Kitabiyat:
YENİ KİTAPLAR
Hazırlayan: Özgür KARAHAN
Kırım Karaycası Türkçe Sözlük
Hazırlayan: Gulayhan AQTAY, Henryk JANKOWSKİ
Çeviren: Tülay ÇULHA
Kesit Yayınları
ISBN: 978 6057898371
554 Sayfa, 16,5x 23,5 cm
Karaylar, başta Litvanya, Polonya, Ukrayna, Kırım ve İstanbul olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde dağınık olarak yaşamaktadırlar. Konuştukları dil olan Karayca ise Türk dilleri içerisinde Kuzeybatı Kıpçak grubunda kabul edilmekte ve yok olma tehlikesi altındaki diller arasında anılmaktadır. Haliç, Trakay ve Kırım olmak üzere üç diyalekti bulunmaktadır.
Karaycanın sözlükleri ise 20 yüzyılın başlarından itibaren farklı alfabelerde hazırlanmış, kimisi basılmış, kimisi daktilo baskısı olarak özel koleksiyonlarda yer alan sınırlı sayıda çalışmalar olmuştur. Son olarak Gulayhan Aqtay, Henryk Jankowski tarafından yayımlanan ve bu çalışmaya konu olan A Crimean Karaim-English Dictionary, yaklaşık 10.000 maddenin yer aldığı Karaycaya ilişkin hazırlanmış en son ve en kapsamlı sözlüktür. Burada Türkçe çevirisi sunulmuş olan bu çalışma, kendisinden önce yapılmış sözlük çalışmalarının bir değerlendirmesi olması bakımında bu dile ilişkin sözlük ihtiyacını karşılayacak niteliktedir. Sözlüğün çevirmeni Tülay Çulha ise 15 yıldan fazladır Karayca üzerine çalışmakta olup Türkiye’deki ilk Karayca sözlüğün yazarıdır (Karaycanın Kısa Sözvarlığı. Karayca – Türkçe Kısa Sözlük)
Kırım Efsaneleri
Anastasiia ZHERDİEVA
Editör : Hazar Ege GÜRSOY ERDENAY.
Çevirmen: Feridehanum Useinova, Elzara İşcen
Sonçağ Yayınları
İstanbul, 2019.
ISBN: 9786257000338
174 sayfa, 13,5 x 19,5
Kırım’da dilden dile dolaşan, kuşakları aşan ve sözlü kültür hazinesinin en önemli kısmını oluşturan halk efsaneleri yeni bir kitap çalışmasında bir araya geldi. Anastasiia Zherdieva yıllarca derlediği halk efsanelerini akademik araştırmalarında bir araya getirmesinin akabinde kitaplaştırarak okurla buluşturdu. Kitabın ilk Türkçe çevirisi, Sonçağ Yayınları tarafından kütüphanelere gönderilmek üzere sınırlı sayıda basıldı. Kitap Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği ve Ukrayna Derneği-Ankara’nın katkılarıyla yayımlandı.
Kırım Göç ve Sürgün
Editör: Ahmet Koçak , Hamza Ateş
Akıl Fikir Yayınları
İstanbul, 2019.
ISBN: 9786052068885
270 sayfa, 13,5x21cm
Son birkaç yüzyılın ağıtı henüz tam yazılmamış en trajik dramlardan birisi; Kırım Türklerinin yüzyıllar süren göç, sürgün ve iskân hikâyesidir. Bu hikâye, yerlerinden edilen, ata topraklarına bir daha dönmemek üzere veda etmeye zorlanan, hep acı, çile ve gözyaşı ile dolu bir milletin hikâyesidir.
Öyle bir millet ki, yeni vatanda ne kadar mutlu olursa olsun, ne ata yurtlarının taşını ve mis kokan toprağını, ne de İslam beldesi ve Türk yurdu olarak bir zamanlar tarihe vurulan medeniyet damgaları olan eşsiz güzellikteki sarayları, eğitim yuvası medreseleri, gürül gürül akan çeşmeleri, ezanın susmadığı camileri unutabilmiştir. Birkaç yüzyıl içerisinde, cennet vatan Kırım’da sessiz sedasız Endülüs’ün mahzun akıbeti tekrar etti. Cefakâr ama vakur Kırım halkı tam manasıyla kırıma uğramış, göç-iskan-sürgün üçgeninde telef olan nice canlar insanlığın kayıtsız bakışları arasında suskunluğa terk edildi. İşte bu nedenle, Kırım halkının göç, iskan ve sürgün hikayesi hem ağıdını yazıp okumayı hem de akademik olarak incelemeyi en fazla hak eden hikaye olsa gerektir.
Kırım Göç ve Sürgün adını taşıyan bu eser Kırım’dan, önce Rumeli’ye sonra Anadolu’ya uzanan göç, iskan ve sürgün sürecini anlama, hatırlama ve analiz etme yolunda mütevazi bir akademik çalışma niteliğindedir. Yurt içi ve yurt dışından birçok akademisyen ve aydının akademik birikim ve katkısını yansıtmakta, okuyucuya farklı bir Kırım, göç ve sürgün penceresi açmaktadır.
Bir Sürgünün Hikayesi Kırım ve İsmail Bey Gaspıralı
Hazırlayan: Mustafa BALCI, Recep ÇELİK
Akıl Fikir Yayınları,
İstanbul, 2019.
ISBN: 9786052068878
192 sayfa, 13,5x21cm
Tarih içinde hep hasret, hüzün coğrafyası olmuş Kırım’ın son yüzyılda yaşadıklarını anlatan en güzel ifadeler şarkılarda dile getirilen sözlerdir: “Men bu yerde yaşalmadım / Yaşlığıma toyalmadım’’. Binlerce insanın 1944 yılında gerçekleştirilen sürgünle birkaç saat içinde evinden, yurdundan, doğup büyüdüğü topraklardan koparılmasını anlatan herhalde bu iki mısra kadar özetleyen başka ifade olamaz. Kırım Türklerinin çileli hayatları son iki asırdan beri hep devam edegelmiştir. 1783 yılında Kırım’ı ilhak eden Rusya’nın zaman içerisinde bu bölgeye Slav ve gayri Müslim unsurları iskân ettirmesi ve Kırım Tatar Türklerinin topraklarının ellerinden alması inkâr edilemez bir insanlık suçudur. Bu süreçte Kırım’a yönelik sürgün, göç politikalarının en büyüklerinden birisi 1853’te başlayan ve 1856 yılında imzalanan bir anlaşma ile sonlanan Kırım Harbinde gerçekleşir. 1873-1922 yılları arasında Kırım’dan göç edenlerin sayısı yaklaşık iki milyondur. Rusya’nın bu coğrafyada Kırım Türklerinin izlerini silmeye yönelik politikaları aralıksız devam etmiştir. Bu politikaların en korkuncu ve yıkıcı olanı 1944 yılında en ağır bir biçimde gerçekleşmiştir.
Bir Sürgünün Hikâyesi Kırım ve İsmail Bey Gaspıralı başlıklı eser, Kırım ve Kırım Tatar Türklerinin sembol ismi İsmail Bey Gaspıralı’ya farklı açılardan yaklaşan yazılardan oluşmakta ve bir perspektif sunmaktadır.
Bir Yanım Kırım Bir Yanım Selanik
Günseli Selin GÜRGÜN
İkinci Adam Yayınları
İstanbul, 2020
ISBN: 9786053067375
168 sayfa. 13,5x 19,5 cm
93 Harbi ile Kırım’ın elimizden çıkmasıyla başlayan, sonrasında Balkanların kaybedilmesiyle devam eden, göçlerin, ayrılıkların, Yunanistan’ın Milos Adası’nda sürgünde geçen acılı günlerle yoğurulan topraklarda hayatları kesişen insanların hikâyesi…
Kırım’dan göç etmek zorunda kalan dedelerimiz için 1860 yılında Trakya’da kurulan Manika Köyü’nün kuruluş hikâyesi orijinal belgeleriyle yine bu kitapta! (Tanıtım Bülteninden)
Kuman Kıpçaklar – Orta Çağ Doğu Avrupası’nın Güçlü Cengaverleri
Asım KORKMAZ
Ötüken Neşriyat
İstanbul, 2019.
ISBN: 9786051558691
204 Sayfa. 13,5 x 21 cm
Kuman-Kıpçaklar: Orta Çağ Doğu Avrupası’nın Güçlü Cengâverleri başlıklı bu çalışmada Kuman-Kıpçakların Doğu Avrupa’nın Balkanlar ile Karadeniz’in kuzeyinde yer alan topraklarındaki varlıklarına değinilmiştir. Özellikle onların askeri ve siyasi yaşamları, daha çok bu eserin konusu olmuştur. Kuman-Kıpçakların tarih sahnesinde hayli aktif oldukları 11 ve 14. yüzyıllar arası, dönemin ana kaynakları temel alınarak irdelenmiştir. Orta Çağ boyunca anavatandan Karadeniz’in kuzeyindeki geniş düzlüklere göç eden son göçebe bozkır Türk halkı olan Kuman-Kıpçaklar, dönemin farklı kaynaklarında çeşitli adlarla tarihe not düşülmüştür. Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlarda kendilerine özgü bir yönetim tesis eden Kuman-Kıpçaklar, buranın, tarihi kaynaklarda Deşt-i Kıpçak adıyla anılmasını sağlamışlardır. Kuman-Kıpçaklar, 13. yüzyılda Moğol seferleri karşısında bir dizi yenilgi üzerine Batı Avrasya topraklarındaki hâkimiyetini Moğollara devretmek zorunda kalmışlardır. Moğolların egemenliğine girmek istemeyen çoğu Kuman-Kıpçak kabilesi, Tuna’yı aşıp Balkanlara göç etmiştir. Sürekli hareket halinde olan Kuman-Kıpçaklar, Doğu Avrupa’da değişik devletlerle özellikle Rus knezlikleri, Bizans imparatorluğu, II. Bulgar devleti ve Macar Krallığı’yla başta askeri ve siyasi ilişkiler kurmuşlardır. Zikredilen devletlerin ordularında askeri kabiliyetleriyle önemli konumlara yükselmişlerdir.
Bu kabiliyetleriyle ön plana çıkan Kuman-Kıpçak askerleri, ordularında yer aldıkları devletlerin önemli başarılar elde etmelerinde kilit rol oynamışlardır. Kuman-Kıpçaklar, münasebet içinde oldukları halkların ve göç ettikleri toplumların tarihlerinde önemli izler bırakmışlardır.
(Tanıtım Bülteninden)
Maddi Buluntulara Göre Kuman Kıpçaklarda Kültürel Hayat
Aslı ÇANDARLI ŞAHİN
Gece Akademi
Ankara, 2019
ISBN: 9786057631756
358 sayfa 13,5x 20 cm
Kuman/Kıpçakların tarihteki önemleri göz önünde bulundurulduğunda birçok özellik dikkat çekmektedir. Her şeyden önce kaynaklar bu Türk boyu kadar geniş bir sahada hâkimiyet kuran başka bir Türk boyu olmadığını belirtmektedir. Sahip oldukları konargöçer kültür ile yerleşiklerin hayatlarına önemli dokunuşlarda bulunmuşlardır. Askeri yetenekleri, komşuları tarafından sürekli ücretli asker olarak davet edilmelerini, farklı milletlerin ordularında ağırlıklı kısmı oluşturmalarını sağlamıştır. Kuman / Kıpçaklar yaşadıkları coğrafyanın kendi adları ile anılmasına vesile olan ve söz konusu sahanın dört bir yanına âdeta damga niteliğinde taş heykeller bırakan bir Türk boyudur. Bu çalışma savaşlar, antlaşmalar, siyasi münasebetlerden mümkün olduğunca arındırılmış bir şekilde Kuman / Kıpçakların kültürel hayatlarına, başka bir ifade ile gündelik yaşamlarına odaklanmıştır. Yazılı kaynaklardaki bilgiler, arkeolojik buluntular ve taş heykellerin sunduğu veriler ile zenginleştirilmiştir.
Nogay Türklerinin Kahramanlık Destanı Edige
Giriş – Metin – Aktarma – Gramatikal Dizin
Doç. Dr. Mustafa YILDIZ
Kömen Yayınları
Konya, 2018
ISBN: 9786055184681
218 sayfa, 16×23,5cm
Edige Mirza, hem Altınorda Hanı hem de destan kahramanıdır. Bu destanın ismi de Edige Mirzanın adına atfen verilmiştir. Edige Mirzanın devletini ayakta tutabilmek için ortaya koymuş olduğu mücadeleler 15. yüzyıldan itibaren onun şahsiyeti etrafında destana dönüşmüştür. 19. yüzyılın ilk yıllarından itibaren de sözlü gelenekten yazı ile kayıt altına alınmaya başlanan destan metinleri tarihen Edige Mirzanın etki alanı altında bulunmuş olan Türk boyları arasından derlenmiştir. Bu bakımdan bugün Kazak, Kırgız, Karakalpak, Başkurt, Tatar, Nogay ve Özbek Türkleri arasında yaygın bir destan metni olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışma ile bugün hem nüfus, dolayısıyla da hem de nüfuz bakımından biraz geri planda kalmış Türk kavimlerinden biri olan Nogay Türklerinin ağzından derlenmiş destanın bu varyantını okuyucu ve dil araştırmacıları ile buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Eser, destan metninin hem Latin hem de Kiril alfabesi ile asıl metnini, bu metnin Türkiye Türkçesine aktarımını ve dizin bölümlerini içermektedir. Özellikle eserin dizin bölümünün Nogay Türkçesi ile ister akademik ister serbest şekilde ilgilenenlerin dikkatini çekeceğini ümit ediyoruz.
Geçmişten Günümüze Eskişehir’de Tatarlar
Cemile ŞAHİN
İdeal Kültür Yayıncılık
İstanbul, 2019.
ISBN: 9786052101650
272 sayfa. 13,5×20
Göç, insanoğlunun en acı seyahatidir dünyada. Sadece nüfusun değil, içinde bin bir türlü hikâyeyi de barındıran geçmişin ve kültürün de yer değiştirmesi olarak görülmelidir. Göç, sadece iskân sorunundan ibaret olmayıp, siyasi ve etnik oluşum, sosyal ve ekonomik gelişim, siyasi baskı ve rekabet, kültürel etkileşim gibi iç içe geçmiş olan karmaşık konulardan oluşur. Geçmişten Günümüze Eskişehir’de Tatarlar kitabının ana konusu; XIII. yüzyıldan başlayarak, günümüze kadar devam eden süreçte Tatarların Eskişehir yöresine olan göçleri ve yerleşmeleridir. Ayrıca Tatar tarihini detaylıca aktarmanın yanı sıra Tatarların Eskişehir’de iskân edilme süreçlerini ve sonuçlarını da ele almaktadır.
Eskişehir bölgesi, coğrafi konumu başta olmak üzere, sahip olduğu birtakım özellikleri nedeniyle tarihsel süreç içerisinde Tatarlar ve çeşitli göçmen gruplarının yerleştirildiği ideal yerleşim bölgelerinden biri olmuştur. Bu doğrultuda, göçmen kenti olarak nitelendirebileceğimiz Eskişehir’de oluşan sosyal ve kültürel dokuda Tatarlar, vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Eskişehir’de Tatarların nüfusu, sosyal, ekonomik ve kültürel yapılarının da anlatıldığı bu eserde Tatarların her alanda bölgeye yapmış oldukları katkılar da ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
Kırım Türkleri Ötüken’den Kırım’a Kırım’dan Anadolu’ya Var Olma Savaşı
Talat GİRAY
Kastaş Yayınları,
İstanbul, 2020.
ISBN: 9789752822368
390 sf. , 15×23,5cm
Bu kitapta Kırım Türklerinin ataları olan Kıpçakların Göktürk Devleti’ndeki yaşamları, devletin yıkılışından sonra Orta Asya’dan göç etmeleri ve bu süreçte Asya’da ve Doğu Avrupa’da Rusya, Ukrayna, Polonya, Litvanya, Romanya, diğer Balkan ülkeleri ile ilişkileri, günümüz siyasi yapılanmalarının gerçekleşmesindeki etkileri; Diğer taraftan Türk boylarının iki yüzyıl yaşadıkları Kıpçak bozkırında Altın Orda Hanlığı’nın kuruluşu ve dağılışı ile kurulan diğer hanlıklar, yeni ulusların (Özbek ve Kazak) oluşumları, Orta Asya’nın Ruslar tarafından işgal edilmesi, Türk Cumhuriyetleri’nin siyasi yapılanmaları ve günümüze yansımaları; Ayrıca Kırım Hanlığı’nın Osmanlı Devleti ile ilişkileri ve bu süreçte Avusturya, Lehistan, Eflak, Boğdan, Erdel ve İran savaşlarında Osmanlı Devleti ile oluşturduğu askeri ve siyasi dayanışması; Osmanlı’nın içeride Celali İsyanları dışarıda Avusturya-Lehistan karşısında aldığı yenilgiler ile geçirdiği zor dönemde Kırım Türklerinin, Lehistan ordusunu yenilgiye uğratması, Boğdan, Eflak, Erdel isyanlarını bastırması, Kaçanik Boğazı’nda Avusturya ordusunu püskürtmesi; Kırım Hanlığı’nın Çerkesler ile ilişkileri ve ortak kaderleri, Çerkeslerin Rus işgaline karşı verdikleri destansı mücadeleler, Büyük Çerkes Sürgünü ve bugüne yansımaları, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’ın siyasi oluşumları; Hanlığın yıkılışından sonraki süreç, Kırım Türklerinin Anadolu topraklarına göçü, Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşlarına katılmaları, İkinci Dünya Savaşı’nda Kırım ve Türkiye’de yaşanan olaylar, Kırım’ın 2014’te tekrar işgali, özetle Kırım Türklerinin Orta Çağ’dan bugüne var olma savaşı incelenmeye ve siz değerli okurlara aktarılmaya çalışılmıştır.