Beş yıl önce Rusya barışçıl ve özgür bir Avrupa fikrine şiddetle meydan okudu. Ukrayna’ya karşı saldırganlığı ve Kırım’ı yasa dışı olarak ilhak etmesiyle Rusya, uluslararası hukuk ilkelerine olan saygısını açıkça gösterdi ve Avrupa güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturdu.
Bugün Ukrayna halkı, ülkelerinin Avrupa’ya entegrasyonunu desteklemede hiç olmadığı kadar birleşmiş durumdalar. Ukrayna’nın yerine getireceği çok sayıda zorlu görev ve reform var, devam eden Rus saldırganlığına rağmen (reformlarda) etkileyici (bir) ilerleme kaydedildi. Bugünün Ukrayna’sı 2014 öncesi Ukrayna’dan oldukça farklı. Daha önce Avrupa ve Avrupa değerlerine hiç bu kadar yakın olmamıştı. Buna karşılık, Rus işgali altındaki Kırım geriliyor. Orada yaşayan insanlar daha da yalıtılmış durumda. İnsan hakları ve sosyo-ekonomik koşullar bakımından durum bozulmaya devam ediyor.
Uluslararası toplum tarafından kınanan bir eylem olan Kırım’ın yasa dışı işgali uluslararası kurallara dayalı sistemi tehlikeye attı. Kırım’da 16 Mart 2014’teki gayri meşru “referandum” uluslararası toplum tarafından yasa dışı ve geçersiz olarak değerlendirildi. Geçtiğimiz beş yıl boyunca, topluluğumuz en güçlü şekilde, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün yeniden tesis edilmesini istedi. AB, NATO ve G7 üye ülkeleri tarafından uygulanan yaptırımlar ve tanımama politikamız ortak çabalarımızı yansıtmakta ve egemen bir ülkenin herhangi bir bölgesinin yasa dışı işgalinin 21. yüzyılda norm haline gelebileceğini kabul etmemizi reddetmektedir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Misyonu ve diğer uluslararası kuruluşlar, Kırım Tatar etnik azınlığına, etnik Ukraynalılara, Rus Ortodoks inancında olmayan dini azınlıklara ve sivil toplum aktivistlerine karşı Kırım’da ağır insan hakları ihlallerinin olduğunu bildirmiştir. Keyfi tutuklamalar ve alıkoymalar, kaçırılan insanlar, kötü muamele, işkence ve en az bir yargısız infaz belgelenmiştir. Yargılanmayı bekleyen çok sayıda siyasi tutuklu ve tutuklu, bu uygulamanın uluslararası insancıl hukuk tarafından kesinlikle yasaklanmış olmasına rağmen, Kırım’dan Rusya Federasyonu’na (zorla) sevk edilmiştir.
En acı vakalardan biri (ise) geçen yıl Avrupa Parlamentosu Saharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü’nü alan Ukraynalı sinemacı Oleg Sentsov’un tutuklanması ve yargılanması. Sentsov cesareti ve kararlılığıyla hayatını tehlikeye atarak, -Rusya’da ve dünyada alıkonulan siyasi mahkumların serbest bırakılması için bir mücadele sembolü haline geldi.
Geçen yıl Azak Denizi ve çevresinde gerginlikler arttı. Rusya tarafından Kerç Köprüsünün inşası, sadece Ukrayna’nın egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün bir başka ihlali değil, aynı zamanda Azak Denizi’ndeki Ukrayna limanlarına ve serbest geçişe engel olan yapay gecikmeler yaratmak,
Ukrayna ekonomisine, özellikle Mariupol ve Berdyansk liman kentlerine ilave zorluklar çıkarmak için kullanılan bir araçtır. 25 Kasım 2018’de Kerç Boğazı yakınlarındaki Ukrayna gemilerine yapılan haksız saldırı ve gemilerin ele geçirilmeleri, (Ukraynalı denizcilerin) yasa dışı olarak tutuklanmaları uluslararası hukuka kasteden açık bir ihlaldir. Rusya’yı tutuklanan Ukrayna denizcilerini serbest bırakmaya, yakalanan gemileri iade etmeye ve Azak Denizi ile Kerç Boğazı’nda serbest dolaşıma müsaade ederek uluslararası taahhütlerine uymaya çağırıyoruz.
Beş yıl önce Kırım’da ortaya çıkan olaylar bir kez daha bize güvenliğimizi ve özgürlüğümüzü bir kere verdikten sonra alamayacağımızı öğretti. Başka bir ders de, toplumlarımızın çeşitli saldırı biçimlerine ve müdahalelere karşı direncini güçlendirmemiz gerektiği oldu. Ukrayna bu doğrultuda, beş yıl boyunca ortakları tarafından desteklenerek gerçek bir ilerleme kaydetti. Diğer Avrupa ülkeleri de Ukrayna’daki olayları öğrendi ve kendi dirençlerini geliştirmek için çalışıyor.
Avrupa-Atlantik alanında istikrarı geri getirmek ortak hedefimizdir. Avrupa ve transatlantik ortakları dış zorluklarla karşı karşıya kalma yeteneklerini ortaya koymuşlardır, ancak bu birliği bozma veya toplu güvenliğimizi zayıflatma girişimlerine karşı dayanıklılığımızı güçlendirmeye devam etmeliyiz. Kırım’ın yasa dışı işgalini tanımama politikamıza devam edeceğiz ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırganlığını en sert şekilde kınayacağız.
Ukrayna’nın güvenliği tüm Avrupa’nın güvenliği ile bağlantılı olduğundan Ukrayna’ya yardım ve destek sağlanması çok önemlidir. Koordineli uluslararası yaptırımlar politikası, Rusya’ya uluslararası hukuku göz ardı etmenin sonuçları olduğu konusunda net bir mesaj verir. Kırım’ı ne unutur ne de bırakırız.
İmzalayanlar:
Edgars Rinkēvičs, Letonya Dışişleri Bakanı
Pavlo Klimkin, Ukrayna Dışişleri Bakanı
Sven Mikser, Estonya Dışişleri Bakanı
Linas Linkevičius, Litvanya Dışişleri Bakanı
Jacek Czaputowicz, Polonya Dışişleri Bakanı
Margot Wallström, İsveç Dışişleri Bakanı
Anders Samuelsen, Danimarka Dışişleri Bakanı
Chrystia Freeland, Kanada Dışişleri Bakanı
Teodor Meleşcanu, Romanya Dışişleri Bakanı
Jeremy Hunt, Birleşik Krallık’ın Dışişleri ve Milletlerarası İlişkiler Devlet Sekreteri
Tomáš Petříček, Çekya Dışişleri Bakanı
* 11 ülkenin Dışişleri Bakanlarının ortak bildirisinin İngilizce aslı için bknz; “The west must not abandon Crimea and Ukraine to Russian aggression” https://www.theguardian.com/commentisfree/2019/feb/27/west-crimea-ukraine-russian-occupation