Gökeşme köyünün Kırım Tatar muhacirleri tarafından kurulduğu kesin olmakla birlikte, köy kurucularının aslen Kırım’ın neresinden oldukları ve kuruluş tarihi bilinmemektedir. Köy halkı genellikle, atalarının Kırım’dan önce Dobruca’ya göç ettiklerini ve “93 Harbi” (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) ile birlikte de Köstence’den Anadolu’ya geldiklerini belirtmektedir.
Ayni ifadelere göre, köyü kuran Kırım Tatar muhacirleri önce Kırşehir’e gelmişler, bilâhare köye yerleşmişlerdir. Halen (1996) köyün en yaşlılarından olan Ahmet Korkut Gökeşme köyünü dedesi Bayraktar uşaklarından Appaz Aqay ile Sadci Memet Aqay’ın kurduğunu kaydetmektedir.
Köydeki Kırım Tatar nüfusu sadece bu kurucu Kırım Tatar grubunun ahfadından müteşekkil değildir. Yine geçtiğimiz yüzyılda Kırım’dan çıkıp bugünkü Bulgaristan o zamanki Osmanlı topraklarındaki Nigbolu havalisine yerleşmiş olan Kırım Tatarlarından bir grup da 1951’deki mecburî göç ile Bulgaristan’dan çıkarılarak Türkiye’ye gelmişler ve Gökeşme köyüne iskân edilmişlerdir. Sonraki yıllarda köye Gümüşhane’den gelen 4-5 hane kadar Türkmen de yerleşmiştir.
Gökeşme köyünün nüfusu halen yaklaşık 120 kişi olup, 22 haneden oluşmaktadır. Bunlardan yaklaşık 15 hane Kırım Tatarlarıdır. Kardeşçe ve uyumlu bir yaşantının hüküm sürdüğü köy de son yıllarda köylerden şehirlere yönelen iç göç dalgalarından etkilenmiş ve nüfusunda eskiye göre azalma olmuştur. Köyden yetişip de yüksek tahsil görmüş olanlar varsa da, bunlar bütünüyle şehre yerleştiklerinden köyle fazla alâkaları kalmamıştır. Köyün ekonomisi esasen ziraate dayanmaktadır (özellikle buğday ve arpa). Bir miktar hayvancılık da yapılmaktadır. Gökeşme’ye elektrik 1977’de, su ise 1992’de getirilmiştir. Köyün zarif minareli şirin bir camisi mevcuttur.
Gökeşme köyünde genel olarak Kırım Tatar dil ve kültüründen büyük ölçüde erime olduğu gözlenmektedir. Köy halkı Kırım’dan geldiklerini iyi bilmekle birlikte, Kırım lehçesi ancak az sayıdaki bir kaç ihtiyar tarafından bir ölçüde konuşulmaktadır. Orta yaşlı nesil ise yalnızca bazı kelimeleri bilmekte ve günlük konuşmalarında kullanmaktadır. Köyde katışıksız Kırım Tatarca konuşabilen kimse kalmadığından köy halkının asil şivesini tesbit edebilmek zordur. Bununla birlikte, mevcut bazı şive özelliklerine bakarak köyün asil halkının Akmescit veya Bahçesaray havalisinden çıkmış olduğu düşünülebilir.
Gökeşme’de genel olarak Kirim Tatar âdetlerinden fazla iz kalmamış görünmektedir. Çocuk doğumunda köy halkına yemek verilmesi ve dua edilmesine ilişkin âdetler, düğünlerde damadın tekbirlerle gerdeğe gönderilmesi, aile büyüklerine karşı gösterilen derin saygı ve (çevredeki diğer köylerden farklı olarak) her yıl hıdrellezin kutlanması eskiden kalabilen özel âdetlerin bazılarıdır. Kaybolan âdetlerin bir parçası olarak Kirim Tatar yırları ve çınlar da unutulup gitmiştir. Yine de ihtiyarlardan Ahmet Korkut gençliğindeki toyları ve çınlaşmaları hatırlamaktadır. Bunlar meyanında,
“Kökçe bolur közleri,
Mertçe bolur sözleri.
Bargan yerge ün salar,
Ayda Qirim qizlari.”
ve
“Bir terekte bes qavun,
Bavirim bütün.
Caniqni ot söndürür,
ìçeber tütün.”
gibi çınları hâlâ ara-sıra zikretmektedir. Ahmet Korkut eskiden çınlaşmanın çok önemli olduğunu, hattâ iyi çınlaşmayı beceremeyenlerin para ile kendileri adına çınlaşacak kimseler tuttuğunu da hatırlıyor.
Gökeşme’de Kırım Tatar kültürünün yaşayan en canlı unsuru hiç şüphesiz ki yemeklerdir. Kırım Tatar mutfağının ilk akla gelen unsurlarından aluşke ve omaç çorbaları, köbete, çibörek, sarburma, salma ve tabaq börek (tataraş) gibi yemekler bugün de eski lezzetiyle köyde pişirilmektedir.
Emel Dergisi 218, Ocak-Şubat 1997. Sayfa 34-35.