ANKARA KIRIM DERNEĞİ KURUCU BAŞKANI VE EMEL DERGİMİZİN İLK İMTİYAZ SAHİBİ
NİYAZİ KIRIMMAN (1911-13.2.1967)
Tuncer KALKAY**
Kırım Tatar camiasının 1950’li ve 1960’lı yıllarda Ankara’daki en önde gelen önderlerinden birisiydi Niyazi Kırımman. Ticaret hayatındaki başarıları yanında Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeliği ile Ankara’nın tanınmış simaları arasında yer almakla birlikte Kırım Derneği’nin Ankara’da kurulmasında, Romanya’da neşredilen Emel Mecmuası’nın Türkiye’de tekrar yayın hayatına başlamasında çok önemli roller üstlenmişti. Bu derece önemli bir insanı günümüz ile buluşturmak, yeni nesil ile tanıştırmak hem vefa borcumuzu birazcık da olsa ödemeye, hem de diasporadaki Kırım Tatar tarihimize bir not bırakmaya vesile olacaktır.
Niyazi Kırımman 1911 yılında, Dobruca’nın bugünkü Bulgaristan sınırları içerisinde kalan Hacıoğlu Pazarcık’ta dünyaya geldi. Babasını küçük yaşta kaybetmesinden dolayı daha sekiz yaşında iken, Türkiye’de bulunan dayısının himayesinde 1919 yılından itibaren çalışarak yaşamını sürdürmeye başladı. Dayısının yanında kazandığı tecrübesi, çalışkanlığı ve azmi ile birleşince 1937 yılında Ankara’da yirmi altı yaşında kendi işletmesini kurmaya muktedir oldu. Aynı yıl Kırım Tatarı olan Hediye Hanım ile hayat arkadaşlığına başladı. Bu evlilikten Pekin adlı bir oğulları dünyaya geldi. Ankara’nın Anafartalar Caddesinde faaliyet gösteren iş yerinde yapı malzemelerinin ticareti ile ticaret camiasında tanınmaya başladı. Ticaret hayatındaki başarısı onu, Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeliğine de taşıdı. Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi olarak önemli çalışmalar üstlendi.
Ankara’nın Aşağı Eğlence semtinde bulunan geniş bahçeli evi Kırım Tatarlarının toplantılarına da ev sahipliği yaptı. Ankara’da bulunan Kırım Tatarı olan öğrencileri evine davet etmesi için Annesi Zehra Hanım da teşvik ederdi. Evinin baş köşesinde, rafın üzerinde, Kırım’dan getirilmiş koyu renkli taş parçacıkları bir şişe içerisinde sergilenirdi.
I. Dünya savaşından sonra yıllarca yaşamak zorunda kaldıkları mülteci kamplarından Türkiye’ye gelenlerin daha önce kendi aralarında kurmuş oldukları dayanışma bağlarının devam etmesi ve yaşama tutunmaları ile kendi kimliklerini sürdürme arayışına daha önceki yıllarda Türkiye’ye göç edenlerin de karşılık vermesi, Kırım Tatarlarının Ankara’daki teşkilatlanma çalışmalarını başlattı. Çoğunluğu aynı ya da benzer kaderi paylaşan ve aileler arası bağlar çerçevesinde de oluşan bu çekirdek topluluğun zaman zaman bir araya geldikleri toplantılarında dernekleşme konusu da gündemin ağırlıklı konularından biri olarak yerini aldı.
Bu toplantıların sonucunda 1955 yılına gelindiğinde Ankara’da da bir Kırım derneğinin kurulması kararlaştırılmış oldu. Kırım doğumlu üç kişinin (Server Trupçu, Muhittin Sevdiyar, İsa Karaşay), Dobruca doğumlu bir kişinin (Niyazi Kırımman), İstanbul doğumlu bir kişinin (Mahmut Oktay) aralarında bulunduğu beş kişilik kurucular kurulunun müracaatının kabul edilmesiyle “Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Cemiyeti “ 1 Temmuz 1955 tarihinde kurularak resmen faaliyetine başladı.
Kurucu yönetim kurulunda başkanlık görevini üstlenen Niyazi Kırımman birinci ve ikinci dönem genel kurullarında seçilen yönetim kurullarında ise Başkan Vekili olarak görev aldı. Yıllar sonra Genel Merkez yapılanması ile çok önemli fonksiyonlar üstlenecek olan Kırım Derneği’ne dönüşecek bu cemiyetin, kuruluşundan itibaren masraflarının önemli bir bölümünü Niyazi Kırımman karşıladı.
Kırım Derneği’nin arşivinde bulunan fotoğraf albümünde yer alan ve 1955 yılında cemiyet mensuplarının toplu halde çekilmiş ilk fotoğraf, Niyazi Kırımman’ın Etlik Aşağı Eğlence semtindeki evinin bahçesinde çekilmiştir.
Kırım Derneği’nin genel kurul ile seçilen, Cafer Ortalan’ın Başkanlık, Niyazi Kırımman’ın Başkan Vekilliği yaptığı ilk yönetim kurulunda, “Kırım” adı ile bir derginin Kırım Derneği’nin yayın organı olarak çıkarılması kararı, 21.6.1956 tarihli toplantıda kabul edildiği halde 16.10.1956 tarihli toplantıda maddi imkansızlıklar gerekçe gösterilerek iptal edildi. Bunun ardından bir sonraki dönem yönetim kurulunda yer almayan Cafer Ortalan’ın İmtiyaz Sahibi, Sermet Arısoy’un Yazı İşleri Müdürü olduğu Mehmet Sevdiyar’ın da da yazıları ile destek olduğu Kırım adındaki dergi Kırım Derneği’nden bağımsız olarak 1957 yılının Ocak ayından itibaren yayınlanmaya başladı. Türkiye Cumhuriyeti’nde yayınlanmaya başlayan ilk periyodik Kırım Tatar yayını olan Kırım dergisinin 1961 yılına kadar 24 sayısı neşredildi.
Niyazi Kırımman’ın Kurucu başkanlık görevinin ardından başkan vekilliğini üstlendiği birinci ve ikinci dönem yönetim kurullarında Veznedar ve Sekreter görevlerini üstlenen Kırım doğumlu İbrahim Dülber, üçüncü dönem yönetim kurulunda da veznedarlık görevini yürüttü. İbrahim Dülber görev yaptığı üç dönem boyunca Ankara’da düzenlenen Kırım gecelerinde ön planda ve aktif bir şekilde yer aldı. Mülteci sıfatı ile ABD’ne göç eden İbrahim Dülber kuruluş çalışmalarına da iştirak ettiği New York şehrinde bulunan ve 1961 yılında kurulan Amerikan Kırım Türkleri Birliği’nin ilk başkanı olarak kayıtlara geçti.
Buradan da anlaşılacağı üzere Niyazi Kırımman’ın da aralarında bulunduğu Kırım Derneği’nin gerek kurucuları gerekse ilk dönem yöneticileri; entelektüel bakışları, girişimci yönleri, toplumsal sorumlulukları çerçevesinde Kırım Tatarlarının Türkiye’de teşkilatlanması ve yayın hayatının başlamasında çok önemli temel taşları oldu.
Kırım Tatar Milli hareketine de yakınlığı ile bilinen Kırımman, Kırım Derneği’nin kuruluşundan itibaren milli konulara yönelik faaliyetlerde Cafer Seydahmet Kırımer’in öncülüğünün dikkate alınmasına büyük önem verdi.
Romanya’daki yayın hayatını durdurmak zorunda kalan Emel Dergisi’nin Ankara’da 1960 yılından itibaren iki yıl boyunca 11 sayılık başlangıcını yapan, aralarında Ahmet Karakaya, Halil Beşev, Mahmut Oktay ve Hüsamettin Korkut’un da bulunduğu beş kişilik grubun içerisinde Niyazi Kırımman da yer aldı.
Yine bu beş kişilik grup içerisinde yer alan Ahmet Karakaya da Emel dergisinin Ankara’daki yayın hayatında birinci derecede rol aldı. Kırım Derneği kurucularından Server Turpçu’nun kız kardeşi, derneğin halkoyunları çalıştırıcısı Nuriye Karakaya ile evli olan Ahmet Karakaya Kırım Derneği’nin çalışmalarına her zaman destek sağlayarak aktif bir şekilde katılım sağladı. Kırım Derneği kurucularından olan, Kırım Tatarları arasında çok sevilen, herkesin yardımına koşan Mahmut Oktay’ın gerek şahsı gerekse e Ankara’daki Kırım Tatarlarının buluşma ve haberleşme noktası olarak kabul edilen işyeri Emel dergisinin yayınlanmasına yönelik önemli katkılarda bulundu. Kırım’da fiilen savaşlara iştirak etmiş, hapislerde yatmış, defalarca ölüm cezasına çarptırılmış 1896 Kırım doğumlu olan ve efsane olarak bilinen Halil Beşev’de bu beşli içerisinde önemli görevler aldı.
Yapılan toplantılar sonucunda; Niyazi Kırımman, derginin bütün masraflarını karşılayacağını açık ve kesin olarak ifade ederken, maddi yardım yanında abone bulma işini Halil Beşev kabul etti. Mahmut Oktay da ayni yardımları yapmayı ve kâr almadan dükkânında satmayı üstlendi. Derginin tertip ve tanzimi, yazı temini, baskı ve tevzi işleri sorumluluğunu da Ahmet Karakaya üzerine aldı.
İmtiyaz sahibinin Niyazi Kırımman’ın olacağı Emel dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yapacak kişinin bulunması biraz zaman aldı. Çünkü yazı işleri müdürlüğü için mevzuatın getirdiği bazı şartlar söz konusuydu. Nihayetinde bu görevi üstlenen Hüsameddin Korkut derginin çıkması için gerekli resmi izni de aldı.
Niyazi Kırımman’ın İmtiyaz sahipliğini ve bütün masraflarını üstlendiği Emel dergisinin yayın hayatına başlaması için koyduğu tek bir şartı “Yeter ki dergi, Cafer Seyitahmet Bey’in çizdiği yoldan yürüsün!” şeklinde oldu.
Emel Dergisi’nin fiilen idareciliğini de üstlenen Ahmet Karakaya’nın yıllar sonra yine Emel dergisinde konu ile ilgili yazdığı makalesinde, defalarca yaptıkları toplantılar ve aralarındaki görev dağılımından sonra “ilk iş olarak durumu İstanbul’daki arkadaşlara yazdık, İbrahim Otar vakit geçirmeden Ankara’ya geldi. Kendisi ile konuştuk ve mutabık kaldık. Onlar da EMEL adıyla bir dergi çıkarılmasını uygun buldular ve para ve yazı yardımı yapacaklarını vaat ettiler. Ve bu yardımlarını fazlasıyla yaptılar.” ifadesi yanında “Esasen bu derginin çıkması gereken yer İstanbul’du. Bizim rolümüz, böyle bir derginin çıkmasına ön ayak olmaktan ibaretti. Bir emri vaki yaptık, tuttu. Ve iyi de oldu.” İfadeleri de dikkat çekmektedir.
Buradan anlaşılacağı üzere Emel dergisinin Türkiye’de yayın hayatına başlamasının; Niyazi Kırımman’ın da mensubu olduğu Ankara’daki bu beş Emelcinin bizzat kendi iradesi ile gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu iradelerinin gerçekleşmesi için de hem kendi aralarındaki hem de Kırım Tatar Milli hareketinin İstanbul’daki temsilcileri ile yapılması gereken istişarelere titizlikle ve dikkatle önem verdikleri görülmektedir.
Kırım Tatarlarının Türkiye’deki teşkilatlanması ve seslerinin duyulması yönünde büyük fedakarlıklar yapan, gerek zamanını gerekse parasını hiç sakınmadan sarf eden Niyazi Kırımman en verimli çağında, geçirdiği bir trafik kazası sonucunda yaralanmış, yarası ölümcül olmamasına rağmen maalesef yanlış uygulanan bir narkoz uygulaması sebebiyle 13 Şubat 1967 tarihinde 56 yaşında iken hayatını kaybetmiştir.
Kırım Tatarlarının muhaceretteki milli yayın organı olan Emel Dergisi’nin 1960 yılından itibaren tekrardan Türkiye’de yayınlanmasını sağlayarak Kırım Tatarlarının tarihi, kültürü, edebiyatı ve sanatının tanıtılması ve yayılması yönündeki teşebbüse vesile olmak ve bu teşebbüsü hayata geçirmekle Niyazi Kırımman ve Emeldaşları tarihteki yerlerini almıştır.
Yine Kırım Tatarlarının dünya genelinde en önemli kurumlarından biri olan Kırım Derneği’nin temelinin 1955 yılında atılmasına öncülük eden, kurucu başkalığını yapan, bugünlere kadar gelmesine vesile olan Niyazi Kırımman ve de yol arkadaşları hiçbir zaman unutulmayacaktır.
Milletine hizmet edenler asla unutulmaz.
*Not: Bu makalenin hazırlanmasında Kırım Derneği Genel Merkezi’nin arşivinden, Emel Dergisi nüshalarından yararlanılmıştır.
**-Emel Dergisi Ankara Temsilcisi, Kırım Derneği Önceki Dönem Genel Başkanı, Kırım Vakfı Başkanı