TÜMSEKLER DİYARI
Saliha HACI FAZIL SEPTAR
Sükût ve sükûnete burunmuş bir diyar
Her tümseğin başında taş bir bekçi var.
Kimi uzun, kimi kısa, kimisi dar,
Kimi geniş, kimi kabarık, çökenler de var.
Kimine yazılmış bir iki satır yazı,
Yanık sözlerle derdini hak edenler de var
Her birinde okunur bir iftirak ahi,
Yaş yerine kan dökmüş analar da var.
Her biri saklamış bir sevgili vücud,
Kimi ana, kimi baba, kardeş te var.
Ana kucağından ayrılan yavrular da mevcud
İlkbahar çağında gidenler de var.
Yıllar aylar dün bugün de
Aramızdan her an bu dünyadan göçenler var.
İrkilmez, her geleni saklar soğuk bağrında
Şehir, köy bitişiğinde tümsekler diyarı var
Doğmuş kim bilir hangi elde, hangi diyarda?
Belki ağlayan bir ana, bir sevgili yavrusu da var,
Aşmış dağ, deniz, gelmiş ta bu diyara,
O da olmuş bir tümsek, ziyarete gelecek kim var?
Kışın haşin ayazı çatlatır toprağı,
O toprakta yuvadan ayrılanlar var.
Soğuk, merhametsiz kar örter her tarafı
O tümsekler altında naz içinde büyüyenler var.
Uğuldar fırtına, yağar yağmur,
Saçında aşk kokusu kurumayan gençler var.
Ateş, sıcak, her can gölge arıyor,
Milyonlarca kımıldamadan yatanlar var.
Hey zahir! yolun düşerse bu diyara
Serilen tümseklerde ibret verici ders var!
Dinle! kulak ver, esen rüzgâra
“Sen de olursun bir tümsek” sözü var.