Diasporadaki Köylerimizden : Paşakadın Köyü

Paşakadın Köyü, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı olup Eskişehir-Ankara yoluna 1 km. stabilize yol, buradan da Sivrihisar’a asfalt yol ile 20 km. Mesafededir. Köy, kuzeyinde Karacaören ve Karaburun, güneyinde Bahçecik, güney batısında Yaverören, batısında Karakaya, kuzeybatısında Sarıkavak ve doğusunda Kertek köyleri ile komşudur.

Paşakadın köyü, 1902 yılında Kırım’dan göç eden Kırım Tatarları tarafından kurulmuştur. Köyün ilk kurucuları Mehmet Aydoğan ve Kâzım Aydoğan isimli iki kardeştir. Köy devlet tarafından buraya iskân edilmiştir. Köy kuruluşu sırasında Sarıoğulları’nın yaylası olduğundan mera hususunda epey bir tartışma yaşanmıştır. Köyün ilk kuruluş yerinin daha önceleri Ermenilerle meskûn olduğu söyleniyor.

ilk olarak kurulduğunda 150 hanede 1500 kadar bir nüfusa sahip olan Paşakadın’da halen 60 hanede 250 kadar nüfus var. Bu nüfus içerisinde yaklaşık 70 yıldan beri bu köyde yasayan ve Bosna’dan gelen 2-3 hane Boşnak, bir o kadar da Karaçay Türklerinden sâkinler yaşıyor.

Köyde cami 1903 yılında inşa edilmiş olup, o tarihten bu yana ibadete açıktır. İlkokul üç sınıflı olarak 1933 yılında açıldığında 60 civarında öğrencisi varmış.1939 yılında beş sınıflı olmuştur. Bu tarih resmî kayıtlarda 1937 olarak geçmektedir. Köyün ilk öğretmeni “Takınalı Hoca” lâkaplı Mehmet Ok’tur. Halen köyde iki öğretmen, 40 kadar da öğrenci ile eğitime devam edilmektedir. Köyde okur-yazar oranı % 100 olup, 3-4 kişi üniversiteyi bitirmiştir.

Köyün altyapı problemi kalmamıştır. Elektrik 1977’de gelmiş, su ise 1986’da her bir eve dağıtılmıştır. Ulaşımda köy dolmuşu kullanılmakta olup, Pazartesi, Perşembe ve Cumartesi günleri olmak üzere haftada üç gün hizmet vermektedir. Eskiden ulaşım vasıtası olarak da kullanılan at arabaları ile hasat ve harman edilen buğday Beylikahir (Beylikova)
nahiyesine götürülürmüş. Ayni at arabası ile Eskişehir’e iki günde gidip gelen ise parmakla gösterilirmiş. Köylünün sağlık problemleriyle ilgilenmek için belirli zaman aralığında yakındaki Kaymaz nahiyesinden köye sağlık memuru gelmektedir.

Köylünün genel ekonomik seviyesi orta olup köyde oturan hemen herkesin şehirde de bir evi vardır. Başlıca geçim kaynağı tarım olup, tarım yapılan arazi miktarı yaklaşık 40.000 dekardır. Bunun yarısı mera, kalanında da nadas uygulanarak buğday, arpa, yulaf ve nohut gibi ürünler yetiştirilmektedir. Tarım modern aletler kullanılarak yapılmaktadır.

Köyde ilk traktörü 1950 yılında Hacı Faik Özcan almıştır. Köyde halen (1997) 25 traktör, 6 biçerdöver, 5 de otomobil vardır.

Köyde hayvancılık giderek azalan bir sayıyla yapılmaya devam ediyor. Paşakadın köyünde tarım yapılan araziler bulundukları mevkilere göre Otlakiye, Bakırlık, Tombacık ve Karşı Kıbla gibi çeşitli isimlerle anılmaktadır. Köyde 1922 yılından 1930 yılına kadar kıtlık olmuştur.

Çevredeki diğer Kırım Tatar köyleri gibi Paşakadın’da da yakın zamanlara kadar Kırım Tatar âdetleri bütün canlılığıyla yaşamaktaydı. Bu âdetlerin en özgün olanlarından birisi de toylar yani düğünlerdi. Paşakadın’da toylar Perşembe gününden başlar, Pazar günü sona ererdi. Perşembe günü sogum soyulur, qave tüyülür, qatlama ve baqlava pişirilirdi. Cuma günü misafirler gelir, ayni günün akşamına “piliç siyi” adi verilen ağırlama yapılırdı. Cumartesi günü yakın ve uzak yerlerden gelen bütün misafirlerin davet edildiği “üyken aş” verilir, akşamına da kına gecesi düzenlenir, “çiraq” tellenirdi. Pazar günü gelin gelir, akşamına da kiyev (damat) kapanırdı. Kız toyu olursa, qudagıy (dünür) olarak erkek tarafına götürülürdü. Delikanlı toyunda akşamına kiyev trasi yaptırılırdı. Toylarda çınlaşma yapılır, kızlar delikanlıların eline kına koyarlardı.

Paşakadın köyü, Türk Kurtuluş Savaşı ve öncesinde çok sayıda şehit ve gazi vermiştir. Köyde Çanakkale savaşlarında şehitler verilmiş, Yemen cephesinde savaşmış gaziler çıkmıştır. O yıllarda Mehmet Ulu ismindeki bir gazi 16 yıl boyunca aralıksız askerlik yapmıştır. Yine köy sâkinlerinden Yalçın Ayten de 1974’deki Kıbrıs Harekâtı’na katılmıştır.

Köyde eskiden at yarışları için koşu atları beslenir, Kırım Tatar güreşleri yapılırmış. Bu millî âdetler ne yazık ki bugün yerine getirilmemektedir. Köy halkının asil şivesi olan Kırım Tatar Çöl şivesi de hâlâ köylülerin çoğu tarafından konuşulmakla birlikte, giderek fakirleşmektedir.

 


Emel Dergisi 221, Temmuz-Ağustos 1997

TAVSİYELER

KANAL 3 TV’YE KONUŞAN ZAFER KARATAY UKRAYNA RUSYA SAVAŞINI VE KIRIM’IN DURUMUNU DEĞERLENDİRDİ

KARATAY, KIRIM’DA RUS ZÜLMÜ DEVAM EDİYOR VE KIRIM TÜRKLERİ RUSYA İŞGALİNDE YAŞAMAK İSTEMİYOR Kırım Tatar …