ASKERÎ CEPHEDEN BİLGİ SAVAŞLARINA: KIRIM’IN İŞGALİ VE UKRAYNA-RUSYA SAVAŞININ 11 YILLIK ANATOMİSİ
Sezai ÖZÇELİK
Ukrayna-Rusya Savaşı 11. yılına girmek üzere. Birçok analist savaşın üstünden 3 yıl geçti dese de gerçekler çok farklı. Aslında bu savaşın ilk sinyali 2008’de Rusya’nın Gürcistan’a saldırısı ile başlamıştı. Hatta bunu 1999’da II. Çeçen Savaşı sonrasında Putin’in Rusya Devlet Başkanı olması ile başlatmak yerinde olacaktır. 2024 yılı önemliydi. Çünkü Kırım’ın Kremlin tarafından yasadışı işgalinin 10. yılıydı.
Savaşın 3. yılını analiz etmeden önce hem Rusya’nın hem Ukrayna’nın 2022’de başlayan savaşın başlangıcından günümüze kadarki savaş stratejilerini incelemek yerinde olacaktır.
Genel olarak çatışmanın stratejik yapısına ilişkin parametreler, Eylül 2022’den bu yana pek değişmedi. O zamana kadar, Ukrainler Rus kuvvetlerini geri püskürtmeyi başardılar. Bu, Ukrainler hariç, kimsenin beklemediği bir başarıydı. Kyiv yönetimi için sürpriz olmadı, çünkü Kırım’ın ve Ukrayna’nın işgalinden sonra Ukrain devleti ve halkı çok iyi mobilize olmuştu. Vladimir Putin ise savaşın felaketle geçen altı ayından sonra kayıplarını telafi etmeye çalıştı. Bunun için Putin, Ukrayna’ya boyun eğdirmeye yönelik çabalarını iki katına çıkardı. Politik alanda, ülkenin henüz ele geçiremediği (ve hâlâ daha ele geçiremediği) bir kısmının yasadışı ilhakını sağladı. Askerî anlamda ise Rusya’yı topyekûn savaş durumuna soktu. Cepheye çoğu Müslüman ve azınlıklardan oluşan Rus vatandaşlarını seferber ederek sürdü. Sivil üretim yapan birçok fabrikanın üretim faaliyetini savaş ekonomisi adına askerî üretime çevirdi. İşgal ettiği Ukrayna topraklarında çok kompleks bir savunma sistemi kurdu. Ukrayna’nın kritik altyapısına yönelik sistematik füze ve insansız hava aracı saldırılarına başladı. Bu hava saldırıları aralıksız devam etti. Ukrayna’nın enerji sistemlerine yönelik son saldırılar Noel Günü’nde gerçekleşti. Putin bunu, halkına kara propaganda ile ‘başarı’ diye övünerek sundu. Ancak Ukrayna tüm bu strateji ile başa çıkmış gibi görünüyor. Ve Zelenskıy ile Ukrain halkı dimdik ayakta vatan savunmasına devam etmenin yanında II. Dünya Savaşı’ndan beri ilk kez Rus topraklarının işgal edilmesine tanık olundu: Kursk bölgesi.
Ukrayna ve bu bağlamda Batılı destekçileri, 2022’de Rusya’nın keskin biçimde savaş durumuna geçişini takip etmedi. 2023’teki Ukrayna’nın karşı saldırısına çok fazla umut bağlandı. Bu başarısız olunca, Ukrayna’nın başka seçeneği kalmadı ve bu savaşın çok uzun süreceğini kabul etmek zorunda kaldı. Bunun için hazırlıklar yeterli değildi. Fakat Ukrayna Savunma Bakanlığı’na getirilen Kırım Tatarı Rüstem Ümerov hızlı bir şekilde Ukrain ordusunu ve halkını daha da dirençli hale getirmek, savunmayı güçlendirmek ve savaşı Rusya topraklarına taşıma araçlarını geliştirmek için adımlar attı. Tüm kaybedilen toprakları kara saldırılarıyla kurtarmak zor olacağından, ciddî bir uzlaşmaya varmanın yolu, Rusya’ya zarar vermeye devam etmekti. Bunun için Rus kara kuvvetlerinin yıpratılması ve Rusya içindeki askerî hedeflere saldırılar yapılması yanında Rus ekonomisinin ve kamuoyunun moralinin sürekli bozulmasını teşvik etmek yoluna gidildi. Ukrayna için en büyük riskler, savaş yorgunluğu ve Batı desteğinin azalmasıydı.
Rusya’nın genel stratejisi, Ukrayna’ya topyekûn boyun eğdirmek. Ateşkes ve müzakereler için yapılan düzenli çağrılarda aslında Ukrain halkının ve Zelenskıy’ın yenilgiyi kabul etmesi istenmekte. Ukrayna’nın direnci nedeniyle Rusya bu savaşı silah gücüyle kazanabilecek gibi görünmüyor. Batı’da anlaşmayı savunan çoğu kişi, Moskova için bu savaşın sadece NATO ile ilgili olduğunu varsayıyor. Aslında bu savaş, Batı ile Rusya arasında bir ‘medeniyet’ savaşı. Çok derin ve karanlık ideolojik temelleri ve Ukrayna üzerinde Putin’in kontrol arzusu var. 21. yüzyılda Stalin ve Hitler’in karışımının ruh bulmuş hali olan Putinizmin kesinlikle yenilgiye uğratılması gerekiyor.
Rusya, uluslararası kınamalara rağmen savaşa nasıl iç destek sağlamayı başardı? Cevap, Ukrayna’nın işgalini haklı çıkarmak ve kamuoyunu şekillendirmek için kullanılan güçlü Rus propaganda makinesinde yatıyor. Ukrayna’daki tam ölçekli savaş üçüncü yılına girerken, Rusya, Kyiv’in uluslararası alandaki konumunu zayıflatmak için dünya çapındaki çabalarını ikiye katladı. Bu, Batı desteğini aşındırmak ve Ukrayna’nın iç morali bozmak için bir girişimdir. Sadece Russia Today (RT) ve Sputnik gibi devlet destekli medya kuruluşlarını değil, aynı zamanda Telegram, Tik Tok, X ve diğer sosyal platformlardaki Rus faaliyetlerini de yıllardır yakından izlemek aynı sonuca işaret ediyor: Propaganda savaşında, Rusya, bilgi operasyonlarını dünya çapında yürütmeye tam olarak bağlı kalıyor, Ukrayna’nın müttefikleri arasındaki herhangi bir birliği aşmak ve buna Ukrayna’nın savaşma iradesini kaybetmesine kadar devam etmek için uzun vadeli bir oyun oynuyor.
Rusya, en azından 2014’ten beri Ukrayna’yı baltalamak için bilgi operasyonlarını aktif olarak kullanıyor; Dijital Adlî Araştırma Laboratuvarı (DFRLab) araştırmacıları, dünyanın dört bir yanında devam eden izleme çabalarıyla bunu ayrıntılı olarak belgeledi. Şubat 2022 işgaline giden süreçte Rusya, askerî eylemi meşrulaştırmak, planlamasını maskelemek ve savaştaki herhangi bir sorumluluğu reddetmek için anlatı savaşı biçiminde bir dezenformasyon kullandı. Rusya’nın bilgi stratejisi, 2022 işgalinin ardından değişmeye başladı ve Ukrayna’nın direnme yeteneğini aşındırmaya odaklandı. Undermining Ukraine‘in ilk baskısının devamı niteliğindeki bu yazıda, Rusya’nın bu çabaları 2023 boyunca nasıl daha da derinleştirdiğini, etkili olmaya devam edenlere yeniden bağlı kalırken yeni mesajlar ve teknikler geliştirdiğini inceliyoruz.
Ukrayna’yı Şeytanlaştırma
Rus propagandasının merkezî temalarından biri, Ukrayna’nın şeytanlaştırılmasıdır. Rus medyası, Ukrayna’yı sürekli olarak Rusça konuşanlara zulmeden neo-Nazi bir devlet olarak tasvir ediyor. Bu anlatı, Ukraynalıları insanlıktan çıkarmak ve işgali etnik Rusları korumak için gerekli bir müdahale olarak haklı çıkarmak için tasarlanmıştır. Ukrayna’yı faşist bir rejim olarak göstererek, Rusya iç desteği artırmayı ve eylemleri için ahlakî bir zorunluluk yaratmayı amaçlıyor.
Dezenformasyon Kampanyaları
Dezenformasyon, Rusya’nın propaganda cephaneliğindeki önemli bir taktiktir. Rus medya kuruluşları, Ukrayna’nın saldırganlığı ve Batı komploları hakkında birçok yanlış hikâye yaydı. Örneğin, Ukrayna güçlerinin savaş suçları işlediğine dair uydurma raporlar, Ukrayna’ya uluslararası desteği zayıflatmak için dolaşıma sokuluyor. Bu dezenformasyon kampanyaları, geleneksel medya ile sınırlı kalmayıp, küresel bir kitleye ulaşmak için sosyal medya platformlarını da kullanarak kafa karışıklığı ve güvensizlik yaratıyor.
Sansür ve Kontrol
Anlatıyı sıkı bir şekilde kontrol etmek için Rus hükümeti, medya üzerinde katı bir sansür ve kontrol uyguluyor. Bağımsız gazeteciler ve medya kuruluşları ciddî kısıtlamalarla karşı karşıya kalıyor ve birçoğu ya kapatıldı ya sürgüne zorlandı. Devlet onaylı mesajlar, halkın tutarlı ve sorgulanmayan bir olaylar versiyonu almasını sağlamak için hava dalgalarını domine ediyor. Bu kontrol, sosyal medyaya da uzanıyor ve muhalif sesler genellikle yasal ve yasadışı yollarla susturuluyor.
Psikolojik Operasyonlar
Rus propagandası, Ukrayna güçlerini ve sivillerini demoralize etmek için psikolojik operasyonlar da kullanıyor. Bu operasyonlar, korku ve belirsizlik yayarak, Ukrayna halkının ve ordusunun direncini zayıflatmayı amaçlıyor. Propaganda mesajları, direnişin boşuna olduğunu ve Rus zaferinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, işgale karşı savaşanların moralini bozmayı umuyor. Ayrıca, bu operasyonlar Batılı müttefikler arasında anlaşmazlık tohumları ekerek, Ukrayna’ya verilen uluslararası desteğin birliğini ve etkinliğini zayıflatmayı hedefliyor.
Etki ve Sonuçlar
Rus propagandasının etkisi önemli olmuştur. İçeride, ekonomik zorluklara ve askerî kayıplara rağmen savaşa desteğin sürdürülmesine yardımcı oldu. Birçok Rus, resmî anlatıya inanıyor ve işgali haklı ve gerekli bir eylem olarak görüyor. Uluslararası alanda, Rus propagandasının başarısı karışık olmuştur. Bazı bölgeler dezenformasyona daha duyarlı iken, diğerleri Ukrayna’ya olan desteklerinde kararlı kalmıştır. Bu propaganda kampanyasının uzun vadeli sonuçları derindir ve potansiyel olarak daha izole ve ideolojik olarak katı bir Rus toplumuna yol açabilir.
Sonuç
Rus propagandası, Ukrayna savaşında güçlü bir araç olmuştur ve şeytanlaştırma, dezenformasyon, sansür ve psikolojik operasyonların bir kombinasyonu ile algıları şekillendirmiş ve eylemleri haklı çıkarmıştır. Bu etkiye karşı koymak için bağımsız gazeteciliği teşvik etmek ve medya okuryazarlığını artırmak önemlidir, böylece gerçek, amansız propagandaya karşı galip gelebilir.
Rus medyası, karşılıklı şüpheciliği artırarak ve politika farklılıklarını vurgulayarak Türkiye’nin ABD ve Avrupa ile siyasî ve güvenlik iş birliğini baltalamaya çalıştı. Türkiye’de Rus medyası da Amerikan karşıtı söyleme katkıda bulundu ve Türk hükümetinin kendi propaganda çabalarını güçlendirdi ve bilgilendirdi. Bu analiz, Rusya’nın Türkiye ile ilgili dış politika hedeflerini takip etmek için medya ve bilgi operasyonlarını nasıl kullandığını değerlendiriyor. Rus medyasının Türkiye’deki üç önemli olaya verdiği tepkileri inceliyor: (1) Türkiye’nin Kasım 2015’te bir Rus askerî uçağını düşürmesi, (2) Temmuz 2016’daki Türk darbe girişimi ve (3) Aralık 2016’da Rus büyükelçisine yönelik suikast. Bu olaylardan sonraki Rus medyasının çabaları, gerçek belirsizliğin artırılması, fırsatçı uydurmaların yaratılması ve birden fazla çelişkili anlatının kullanılması gibi propaganda stratejilerine örnek teşkil ediyor. Bu stratejiler, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nü (NATO) baltalamak ve Türkiye ile Batılı müttefikleri arasında karşılıklı şüphe uyandırmak gibi Rus dış politika hedeflerini destekledi; Ankara’nın desteğini almak ve Avrasya ve Orta Doğu’daki Rus eylemlerine karşı muhalefetini engellemek ve Türkiye’yi daha uyumlu bir ortak yapmak için Türk iç siyasî gelişmelerini etkilemek. ABD hükümeti, NATO ve bağımsız medya izleme grupları, Rus medyasının Türkiye’deki ve Türkiye dışındaki haberlerindeki çabalarını izlemek için adımlar atmalıdır. Ayrıca, ABD hükümeti, diğer hükümetler ve medya izleme grupları, Türk hükümetinin ülkedeki bağımsız medyayı bastırma ve iyi hazırlanmış Rus uygulamalarını taklit edebilecek bir propaganda kolu oluşturma çabalarını izlemeye devam etmelidir.