Yeni Kitaplar

Derleyen: Özgür KARAHAN

Sovyetlere Muhalefet – Türk Siyasi Muhacirlerinin Bolşevik ve Türk Devrimlerine Bakışı (1923-1934)

E. Burak ATMACA

Karakum Yayınevi, İstanbul, 2020.

ISBN: 9786052290422

304 sf. 13,5 x 21 cm

19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla uzanan süreçte Türk fikir hayatına, günümüzdeki Türk Cumhuriyetleri ve Kırım coğrafyasında yetişen isimlerin sağladığı katkılar üzerine birçok çalışma ve değerlendirme yapılmıştır. Bu çalışmalar genellikle Türk milliyetçiliğinin kökeni ile Türk milliyetçiliğinin sistemleşmesi sürecini mercek altına almaktadır. Burak Atmaca, bu çalışmasında Çarlık Rusya’sının yıkılıp Sovyet Devrimi’nin gerçekleşmesi esnasında Türkiye’ye iltica eden Türk muhaceretinin fikri mücadelesini ele almaktadır. Bu mücadelenin alanı muhaceretin 1923-1934 yılları arası Türkiye’de yayınladıkları dergilerdir. Atmaca, bu yayın faaliyetleri üzerinden Türk fikir tarihimizin bir dönemine ışık tutmaktadır. İncelediği dergiler arasında ‘Yeni Kafkasya’, ‘Azerî Türk’, ‘Yeşil Yaprak’, ‘Odlu Yurt’, ‘Bildiriş’, ‘Azerbaycan Yurt Bilgisi’, ‘Kırım Mecmuası’ ve ‘Yeni Türkistan’ bulunmaktadır. Atmaca sırasıyla Türkiye’ye iltica eden fikir adamlarının Bolşevik devrimine olan yaklaşımlarını, Türk devrimine yönelttikleri yorumları incelemektedir. Muhaceretin Harf İnkılabı ve Pantürkizm – Panturanizm tartışmalarına bakış açılarını sermesi bakımından ayrıcalıklıdır. Titizlikle hazırlanan bu çalışma Türk düşünce tarihi ve Türk devrim tarihi literatürüne katkı sağlayacaktır. Eserde, olumsuz tiplerin bu üç anlatı türündeki serüvenini inceleyerek kötülüğün değişen-değişmeyen yönlerini ustaca sunuyor. (Tanıtım bülteninden)

Şefi

Meryem Aybike SİNAN

Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2020.

ISBN: 9786051559582

384 sf. 13,5 x 21 cm.

Çarlık Rusya’sının işgali altında zifiri karanlıkta kalan Türk Dünyasını aydınlatmak için, Gaspıralı İsmail Bey’in yaktığı meşaleyi harlamak, daha da parlak yanmasını sağlamak ülküsüyle Türk Dünyasının çeşitli köşelerinden yüreklerinde Türklük ateşi, gönüllerinde millete hizmet sevdasıyla yanıp tutuşan gençler Kırım’a, Bahçesaray’a koşuyorlardı. Gaspıralı İsmail Bey’in en yakın dostları, fikirdaşları ve emekdaşlarının olduğu Azerbaycan’dan gelen gençlerden biri, Nesip Yusufbeyli, Bahçesaray’dan ayrılırken beklemediği bir ateşin de yüreğine, gönlüne düştüğünü fark etti… “Şefi!” Türk Dünyasında ilklere imza atmış Şefika Gaspıralı ve Nesip Yusufbeyli’nin fırtınalı yıllarda, doya doya yaşayamadıkları aşklarının öyküsü…

Tatar İmparatorluğu : Kazan Tatarları ve Çarlık Rusyası’nın Oluşumu

Danielle ROSS

Çeviren: Kadri Mustafa ORAĞLI

Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2020.

ISBN: 9786051559285

391 sf. 13,5 x 21cm

1700’lerde Kazan Tatar âlimlerine ait ilmî yapılanma ağları Rusya’nın Güney Urallar, Batı Sibirya ve Kazak steplerine doğru ilerleyişinin ön cephesinde yer alıyordu. Tatarlar, o bölgeler dâhilinde, Rus memurlarıyla birlikte çalışmış, yerleşim merkezleri kurmuş; 19. yüzyıl ila 20. yüzyıl başlarındaki kimliklerinin oluşmasına katkıda bulunacak şekilde kendi dinî ve entelektüel kültürlerini yaymışlardır. Kazan Tatarları, Rusya’nın Müslümanlara ait topraklara askerî ve ticari yönlerden nüfuz etmesinden ekonomik faydalar sağlamış ve kendilerini de, Rusya’nın geri kalan Müslüman halk kitlelerine İslami moderniteyi getirebilecek türden önderler biçiminde sunmaya koyulmuşlardır. Danielle Ross, Rusya İmparatorluğu’nun inşasına Kazan Tatarlarının katkılarını araştırmak suretiyle, Rusya’nın emperyal projesi ile Rusya Müslümanlarının tarihi arasında bir köprü oluşturmaktadır. Ross, Rusların emperyal siyaseti, gayriresmî oyuncular ve Kazan Müslüman toplumundaki entelektüel gelişmeler arasında sürmekte olan karşılıklı etkileşimleri ortaya çıkarmak için Müslümanların ilmî ve ticari bağlantıları üzerine odaklanmakta ve Orta Asya, Kazak stepleri ve Batı Çin arasında gelişen münasebetleri de ele almaktadır. Tatar İmparatorluğu, kültürel reform hareketi ile Rusya’nın doğuya doğru ilerleyişinde Kazan Tatarlarının katkıları arasındaki bağlantıları net bir şekilde ortaya koyarak, Rusların imparatorluk inşasının çok daha Müslüman odaklı bir anlatısını sunmaktadır.

Tatar Empire: Kazan’s Muslims and the Making of Imperial Russia

Danielle ROSS

Indiana University Press, ABD, 2020.

288 sf. 22,9 x 15,2 cm

ISBN: 9780253045706

Yukarıda Türkçe tercümesini (Tatar İmparatorluğu : Kazan Tatarları ve Çarlık Rusyası’nın Oluşumu) andığımız kitabın İngilizce orijinali Indiana Üniversitesi tarafından 2020 başlarında yayımlandı.

 

 

Kırım 1903 – Akyar’dan Akşehir’e Bir Göç Hikayesi

Servet ODAMAN

Çimke Yayınevi, Konya, 2020.

ISBN: 9786057813404

248 sf. , 13,50 x 21,50 cm

İşgal ile başlayan toprak gaspı, demografik yapıyı değiştirme, baskı, şiddet, sürgün gibi sebepler nedeni ile Kırım’dan “Aktopraklar”a kitlesel göçler olmuştur.

8 Nisan 1783 tarihinde Grigory Potemkin komutasında bir orduyla Kırım’ı işgal ederek Kırım Hanını esir alması, felaket günlerinin başlangıcı oldu. İşgali kabul etmeyen Kırım Tatarlarının tepki ve isyanları, bir netice getirmeyecek, aksine ağır cezalara maruz kalacaklardı. Potemkin, isyan ve tepkileri durdurmak için binlerce insanı katletti.

Müslüman olmayan bir ülkenin işgalini içine sindiremeyen Kırım Tatarları yapılan şiddet ve katliamlar neticesinde kitleler halinde göçe başladı. Yüz yılı aşkın sürecek bu göç hareketine direnip, Vatan Kırım’da kalan insanların akıbeti ise daha feci oldu!..

Türk Siyasi ve Düşünce Hayatında Rusya Türkleri (1945-1960)

Sibel DEMİRCİ

Post Yayınevi, İstanbul, 2020.

ISBN: 9786057682284

296 sf. 13,5 x 21,5 cm

Bu kitap 1945-1960 yılları arasında Türkiye’deki Rusya Türkleri olgusunu konu almaktadır. Rusya toprakları ve Osmanlılar arasındaki “milliyetçi” şuurun gelişmesi akabinde artık birbirinden haberdar olan Rusya ve Anadolu Türkleri, Türkiye-Sovyet ilişkilerinin tesirli bir dinamiği haline gelmiştir. Genç Türkiye Cumhuriyetinin Rusya Türkleri olgusuna temkinli duruşu Sovyetler ile olan münasebetlerinin sınırını oluşturmuştur. Ancak Türkiye bu ilişkileri bir devlet stratejisi şeklinde yürütmese de Rusya Türklerinin önderlerine sağladığı imkânlar ile zımnen yürütmeye çalışmıştır.

 Çalışmanın esas konusu ise bu olgunun Soğuk Savaş Dönemi’nde izlediği seyirdir. 1945 ile başlayan bu sürecin sürpriz aktörü ise Amerika Birleşik Devletleridir. Artık Rusya Türkleri sadece Türkiye ve Sovyetler arasındaki bir mesele olmaktan çıkmış, Amerika Birleşik Devletlerinin soğuk savaş stratejilerine konu olmuştur. Münih merkezli bu stratejiler ilginç kişi ve hadiseleri barındırmakta, bizzat Amerikan istihbarat birimlerince kurgulanmaktadır.

 Döneminde çıkan yayınlar, haberler ile arşiv belgelerinin derlendiği ve işlendiği bu kitap, söz konusu ilginç dönemi Rusya Türkleri özelinde anlatmaya gayret etmektedir.

 

Kırım Türkleri

Kamer Yayınları

Metin ERENDOR

ISBN: 9786257073127

316 sf., 13,50 x 21 cm

Halil İnalcık Kırım’daki Türk varlığını “Kırım birbiri ardına gelen Türk kavimlerinin müzesidir” diye tanımlamaktadır. Karadeniz in kuzeyine gelen Türk kavimleri buraları kendilerine yurt edinmiş ve İdil ile Tuna nehirleri arasındaki saha 18. yüzyıla kadar Türk yurdu olarak kalmıştır. Öyle ki Kırım, ilk çağlardan itibaren gerek askeri, gerek se siyasi nedenlerle ana vatandan ayrılan Türklerin ilk yerleştiği yerlerden birisi haline gelmiştir. Kırım da MÖ 2000’lerde başlayan Türk devri Kimmer ve MÖ 8. yüzyılda İskitlerin ardından kısa süren Sarmat egemenliği ile devam etmiştir. 4.yüzyıldan Hun İmparatoru Atilla ile tekrar başlayan Türk hâkimiyeti 6. yüzyılda Hazarlarla devam etmiş, 10. yüzyılda ise Peçenek dönemi başlamıştır. 11.yüzyılda yoğun Kıpçak göçüne maruz kalan Kırım’a 12. yüzyılda Anadolu Selçuklu Devleti’nden çok sayıda Türk tüccar gelerek Anadolu Türk medeniyetini Kırım topraklarına taşımıştır. 1239 yılında Altınordu Devleti’nin egemenliğine giren Kırım, 1357 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir. Kırım Hanlığı, 1475’te kendi isteğiyle Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanmıştır. 1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması’yla Osmanlı İmparatorluğu’ndan koparılan Kırım Hanlığı, 1783 yılında Rus işgaline maruz kalmış, böylece Kırım topraklarında günümüze kadar devam edecek olan esaret dönemi de başlamıştır. Çarlık döneminde gerçekleştirilmeyen sürgün kararı, 1944 yılında Sovyetler Birliği tarafından uygulamaya konulmuştur. 18 Mayıs 1944 tarihinde bölgedeki tüm yerleşim yerleri boşaltılmış ve 200.000 üzerinde Kırım Türkü sürgün edilmiştir. Bu insanların önemli bir kısmı yolculuk sırasında hayatını kaybetmiştir. Stalin in ölümünün ardından 19 Şubat 1954’te, Kırım bölgesi Ukrayna ya bağlanmış, Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasından sonra ise Kırım, Ukrayna’ya bağlı “özerk cumhuriyet” olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak 16 Mart 2014’te yapılan sözde referandumun ardından 21 Mart 2014’te Kırım ve Sivastopol yasadışı ve uluslararası hukuku hiçe sayan bir şekilde Rusya’ya bağlanmıştır. (Tanıtım Bülteninden)

Emel Dergisi, Sayı:272. Temmuz – Ağustos – Eylül 2020. Sayfa 56-61.

TAVSİYELER

MÜSTECİB ÜLKÜSAL’I KABRİ BAŞINDA ANDIK

Emel dergimizin kurucusu, başyazarı, Kırım Milli Kurtuluş Merkezi Başkanı, Emel Kırım Vakfımızın kurucusu ve 10 …