2010 YILINDA KIRIM’IN GÜNDEMİ

Özgür KARAHAN.

Kırım’a ilişkin 2010 yılına ait siyaset, uluslar arası ilişkiler, toprak meselesi, günlük yaşam, dil, kültür, sanat ve spor konularındaki gündemine dair önemli haberleri tasnif ederek bir derleme yapmaya çalıştık. Bu çalışmayı yaparken kullandığımız en öncelikli kaynak Qırım Haber Ajansı’nın sunduğu haberler oldu. Binlerce haber ve fotoğraftan oluşan arşivinden faydalandığımız Qırım Haber Ajansı’nın çalışanlarına teşekkür ederiz.  

Siyaset

Ukrayna Devlet Başkanlığı Seçimleri

2010 senesi Kırım ve Ukrayna’nın siyaset sahnesinde önemli değişikliklerin olduğu bir yıl oldu. Ukrayna’nın Sovyetler Birliğinden 1991’de bağımsızlığını ilan etmesinden beri yönetime gelecek beşinci devlet başkanını belirleyecek olan iki turlu seçimler 17 Ocak ve 7 Şubat’ta gerçekleştirildi. İlk tura katılan 18 adaydan en fazla oyu alan Rehioniv (Bölgeler) Partisi lideri Viktor Yanukoviç (%35) ve dönemin başbakanı, Batkivşçına (Atayurt) Partisi başkanı Yuliya Timoşenko (%25) ilk iki sırayı alarak 2. tura katılma hakkı elde ettiler. Halkın 2004 sonundaki “Turuncu Devrim” ile devlet başkanlığına getirdiği Viktor Yuşçenko ise ancak %5 seviyelerinde oy alabildi ve yarış dışında kaldı. 7 Şubat’taki ikinci turda saflar daha belirginleşti ve Rusya sempatizanı görüşleri ile bilinen muhalefet lideri Viktor Yanukoviç %48,95’lik oy oranıyla zaferini ilan etti. Timoşenko ise %45,47 oranına erişebildi. Ukrayna Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce 5 – 6 Aralık 2009 tarihlerinde yapılan Kırım Tatar Millî Kurultayı, seçimlerin ilk turunda demokrat adayları destekleme kararını alırken, ikinci turda desteklenecek adayı belirleme görevini Kırım Tatar Millî Meclisine vermişti. Kırım Tatarlarının en üst yetkili seçilmiş temsil organı Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) ikinci turda demokrat aday Timoşenko’yu destekleyeceğini açıkladı ve Timoşenko Kırım genelinde %17,3 oranına ulaştı. Buna karşılık Rus yanlısı Mavilerin Kırım’da %78 oy alması hiç de şaşırtıcı olmadı. Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, QHA’ya yaptığı açıklamada Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in politikasının Kırım Tatarlarının durumunu olumsuz etkileyeceğini söyledi. Kırımoğlu, seçim kampanyası Rusya yanlısı sloganlardan oluşan Yanukoviç’in cumhurbaşkanlığında Ukrayna’nın doğu ve batı olmak üzere iki cepheye bölüneceği uyarısında bulundu.

Ukrayna’nın yeni hükümeti

Yanukoviç 25 Şubat’ta yemin ederek görevine başladı. Böylece Bölgeler Partisi başkanlığına yükselen Mıkola Azarov da 11 Mart’ta başbakanlığa atandı. İçişleri bakanlığına ise Kırım Tatarlarına karşı düşmanca tutumu ile bilinen Anatoliy Mogilyov getirildi. Ukrayna Bilim ve Eğitim Bakanı da, bir yazısında KTMM’nin vahabîlerle birlikte silahlı birlikler kurduğunu, ABD veya NATO’nun emriyle Kırım’da Ruslara karşı etnik temizliğe başlayacağını iddia eden Dmitriy Tabaçnik oldu. Bu noktada Mogilyov’un üzerinde biraz daha durmak ve yakın geçmişte neler yaptığından bahsetmek gerekir. Kırım Emniyet Müdürü olduğu 2007 yılında özel harekât birliği Berkut, Ay Petri Dağı ve Balaklavskaya Sokağı olaylarında Kırım Tatarlarına karşı aşırı sert müdahalelerde bulunmuş, Kırım Tatarları dövülmüş ve bir kişi polis kurşunu ile yaralanmıştı. KTMM Mogilyov’un derhal istifasını talep etmiş, daha sonra yerine atanan emniyet müdürü Nikolay İlyiçov Kırım Tatarlarına ait satış yerlerine karşı yapılan operasyonun yasa dışı olduğunu kabul etmişti. Mogilyov’un şoven Krımskaya Pravda Gazetesi’nde çıkan 1944’teki Kırım Tatar sürgün ve soykırımının da “haklı” bir davranış olduğu şeklindeki yazı ve beyanları zihniyetini zaten net bir şekilde ortaya koymaktaydı. Mogilyov’un İçişleri Bakanlığına atanmasına KTMM sert tepki gösterdi. Tepki Kırım Tatarları ile sınırlı kalmadı. Ukrayna’nın önde gelen siyasetçileri de bu atamaya karşı çıktılar. Eski İçişleri Bakanı Yuriy Lutsenko, 12 Mart’ta QHA muhabirine verdiği demeçte “Kırımlı suç şebekelerinin destekçisi olan Mogilyov’un dürüst polis memurlarını yönetme hakkı yoktur” dedi. Ukrayna Milletvekili, eski Kırım Emniyet Müdürü Gennadiy Moskal, KTMM Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Ukrayna İçişleri Bakanı Anatoliy Mogilyov hakkında milletlerarası çatışmaları alevlendirmekten dolayı cezai soruşturma açılması talebiyle Ukrayna ve Avrupa mahkemelerine başvurma girişimini tümüyle destekleyeceğini açıkladı. 2010 sonuna gelindiğinde hakkındaki tüm şikâyet, soruşturma ve davalara karşın Mogilyov koltuğunu koruyordu.

Kırım’da üst yönetim değişikliği

Seçimlerden sonra Kırım’daki yönetim organları da şekillenmeye başladı. 2010 seçimleri öncesinde de Maviler Kırım siyasetinde iktidarda olmalarına rağmen Yanukoviç’in talimatıyla üst düzey yönetimde önemli değişiklikler yapıldı. Kırım’dan sorumlu Bölgeler Partisi üyesi Vasiliy Cartı’nın önerisiyle Anatoliy Gritsenko Kırım Özerk Cumhuriyeti Verhovna Radası (Kırım Parlamentosu) başkanlığı görevinden, Viktor Plakida ise Kırım Özerk Cumhuriyeti (KÖC) Bakanlar Kurulu Başkanlığı (Başbakanlık) görevinden alındı. Kırım yönetiminin değişmesiyle Kırım’da bulunan devlet dairelerinin yönetimi de değişti. Yeni yöneticilerinin çoğu Donetsk bölgesinden getirildi. O dönemde Gritsenko ve Plakida’nın yönetiminde göreve gelen bakanlar görevde kalmayı başardı, ancak bu görevlerde fazla uzun süre kalamadılar. 17 Mart’ta Urum kökenli Vasiliy Cartı Kırım Başbakanlığı koltuğuna oturdu.  Kırım Parlamentosu Başkanlığı’na da Vladimir Konstantinov getirildi.

Muhalefete baskı

Ukrayna muhalefeti seçim sonrasında giderek artan baskıları üzerinde hissetmeye başladı. Kırım’da, muhalif Yuliya Timoşenko Bloku’nun (BYuT) ana partisi olan Batkivşçına (Atayurt) Partisi’nin Akmescit’te bulunan Kırım şubesi binasına yapılan baskın, ofiste yasadışı aramaların yapılması ve evraklara el konulması, bu baskının en bariz örneklerinden biri oldu. Polis ayrıca BYuT’lu Ukrayna milletvekilleri Andrey Sençenko ve Sergey Velijanskiy’nin Akmescit’te bulunan ofisine de baskın düzenledi. Andrey Sençenko’ya ait Çernomorskaya Televizyonuna ve diğer Batkivşçına Partisi üyelerine ait şirketlere de çeşitli baskılar yapıldı. Siyasî baskılar, Batkivşçına Partisinin yanı sıra KTMM ve Komünist Partisine karşı de yapıldı. Bugün Kırım hükûmetinde hiçbir komünist yok. Kırım’ın idare organlarında değişik görevlerde bulunan Komünist Partisi mensupları hakkında yetkilerini aştıkları iddiasıyla cezai soruşturmalar açıldı. Örneğin Yalta bölgesinde bulunan Livadya Belediye Başkanı komünist Anatoliy Mamıkin hakkında da yetkiyi aştığı suçlamasıyla dava açıldı. Bu yıl, Kırım’da küçük da olsa söz sahibi olan Kunitsın Bloku, Kırım’ın siyasî arenasından kayboldu. Blokun birçok üyesi Bölgeler Partisine geçerken blokun başkanı Sergey Kunitsın, Rusya yanlısı Soyuz (Birlik) partisine geçti. Aralık ayında muhalefet lideri Timoşenko’ya Rusya Federasyonu ile yapılan gaz anlaşmalarında yetkilerini kötüye kullanmak ve yolsuzluk yapmak iddiasıyla dava açıldı.

Kırım Tatar Yöneticilerin görevlerinden alınması

Kırım Parlamentosu 19 Mart’ta yaptığı toplantıda Aziz Abdullayev’i kıdemini düşürerek Kırım Özerk Cumh. Bakanlar Kurulu 1. Başkan Yardımcılığından Başkan Yardımcılığına getirdi. İlgili kararı 100 koltuklu Kırım Parlamentosunda 82 milletvekili destekledi. Bunun yanısıra Kırım Parlamentosu, KÖC Çalışma ve Sağlık Bakanı Rayet Settarov’un ve KÖC Sulama ile Tarımdan sorumlu Devlet Komitesi Başkanı Şevket Asanov’un görevine son verdi. Yanukoviç 9 Haziran’da bir kararname ile İslam Terek (Kirovskoye) Valisi Kadır Osmanov’un görevine son verdi. Canköy vali yardımcısı Ruslan Qurtumerov da görevden alındı. Kırım siyasetinin önde gelen isimlerinden, Bahçesaray Valisi İlmi Ümerov’un yerine Bölgeler Partisi üyesi ve Herson Valisi olan Seyitümer Nimetulayev’in atanması konusu gündeme geldi. 7 Temmuz’da Yanukoviç imzalı bir kararname ile Ümer’in görevine son verildi. Haftalar süren tartışmalar neticesinde Kırım Tatarlarının tepkisi bu karardan geri adım atılmasını sağladı ve Ümer 3 Ağustos’ta göreve iade edildi.

Kırım Tatar temsilcileri ile cumhurbaşkanının görüşmesi krizi

13 Mayıs 2010 tarihinde Kiev’de cumhurbaşkanı Yanukoviç ile Kırımoğlu başkanlığındaki KTMM heyeti arasında bir görüşme gerçekleşti. Bu toplantıda Kırım Tatarlarının yıllardır çözüm bekleyen problemleri cumhurbaşkanına ayrıntıları ile bir kez daha anlatıldı. Yanukoviç bu meselelerin çözümünde aktif bir rol oynayacağının sözünü verirken Temmuz ayında Kırım’a yapacağı çalışma ziyaretinde KTMM ile tekrar masaya oturup problemlerin çözüm yolunu birlikte aramayı teklif etti. Ancak Kırım Tatarlarının Ukrayna Parlamentosundaki tek milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Yanukoviç saflarına katılmasını da şart koştu. Kırımoğlu Kırım Tatarlarının problemlerinin çözümü için işbirliğine hazır olduklarını fakat koalisyona katılmalarının mümkün olmadığını belirtti. Bu cevap Yanukoviç’in hoşuna gitmese de ileride tekrar görüşme kararında mutabakata varıldı. Temmuz ayına gelindiğinde herhangi bir görüşme gerçekleşmedi. Cumhurbaşkanlığı 3 Ağustos’ta Kırım’da görüşmenin yapılacağına dair bir duyuru ve davet yaptı. Ancak cumhurbaşkanı daveti toplantıya Kırım Tatarlarını temsilen katılacak heyeti kendisi belirleyecek şekilde yapmıştı. Bu isimler ve teşkilâtlar arasında Kırım Tatar Milli Hareketini alenen bölme faaliyetlerinde bulunanlar da yer alıyordu. KTMM “Kırım Tatar Halkının temsilcileriyle toplantı” adıyla böyle bir toplantının kabul edilemez ve kışkırtıcı olduğunu ve katılmayacaklarını duyurdu. Görüşmeye; davetlilerden sadece Gürcistan ile Rusya arasında çıkan çatışma sırasında Kırım Tatarlarını ‘Ukrayna soykırımından’ kurtarma talebiyle Rusya’nın üst düzey yönetimine başvuran Milli Fırka Teşkilâtından Vasfi Abduraimov,  Sovyet rejiminin Kırım Tatarlarına en şiddetli baskı yaptığı dönemde batılı basına ‘Kırım Tatarlarına şahsî olarak veya ailesiyle birlikte yaşamak için Kırım’a dönme yasağı uygulanmıyor’ şeklindeki açıklamalarıyla bilinen Timur Dağcı, bölücü İslamî teşkilâtlar esasında Kırım Müftülüğüne alternatif bir kurum kurmaya çalışan Kırım Tatar Halkı Sosyal ve Siyasî Güçler Koordinasyon Kurulu Başkanı Hubedin Kurtbedinov, artık faal olmayan Ukrayna Müslümanlar Partisi Kırım Şubesi Başkanı Sadık Berberov katıldı. Görüşme sırasında Yanukoviç, kendisini Kırım Tatar halkının temsilcisi olarak gören KTMM yönetiminin Kırım Tatarlarının sosyal, ekonomik  ve politik sorunlarının konuşulacağı görüşmeye gelmemesine anlam veremediğini belirtti ve bu davranışı çıkmaza giden yol olarak nitelendirerek, değerlendirmesini Kırım Tatar halkının yapması gerektiğini dile getirdi. Yanukoviç, “Ben Cemilev’e dedim ki, devletin gelişiminde yer almak istiyorsanız muhalefetten çıkın ve cumhurbaşkanının politikasını destekleyin ve bunu açık olarak yapın! Kötü bir şey mi teklif ettim?” dedi. Yanukoviç, Kırım Tatarlarını, fakirlikle mücadele, yolsuzlukla mücadele, yaşam düzeyinin arttırılması, toplumda istikrarın sağlanması, insan hakları prensiplerine uyulması gibi konularda çalışmak için başkanı olduğu siyasî güçle (Bölgeler Partisi) birleşme teklifini tekrarladı.

V. Kırım Tatar Millî Kurultayının 3. oturumu

31 Ekim’de yapılacak Kırım yerel seçimleri öncesinde Kırım Tatar Millî Kurultayı toplandı. 28-29 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilen kurultayda şu konular görüşüldü:
  1. Kırım’daki sosyal ve siyasî durum ve Kırım Tatar Millî Özyönetim Organlarının görevleri.
  2. Uluslararası Forumun hazırlığı ve gerçekleştirilmesi.
  3. Kırım Özerk Cumhuriyeti Verhovna Radası ve belediye seçimleri.
  4. Kırım Tatar Millî Kurultayının faaliyetini, seçilen Kurultayın ve millî özyönetim organlarının faaliyetini düzenleyen metinlerin yeni şekli için hazırlıktan sorumlu çalışma grubunun çalışmalarının sonuçları.
  5. Kırım Tatar halkının soykırımının araştırılmasından ve bu soykırımın sonuçlarının aşılmasından sorumlu Kurultay’ın Özel Komisyonunun faaliyeti.
  6. Kırım Tatar tarihinin önemli günleri.
  7. Diğer konular.
KTMM başkanı Kırımoğlu Kurultaya hitaben yaptığı konuşmada Kurultay’ın 2. oturumundan beri geçen zamanda yaşanan önemli siyasî gelişmeleri özetledi. Kırımoğlu son olarak da 10 Haziran’da çıkan yeni seçim yasasının olası olumsuz neticeleri ve Kırım Tatar oylarının bölünmesi için yapılan çalışmalardan örnekleriyle bahsederek seçimlerin ne kadar zorlu geçeceğine dikkat çekti.

Kırım’da Yerel Seçimler

31 Ekim’de 100 sandalyeli Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu için seçimler yapıldı. Ukrayna genelinde de iktidarda olan Bölgeler Partisi %48,93 oy alarak 80 milletvekilliği kazandı. Kırım Tatarlarının desteklediği Qurultay-RUH bloku %7,02 ile 5; Rusya yanlısı partilerden Ukrayna Komünist Partisi %7,42 ile 5;  Soyuz (Birlik) Partisi  %5,28 ile 5 ve Rus Birliği partisi %4,02 ile 3; Ukrayna başbakanı Azarov’un kabinesinde ekonomiden sorumlu bakan olan Sergey Tigipko’nun Güçlü Ukrayna partisi ise %3,63 ile 2 milletvekilliği aldılar. Kırım Tatarları bir önceki seçimlere göre oy oranlarını çok az da olsa artırmalarına rağmen yeni seçim kanunu nedeniyle 8 sandalyeden 3’ünü kaybederek sadece 5 milletvekili çıkarabildiler. Böylelikle kurultay üyeleri KTMM 1. Başkan Yardımcısı Refat Çubarov, işadamı Enver Abduraimov, KTMM Başkan Yardımcısı Remzi İlyasov, mevcut Kırım Özerk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı Aziz Abdullayev ve Ruh Partisi Kırım Şubesi Başkanı Leonid Pilunskiy parlamentoya girdiler. Aziz Abdullayev Kırım Başbakan yardımcılığı görevine atandı. Kırım yasalarına göre hem başbakan yardımcılığı hem de milletvekilliği görevi yürütülemediğinden Abdullayev’in milletvekilliği görevini, Qurultay-RUH blokunun seçim listesinde 6. sırada yer alan Safure Kacametova devraldı. Seçim sonrasında Edem Dudakov Kırım Özerk Cumhuriyeti Sürgünden Dönen Vatandaşlar ve Milliyetlerarası İlişkiler Komitesi Başkanlığı görevine atandı. Bölgeler Partisinin aday listesinde yer verdiği Kırım Tatarları Edip Gafarov ve Lentun Bezaziyev, Kırım Tatar Millî Kurultayı-RUH adaylarına rakip oldular ve parlamentoya girdiler. Kırım nüfusunun %12’sini teşkil eden Kırım Tatarlarının parlamentoda millî temsil oranı sadece %5’te kalmış oldu. Kırımoğlu’nun Kurultay’da işaret ettiği oyları bölme çabalarının neticesi en trajik biçimde Bahçesaray’da görüldü. Milletvekili adayı İlmi Ömer seçimleri sadece 120 oy farkla kaybetti. Aynı bölgede Sosyalist Partiden ve Kırım Tatar Millî Meclisine zıt görüşlere sahip bir teşkilât olan Milli Fırka’dan 2 Kırım Tatarı daha seçime katılmıştı. Seçimlerde Kırım Tatar Millî Meclisinin siyasi ortağı Ukrayna Halk Hareketi (RUH) partisinden aday olan İlmi Ümerov’a rakip olan bu adaylar toplam 230 oy topladı (Milli Fırka – 100, Sosyalist Parti – 130). Kırım Tatarları için bu seçimlerin ayırt edici özelliği, seçimlerde Remzi İlyasov’un Akmescit Belediye Başkanlığına aday olan ilk Kırım Tatarı olması, Albert Kangiev’in de Karasubazar’da belediye başkanlığını kazanarak Ukrayna’da seçimle gelen ilk Kırım Tatar belediye başkanı olması oldu. Seçimler sonucunda bine yakın Kırım Tatarı şehir ve bölge belediye meclislerine üye oldu. Bu günlerde Kırım basınında Milli Fırkanın Yanukoviç yönetimi tarafından finanse edildiği yönünde yazılar çıkmaya başladı. Milli Fırka, bu seçimlerde bir skandalın da odağı oldu ve seçimlere birlikte katıldığı Ukrayna Demokratik Köylüler Partisinin mührünü çalmakla suçlandı. Bölgeler Partisi’nin kurduğu yeni hükümetin neredeyse yarısının Ukrayna’nın değişik yerlerinden, özellikle de Donetsk bölgesinin Makayevka şehrinden gelen kişilerden oluşması kayda değer bir gelişme oldu.

Kırımoğlu sürgün yasa tasarısını Ukrayna Parlamentosuna sundu

Ukrayna milletvekili ve KTMM Başkanı Mustafa A. Kırımoğlu “Milliyetinden dolayı sürgün edilen vatandaşlara haklarının iade edilmesi” yasa tasarısını Ukrayna Parlamentosu’na sundu. Sunulan yasa tasarısı metnine göre Ukrayna sürgün edilen vatandaşların haklarının iade edilmesini, toplumun kültürel, dinî, sosyo-ekonomik ve siyasî gelişmesinin öncelikli alanı haline getirilmesini kabul ediyor ve sürgünden dönen vatandaşların iskânı için imkân sunmayı, onlara toprak, konut, iş ve etnik, dilsel, kültürel ve dinî kimliğinin gelişmesini sağlamayı garantiliyordu. Kırımoğlu ayrıca 18 Mayıs 1944 sürgünü öncesinde, 1941-1944 yılları arasında zorunlu yer değişimine tabi tutulan ve Kırım’a dönemeden tekrar sürgün edilen vatandaşlar ile ailelerinin de “sürgün edilen vatandaşlar” olarak kabul edilmesini önerdi. Ayrıca yasa tasarısına göre, sürgünden dönen vatandaşlara, sürgünden önce kendilerinin, anne-babasının ya da nine ve dedelerinin yaşadığı yerlere yerleşme hakkı tanınıyordu. Emekli ya da engelli olanlara sanatoryumlarda tedavi ve tatil imkânı verilecek, reçeteli ilaç alımında %50’lik indirim sağlanacak, belediye hizmetleri ile sosyal güvenlik kurumlarının hizmetlerinden öncelikli şekilde yararlanabilme olanağı verilecekti. Öte yandan, başkası tarafından kullanılmaması halinde, sürgün edilen vatandaşa ya da onun torunlarına, sürgünden önce yaşadığı ev ve eşyaları iade ediliyordu. Bunun imkânsız olması halinde, sürgünden dönen vatandaşa ev ve eşyalarının karşılığında para veriliyor, onun vefat etmesi halinde ise her şey 1. derece varislerine teslim ediliyordu. Kırımoğlu’nun sunduğu yasa tasarısı kabul edilirse, halkların zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulmamasına devlet garanti verecek, söz konusu eylemlerin açık şekilde kınanmasına ve sürgün kurbanlarını anmaya yönelik etkinlikler düzenlenecek, toplumda istikrarın korunması için gereken imkânlar sağlanacaktı.

Kırım’ın tarihî adlarının iadesi meselesi

KTMM Başkanı ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Sovyet rejiminin Kırım Tatar halkını ve diğer halkları 1944’te Kırım’dan sürdükten sonra adlarını değiştirdiği yerleşim birimlerine eski adların iadesini inceleyecek geçici parlamento komisyonlarının kurulmasını öngören yasa tasarısını 11 Mayıs’ta Ukrayna Parlamentosuna sundu. * 2010 sonuna gelindiğinde her iki yasa tasarısı da henüz kabul edilmemişti.  

Uluslararası ilişkiler

Ukrayna – Rusya ilişkileri

Seçimlerden sonra Ukrayna-Rusya ilişkileri yeni bir rotaya oturdu. Turuncu devrim ile tatsızlaşan ilişkiler Rusya sempatizanı olarak bilinen Viktor Yanukoviç’in seçiminden sonra yumuşamaya başladı. Akyar Askerî Deniz Üssü’nün kiralama süresinin uzatılması, buna karşılık gaz probleminin çözülmesi, karşılıklı üst düzey görüşmeler ve siyasî cilveleşmeler neticesinde Ukrayna-Rusya arasındaki ticaret hacmi 2010 senesinde 42 milyar dolara kadar çıktı. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev’in Ukrayna’ya 17 Mayıs’ta yaptığı ziyareti sırasında Yanukoviç’le Ukrayna ile Rusya arasında kara sınırının işaretlenmesini öngören anlaşma imzalandı. Böylece Rus-Ukrayna sınırı konusunda yaşanan problemler de çözüm yoluna girmiş oldu. 2010 boyunca, Rus enerji devi Gazprom ile Ukrayna Devletine ait Neftgaz şirketlerinin, Putin’in ifade ettiği gibi, birleştirilmese bile yakın işbirliği içinde çalışması sağlandı. Kerç Boğazı’na köprü yapılması gündeme geldi. Ama Ukrayna-Rusya arasında gümrük birliği anlaşması imzalanmasına Ukrayna pek yanaşmadı. Kuşkusuz Ukrayna-Rusya arasındaki en önemli gündem maddesi Akyar Askerî Deniz Üssü’nün kira sözleşmesinde uzatma yapılması oldu.

Akyar Deniz Üssü’nün Rusya’ya yeniden kiralanması

Karadeniz’in en stratejik limanı olarak nitelenen Akyar (Sivastopol)’daki askerî deniz üssü Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra Rusya’nın Karadeniz Donanması’na ev sahipliği yapıyordu. Rusya ile Ukrayna arasındaki üssün kiralanmasına ilişkin 1997 tarihli anlaşmanın süresi 2017 yılında dolacaktı. Söz konusu anlaşmaya göre üssün yıllık 97 milyon dolar olan kira bedeli Ukrayna’nın Rusya’dan aldığı doğalgazın borcuna mahsup ediliyordu. Rusya Turuncu devrim sonrası iktidara gelen “Batı yanlısı” Turuncuları sıkıştırmak için doğalgaz kozunu kullanıyor ve sert kış koşullarında vanasını kapadığı doğalgaz ile istediğini de elde ediyordu. Bu tedbirlerden Ukrayna üzerinden taşınan gaz ile ısınan bazı Avrupa ülkeleri de etkilenmekteydi. Ukrayna üssün kira sözleşmesinin uzatılmaması için bir takım anayasa düzenlemelerine gittiyse de Rusya’nın yoğun baskısını üzerinde hissetmekteydi. 2010 seçimleri neticesinde Yanukoviç’in başkanlık koltuğuna oturması Rusya’nın istediği ortamı sağladı. Anlaşmanın Rusya için oldukça avantajlı koşullarla uzatılması gecikmedi.  Rusya Devlet Başkanı D. Medvedev ile Ukrayna Devlet Başkanı V. Yanukoviç arasında 21 Nisan’da Harkiv’de imzalanan ve Rusya’nın Akyar Deniz Üssü’nden yararlanma süresini 2042 yılına kadar uzatan anlaşma, Ukrayna’nın Rusya’nın denetimi altına girip girmediği tartışmalarını yeniden canlandırdı. Temel hükümleri itibariyle, 1997 tarihli anlaşmanın devamı niteliğini taşıyan yeni anlaşma Rusya’nın üssü kullanma süresini 25 yıl daha (2042 yılına kadar) uzatırken, tarafların itiraz etmemeleri halinde, anlaşmanın süresinin beş yıl daha kendiliğinden uzatılabileceği hükmü de getirilmiş durumda. Rusya da buna karşılık, doğalgazın bin metreküpünün piyasa fiyatının 330 doları geçmemesi durumunda Ukrayna’ya yüzde 30 indirimde; 330 doları geçmesi durumunda ise 100 dolar indirimde bulunma yükümlülüğünü üstleniyor. Anlaşma Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve Kırım’ın geleceği açısından duyulan endişeleri körükledi. Ukrayna muhalefeti anlaşmaya tepki gösterirken Avrupa ülkeleri ve ABD bir itirazda bulunmadılar. KTMM bir bildiri ile anlaşmayı protesto etti. Kırımoğlu da verdiği demeçlerde Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, Kırım’ın Rusya tarafından ilhakını sürekli talep ve beyan eden üst düzey Rus yetkililerin zihniyeti ve anayasaya aykırılık olmak üzere üç temel itiraz noktasını ve çekincelerini ifade etti.

Ukrayna – Türkiye ilişkileri

Türkiye ve Ukrayna arasında son yıllarda askerî, ekonomik, siyasî ilişkiler ve işbirliği artmakta. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde iki ülke arasındaki ilişkiler şu şekilde tanımlanmakta: Ukrayna ile ilişkilerimizin önemli bir boyutunu da Kırım Tatarları konusu oluşturmaktadır. Ülkemizdeki çok sayıda Kırım Tatar asıllı yurttaşımızın varlığı ve bölge ile yoğun ve eski tarihî/kültürel bağlarımız nedeniyle, ayrıca coğrafî/stratejik özellikleri sebebiyle Kırım’a gösterdiğimiz ayrıcalıklı ilgi, Ukrayna ile ilişkilerimizin bilinen ve Ukrayna tarafından da kabul edilen bir yönüdür. Temel politikamız, Kırım Tatarlarının diğer Ukrayna vatandaşlarıyla birlikte, Ukrayna’nın bütünlüğü içinde ve Ukrayna’nın sadık vatandaşları olarak yaşamaları yönündedir. Kırım Tatarları ile ilişkilerimizin merkezî makamların bilgisi dâhilinde yürütülmesine tarafımızdan özen gösterilmektedir.  2008’de iki ülke arasında 8 milyar dolarlara kadar çıkan ticaret hacmi küresel krizin de etkisiyle 2010 senesinde 4,3 milyar dolar seviyesinde kaldı. Ukrayna’dan ağırlıklı olarak hammadde (demir-çelik) ithal eden Türkiye ile Ukrayna arasındaki dış ticaret dengesine bakıldığında durumun Ukrayna lehine olduğu görülüyor (Kaynak: TUİK) .

Davutoğlu’nun Ukrayna ve Kırım’ı ziyareti

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 5-6 Mayıs 2010 tarihlerinde Ukrayna’ya (Kiev ve Kırım) resmî bir ziyarette bulundu. Davutoğlu Kiev’deki temasları çerçevesinde Devlet Başkanı Yanu­koviç, Başbakan Mıkola Azarov ve Dışişleri Bakanı Kostyantin Grişçenko ile görüşmelerde bulundu. Davutoğlu ile Grişçenko, ülkeler arasında kurulması planlanan üst düzey stratejik konseyle  ilgili eylem planı konusunda anlaştılar. Söz konusu konsey ikili işbirliğinin öncelikli alanlarını belirleyecek, siyaset, ticaret, ekonomi, kültür ve sosyal alanlarındaki önemli projelerin uygulanmasının koordinasyonunu yapacak. Konseyin başkanlığını Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayip Erdoğan yapacak. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 6 Mayıs 2010 tarihinde Kırım Özerk Cumhuriyeti (KÖC)’ni ziyaret ederek, KÖC Başbakanı Vasiliy Cartı ve KÖC Parlamento Başkanı Vladimir Konstantinov ve Ukrayna Milletvekili/KTMM Başkanı Mustafa A. Kırımoğlu ile de bir araya geldi. Davutoğlu Kırım’a yaptığı ziyaret sırasında Karasubazar (Belogorsk) bölgesindeki Zuya kasabasında TİKA tarafından yaptırılan Kırım Tatar millî mektebinin de resmî açılışını yaptı. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile birlikte okula gelen Davutoğlu’nu kasaba halkı samimi bir şekilde karşıladı. Kırımoğlu’ndan sonra söz alan Davutoğlu, damadının Kırım Tatarı olduğunu, bundan dolayı her Kırım Tatar çocuğunu kendi torunu gibi gördüğünü söyledi.  Davutoğlu, Türkiye’nin Kırım Tatar halkına yardım etmeye devam edeceğini ve gelecekte Kırım’da faaliyet gösteren Kırım Tatar millî mektepleri sayısının 50’lere, 100’lere yükseltilmesine destek sağlayacağını söyledi. Davutoğlu Türkiye’nin Akmescit’te fahri konsolosluk düzeyinde faaliyet gösteren diplomatik temsilciliğini başkonsolosluk statüsüne getirmeyi amaçladıklarını açıkladı.  Türkiye’nin Mart 2005’ten bu yana faaliyet gösteren Akmescit Fahri Başkonsolosluğu görevini Seyran Osman yürütmektedir.

Kırımoğlu’nun uluslararası temasları

Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve KTMM’nin üyeleri yıl boyunca uluslararası kuruluşlar, yabancı hükümetlerin yetkilileri ile Kırım Tatarlarının meseleleri hakkında çok sayıda toplantı ve görüşme gerçekleştirdiler. Kırımoğlu 17 Mart 2010 tarihinde Brüksel’de Avrupa Parlamentosunda Kırım Tatar halkının durumu ve haklarının iade edilmesi ile ilgili yaşanan sorunların ele alındığı halka açık toplantıya katıldı. Toplantı sırasında Kırımoğlu, “Kırım’da istikrar sorunları ve geleceği” konulu bir konuşma yaptı. Seyahatte Kırımoğlu’na Kırım Tatar Millî Meclisi (KTMM) Dış İlişkiler Bölümü üyeleri Abduraman Egiz ve Arsen Jumadilov eşlik etti. Avrupa Parlamentosunda yapılan toplantı ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun toplantıdaki konuşması, KTMM’nin Kırım Tatar halkının haklarının iade edilmesi, iskânı, vatana dönüş sorunlarının çözümü için uluslararası teşkilâtların kaynaklarını ve çalışmalarını Kırım’a çekmeye yönelik faaliyetlerin bir devamı niteliğindeydi. Temsil Edilmeyen Milletler ve Halklar Örgütü (UNPO), 17 Martta Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili Leonidas Donskis’in başkanlığında Brüksel’de yapılan AP toplantısında Mustafa A. Kırımoğlu’nu Saharov Ödülüne aday göstereceğini bildirdi. Mart ayında Almanya ve Hollanda’da temaslarda bulunan Kırımoğlu 25-30 Nisan tarihleri arasında da AKPM Ukrayna parlamento heyeti ile birlikte Strasbourg’da görüşmelerde bulundu ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin (AKPM) çalışmalarına katıldı. Polonya Tatar Kültür Merkezi’nin davetiyle 24-27 Kasım tarihleri arasında Polonya’da bulunan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu başkanlığındaki heyette KTMM 1. Başkan Yardımcısı Refat Çubarov, KTMM Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Ali Hamzin, Kırım Tatar Kurultayı delegeleri Liliya Muslimova, Bekir Ganiyev, Rüstem Ümerov, Dünya Kırım Tatar  Kongresi delegesi Emil Aliyev yer aldılar. KTMM heyeti 25 Kasım’da Polonya’nın Gdansk şehrinde “ Lehistan-Litvanya Birliği Tatarı” anıtının açılışına katıldı.

Kırım’da milletlerarası gerginlikler ve ayrımcılık

2010 senesi Kırım’da milletlerarası gerginliklerin devam ettiği ve bazı mihraklar tarafından körüklenmeye çalışıldığı bir yıl oldu. Son yıllarda kışkırtma maksatlı eylemlerin başında Kırım Tatar yerleşim yerlerinin yakınlarına büyük haçlar dikilmesi ile cami, mezarlık, sürgün anıtı gibi yapı ve mekânlara karşı saldırılar gelmekteydi. Ne yazık ki toplumda infial yaratacak bu eylemler devam etti. Bu kışkırtmalara karşın, KTMM başta olmak üzere, tüm Kırım Tatar kuruluşları ve halkın sağduyulu davranması sonucu olası bir çatışmadan soğukkanlı bir şekilde uzak durulması sevindirici idi. Milletlerarası gerginlik yaratan bazı eylemlere göz atalım: Paskalya öncesinde 1-2 Nisan gecesi Bahçesaray bölgesine bağlı Bürlük (Vilino) köyü girişine Rus teşkilatı “Mir” tarafından 5 metre yüksekliğinde bir haç dikildi. Yerel yöneticilere yapılan müracaatlar neticesinde bunun kaldırılmasına karar verildi. Bu sefer Rusya yanlısı eylemciler karara tepki gösterdi ve Kozak birliklerini çağırdı. Kırım’ın en büyük Rusya yanlısı teşkilatı olan Kırım Rus Birliği’nin basın servisinden alınan bilgilere göre, 7 Nisan’da Kırım Atamanlar Birliği temsilcileri, “Rus Birliği” teşkilatı ile birlikte haçın etrafında gece gündüz nöbet tutma kararı aldılar. Müslümanlar ve Ortodokslar arasında gerginlik yaratan haç görüşmeler neticesinde kilise bahçesine taşındı ve olası bir çatışma önlenmiş oldu. 23 Ağustos’ta KTMM üyeleri Avrupa Stalinizm ve Nazizm Kurbanlarını Anma Günü dolayısıyla düzenlenecek miting hazırlıkları sırasında Salgır Parkında bulunan 1944 Sürgün kurbanları anıtı üzerinde Ukraince “Kırım, Tatarların değil, Ukrainlerindir”, “Yaşasın Ukrayna” yazılarını ve Ukrayna devlet armasının resmini tespit ettiler. Anıtın üzerinde “Bu tekrarlanmamalı” yazısı “Bu tekrarlanmalı” şeklinde değiştirildi. Olayın failleri yine yakalanamadı. Yine 23 Ağustos’ta akşam namazı sırasında Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı Kırım Temsilciliği idaresinin de bulunduğu Seyt Settar Camii’nin kapısına kimliği belirsiz şahıslar tarafından gamalı haç işareti çizildi ve ağza alınmayacak küfürler yazıldı. Caminin dış kapısı da yanıcı madde kullanarak yakıldı. Bu olayın failleri de bulunamadı. 24 Eylül’de Çurçi bölgesinde bulunan Muniy köyünde bulunan caminin giriş kapısı önüne kimliği belirsiz kişilerce “Tatarlar Aşağılık”, “Tatarlar Aptal” yazıları yazılarak gamalı haç resmi çizildi.  Bu saldırının 8 yaşlarındaki 3 çocuk tarafından yapıldığı söylenerek olay kapatıldı. 11 Kasım’da Akyar’daki tarihî Karaim mezarlığına saldırıda bulundu. Ukrayna Karaimler Derneği Başkanı Vladimir Örmeli’nin QHA’ya verdiği bilgiye göre kimliği tespit edilemeyen saldırganlar şehirde bulunan eski Karaim mezarlığının en büyük 4 mezarına beyaz boya ile gamalı haç resmi çizdiler. 25 Aralık Cumartesi günü sabaha karşı 03.00 sularında Akmescit-Kezlev karayolu üzerinde bulunan Jigulina Roşça mahallesinde kimliği belirsiz kişiler inşaat halindeki camiyi kundakladılar. İtfaiye yangına müdahale edemedi ve caminin çatısı tamamen yanarak çöktü. Fiili eylemlerden başka sözlü kışkırtmalar da hızını kesmedi. Canköy şehrinde 18 Haziran’da 5 yaşındaki bir erkek çocuk iki kez Akmescit Psikiyatri Hastanesinde tedavi gören akıl hastası Server İbragimov tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Kırım’da faaliyet gösteren Rusya yanlısı basın, olayı araştırmadan bu korkunç cinayeti etnik ve dinler arası çatışma olarak yansıttı. Rus basını, katilin muayene sonuçlarını almadan katilin “vahabist” olduğunu yazdı. Sanzasyon peşinde olan gazeteciler, haberi “Vahabist Kırım’da çocuk öldürdü”, “Kırım sakini: Cinler benden çocuğu öldürmemi istedi”, “Din, Kırım Tatarını 5 yaşındaki çocuğu öldürmek zorunda bıraktı”, “Kırım Tatarı Rus çocuğu öldürdü” şeklinde başlıklar kullandı. Kırım’daki aşırı sağcı Slav teşkilatları da olayı fırsat bilerek etnik gerginliği körükleyici açıklamalar ve gösteriler yaptılar. KTMM, bu cinayeti işleyen şahsın kökenine bakmaksızın Ukrayna’nın kanunlarına göre cezalandırılması gerektiğini vurguladı ve öldürülen çocuğun ailesine başsağlığı diledi. Kırım’daki şoven basının dışında Rus yanlısı olarak bilinen ve tanımlanan siyasi teşkilatlar ile bazı şiddete dayalı oluşumlar da söylemleri ile Kırım gündemini germeye devam ettiler. KTMM 1. Başkan Yardımcısı ve Dünya Kırım Tatar Kongresi Başkanı Refat Çubarov, Rusya yanlısı Rus Bloku ve Tavriçeskiy Soyuz (Tavrida Birliği) partilerinin KTMM’nin yasaklanması için Ukrayna yönetimine yaptıkları başvuruyu “İt ürür- kervan yürür” sözleriyle yorumladı.

Ukrayin-Rus problemleri

Etnik, siyasî ve dinî temeldeki tartışmalar ve eylemler sadece Kırım’dakilerle sınırlı kalmadı. Ukrayna’nın diğer bölgelerinde de bir doğu-batı, Rus-Ukrain gerginliği belirgin bir şekilde haberlere yansıdı. Örneğin Ocak ayında Kiev Mahkemesi SSCB’nin en kanlı diktatörü İosif Stalin’i 1932-33 yıllarında Ukrayna’da meydana gelen ve milyonlarca insanın ölümüne neden olan sunî açlığın (Holodomor) suçlusu olarak ilan etti. Zaporojiya’da Ukrayna Komünist partisi taraftarları tarafından bir Stalin heykeli dikildi. Bu eylem ülkede tartışma yarattı. Heykel birkaç kez saldırıya uğradı ve 29 Aralık’ta heykelin kafası koparıldı. Akyar (Sivastopol) ve Kırım’ın statüsü ile ilgili Ukrayna’yı bölücü açıklamalarından dolayı ülkeye giriş yasağı konulan ve ancak Ukrayna yönetiminin değişmesiyle birlikte giriş yasağı kaldırılan Moskova Belediye Başkanı Yuriy Lujkov, aynı görüşlerini beyan etmekten çekinmedi. Lujkov’un danışmanı Anatoliy Vasserman ise Ağustos ayında yaptığı bir açıklamada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar sürgününün İosif Stalin’in insanî ve insaflı bir eylemi olduğunu iddia etti.

Rusça’nın resmî dil olması talepleri

Ukrayna’da Rusça’nın ikinci resmî dil olması yönündeki talepler devam etti. Rusya’nın resmî makamlarından gelen telkinler Ukrayna içinde de yankı buldu. Rusya Devlet Başkanının Uluslararası Kültürel İşbirliğinden Sorumlu Özel Temsilcisi Mihail Şvıdkoy, Ukrayna’da tarihten beri iki dilli kültürün gelişmesinden dolayı Rusça’ya resmî dil statüsünü iade edecek programın geliştirilmesi gerektiğini açıkladı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç de “Birçok Ukrayna vatandaşının ana dili olan Rusça’nın toplum hayatında gereken yerini almasını sağlayacak” bir dizi yasa tasarıları hazırlamakta olduklarını ifade etti. Avrupa Bölgesel Diller ve Azınlık Dillerini Koruma Antlaşması esas gösterilerek Rusça için yapılacak düzenlemelerden bahsedilirken Kırım Tatar dilinde çıkacak ders kitapları ve edebi eserler için bütçede ayrılan para %54 azaltıldı ve 50.000 dolara düşürüldü. Kırım’da Ukrain dilinde çıkan tek gazete olan “Krımska Svitlıtsya”nın da finansmanı durduruldu.

Kırım’da toprak meselesi

Sovyetler Birliği’nin yıkılması ve Ukrayna’nın bağımsızlığını kazanmasından sonra sağlıklı ve adil bir toprak reformu yapılamadı. Kolhoz ve sovhozlara ait arazilerin vaktiyle burada çalışmış vatandaşlara dağıtılması kararı, tamamı sürgünde bulunan ve Kırım’da yaşama hakları ellerinden alınan Kırım Tatarları için büyük bir adaletsizlik oldu. Maddî imkânsızlıklar içinde sürgünden vatanlarına dönen Kırım Tatarları, bırakalım kendi evlerine dönmeyi, kendilerine toprak tahsis edilmediği için uzun süre, şehir dışlarında boş arazilere kurdukları çadırkentlerde yaşamak zorunda kaldılar. Aradan geçen yaklaşık 20 sene içinde çadırkentlerden derme çatma gecekondulara terfi eden ve tırnaklarıyla toprağa tutunarak kendilerine evler inşa eden Kırım Tatarlarının ev için toprak alması hiç kolay olmadı. 2010 senesine gelindiğinde de bu sorun çözülemeden devam ediyor. Kendi topraklarını yasal yollardan alamayan Kırım Tatarları boş arazileri zapt yoluyla almakta ve güvenlik güçleri ile yerel yönetimin sert müdahalelerine maruz kalmaktalar. Kırım Başbakanı Vasiliy Cartı toprak meselesinin çözümü için adım atacağını, Rusça samozahvat adı verilen zapt edilmiş toprakların artık yasallaştırılması ve Kırım Tatarlarının bu şekilde sürdürdükleri eylemleri sona erdirmesi gerektiğini bildirdi. Bu açıklama yıllardır kördüğüm halindeki toprak meselesinin çözümü için atılmış olumlu ve ümit verici bir adım oldu. Ne yazık ki bu olumlu hava uzun sürmedi. Çözüm yolunda somut adımlar atılmaması ve sözden ileriye gidilememesi Kırım Tatar sivil toplum kuruluşları tarafından tepki ile karşılandı. Haziran ayında Kiev’de protesto gösterileri başladı. Ağustos ayına gelindiğinde başbakan Cartı, İzvestiya gazetesine verdiği demeçte, önceki ifadelerinden çark ederek,  “Cumhurbaşkanı, illegal yollarla zapt edilen toprakların geri verilmesi gerektiğini söyledi. Kendileri geri vermezse biz alacağız ve halka geri vereceğiz. Zapt edilen toprakları kimse yasallaştırmayacak” dedi. 21 Eylül’de Ukrayna Parlamentosu zapt edilen topraklar için tapu düzenlenmesini ve bu topraklarda kurulan binaların yasallaştırılmasını yasaklayan bir kanun kabul etti. Kırımoğlu, “Son 6-7 yıl içinde toprak konusunda ondan fazla komisyon kuruldu. Kırım Tatarlarına değil, başkalarına verilen topraklar konusunda birçok ihlal tespit edildi, ancak bu konuda olumlu ilerleme kaydedilmedi, her şey olduğu gibi kaldı” dedi. Kırımoğlu, toprak konusunun çözülmemesinin sebebini açıklarken bunun, toprakların yasadışı olarak ayrıldığı insanlar arasında Kırım ve Ukrayna’nın üst düzey yetkililerinin de mevcut olduğunu söyledi. Kırımoğlu, bu sorunun Kırım’da yakın gelecekte adaletli ve kanunlara uygun olarak çözülmeyeceğini ve toprağın devlete iade edilmeyeceğini kaydetti. Kırımoğlu, KÖC Toprak Kaynakları Komitesinin (Kırım Toprak Bakanlığı) verilerine göre Kırım Tatarlarının, Kırım’da toplam zapt edilen toprakların sadece %17’ni zapt ettiğini söyledi. Kırımoğlu, “Ben, toprak konusunda adaletin tam olarak yerine getirilmesi artık imkânsız diye düşünüyorum. Çünkü toprak paylaşılıp dağıtıldı. Ortada hiç bir şey kalmadı” dedi. Aralık ayına geldiğimizde  Kırım Toprak Komitesi’nin verilerine göre Kırım’da zapt edilen toprakların 3001 hektarı bulduğu açıklandı. Söz konusu topraklarda 9176 izinsiz inşaatın olduğu, bunlarda 1125 ev ve 706 barakanın bulunduğu belirtildi.

Akmescit’te Büyük Cuma Camii’nin yapılması meselesi

Kırım Tatarları, şehir merkezinde Müslümanların ihtiyacını giderecek bir caminin olmamasından ötürü, yaklaşık 10 yıldır Kırım Tatar Millî Meclisi ve Kırım Müftülüğünün öncülüğünde KÖC’nin başkenti Akmescit’te merkez camii için bir arsa istiyorlar. Çeşitli bahanelerle talebi reddeden Akmescit Belediyesi, 2004 yılında şehrin çevre yolundaki Yaltinskaya caddesinde Cuma Camii inşaatı için arsa ayırmıştı. Müslümanlar, bu karar üzerinde belediye ile uzlaşırken, yerel seçimlerle yönetimi değişen Akmescit Belediyesi cami için tüm evraklar tam olmasına rağmen Yaltinskaya’daki arsayı park alanı olarak belirleyip söz konusu kararı iptal etmişti. Kırım Müslümanları ile Akmescit Belediyesi arasında cami inşaatı ile ilgili açılan davalarda mahkemeler 2 kez Müslümanlar lehine karar alırken, en son Ukrayna Yüksek Mahkemesi, Akmescit Belediye Meclisinin lehine karar vermiş ve bu kararları tekrar görüşülmek üzere mahkemelere geri göndermişti. Ancak caminin Yaltinskaya caddesinde olmasını isteyen Kırım Müslümanları bunu kabul etmemiş ve 2008’de caminin olması istenilen yerde çadır kurmuşlardı. İkinci aşama olarak “cami için birer tuğla” kampanyası yapılmış ve kampanya sırasında 160 bin tuğla toplanmıştı. Müslümanlar, Kasım 2008’de arsayı duvar ile çevrelediler. Cami inşaatı için açılan davada Mahkeme 12 Mayıs’ta bir kez daha Müslümanlar lehine karar verdi. Kırım’ın yeni başbakanı Vasiliy Cartı toprak meselesinde olduğu gibi, cami meselesinde de çözüm odaklı beyanlarda bulundu. Fakat Aralık ayında, Akmescit Belediyesi, mahkeme kararlarına rağmen, Yaltinskaya caddesindeki araziye park kurulacağını ve inşaat yapılmasının mümkün olmadığını açıkladı. KTMM başkanı Kırımoğlu, 24 ile 26 Ekim tarihleri arasında Akmescit’te yapılan Uluslararası Kur’an okuma yarışmasında yaptığı konuşmada, Kırım’da daha 100’den fazla caminin kurulması gerektiğini söyledi. Kırımoğlu, “Son 20 yıl içinde Kırım’da 84 yeni cami kuruldu ve 43 eski cami yenilenip Müslümanlara iade edildi. Ama işimiz daha çok. Biz, daha 100’den fazla yeni cami kurmalıyız, soydaşlarımızın İslamî bilgi düzeyini yükseltmeliyiz, kendi faaliyetiyle insanlarımızı yanıltıp Kırım Müslümanlarını bölen ve başkaların karşısında dinimizin itibarını küçük düşüren cahil tarikatların faaliyetini etkisiz hale getirmeliyiz” dedi. Kırımoğlu, Kırım’ın, Avrupa’da Müslüman halklarından biri olan Kırım Tatarlarının yaşadığı ve İslam’ın 200 yıldan fazla süre boyunca sert baskı ve takibe uğradığı tek bölge olduğunu söyledi. Kırımoğlu, “Bir zamanlar, bizim devletimiz olan Kırım Hanlığı döneminde Kırım’da 1500’den fazla cami bulunuyordu. Çok sayıda üniversite faaliyet gösterdi, 500 yıl önce ise Avrupa’nın en eski İslam üniversitesi olan Zincirli Medrese açıldı. Ancak komşu devletin bizim vatanımızı işgalinden sonra yerel halk kendi anavatanından sistematik olarak kovulmaya ve bu halkın dinî değerleri yok edilmeye başlandı” dedi. Kırım Hanlığı zamanında Kırım’da bulunan 1700 cami ve mescitten günümüze sadece 277’si ulaştı. Sadece Akmescit içinde 8 cami bulunuyordu, günümüzde ayakta kalabilen 3 camiden ancak 2’si ibadete açık. Akmescit’te yapılması planlanan cami için Türkiye Cumhuriyeti her türlü teknik ve finansman desteğini sağlayacağını ilan etmişti.

Yaşam

Sürgün ve Soykırım kurbanları 18 Mayıs’ta anıldı

18 Mayıs 2010 tarihinde sabah saatlerinde Kırım’ın her köyünde, şehrinde, bölge merkezlerinde 1944 sürgününde hayatlarını kaybedenleri anmak için mitingler düzenlendi. Öğlen saatlerinde ise farklı köy ve şehirlerden temsilciler Akmescit Lenin Meydanında yapılacak mitinge katılmak üzere Akmescit tren garında toplanarak mitingin yapılacağı Lenin meydanına kadar topluca yürüdüler. Şehrin farklı yerlerinden harekete geçen miting iştirakçileri meydana kadar dizi halinde yürüdüler. Büyük mitinge Romanya, Türkiye, Kanada, Rusya, Ukrayna, Almanya Kırım Tatar diasporası temsilcilerinin de arasında bulunduğu yaklaşık 40 bin kişi katıldı. Mitingin devam ettiği saatlerde Akmescit’in merkez sokakları trafiğe kapatıldı. Yas mitinginde Kırım Tatar halkının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Başbakanı Vasiliy Cartı, Verhovna Rada Başkanı Vladimir Konstantinov, Ukrayna Cumhurbaşkanı Kırım Daimî Temsilcisi Sergey Kunitsın ve diğer birçok yetkili ve Kırım Tatarlarının farklı ülkelerdeki diaspora temsilcileri iştirak etti. Kırım Tatarlarının acılarını paylaşmak için Ukrayna Halk Hareketi (RUH) temsilcileri de mitinge katıldılar. Hareketin Kırım şubesi başkanı Leonid Pilunskiy ise mitingteki konuşmasını Kırım Tatarca yaptı. Miting Kırım Tatarlarının millî marşı “Ant Etkenmen” ile başladı. Daha sonra Kırım Müftüsü Hacı Emirali Ablayev sürgünde ölenlerin ruhuna dua okudu. Konuşma yapan Verhovna Rada Başkanı V. Konstantinov, Kırım Tatar halkının sorunlarının anlaşarak çözüleceğini, Kırım Tatarlarının da desteklediği önceki Ukrayna yönetimi döneminde biriken sorunları yeni yönetimin çözmeye başladığını iddia etti. Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar halkının sorunlarına dikkat çekerek Kırım Tatar halkının toprak meselesinin adil şekilde çözülmesinin çok zor olduğunu, çünkü toprakların çoğunun yönetim yandaşlarına ve parayı verenlere dağıtıldığını, kalan toprakların da en azından sürgünden dönen vatandaşlara dağıtılması gerektiğini dile getirdi. Kırımoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kırım ziyareti sırasında Kırım Tatar halkının sorunlarının AKPM’nin gözetimi altında olduğunu dile getirmesinin etkili olduğunu, bundan sonra Ukrayna ve Kırım yönetiminin, istemezse bile, Kırım Tatar halkının sorunlarının çözümü konusunda bazı şeyleri yapmak zorunda olacağını söyledi. Bunun yanı sıra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve T.C. Devlet Bakanı Faruk Çelik’in bu acı günde Kırım Tatar halkı ile birlikte oldukları ve onların acısını paylaştıklarına dair mesaj gönderdiklerini belirtti. “Kırım Tatar halkının haklarının iadesini talep ediyoruz!”, “İktidar, kanunsuzluğa son ver!”, “Evlerimizi ve paralarımızı iade ediniz!” gibi pankartlar açan katılımcılar, aynı zamanda çok sayıda Kırım Tatar ve Ukrayna bayraklarını da taşıyorlardı. Bunun yanı sıra eylemcilerin “Birleşmiş Milletler Teşkilatı! Halkımızı 1944’te vatanından süren Rus istilacılar, yüzlerce cami ve milyonlarca mezarı yerle bir ettiler. Rusların istila politikası, Kırım Tatar halkına karşı terördür. Halkın devlet egemenliğini iade ediniz!” şeklindeki pankartları dikkat çekti.

Millî hareketin kayıpları

KTMM Başkan Yardımcısı Culvern Ablamitov (72) 12 Nisan’da ve Kırım Tatar Millî Kurultayı Teftiş Komisyonu Başkanı Kurtegen Asanov (77) 28-29 Ekim günlerini bağlayan gece vefat ettiler.

İlk kez Kırım Tatar Millî Bayrak Günü kutlandı

Kırım Tatarlarının sürgünden vatanlarına döndükten sonra millî kurultaylarını topladıkları 26 Haziran günü artık bayram olarak kutlanmaya başlandı. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Dr. Ahmed İhsan Kırımlı tarafından yapılan, 26 Haziran 1991’de toplanan II. Kırım Tatar Millî Kurultayının açılışının bayram olarak kutlanması teklifi 2009’daki Bütündünya Qırım Tatar Kongresi’nde de görüşülmüş ve bu yönde karar alınmıştı. Çeşitli etkinliklerle kutlanan bayramda Bursa Kırım Derneği tarafından Türkiye’de yaptırılarak Kırım’a gönderilen 21×12 m ebadındaki dev bayrak da açıldı.

Kırım için açlık grevi

Kırım Tatar millî hareketi aktivisti Bekir Ümerov Akmescit (Simferopol) belediyesi yetkililerinin yasadışı eylemlerine ve Kırım Tatar halkının sorunlarının çözülmemesine karşı protesto olarak 6 Nisan’dan 8 Mayıs’a kadar süren bir açlık grevi eylemi gerçekleştirdi.

Kırım Tatar basınının ekonomik sıkıntıları

Kırım’da 2010 istatistiklerine göre ortalama maaşın 1.956 grivna (yaklaşık 245 dolar) olduğu açıklanırken ekonomik gelişmeler halkın nefes almasına engel oldu. İşsizliğin çok üst düzeyde olduğu Kırım Tatarları arasında ekonomik krizin etkileri daha yoğun hissedildi. Kırım Tatar kültür hayatı ve millî basın da bu zorluklardan nasibini aldı. Ukrayna Devletinin bütçesinde yer verdiği tutarlar büyük ölçüde kesintiye uğradı. Kırım Tatarca yayın yapan basın 2010’u çok zor geçirdi. İlk özel Kırım Tatar radyosu olan ve 5. Yılını kutlayan  “Radyo Meydan” ve ilk özel Kırım Tatar TV kanalı ATR, Nisan ayında kısa süreli olarak yayınına ara vermek zorunda kaldı.  Devlet yardımı alan Qırım ve Yañı Dünya Gazeteleri ile edebiyat dergisi Yıldız maddî sıkıntılar ile boğuştular. Tamamen kendi kaynakları ile ayakta durmaya çalışan, son yıllarda Kırım’daki en başarılı haber ajansı olarak gösterilen, BBC ve TRT gibi kuruluşların kaynak olarak kullandığı QHA (Qırım Haber Ajansı) da bu sıkıntıyı şiddetli biçimde hissetti.

Dil, Kültür ve Sanat

Kırım Tatarca Kırmızı Kitap’ta

Kırım Tatar dili, UNESCO’nun Aralık ayında yenilediği Kaybolma Tehlikesi Altındaki Dünya Dilleri Listesi’ne girdi. UNESCO’nun yayınladığı listede çeşitli derecelerde kaybolma tehlikesi altında olan toplam 2 bin 473 dil yer aldı. UNESCO, Kırım Tatar dilini Kırım’da Kırım Tatar, Kırım Türk ve Nogay (Kırım) olmak üzere 3’e ayırdı ve bu şivelerin orta derecede tehlike altında olduğunu belirtti. Öte yandan Romanya ve Bulgaristan’ın Karadeniz sahillerinde yer alan Dobruca bölgesinde de varlığını sürdüren Kırım Tatarcası da aynı tehlike kategorisine dâhil edildi. Bu derecelendirmeye göre yaşlılar bu dili konuşuyor, orta yaş grubu dili anlıyor ancak kendi aralarında ve çocuklarıyla ana dilde konuşmuyor. Kırım Tatarcasının Türkiye’deki durumu da ne yazık ki Dobruca’daki ile aynı kaderi paylaşıyor.

Kırım’da okulların sadece yüzde 11’inde Kırım Tatarca dersleri veriliyor

Kırım Özerk Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakan Vekili Vitalina Dzoz, 25 Ağustos’ta Kırım Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesinde (KMPÜ) yapılan Kırım Eğitim ve Bilim Bakanlığı toplantısında bazı istatistikleri paylaştı. Dzoz, 2009-2010 öğretim yılının sonuçlarına göre Kırım’da faaliyet gösteren 38 okulda Kırım Tatar, Rus ve Ukrain dili derslerinin okutulduğunu, 27 okulda Rus ve Kırım Tatar dili derslerinin okutulduğunu ve 15 Kırım Tatar millî mektebinin faaliyet gösterdiğini kaydetti. Dzoz, geçen eğitim yılında 15 Kırım Tatar millî mektebinde toplam 173 sınıfın olduğunu, bu sınıflarda toplam 2 bin 845 öğrencinin okuduğunu söyledi. Dzoz’un verdiği bilgiye göre Kırım Tatar, Ukrain ve Rus dili derslerinin okutulduğu 38 okulda 125 sınıf vardı ve bu sınıflarda bin 349 öğrenci okudu. Rus ve Kırım Tatar dillerinin okutulduğu 27 okulda 90 sınıf vardı, bu sınıflarda 946 öğrenci eğitim gördü. Dzoz, geçen yıl Kırım’da Ukrain dilinde eğitim veren 7 okul açıldığını, bu okullarda 105 sınıfın açıldığını ve bu sınıflarda 2 bin 278 öğrencinin okuduğunu belirtti. 2009-2010 öğretim yılında Kırım’ın iki dilli (Rusça ve Ukraince) olan 171 okulunda Ukrain dilinin okutulduğu 633 sınıf açıldı, bu sınıflarda 8 bin 631 öğrenci okudu. * Kırım Tatar Millî Kurultayı’nın Latin alfabesine geçiş kararı almasının üzerinden 20 sene geçmesine rağmen bu niyet gerçekleştirilemedi. Yıl içinde Kırım Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesinde (KMPÜ) ve Gaspıralı Kütüphanesinde dilin vaziyeti ve geçiş hakkında bilimsel toplantılar tertip edildi. Toplantılarda Kırım Tatar bilim adamları ve dil uzmanları, Latin harfleri esaslı Kırım Tatar edebiyat dilinin yazım kuralları mevzuatının geliştirilmesi ve buna dayanılarak özel sözlüklerin basılması gibi Latin harflerine geçişi sağlayacak diğer tedbirlerin en kısa zamanda alınmasını oy birliği ile desteklediler. Dil konusunda yeni bir açılım da Romanya’da yaşayan Kırım Tatarlarının 2010 yılında Kırım’daki dil ve alfabe tartışmalarına aktif olarak dâhil olmalarıydı. Temmuz ayında KMPÜ ve Romanya’nın Köstence Ovidius Üniversitesi arasında internet aracılığı ile bir “yuvarlak masa” toplantısı düzenlendi. Toplantıda Romanya’daki diasporada Kırım Tatar dilinin kullanımı, Kırım Tatar dilinin lehçe sorunları ve edebî Kırım Tatar dilinin problemleri ele alındı. Toplantıda sonuç olarak tek, ortak ve her yerde aynı olan Kırım Tatarcayı elde etmek için azim, işbirliği ve sabır gerektiği vurgulandı. Tüm bu toplantılar düzenlenirken Kırım Tatarcanın yok olma tehlikesi yaşadığı en büyük diaspora olan Türkiye’den bu görüşmelere etkin bir katılım ve katkı olamaması üzücüydü.

Yeni yayınlar

Öte yandan sevindirici gelişmeler de olmadı değil. Arzı adlı Kırım Tatar kadın dergisi ve Ümit Kervanı adlı edebiyat dergisi yayın hayatına başladı. Ablaziz Veliyev’in Rusça’ya çevrilen “Kahramanlar Ölmez – II. Dünya Savaşında Kırım Tatarları” kitabı (Geroi bessmertnı. Krımskiye tatarı vo vtoroy mirovoy voyne) ve “Vatan türküleri” olmak üzere iki yeni kitabı Ocak ayında çıktı. Kırım Tatarca öğrenmek isteyenler için “Doğru Yazamız” adlı yardımcı el kitabı Mart ayında basıldı. Aleksandr Goryaninov ve Refat Zakeryayev’in yazdıkları söz konusu çalışma, okurlarına basit dille her an kullanabileceği Kırım Tatarca yazım kurallarını öğretmeyi hedefliyor. Celal Çelebiyev’in Rusça hazırladığı  “Toprağın adı. Kırım’ın tarihî toponimisi. Kılavuz sözlük” (Yazık zemli. İstoriçeskaya toponimiya Krıma. Slovar spravoçnik) adlı yeni kitap 500 tirajla Akmescit “Krımuçpedgiz” yayınevinde basıldı. Kitapta, Karasubazar (Belogorsk), Canköy, İslam Terek (Kirovskiy), Yedikuyu (Leninskiy), Seyitler (Nijnegorskiy) ve İçki (Sovetskiy) bölgesinde bulunan köylerin tarihî adları yer alıyor. Kırım’ın özel yerlerinin bir yüzyıl içinde geçirdiği değişimleri konu alan “100 Yıl Sonra Kırım” adlı fotoğraf albümü piyasaya çıktı. Saşa Nikolayeva’nın hazırladığı albümde, Akmescit, Akyar, Aluşta, Bahçesaray, Kezlev, Kerç, Sak, Sudak, Kefe ve Yalta olmak üzere 10 Kırım şehrinin özel yerlerine ait 20. ve 21. yüzyılların başlarında çekilen fotoğraflar yer aldı. Tüm fotoğrafların aynı noktadan çekilmesi görüntülenen yerlerin 100 yıl önceki haliyle kıyaslanmasına imkân tanıyor. Eylül’de ünlü Kırım Tatar yazar Nüzet Ümer’in, Vedmid  Gora (Ayudağ) adlı; Ekim’de Kırım’ın tanınmış gazetecilerinden Nikolay Semena’nın “Mustafa Cemilev: Stalinizmi Yenen İnsan” isimli kitapları çıktı. Kıım Tatar sanat bilimcisi Elmira Çerkezova’nın makalelerinden oluşan “Kaybolan Harmoninin Arayışında” adlı derleme kitabında  2. Dünya Savaşı öncesi dönemdeki 3 nesil Kırım Tatar sanatçılarının millî sanatı algılama konusunda yazdığı makaleler yer aldı. Kitap “Tarpan” yayınevinde 500 adet olarak basıldı. Kırım Müftülüğü, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı desteğiyle “Minberden Yükselgen Ses” adlı Kırım Tatarca cuma hutbeleri kitabını çıkardı. Aralık ayında bünyesinde Kırım Tatar edebiyatı bölümü bulunduran Tavriya yayınevinin Kırım Özerk Cumhuriyeti Sürgünden Dönen Vatandaşlar ve Etnik İlişkiler Komitesinin ayırdığı ödeneğin yetersiz olmasından kaynaklanan finansal sorunlardan dolayı 1 Ocak 2011’den itibaren kapatılacağı duyuruldu.

Avdet gazetesi 20. yaşını kutladı

İlk sayısı 15 Temmuz 1990 tarihinde yayınlanan Avdet adlı Kırım Tatar gazetesi kuruluşunun 20. yıldönümünü kutladı. 1990 yılında Kırım Tatar Millî Hareketi Teşkilatı (OKND), bağımsız bir millî gazete çıkarma kararı aldı. Tanınmış insan hakları savunucusu, Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı ve Ukrayna milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu gazete adının Avdet (dönüş) olmasını teklif etmişti. Emel Kırım Vakfı’nın da maddî desteği ile gazete yayın hayatına başladı. Yazılar elle yazılır ve daha sonra kısıtlı imkânlarla bilgisayara aktarılır, sayfa düzeni yine elle yapılırdı. Emel Kırım Vakfı’nın ve İstanbul Kırım Derneği’nin devam eden desteği ile ayda iki kez çıkan gazetenin ilk sayıları Letonya’nın başkenti Riga’da yayınlanır sonra Kırım’a ulaştırılırdı. Avdet’in ofisi, daha sonra Akmescit’e taşındı ve şu anda Kırım Tatar Millî Meclisinin ofisinde bulunuyor. 2005 yılından itibaren gazetenin baş editörlüğünü Şevket Kaybullayev yapmakta. Gazetenin kadrosu Nariman Celal, Gülnara Abdullayeva, Ayşe Abdullayeva, Temur Kurşutov, Alim Aliyev, Artur Kıpçakov, Milara Settarova, Leyla Emir Asan, Zarema İbraim gibi genç ve yetenekli gazetecilerden oluşuyor. Kırım Hayriye Vakfı’nın resmî sahibi olduğu gazete haftada bir, 500 adet basılıyor. Rusça ve Kırım Tatarca yazı ve haberlerin bulunduğu gazeteye günümüzde internet üzerinden de ulaşmak mümkün (www.avdet.org).

Sahne sanatları

Kırım Tatar Akademik Müzikal ve Drama Tiyatrosu Akmescit’teki tiyatro binalarında pek kolay olmayan şartlarda ama sanat aşkıyla çalışmalarını sürdürüyor. Her yıl birkaç oyun sahneye koyuluyor ve Akmescit’e gelebilen Kırım Tatar sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Tiyatronun devlet tarafından yapılması gereken tadilat çalışmaları bütçede olmasına rağmen bu yıl iptal edildi. Tiyatro yöneticileri Akmescit’e gelip Kırım Tatarca tiyatro eserlerini izleyemeyenler için Tatar köylerine bir turne düzenledi. Kırım Tatar Tiyatrosu oyuncuları Yusuf Bolat’ın “Arzı Kız” adlı eserinden uyarlanan “Arzı Kız” oyunuyla Ocak ve Şubat aylarında Kırım köylerinde turneye çıktı. Tiyatro, oyunu Karasubazar (Belogorsk) bölgesinde bulunan Zelenogorskoye (Efendiköy) mektebinde, İslam Terek (Kirovskoye) bölgesinde bulunan Karagöz (Pervomayskoye) köyünde, Sak bölgesinde bulunan Lesnovka köyünde, Seyitler bölgesinin Sadovoye köyünde ve Canköy bölgesinde bulunan Avuz Kırk (Medvedevka) köyünde icra etti. Kırım Tatar Akademik Müzikal ve Drama Tiyatrosu 2010 yılında önemli bir başka bir turneyi de halen on binlerce Kırım Tatarının yaşadığı Özbekistan’da gerçekleştirdi. Tiyatro, 5 ile 10 Ekim tarihleri arasında yaptığı Özbekistan turnesinde Taşkent, Çırçık ve Samarkand şehirlerinde Ukrayna Halk Sanatçısı Rinat Bektaşev’in yönetmenlik yaptığı “Dubaralı Toy” (İkili Düğün) adlı müzikal komedisini sahneye koydu. Kırım Tatar Akademik Müzikal ve Drama Tiyatrosu Aralık ayında yeni oyununu sanatseverlerle buluşturdu. Özbekistanlı dramaturg Nurullo Abbahon’un yazdığı ve ünlü Kırım Tatar yazar ve gazeteci Ablaziz Veliyev’in Kırım Tatarcaya tercüme ettiği “Yalnız Yıldız” adlı lirik komedi oyunu çocuklar ile velileri arasındaki ilişkileri konu alıyor. * Kırım Tatar sanat dünyasında bir başka öncü grup da “Qırım Ansambli”… Ödeneği devlet tarafından iyice azaltılan dans ve müzik topluluğu  20. kuruluş yıldönümünü 5 Aralık’ta Kırım Ukrain Akademik Müzikal Tiyatrosunda coşkulu bir konser ile kutladı. Kırım Tatar Millî Meclisi erkânının yanısıra KTMM Türkiye Temsilcisi ve Emel Vakfı Başkanı Zafer Karatay ve Kırım Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği İstanbul Şubesi üyesi Ayhan İçten de program için özel olarak Kırım’a geldiler. Qırım Ansambli millî ve kültürel değerlerin yaşatılabilmesi için maddî kazanç beklentisi olmaksızın çalışmalarını sürdürüyor. Köy köy, okul okul dolaşıp çocuklara Kırım Tatar müziği ve millî oyunları sergiliyor, millî çalgıları anlatıyor. Topluluk, bünyesinde çocuklardan oluşan bir dans ve müzik grubunu da bulunduruyor. “Qırım Ansambli”nin reisliğini 13 Mayıs’ta, yine Akmescit’te, Kırım Ukrain Akademik Tiyatrosu’ndaki büyük bir konser ile 50. yaşı kutlanan, Ukrayna ve Tataristan’da devlet sanatçısı unvanı verilen Server Kakura yapıyor. Server Kakura söz ve müziğini kendi yazdığı Kırım Tatarca şarkılarda Kırım’ın tarihî yer adlarını, geleneksel Kırım Tatar isimlerini özellikle kullanmaya dikkat ediyor. Diasporada da çok iyi tanınan bir sanatçı olan Server Kakura sayısız çocuk şarkısının da bestekârı ve söz yazarı. *

Ukrayna popüler kültüründe Kırım Tatarları

Kırım Tatar sanatçılar 2010 yılında Ukrayna popüler kültürüne de damga vurmaya başladılar. Camala lakaplı Kırım Tatar şarkıcı Susanna Camaletdinova Ukrayna’daki popülaritesi 2010 senesinde artan ses sanatçılarından oldu. Eurovision şarkı yarışmasının Ukrayna ön elemelerini kazanarak 2011’de yapılacak yarışmanın adaylarından biri olan Camala, 2009’da Bağımsız Devletler Topluluğu’nun (BDT) en büyük ses yarışması olan “Novaya Volna”yı (yeni dalga) kazanmıştı. Ukrayna’nın “Ukraina” Televizyon kanalında yapılan şarkı yarışmasının 3. sezonunu Kırım Tatar şarkıcı Asan Bilalov en çok seyirci oyunu toplayarak (%53,94 oy) kazandı. 40 yaşında bir tarih öğretmeni olan Bilalov yarışmadan kazandığı para ile ev kuracağını söyledi. Dünyaca ünlü Kırım Tatar gitarist Enver İzmaylov ve ses sanatçısı kızı Leniye İzmaylova Fransa’nın Nice kentinde Ocak ayında yapılan geleneksel 11. RUSKOFF festivaline katıldı.

Spor

Kırım Tatar sporcuları Ukrayna millî takımlarında ve diasporada yaşayan Kırım Tatarları da bu ülkelerdeki millî takımlarda yarıştılar. Örneğin Lenur Temirov, Bulgaristan’ın Samokov şehrinde 3- 4 Temmuz 2010 tarihleri arasında yapılan 20 yaş altı Avrupa Güreş Şampiyonasında Greko-Romen güreşte 60 kiloda gümüş madalya kazandı. Serbest stil kayakçı Enver Ablayev Kanada’nın Vancouver şehrinde yapılan 21. Kış Olimpiyat Oyunlarında Ukrayna’yı temsil etti. Kırım Tatar satranççı, uluslararası usta Hava Suleymanova, Eylül ayında 74 bayan satranççı arasından sıyrılarak Asya Satranç Şampiyonası’nı kazandı. Türkiye basketbol millî takımının Kırım Tatar asıllı oyuncusu Ersan İlyasova (Arsen İlyasov), millî takım ile birlikte 28 Ağustos ile 12 Eylül tarihleri arasında yapılan Dünya Kupası’nda gümüş madalya kazandı. Özbekistan millî futbol takımının Kırım Tatar asıllı kaptanı Server Ceparov bir kez daha Özbekistan’ın en iyi oyuncusu seçildi. Ceparov 2008 yılında da Asya’nın en iyi futbolcusu unvanını kazanmıştı.

TAVSİYELER

TÜRK DÜNYASINDA KADIN ÇALIŞTAYI KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NDE YAPILDI

Türk Dünyasından kadın temsilcilerini bir araya getiren ve açılışına KKTC Cumhurbaşkanı  Sayın Ersin TATAR’ın da …