AVDET GAZETASI
VEYA VATAN KIRIM’A KAVUŞMAK
Zafer KARATAY
Kırım Tatarlarının Millî Mücadelesinde basın yayın çok çok önemli bir yer tutar. Bu geleneğin büyük öncüsü ve öğretmeni İsmail Gaspıralı fikirlerini halka ulaştırmak ve halkın gözünü açmak, onları gaflet uykusundan uyandırmak için neşriyatın elzem olduğunu kavramış, 1783 yılında Çarlık Rusya’sının esaretine düştükten sonra tek bir neşriyatı olmayan Kırım Tatarları için 1881 yılında ilk mecmuayı, Tonguç’u Tiflis’te bastırmıştı. Çarlık yönetiminden izin alamadığı için yayının devamını Şafak adıyla, yine o zamanlar Türkler için çok önemli bir kültür merkezi olan Tiflis’te neşretmişti.[1] Bilindiği gibi, daha sonra sadece Kırım’a değil, umum Türk Dünyasına mâl olan ve Türk tarihinin en ihtişamlı gazetesi Tercüman’ı 1883’te Bahçesaray’da neşretmeye başlamıştı. Kırım’da ve bütün Rusya esaretindeki Türk Dünyasında karanlıkları aydınlatan Tercüman’dan sonra, 18 Mayıs 1944’e kadar Vatan Kırım’da birçok neşriyat yapıldı. O kara günde, Kırım Tatarlarına tarihin en ağır, en vahşi darbesi vuruldu. Halkımız topyekûn ölüm yolculuğuna, sürgüne gönderilirken, Stalin ve Sovyet rejimi Kırım Tatarlarını bir halk olarak yok etmenin yanı sıra Kırım Tatarlarına ait her şeyi de yok etmek istediler. Ama Kırım Tatarları Stalin’e ve Sovyet rejimine boyun eğmeyerek olağanüstü bir mücadeleyle Vatan Kırım’a dönmeyi başardılar.
Kırım Türkleri Vatan Kırım’a akın akın dönmeye başlarken, şoven Rusların hâkim olduğu yerel idareler Kırım Tatarlarının yerleşmelerine bin bir engel çıkarıyorlardı. Bunun üzerine 1989 yılından itibaren de Kırım Tatarları çadır şehirler oluşturarak evler kurmaya başladılar. Dönen Kırım Tatarlarının büyük çoğunluğu başlarını sokacak ev bark bulamazken, bir yandan da medeniyetlerini Vatan Kırım’da yeniden canlandırmak için çabalıyorlardı.
Böylelikle 7 Temmuz 1989 günü Akmescit şehrinde Kırım Tatarca yayınlanan Dostluk, Vatan Kırım’da sürgünden sonra ana dilimizde yayınlanan ilk gazete oldu. Rahmetli Şevket Ramazan’ın gayretleriyle ve onun yönetiminde haftada bir gün, cuma günleri Kırımskaya Pravda gazetesinin eki olarak yayına başlayan Dostluk gazetesi, rahmetli Şakir Selim ve diğer aydınlarımızın katılımı ve desteğiyle gelişti ve 1995 yılında Kırım adını alarak Kırım Türklerine olan hizmetini günümüze kadar sürdürdü.
Eşsiz gazete Tercüman’a beşiklik yapan tarihî Bahçesaray’da çıkan ilk bağımsız gazetemiz ise 15 Temmuz 1990 günü yayına başlayan Avdet gazetesi oldu. Avdet’in yayınlanmaya başlamasıyla ilgili olarak Emel’in 181. sayısına bir makale yazmıştım.[2] Aradan geçen 30 yıl sonra o dönemde şartların gereği yazamadığım bazı bilgi ve anılarımı paylaşarak tarihe küçük bir not düşeyim.
1989 yılında İstanbul Kırım Derneği’mizden büyüklerimiz, rahmetli Mehmet Çokgezen bir Karadeniz turu düzenlemişti. O ve eşi Halime Çokgezen II. Dünya Savaşı esnasında Kırım’ı terk etmek zorunda kalıp, Almanya’daki mülteci kamplarından Türkiye’ye gelenlerdendi. Gezi ilanını Emel dergisinde de yayınlamıştık.
Gezi programı kesinleşince hemen Yolbaşçımız Mustafa A. Kırımoğlu’nun ağabeyi, Hasan Cemil agamızın Taşkent’teki evine telefon bağlattık. Kırım Tatar Millî Hareketi’nin cesur insanlarından, kahramanlarından Ediye Muradasil Cemileva ile konuştum ve 11 Mayıs 1989 sabahı Yalta limanında olacağımızı bildirdim. Hareketten önce yine telefon ettiğimde Mustafa A. Kırımoğlu’nun Yalta’ya geleceğini söyledi. Birdenbire gezinin anlamı ve heyecanı daha da arttı. Zaten ilk defa Vatan Kırım’ı görmek ve o mübarek topraklara ayak basmak düşüncesi uykularımızı bölüyor, sabırsızlığımıza yüreğimiz zor dayanıyordu. Bir de efsane Kırımoğlu ile buluşacaktık! Elbette Emelci arkadaşlarla bu seyahatimiz hakkında, orada karşılaşacağımız soydaşlarımızla, Mustafa A. Kırımoğlu ağamızla neler konuşacağımızı uzun uzun müzakere ettik.
Bu buluşmaya elimiz boş gidemezdik. O günün şartları, gümrük ve pasaport kontrolleri vb. dikkate alındığında nihayetinde totaliter Sovyet rejiminin hüküm sürdüğü yerlere gidecektik. Yanımıza Emel dergimizin son sayılarından, Kuran’ı Kerim, Namaz Sureleri, Kırım ile ilgili kitaplar ve bir miktar Gökbayrak vb. aldık. “Osetiya” adlı SSCB gemisiyle 1989 yılı Mayıs ayında İstanbul’dan hareketle Batum, Sohum, Soçi ve çevresini gezdikten sonra, gemimiz 11 Mayıs 1989 sabahı Yalta limanına yanaştı.[3] Liman çıkışında Mustafa A. Kırımoğlu, İlmiy Umer, Mambet Üseyin ve bir arkadaşları bizi bekliyordu. Bu tarihî gezi ve o tarihî günde yaşadıklarım bir başka yazı konusu olacak kadar geniş.
Ankara Kırım Derneği Başkanı Dr. Ahmet İhsan Kırımlı, İstanbul Kırım Derneği Başkanı Niyazi Elitok, o dönemde Emel Kırım Vakfı yönetim kurulu üyesi olan Murat Vatansever, bütün gün Kırımoğlu ve beraberindekilerle birlikte Yalta’da meşhur Livadya sarayının bahçesinde iken Mustafa A. Kırımoğlu bana Kırım Tatar Millî Hareketi Teşkilatı’nın Türkiye temsilcisi olmamı teklif etti. Bu tarihî ziyaretin benim için başka bir geleceğin kapılarını açacağını nereden bilebilirdim ki? Daha sonra bunu 1991 yılında Kırım Tatar Millî Meclisi Türkiye temsilciliği takip etti. Bu konulardaki hatıralarımı geniş olarak yazmayı başka bir zamana bırakarak esas konumuz Avdet gazetesi meselesine döneyim.
Yalta’da yanımızda getirdiğimiz Gökbayraklar Kuran’ı Kerimler, Emel dergileri, kitap ve diğer hediyeleri verdik. Ayrılmadan önce yolbaşçımız Mustafa A. Kırımoğlu’na, Emelci arkadaşlarımızla aramızda topladığım parayı millî mücadelemizde kullanılmak üzere teslim ettim.
Yine aynı yıl 15 Kasım 1989 günü SSCB ile Türkiye millî futbol takımları Dünya Kupası elemeleri maçını Kırım’da Akmescit stadında oynadılar. Aynı yaz, değerli yazarımız Sevinç Çokum’un evinde tanıştığım rahmetli Kemal Çapraz’a, Yalta’da Mustafa A. Kırımoğlu ile tanışmamızı anlatmıştım. Millî maç için Türkiye’den Kırım’a düzenlenen turlar ile Kırım’a giderse Kırımoğlu ile görüşüp röportaj yapmasının mümkün olup olmayacağını sormuştu. Elbette mümkün yardımcı olurum demiştim. Nihayetinde O dönem İstanbul Kırım Derneğimizin başkanı olan Taner Kayan ile Kemal Çapraz, Mustafa A. Kırımoğlu ile kararlaştırdığımız yerde buluşmak üzere Kırım’a gittiler.[4] Onlarla da, yine Emelci arkadaşlarımızdan topladığım parayı göndermiştim.
1990 yılında Kırım’a maceralı bir yolculukla ikinci defa gittiğimde yolbaşçımız Mustafa A. Kırımoğlu, “sizin verdiğiniz paralarla bir gazete çıkarmaya başlıyoruz. Adını Avdet koydum. Bir de Jiguli marka araba aldık. Hem gazeteyi dağıtmakta hem de millî işlerde, Kırım’ın çeşitli yerlerine yerleşmeye çalışan vatandaşlarımız arasında faaliyet yürütmekte kullanacağız” demişti. Ama gazete biz Türkiye’ye dönene kadar baskıdan çıkıp yetişmemişti. Çünkü gazete Kırım’da Bahçesaray’da hazırlanıyor, aydınger kağıtlarına kalıbı çıkarılıyor ve baskı için bir arkadaşımız Letonya’ya kalıpları götürüyor ve orada, Riga’da basılıyordu. Zira Sovyetler Birliği henüz varlığını sürdürüyordu ve Kırım’daki matbaalar devlet kontrolünde idi. Bu matbaalar bağımsız bir Kırım Tatar gazetesini, Sovyet rejiminin tanımadığı Kırım Tatar Millî Hareketi Teşkilatı’nın yayın organını basmazlardı, basamazlardı. Böylelikle Avdet gazetası 15 günde bir, sürgünden sonra yayınlanan ilk bağımsız Kırım Tatar gazetesi olarak yayımlanmaya başladı. Önceleri Server Kerim’in avlu içinde bir Kırım Tatar evi olan iki katlı evinin bir odası, daha sonra İlmiy Umer’in evi ofis olarak kullanıldı. SSCB tarihin çöplüğüne gidip Kırım’da siyasî hava değişmeye başlayınca Bahçesaray’da basılmaya başlandı.
Elbette Avdet gazetasına yardımlarımız, desteğimiz daha sonraki yıllarda da devam etti. Başta kilolarca aydınger kağıtları olarak, çeşitli kırtasiye malzemeleri, kayıt yapabilen küçük el teypleri, bunların pilleri, kasetleri vb. ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürdük. Kırım ile Türkiye arasında gemilerle bavul ticareti başlayınca hem Avdet gazetasına hem de Kırım’a başka yardımları gemilerle daha rahat göndermeye başladık. Bütün bu gönderdiğimiz yardımların miktarları, hangi tarihte neler gönderdiğimizin kayıtları mevcut. Bu malzeme göndermeler sırasında ilginç anılarımız da oldu.
Bir kış günü Kırım’dan istenenleri, Eminönü ve Tahtakale’den satın aldım. Yaklaşık 20”şer kiloluk iki paketi oradan Karaköy’e kadar dinlene dinlene taşıdım. Karaköy limanının karşısında kaldırımda, malzemeleri Kırım’a götürecek arkadaşı beklemeye başladım. İki paketi de oraya gelince ıslanmasın diye, büyük poşetlere koymuştum. Üstümde kara, uzun paltom vardı ve kara kalpağımı takmıştım başıma. Yorgunluktan elektrik direğine yaslanıp beklerken limandan karı koca Sovyet vatandaşı (herhangi bir milletten olabilirdi) ellerinde çantalarla çıktılar. Sağa sola bakındılar. Beni kalpaklı görünce sokağı geçip yanıma yaklaştılar ve çantalarını açıp votka, şarap ve kürklü şapka satmak istediler. Rusça olarak, “Rusça bilmiyorum” dedim sadece. Şaşkınlıkla yüzüme bakıp uzaklaştılar. Onlar gittikten sonra bir başkası peyda oldu. Önce çaktırmadan beni ve paketleri süzerek, yanımdan geçti. Sonra etrafımda genişçe daire çizdi ve yavaş yavaş daireleri daraltmaya başladı. Bir yandan da benim tepkimi inceliyordu. Ben hiç istifimi bozmadan durmaya devam ettim. Biraz daha yaklaştı kafasını uzatarak torbaların içinde ne olduğunu anlamaya çalışırken bana da bakış atıyordu. Ses çıkarmadığımı görünce torbanın birinin ağzına elini attı, açıp baktı. Bir şey göremedi ve diğerine elini uzatıp açarken aniden biraz sertçe “ne bakıyorsun? Merak mı ettin?” deyince, irkildi ve geri çekilirken tökezleyip kaldırımdan yere düştü. Ben de ister istemez küçük bir kahkaha attım. Şaşkınlıkla yüzüme bakıp “ağbi siz Türk müsünüz? ben sizi Rus zannetmiştim” dedi. Meğer oraya gelip bavul ticareti yapan Ruslardan bir şeyler satın alıp, başkalarına satıyormuş.
Avdet gazetası, 1991 yılında Kırım Tatar Millî Kurultayı Vatan Kırım’da, Akmescit’te toplanıp Kırım Tatar Millî Meclisi’ni seçince Millî Meclis’imizin yayın organı oldu. 2014 yılında Kırım Rusya tarafından işgal edilince, işgalciler Kırım Tatar Millî Meclisi’nin faaliyetlerini yasakladı, binalarına el koydu. Avdet gazetemiz de Meclis binamızda bir odayı ofisi olarak kullanıyordu. Buradan atıldı. Yayın izni verilmeyince, gazetenin yayın yönetmeni Şevket Kaybullah, baskı adetini 999’e indirerek işgalci Rusya’nın kanunlarına göre izin almaya gerek olmaksızın yayınını sürdürmeye çalıştı. Ama bir süre sonra gazete büfelerinde satılmasına izin verilmedi ve dağıtımına engeller getirildi. Ne yazık ki, şimdi sadece internet ortamında yayınını sürdürmeye çalışıyor. https://tat.avdet.org/tr/
Avdet gazetesinde gazeteciliğe başlayan ve daha sonra 2013 yılındaki Kırım Tatar Millî Kurultayı’nda Kırım Tatar Millî Meclisi’ne seçilen, Meclis Başkan yardımcısı olan Nariman Celal ile Avdet’te bir süre çalışan Asan Ahtem ve Aziz Ahtem 3-4 Eylül 2021 tarihinden beri işgalciler tarafından hapiste tutuluyorlar.
Dileğimiz ve emelimiz Kırım’ın işgalden bir an önce kurtulması, Avdet’in ve diğer gazete ve televizyonlarımızın yeniden özgürce yayınlanması, hapisteki kardeşlerimizin sağ salim ailelerine kavuşmalarıdır.
[1] Viktor Yuriyeviç Gankeviç, Yavuz Akpınar, “İsmail Gaspıralı’nın Yayınladığı İlk Mecmualar, Tonguç, Şafak”, Emel, Sayı 234, Ocak-Şubat-Mart 2011 ve Yavuz Akpınar, “İsmail Gaspıralı’nın Şafak Mecmuası”, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi İsmail Gaspıralı Özel Sayısı, Cilt 11, sayı 4, Aralık 2014, s. 8-46. Nüshaları bulunan Tonguç ve Şafak mecmualarının içerikleri her iki makalede de geniş olarak anlatılmaktadır.
[2] Zafer Karatay, “Kırım Türklerinin Vatan’a Dönüşü ve Avdet Gazetesi”, Emel, Sayı 181 (Kasım-Aralık 1990), s.4-7.
[3] Bu tarihî geziyi 30. Yıldönümü vesilesiyle Murat Vatansever geniş olarak yazdı. Bkz. Murat Vatansever, “Vatan Kırım’a Ayak Basmak: Bir Hayalin Gerçeğe Dönüşmesinin 30. Yılı”, Emel, Sayı 267, Nisan-Mayıs-Haziran 2019.
[4] Zafer Karatay, “Kemal Çapraz ve Kırım”, Kuzeydeki Yavru Vatan Kırım, Kemal Çapraz (Yayına hazırlayan Bayram Akcan), İstanbul, Kocav yayınları, 2016 içinde, s. 229-236.