Emel Kırım Vakfı ve Kırım Türklerinin 94 yıllık sesi Emel dergisinin Rusya işgali altında Kırım’daki insan hakları ihlallerine ve haksızlıklara dikkat çekmek ve Rusya’nın haksız yere hapse attığı kardeşlerimize destek olmak amacıyla başlattığı kampanyanın 2. aşaması olan DAİMA BEKLEYECEĞİM BALAM adlı fotoğraf sergisi ve etkinlikleri İstanbul’daki sergi ile 5 Ekim Cumartesi günü başladı.
🔴 Kırım Tatar siyasî tutsaklara dikkat çekmek amacıyla Emel Kırım Vakfı, İstanbul’da fotoğraf sergisi ve konferans düzenledi pic.twitter.com/ktkmYjPqxr
— QHA – Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) October 5, 2024
18 Mayıs 1944 Kırım sürgünün 80. Rusya’nın Kırım’ı işgalinin 10 yılında yapılan bu etkinliklerin ilki 5 Ekim 2024 Cumartesi günü saat 14 00’te Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı ve Emel Kırım Vakfı işbirliğinde, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın Fatih’teki merkezinde yapıldı. Fotoğraf sergisinde evlatları Rusya’nın çeşitli hapishanelerinde esir tutulan 16 Kırımlı ana ve evlatları yer alıyor. Etkinliğin devamı 6 Ekim’de Gebze’de, Ekim’de Ankara’da ve 5-12 Ekim tarihlerinde Eskişehir’de gerçekleştirilecek.
35 yıldır devam eden Süleymaniye Kürsüsü konferansları kapsamında Altuğ Fonu’nun destek olduğu ve TDAV’ın ev sahipliği yaptığı etkinliklerin açılışı Kırım konulu oldu.
Etkinlik saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.
Açılış konuşmasını Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilsky yaptı:
“80 yıl önce Kırım Tatarları totaliter Sovyet rejimi tarafından sürgüne gönderildi. Bu bir soykırım suçuydu. Vatanlarına dönen Kırım Tatarları Ukrayna’da bir umut ile yaşarken 2014’te Rusya tarafından işgal edildi. 2022’de Rusya tekrar Ukrayna’ya saldırdı. Şu anda yarımadadaki işgalciler Kırım Tatarlarına baskı yapıyorlar. Birçok Kırım Tatarı hapiste. KTMM yasaklandı.
Kremlin’in yeni suçları ancak geçen yüzyılın suçlarının faillerinin hiçbir zaman adalet önüne çıkarılmaması nedeniyle mümkün oldu. Cezasızlık duygusu Kremlin’i en korkunç zulmü tekrarlamaya teşvik etmiş ve etmeye devam ediyor. Bu kısır döngü ancak Ukrayna’ya Rus saldırganlığını yenmek, Ukrayna topraklarını işgalden kurtarmak ve suçluları adalete teslim etmek için ihtiyaç duyduğu tüm desteğin sağlanmasıyla kırılabilir.
Uluslararası toplumu, uluslararası hukukun temel ilkelerine uymasını ve geçici işgal altında bulunan Ukrayna topraklarındaki insan hakları ihlallerini durdurmasını sağlamak, ayrıca tüm siyasî tutsakları serbest bırakmaya zorlamak için Rusya’ya uygulanan baskıyı artırmaya çağırıyoruz.
Kırım Tatarlarının özgürce kendi topraklarına dönebilmeleri için Rusya’nın savaş suçlarına ve korkunç baskılarına son vermeliyiz. Rus işgalinden arınmış bir Ukrayna’ya ait Kırım’da, yerli Kırım Tatar halkı geleceğe, güvenliğe, kalkınma ve refah fırsatlarına sahip olacaktır.”
Konferansın ilk konuşmasını EKV Başkanı Zafer Karatay yaptı. Karatay konuşmasında:
Kırım ve Ukrayna’nın işgali yeni acılar getirdi. Kırım on buçuk yıldır işgal altında. Aslında Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 2022 değil 2014 yılında başladı. Elbette ki bu işgalin ilk mağdurları Kırım Tatarları oldu. Dünya Kırım Tatar Kongresi Yönetim Kurulu genç üyesi arkadaşımız Ervin İbrahim 8 yıl önce kaçırıldı. Haber alamadık. Bir çok masum Kırım Tatarı hapiste tutuluyor. Bu insanlarımızı yalnız bırakmamak için geçtiğimiz yıl İnsan Hakları gününde bir mektup kampanyası başlattık. Onların ve ailelerinin sahipsiz olmadığını gösterebilmek için harekete geçtik. Çok yakın zamanda özgürlüğüne kavuşan ve şimdi burada bizlerle birlikte olan Nariman Celal’in sözünü sizlerle paylaşmak isterim: “Hapishanelere gelen mektuplar karanlık ve dipsiz bir kuyunun kenarında duran bizleri hayata bağlayan ipliklerdir.” Bu gönderilen mektuplar, kartlar vatandaşlarımıza moral olmaktadır.”
Ukrayna Cumhurbaşkanlığının Kırım Temsilciliğinin verilerine göre halihazırda Kırım’da 218 kişi yasa dışı olarak alıkonuldu. Bunlardan 132’si Kırım Tatarıdır. Ve bu siyasî tutsakların 214 tanesinin henüz 18 yaşını doldurmayan çocukları babasız büyüyor.
Ukrayna’nın işgalci Rusya’ya karşı mücadelesi çok önemlidir. Ukrayna kazanamazsa Türk Dünyasının geleceği de tehlike altında olacaktır.”
Zafer Karatay’ın ardından Ukrayna ZMINA İnsan Hakları Merkezi proje yöneticisi Victoria Nesterenko söz aldı.
“Rusya’nın bütün suçları kayıt altına alınıyor. Bu suçların faillerinin zamanı geldiğinde mutlaka ceza almaları lazım. İşgal sonrasında Kırım’da yaşayan vatandaşlarımızla iletişim imkanları da zorlaştı. Bu sergi, şimdi acılarını öğreneceğiniz annelerin seslerini dünyaya duyurabilmek için çok önemli bir faaliyettir. Bu kadınlarımız tüm dünyadan destek bekliyorlar.
Hapisteki Kırım Tatarları serbest bırakılsın!”
Elvin Kadir konuşmasında
“Atalarımız Kırım’dan Türkiye’ye Çarlık Rusyasının baskısı ile göç etmek zorunda kaldılar.1944’te Sovyetler halkımızı sürgün etti. Şimdi de 2014’te yeni bir baskı dönemi başladı. Bu hadiselere bir anne, baba, eş gibi bakınız. Siz olsanız neler hissedersiniz? O zaman daha iyi anlayacaksınız. Kırım’daki Tatarlar sizden destek bekliyorlar. Türkiye’deki Kırım Tatarları büyük bir güç. Türkiye’de yapılan kara propagandaya, fitneye kanmasınlar.
Ağır hasta olan tutuklular var. Ölümü bekliyorlar. Bu insanlarımız uluslarası hukuka aykırı olarak hapiste tutuluyorlar. Ne acıdır ki son günlerinde ailelerini göremiyorlar. Dualarınızı eksik etmeyin. Herkes elinden geldiğince destek olsun.”
Sonra sözü Ukrayna ve işgalci Rusya arasında yapılan son esir takasıyla hürriyetine kavuşan Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı Nariman Celal aldı.
Aranızda olabilmekten çok mutluyum. Vatanımız işgal edildi. Kan dökülmeden Kırım’ı aldık, dediler. İnanmayın. İşte burada resmi olan Ervin dostu, kardeşim 8 yıldır kayıp.
Ukrayna cephede vatanını savunuyor. Türkiye Cumhuriyeti bize çok destek veriyor. Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan şahsen çok destek oluyor. Kırım ukrayna’nın parçasıdır, diyor. En son Kırım Platformu toplantısındaki mesajından ruslar hiç memnun olmadılar.
Rusya, Kırım Tatarları işgalden memnun, diye propaganda yapıyor. Hep gülen fotoğraflar görüyorsunuz ama o yüzler fotoğrafta gülerken yürekleri ağlıyor.
Rusya toprağımızı aldı, insanlarımızı da alıyor, öldürüyor. Kırım’daki siyasi tutukluların üçte ikisi Kırım Tatarı. Bunlar içinde ağır hasta olanlar var ve onlar kasten öldürülüyorlar. Bu Rusya kanunlarına bile aykırı. Hapiste hastalanıp 40 kilo kaybeden insanlarımız var.
Hapiste tutulurken en çok endişelendiğim konu ailemdi, çocuklarımdı. Bana 17 yıl hapis verdiler. Yeni doğmuş bebeğim 17 yıl sonra beni tanıyacak mı, diye düşünüyordum.
Babasını hiç görmemiş bebekler var. Babasını fotoğraftan tanıyan çocuklar var. En acısı, zar zor babasını ziyarete gelen bir çocuk hapis şartlarında çökmüş babasını tanıyamayıp babam nerede diye ağlamasıydı…
Ben evimden 6000 kilometre uzağa götürüldüm. 8 bin, 9 bin kilometre uzaklara götürülüp hapsedilenler var. Aileleri görüşmeye bile gidemiyorlar. Çok da pahalı. Vatandaşlarımız yardımcı oluyor da o şekilde yola çıkabiliyorlar.
Kırım Tatarları Müslüman. Ama bize helal yemek vermiyorlar. Beni Sibirya’ya gönderdiklerinde yolda üç gün boyunca bana domuz eti ve su verdiler. Üç gün boyunca su ile oruç tuttum.
Hapishanede genç bir Özbek ile aynı hücrede kaldım. İkimiz de hastalandık. Çok ateşlendik. Bırakın ilaç vermeyi yatmamıza bile izin vermediler. Oturmak zorunda kaldık. Ne kadar vakit sonra doktor olduğunu söyledikleri biri geldi. 10 dakika “muayene” etti. Yeteri kadar hasta değilsin, dedi. İlaç ve istirahat vermedi.
İnşallah masum insanlarımız kurtulsunlar. Bu analarımıza gün bayram olsun.
Bu mevzuda konuşun, paylaşın. Haber verin, malumat verin. Rusya’nın Türkiye’de Kırım’da, Ukrayna’da ve Avrupa’da güçlü bir propagandası var. Sizler dünyaya gerçekleri duyurun.
Konferansın sonunda Türk dünyasının tanınmış müzisyenlerinden Bünyamin Aksungur, Rus hapishanelerinde tutuklu bulunan Kırım Tatar esirlerinin yazdığı, “Kırım Yiğitlerinden Rus Hakimlerine” isimli marşı ilk defa seslendirdi. Ardından da etkinliğe katılan misafirlere Çibörek ikram edildi.
Bir sonraki sergi ve konferans 6 Ekim Pazar günü Gebze’de gerçekleştirilecek.