İkinci Dünya Savaşında Kırım Türkleri ile Almanlar Arasındaki Münasebetler

İkinci Dünya Savaşında Kırım Türkleri ile Almanlar Arasındaki Münasebetler

O. Ö.
 
«Cumhuriyet» gazetesinin 14.8.1964 tarihli sayısında, Nadir Nadinin «Perde aralığından» başlıklı yazı serisinin, İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye gazetecilerinin Kırım’a yaptıkları gezide karşılaştıkları hâdiseler dolayısiyle kendi düşüncelerini belirten kısmı yayınlanmıştır. Bunlar arasında «1942 yazında Hitler, 130 yıl önceki hatayı harfi harfine tekrarlıyordu. Ne Ukrayna’ya, ne de Kırım Tatarlarına, hattâ ne de Baltık devletlerine bağımsızlık tanımıştı. Tanımak şöyle dursun, (Yeni Nizam) dediği yarınki Avrupa kuruluşunda bu milletlere herhangi bir vaadde bulunmaktan bile kaçınıyor.» denildikten sonra, bir toplantıda bir Kırım Trükünün konuşma şeklini ele alarak, Necmettin Sadak’ın buna verdiği cevapta kurtulmak isteyen milletlerin kendi kuvvetlerine dayanmaları gerektiğini ifade etmesi üzerine bu güzel cevabı dolayısile nerede ise N. Sadak’ın boynuna sarılacağı geldiğini zikretmektedir.
 
Nadir Nadi’nin bu yazısında, Hun, Hazar, Kuman, Peçenek ve daha sonra Orta Asyadan göç edip Kırım’a yerleşen Kıpçak Türkleri için Rusların Türkleri parçalama siyasetlerinde istifade ettikleri Tatar tâbirini eski bir alışkanlığın neticesi olarak kullandığını tahmin etmekte ve bunun üzerinde durmamaktayız.
 
Biz, bu yazımızda, N. Nadi’nin, Macarlardan «Macar Kardeşlerimiz», Bulgarlardan «Bulgar Biraderlerimiz» diye bahsettiği halde, bütün tarihleri boyunca, kendilerini ve vatanlarını Türklük uğrunda fedâ eden Kırım Türklerinden neden bu kadar uzak ve heyecansız bir ifade ile bahsettiği, hattâ, Rusların Kırım Türklerini nasıl imha ettiği üzerinde neden hiç durmadığı mevzuunu da ele almayacağız. Bu yazımızda, Kırım Türklerinin, İkinci Dünya Savaşında da Rus esaretinden kurtulma ve kendi mukadderatlarına hâkim olma yolunda ne kadar uğraştıklarını, kan döktüklerini ve Almanlarla nasıl çekiştiklerini aydınlatmağa çalışacağız.
 
* * *
Bir Türk yurdu olan Kırım’da, İkinci Dünya Savaşı sırasında Kırım Türklerinin gerek Bolşeviklere ve gerek Almanlara karşı millî varlıklarını, millî egemenliğini ve 160 yıldır mahrum edildikleri bağımsızlıklarını korumak ve elde etmek için yaptıkları mücadeleleri, hâdiselerin oluş ve neticelerini, o günkü şartlar içinde tetkik, tahlil ve hükme bağlamak lâzımdır.
 
Kırım’ın Karadeniz’deki stratejik mevkii dolayısiyle gerek Çar ve gerek Bolşevik idaresinin uyguladığı idari ve sosyal sistem, daima, bu toprakları Türklerden temizlemeğe doğru olmuştur. Bilhassa Bolşevik idaresinin çok şiddetli ruslaştırma siyaseti, halkın millî varlıklarından mahrum edilmesini, İktisadî alanda sefaletini sür’atle arttırmağa doğru yöneltilmiştir. Bu arada millete yol gösterecek, millî varlığın muhafazasında en büyük rolü oynayacak münevverlere karşı hususi bir imha siyaseti takip edilmiştir.
 
Bolşeviklerin Kırım’daki bu zâlim siyasetleri ve halkı imha plânları, telâfisi çok zor zararlara sebebiyet vermiştir. Kırım Türkleri, terrör, tazyik ve ruslaştırma siyaseti karşısında teşkilâtsız, himayesiz, zayıf ve kuvvetsizdi. 2/11/1941 de Almanların Kırım’a girmeleri ve en son mukavemet noktaları olan Akyar’ın ele geçirilmesiyle Bolşevik idaresine son verilmiş ve bu topraklar Alman askerî idaresi altına geçmişti. Bu durum karşısında halk, imkânsızlıklarını düşünmeden, 1918 de Alman ordusunun Kırım’ın Bolşeviklerden kurtarılmasına yardımını, «Kurultay» la Hükümetini tanıdığını düşünerek egemenliğine kavuşmak üzere silâha sarılarak Bolşeviklere karşı koymuş, Kırım’a giren Alman ordusu ile tarihî düşmana karşı işbirliği yapmıştır. Alman işgali sırasında teşkil edilen gönüllü birlikler, dağlara kaçan bolşevik partizanlarını takibe, Kerç ve Akyar muharebelerine iştirak etmiştir. Bu hareket, 1917 – 1918 yıllarındaki Kırım istiklâl teşebbüslerinin halkın şuurunda yerleşen tezahüründen başka bir şey değildir. Gaye, ne suretle olursa olsun Rus hâkimiyetinden kurtulmak, maddi ve manevî haklarına sahip olmaktı. Bunu kazanabilmek için de Almanların kendilerine ne dereceye kadar hak tanıyacağını hesaba katmadan Kırım Türklerinin son varlığını da ortaya atarak mücadeleye giriştiğini ve tarihî vazifesini yaptığını görmekteyiz.
 
Buna mukabil Almanlar, Kırım’ı işgal edince derhal askerî idareyi kurmuşlar ve bütün işgal müddetince bu idareyi devam ettirmişlerdir. Alman hükümeti gerek işgal sırasında ve gerekse sonraları Kırım’ın ne gibi haklara sahip olacağını söylememiştir. Kırım işleri Şark bakanlığındaki «Ukrayna işleri bürosu» yanında «Kırım masası» tarafından yürütülmüştür. Kırım’daki askeri idare ise, Kırımlıların 20,000 e yakın gönüllü vermek suretiyle vatanlarının Bolşeviklerden temizlenmesine yardım etmelerine karşılık hiç bir suretle idari işlere karışmasına müsaade etmemiştir.
 
Umumiyetle durum şu şekli arzediyordu :
 
1 — Kırım için hiç bir siyasi hak tanınmamış ve tanılacağına dair de katî bir şey söylenmemiştir. İşgal makamlarının yetkilileriyle yapılan görüşmede:
 
a) Kırım’a istiklâl tanınması, tanınmadığı takdirde bunun için teminat verilmesi,
 
b) Dinî ve millî âdet ve ananelerin ihyasına imkân verilmesi.
 
c) Hariçteki Kırımlılardan Kırım’a gelmek istiyenlerin derhal yurda getirilmeleri,
 
ç) Bir toprak programının yapılması,
 
gibi ana mevzular bahis konusu edildiği zaman, alınan cevap : (Bu dâvalar burada halledilemez, bugün için aktüel değildir, Führer’in halledeceği mevzulardır.) şeklinde olmuştur.
2 — Almanlar, temas ettikleri ve Kırım’ın bir çok meseleleri hakkında görüştükleri millî hareket mümessillerine resmî mümessil nazariyle bakmamışlardır. Ancak Şark Bakanlığı bünyesinde «Kırım Leitstelle» 1943 te faaliyete geçtikten sonra buradaki mümessiller Kırım Türkleri resmî mümessili olarak tanınmıştır.
 
3 — Kırım’daki Alman makamlarının muvafakatleriyle kurulan belediye teşkilât reislikleriyle, köy muhtarlıklarına ve İktisadî işletmeler müdürlüklerine Türkler getirilmemiştir. Bunlar Rus, Ukrayin ve Rumlar arasından seçilmiştir. Müracaat ve şikâyete rağmen Türk unsurunun % 90 nisbe-tinde ekseriyeti teşkil ettiği (Bahçesaray gibi) şehirlerde bile bu anormal durumun izalesi cihetine gidilmemiştir. Pek mahdut yerlerde şehir ve belediye meclisi azalıklarına Türkler getirilmiştir.
 
Akmescit belediyesinin memur ve müstahdeminin % 10 kadarı Türklerdi. Kırım şehirlerinde -Bahçesaray dahil olmak üzere- belediye reisleri Rus veya Rumlardandı. Viko namı verilen mahallî İktisadî teşekküller de -Karasu ve Sudak şehirleri müstesna-, kamilen Ruslar’ın elinde idi.
 
4 — 3/1/1942 de Akmescit şehrinde bir camide yapılan toplantıda Kırım Türkleri’nin ulusal ve sosyal ihtiyaç ve gönüllü harakâtiyle uğraşmak üzere «Akmescit Müslüman Komitesi» kurulmuştur. Bu komite faaliyetinin bütün Kırım’a şamil olmasını arzu etmiş ise de buna muvaffak olunamamış, diğer şehirlerde de ayrı ayrı müstakil müslüman komiteleri kurulmuştur. Bu Müslüman Komiteleri ancak şu işlerle meşgul olabilmiştir:
 
a) Alman makamlarına Müslümanlar’ın rica ve ihtiyaçlarını bildirmek,
 
b) Gönüllü askerlerin ailelerine maddî yardımda bulunmak,
 
c) Dinî kurslar açmak, bu sahada adam yetiştirmek ve idare etmek, ç) Harp dolayısiyle bir şehirden diğerine göçenlere yardım etmek,
 
d) Camileri tamir etmek,
 
e) Bolşevizm aleyhinde propaganda yapmak,
 
f) Halk ihtiyaçlarını temin için mağazalar açmak,
 
g) Gazete çıkarmak (Akmescit Müslüman Komitesi «Azat kırım» namiyle haftada iki defa neşrolunan bir gazeteyi 11/1/1942 de çıkarmağa başlamıştır. Haftalık tirajı on bindir. Fazlasına kâğıt müsaadesi verilmemiştir),
 
h) Gönüllü askerlere dinî konferans ve vaaz vermek, askere yemin ettirmek ve askerî mahkemelerde bulunmak,
 
i) Mektepler açmak, bunlara hoca ve kitap temin etmek.
 
Alman makamları tarafından Müslüman Komiteleri’nin hukukî durumları tesbit edilmemiştir. Akmescit Komitesi’nin yalnız dinî işler şubesi, dinî işlerde merkezî bir yer addedilmiş ve bu sahada 150 yerde mümessillik kurmuştur. Bu teşekküller kendi gelirleriyle çalışmışlardır.
 
5 — Her tarafta ve her sahada umumiyetle Rus tercümanlar kullanılmıştır. Bunların halka pek çok zararı dokunmuştur.
 
6 — Bolşevikler tarafından Kırım’dan sürülenlerin Kırım’a girmesine müsaade edilmemiştir. Bunlar Militopol’e kadar geldikleri halde Kırım’a alınmamışlardır.
 
7 — Sokak adlarını gösterir levhalar rusça ve almanca yazılmıştır; Türkçe yazılmamıştır.
 
8 — Kırım radyosunda rusça ve almanca yayın yapılmıştır. Türkler için yalnız cuma günleri millî yayın yapılmış, bu arada yarım saat Kuran da okunabilmiştir.
 
9 — Bütün Kırım Türkleri’nin dinî işlerini yürütecek bir müftünün seçilmesine müsaade edilmemiştir.
 
10 — Neşriyat sahasında, tarihteki Kırım millî hareketlerinden, millî kahramanlardan, Türk dünyasiyle olan yakınlık, birlik ve beraberlikten bahsedilmesine müsaade edilmemiştir.
 
11 — İşgal zamanında işçi olarak Almanya’ya gönderilenlere ve Bolşevik ordusundan kaçarak Almanlar’a iltica edenlerle, esirlere Kırım’a dönme müsadesi verilmemeştir.
 
Türkler’in yurtlarını Bolşevikler’den kurtarmak emeliyle derhal silâha sarılmaları ve yirmi bine varan gönüllü mevcutlariyle bir taraftan harp sahasında mücadeleye girişmeleri, diğer taraftan 23 yıllık Bolşevik idaresinin her fırsatta ve her sahada münevverlere karşı olan imha siyaseti, belki de bütün işlere yetişmiş ve mütahassıs eleman bulma imkânını azaltmıştı. Fakat tarihî düşman Bolşevikler’in bile Kırım Türkeri’nin elinden alamadığı haklarını Alman işgal makamlarının nazarı itibara almamaları hiç bir mâzeretle tevil edilemiyecek bir hâdisedir.
 
Yukarda kısaca belirtilen anormal durumun giderilmesi ve Kırım Türkleri’ nin İnsanî ve millî haklarının temini için, Alman şark ve hariciye bakanlıklarına Kırım Müslüman Komiteleri’nin ricaları namı altında bir muhtıra ve gene o tarihlerde Berlin’de bulunan temsil heyeti tarafından Hitler’e başka bir muhtıra verilmiştir. Birinci muhtıraya, ayrıca Bahçesaray halkının hususi bir muhtırası, müftülük ve vakıflar hakkında muhtıra, gazete ve neşriyat hakkındaki muhtıralar eklenmiştir. Bu muhtıralarla talep edilen haklar hülâsa olarak şu mevzulara taallûk ediyordu.
 
Sosyal konular :
 
1 — Hukukî durumları tesbit edilmeyen Kırım Müslüman Komiteleri’nin Alman devletiyle olan münasebetlerinin daimî ve esaslı bir anlaşma ile tesbiti,
2 — Kırım’da üyeleri halk tarafından seçilecek merkezî bir müslüman komitesinin kurulması,
 
3 — Alman makamlarının Kırım Türkleri’ne ve sosyal işlerde çalışan elemanlarına tam emniyet ve itimatları,
 
4 — Kırım Türkleri’nin idari ve İktisadî alanda görev almalarına müsade edilmesi,
 
5 — Hariçte bulunan Kırım Türkleri’nden Kırım’a girmek istiyenlere müsade edilmesi (Bilhassa doktor, mühendis, ziraat mütahassıslarına, öğretmen ve din adamlarına, muhtelif san’atkârlara şiddetli ihtiyaç vardır),
 
6 — Bolşevikler tarafından sürgün edilenlerin ve bilhassa Militopol’de toplanmış bulunanların Kırım’a girmelerine müsade edilmesi,
 
7 — Hâlen Almanya’da, Ukrayna’da ve Kırım’daki esir kamplarında bulunan Kırımlılar’ın serbest bırakılması,
 
8 — Almanya’da bulunan Kırımlı işçilerin Kırım’a dönmelerinin lüzumu,
 
9 — Kırım şehirlerinde ve büyük köylerde giyecek ve yiyecek maddeleri satan dükkânların açılmasına müsade edilmesi,
 
10 — Kırım’da rusçanın resmî lisan olarak devamının menedilmesi ve türkçenin resmi dil olarak kabulü,
 
Dinî Konular :
 
1 — Kırım’da halk tarafından seçilen bir müftünün çalışmasına müsade edilmesi,
 
2 — Vakıfların iadesi ve bunun hususî bir idare tarafından yönetilmesine müsade edilmesi,
 
3 — Akmescit şehrindeki idareî şeriyye binasının müftülüğe verilmesi,
 
4 — Kırım’da bir medrese meydana getirilmesi, dinî tedrisata tam bir serbestlik verilmesi,
 
6 — Romanya’da bulunan din adamlarının Kırım’a girmelerine müsade edilmesi,
 
7 — Askerî imamların kabul ve tâyinleri,
 
8 — Müslüman memleketlerinden Kuran ve din kitabı getirilmesine müsade edilmesi,
 
9 — Belediye bütçelerinden dini idarelere yardım edilmesi,
 
Maarife ait konular :
 
1 — Kırım’da merkezî bir maarif idaresinin kurulması ve bu idareye yetki verilmesi, 
2 — Kırım belediyelerinin maarif ve kültür şubelerindeki Kırım Türkleri’nin sayısının arttırılması,
3 — Millî Türk mekteplerinin sayısının arttırılması,
4 — Türk mekteplerinin ihtiyacı olan kitap ve malzemenin teminine yardım edilmesi, 
6 — Kırım dışında yaşayan Kırımlı öğretmenlerin memlekete girmelerine müsade edilmesi, 
7 — Mektep çocuklarına ayakkabı ve elbise gibi zarurî eşyanın temini, Romanya, Bulgaristan ve Litvanya’da bu eşyanın iane şeklinde toplanmasına müsade edilmesi…
 
Propoganda, matbuat ve güzel san’atlara ait konular :
 
1 — Neşriyatına 11/1/19422 de başlayan ve haftada iki defa çıkan (Azat Kırım) gazetesini Kırım resmî gazetesi olarak tanımak,
 
2 — Azat Kırım gazetesinin haftada üç defa çıkartılmasına ve haftalık tirajının onbeşbine yükseltilmesine müsade edilmesi,
 
3 — Kırım’da edebî bir mecmuanın yayınlanması için Berlin veya Romanya’dan Türkçe hurufat getirilmesine yardım edilmesi,
 
4 — Gazetenin ve neşriyat kadrosunun inkişafı için Kırım dışında bulunan münevverlerin Kırım’a girmesine müsade edilmesi,
 
5 — Millî bir tiyatronun kurulması için Kırım sahnelerindeki Rus idare elemanlarının gösterdikleri engeller son verilmesi,
 
6 — Kırım millî tiyatro heyetinin Almanya ve Romanya’ya seyahat tertip etmesine müsade edilmesi,
 
7 — Kırım radyosunda türkçe neşriyat yapılmasının sağlanması,
 
8 — Gönüllü birliklerin millî bayrak ve millî armayı kullanmalarına müsade edilmesi,
 
Görüleceği gibi en tabiî ve asgarî hakları ihtiva eden, Şark ve Hariciye Bakanlıklarına verilen bu muhtıralardan başka, durum ayrıca bakanlıkların yetkili şahıslariyle, Propoganda bakanlığına da izah edilmiş, Alman işgal makamlarının Kırım Türkleri’ne yapmış oldukları muamelenin iyi bir mukabele olmadığı anlatılmıştır. Muhtıralara ve şifahî taleplere karşı alınan şifahî cevap şu konularda olmuştur.
 
1 — Şark Bakanlığı yakında Kırım Türkleri’ne muayyen haklar verecektir. Fakat bu günden neler olduğu söylenemez.
 
2 — Alman İş Bakanlığı çıkardığı bir kararla artık Kırım’dan hiç bir Türk’ün Almanya’ya getirilmemesini sağlayacaktır. Almanya’da bulunanların ise Kırım’a dönmelerine müsade edilmiştir. Fakat kış dolayısiyle nakil işi geri bırakılmıştır.
 
3 — Kırım Türklerinden 50 gencin Alman üniversitelerinde okuyabilmeleri için, Şark Bakanlığı masraflarını vermeği kabul etmiştir.
 
4 — İhtiyaç duyulan kitapların baskı ve tertibi için lüzumlu hurufat ve mütahassıs elemanların Kırım’a girmesine müsade edilmiştir.
 
Not: Bu yazı, merhum Cafer Seydahmet Kırımer’in hususî arşivinden istifade edilerek yazılmıştır.

 
Emel 25. Sf.15-20.

TAVSİYELER

ZAFER KARATAY KANAL 3 TV’DE KIRIM İŞGALİNİ VE KURSK OPERASYONUNU DEĞERENDİRDİ

ZAFER KARATAY KIRIM İŞGALİNDEN,KURSK OPERASYONUNA GELEN SÜRECİ DEĞERLENDİRDİ Afyon merkezli yayın yapan Kanal 3 TV …