“BİR GÜN BU BEDBAHT YEŞİL ADANIN ASIL SAHİPLERİNİN ELİNDE RENGÂRENK ÇİCEK AÇACAĞINI UMALIM”*
Bülent TANATAR
29 Ağustos 2025
1- Dnipro şehrinin Ukrayna için neden önemli olduğunu düşünüyorsunuz ve Dnipro’nun kaybının ne gibi sonuçları olabilir?
Son günlerde Rus askerî kuvvetlerinin bir yandan artık klasikleşmiş olan Ukrayna şehirlerinin altyapılarını vurmak bahanesiyle sivil yerleşim yerlerini uzaktan bombalamasına tanıklık ederken diğer yandan savaş cephesini genişletebilecek bir hamle olarak Dnipro şehrine de sürpriz bir şekilde girdiğini gördük. Ukrayna savunma güçleri bu girişimi şu an için önlemiş olsalar da iş nereye varacak bilemiyorum. Rusların Dnipro’da kısa vadede başarı kazanma şansları olduğunu sanmamakla birlikte eğer burada savunma yarılırsa süngüsünü düşürecek denli olmasa da Ukrayna için çok moral bozucu olur, zira Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik Şubat 2022’deki tam tekmil işgal harekâtının ilk evresindeki toprak kazançları bilahare durdurulmuş ve neredeyse 3 yıla yakındır cephe hatlarında kayda değer bir değişiklik söz konusu olmamış, taraflar birbirlerini son derece yıpratsalar da pata durumu az çok korunmuştu. Dnipro Rusya’nın şimdiye dek üzerinde hak iddia etmemiş olduğu bir bölge, her ne kadar sanayi bakımından önemli de olsa bir aciliyet kesbedecek denli kritik derecede stratejik değil.
2- ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya lideri Putin arasında Alaska’da yapılan görüşmeden neden bir sonuç çıkmadığını düşünüyorsunuz?
Trump Rusya-Ukrayna çatışmasını çok hafife aldı. Tarafların yorulduğunu, dolayısıyla Ukrayna’ya yardımın kesileceği tehdidi yapılır ve Rusya’ya da yaptırımların kaldırılabileceği ihsas edilerek ağzına bir parmak bal çalınır, yeteri miktarda da höt höt yapılırsa Zelenskıy de, Putin de barış masasına koşa koşa gelirler, ben de Nobel Barış Ödülünün bir numaralı adayı olurum diye çocukça bir hayalin peşinde bir süre dünya kamuoyunun kafasını karıştırdı. Ama çok geçmeden sisin içinden gerçekler yüzünü gösterdi ve Ukrayna’nın toprak tavizinde bulunmayacağı, Rusya’nın da ele geçirdiği topraklardan çıkmaya niyetinin olmadığı ayan beyan görüldü. Sonuç alma ihtimali zayıf olan kestirmeden barış yolu yerine ateşkes üzerinde yoğunlaşılsa ve taraflara bu noktada baskı yapılsa en azından bir süre bütün dünya biraz nefeslenirdi diye düşünüyorum.
3- Trump yönetiminin çözüme ulaşmada Avrupa ülkelerini ve Ukrayna’yı dışlaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Trump kolektif çalışmaya yatkın olmayan biri. Koskoca ülkeyi, bir süpergücü aile şirketini yönetir gibi yönetmeye kalkıyor. Amerikan yerleşik sistemi bu tarzı nereye kadar tolere edecek göreceğiz. Öte yandan Amerikan hegemonyasının uzun süreli can çekişmesine çözüm getireceği iddiasıyla önemli bir geri dönüşle tekrar başkan seçilen Trump kendisini iktidara taşıyan eklektik koalisyonun en azından bir kısmını sükutu hayale uğratacak gibi görünüyor. Şimdiye dek züccaciye dükkanına giren fil gibi sorumsuzca sağa sola çarpan Trump yüzünü ona dönene dek asıl hedefi olarak belirlediği Çin’in sandığı yerin çok ötesinde olduğunu da görebilir. Avrupa Birliği’ni müttefik değil de rakip gibi görmek, onun zayıflamasından medet ummak gibi bir körlük faydadan çok zarar getirebilir. Hele bütün medenî ve insanî normlarda kırmızı çizgiyi fersah fersah aşmış savaş suçlusu, saldırgan Rusya’yı tam da paryalaşma sürecinin son aşamasındayken içinde debelendiği bataklıktan çekip çıkartmak, buna karşılık Avrupa’nın savunmasını bilfiil yüklenmiş yaralı Ukrayna’yı sanki savaşı Batı dünyasını soymak için sürdürüyormuş gibi suçlamak ancak ahmaklara özgüdür, düpedüz kötü niyetli değilseniz eğer.
4- Rusya’ya yönelik yaptırımlar hangi açılardan yetersiz? Nasıl iyileştirilebilir ve geliştirilebilir?
Rusya o muazzam propaganda makinesi sayesinde uyduruk sebepler ileri sürerek komşusuna açtığı savaştaki uzun ve kısa vadeli zarar ve kayıplarını sıfırı tüketene dek sürdürmeyi göze almış gözü dönmüş bir canavarı maalesef bugüne dek kör gözlerden saklamayı başardı. Ama başta etnik Ruslar olmak üzere, Rusya’yı oluşturan halkların güvenliğini olduğu kadar refahını da bencilce bir ham hayal uğruna riske atmakta hiçbir sakınca görmeyen Putin ve şürekâsı Rusya’nın kaynaklarının sonlu olduğunun farkında olmasalar gerek. Bu kim önce havlu atacak çekişmesinde öngörüsüzlükle malul Batı dünyası şimdiye dek kötü bir sınav verdi. Bugün katlanmak konusunda ayak sürüdüğünüz maliyetten kaçınmak sizi yarın elinizdeki bütün sermayeden de edebilir. Sözün kısası, Ukrayna’nın her türlü yardımla yanında olmaya devam edilmeli. Fakat Ukrayna yönetiminin de hata yapmaya, yalpalamaya, ülke savunmasını iç politik mülahazalarla sakatlamaya hakkı yok.
5- Kırım Ukrayna için neden bu kadar önemli? Trump’ın “Kırım’ı geri almak söz konusu değil” mesajı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kırım Karadeniz’in hâkim mevkiidir. Doğal güzellikleri, tatil beldesi olarak ünü bir yana Kırım elinden çıktığı takdirde denize çıkışı önemli ölçüde kısıtlayacak olan Ukrayna için olduğu kadar başta Türkiye olmak üzere bütün kıyıdaş ülkeler açısından önemlidir. Kırım’ın Rusya’nın elinde olması onun Karadeniz’i Rus gölüne çevirmesi anlamına gelir. Amerikan jeopolitik aklının bu konudaki vurdumduymazlığına anlam vermek çok zor. Diğer taraftan Kırım Kırım Tatarlarının yegâne vatanıdır. Bugün hoyrat Rus koloniyalizminin kurbanı olarak yarımadada azınlık konumuna düşmüş dahi olsalar bu gerçek değişmez. Söylemesi acı, ama bu musibet savaş sayesinde Ukraynalılar Kırım Tatarlarının hayatî öneminin bilincine vardılar ve gelecekte onların otonomisinin önünü açmak için yasal düzenlemeler yapıyorlar. Bir gün bu bedbaht yeşil adanın asıl sahiplerinin elinde rengârenk çiçek açacağını umalım.
* Weltschau.com’dan Can Özelgün’ün Sorularına Verilen Cevaplar
Emel KIRIM VAKFI