönemi yaratmayı başardılar. Bugün bilim âleminde Pax Hazarica adıyla anılan dönemin ortaya çıkarılması ancak bununla mümkün olabilmişti. Moşçevaya Balka ve daha başka arkeolojik alanlarda bulunan ticarî ürünlerin Çin’den Suriye’ye, Anadolu’dan kuzey diyarlara varıncaya kadar çeşitlilik göstermesi, Hazarların önemli pay sahibi olduğu bu erken küresel çağın eseridir. Altay Tayfun Özcan Hazarlar adlı kitabında, siyasî tarihinden devlet teşkilatına, iktisadî hayatından şehir kültürüne varıncaya kadar genel hatlarıyla Hazar Kağanlığı tarihini ortaya koyuyor. Ayrıca Hazarların Museviliği kabulleri, çok tartışılan kökenleri ve devletlerinin yıkılmasından sonra arta kalan Hazar bakiyelerinin nasıl bir yol izlediklerini de ele alıyor. (Tanıtım bülteninden)
İstanbul Karaim Cemaati –
Tevrat’ın Kadim Takipçileri
Banu YILMAZ KOLANKAYA
İletişim Yayınları, İstanbul, 2022.
ISBN: 9789750533587
239 sf. 13×19,5cm
“Karaimlik azınlık içinde azınlık bir grup. Azınlık olmanın her türlü sıkıntısını yaşamışlar, ayrıca Yahudi cemaati tarafından da azınlık olarak görülmüşlerdir. Zor bir hayatları oldu her zaman.”
Musevilik tarihinin en içe kapalı ve en kadim topluluklarından biri olan Karaim varoluşu, din bilimcilerince geliştirilen Talmudist/Rabbani Yahudiliği reddederek, sadece Tevrat’ı mevcudiyetinin temeline koyan bir inanç topluluğudur. İstanbul’da yaklaşık iki bin yıllık bir geçmişe sahip olan Karailer, bu kentte hep çok az sayıda mensupla var oldular.
Banu Yılmaz Kolankaya’nın, daha önce antropolojik açıdan ele alınmamış olan İstanbul Karaim Cemaati’ni incelediği kitap, kendilerini Tevrat’ın kadim takipçileri olarak tanımlayan ve bugün İstanbul’da sayısı elli kişiyi geçmeyen bu cemaatin üyeleriyle yaptığı görüşmelere dayanıyor. Ortadoğu’dan göç edenlerin, Sefarad, Kırım ve Rum kültürlerinin yanında bazı Türk ve İslâm geleneklerinin de izini taşıyorlar. Kırım ve başka ülkelerdeki Karaim topluluklarıyla arasında dil, âdetler ve tören gelenekleri açısından önemli farklar olan İstanbul Karaileri, geride kalan az sayıda cemaat üyesinin ifade ettiği gibi belki “son demlerini yaşıyor”
“Tıpkı yaşadığı kentin kendisi gibi, İstanbul Karaimliği’ni de tek bir varoluşla, tek bir kimlik ve tek tip bir inançla tanımlamaya çalışmak, bu topluluğa büyük haksızlık olacaktır. İstanbul Karaim Cemaati tüm renkleriyle, İstanbul’un kendisi gibi kadim, çoksesli, değişen ve dönüşen bir kültür grubu olarak son temsilcileriyle karşımızda duruyor.”
(Tanıtım Bülteninden)
Tatarina
Mehmet ATAMAN
Cinius Yayınları, İstanbul, 2021.
ISBN: 9786257408028
338 sayfa. 13×19 cm.
“Tatarina ile Mehmet Ataman, çift katmanlı önemli bir roman sunuyor. Hassas ve değişimlere gebe bir tarih süreci, Kırım ile Kırımlıların Aktopraklar dedikleri Anadolu, romanın mekânı. Birinci Dünya Savaşı’ndan İkinci Dünya Savaşı sonrasına dek uzayan bir zamanda, Ekim Devrimi, Kırım Tatarlığının dağılımı, Osmanlı’nın sonu, Kurtuluş Savaşı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin doğması ve devrimsel gelişmesi, tanınmış bir Kırımlı ailenin, özellikle kızları Müsemma (Tatarina) ve ailesinin savrulmalarında, onların yaşam süreçlerinin gelişiminde, duygu, düşünce ve davranışlarında yansıyor. Tarihsel ve yaşamsal gerçeklik zemininde sürükleyici olduğu kadar, doğal, diri bir anlatım, tarih ve coğrafya bilgisiyle donanımlı bir roman.” – Yüksel Pazarkaya. (Tanıtım Bülteninden)
Із Алушти віють вітри
(Aluşta’dan Esen Yeller)
Serra MENEKAY
Mayster Knig, Kyiv,2022.
288sf.
Yazar Serra Menekay’ın ilk Türkçe baskısını 2015 yılında yaptığı ve büyük ilgi görerek kısa sürede tükenen Aluşta’dan Esen Yeller – Bir Kırım Türküsü adlı romanı Türkolog Iryna Dryga tarafından Ukrainceye çevrildi.