DOBRUCA BÜLBÜLÜ:
KADRİYE NURMAMBET (1933-2023)
Eden KURTASAN
Kadriye Nurmambet 21 Ağustos 1933’te Rizeli ev hanımı Pakize’nin ve Köstenceli subay Ahmet’in kızı olarak görev yeri Hacıoğlu Pazarcık’ta dünyaya geldi. Cengiz adında mühendis bir abisi var. İlköğretimine Pazarcık’ta başladı. Eylül 1940’teki Güney Dobruca’nın Romanya’dan Bulgaristan’a geçmesiyle ailesi ilk olarak Köstence’ye sonra da Mecidiye’ye taşındı. Birinci Dünya Harbi Romanya gazisi olan babası, Ahmet Bey, yüzbaşı rütbesine kadar yükseldi. Mecidiye kışlasının yönetiminden komünist baskısıyla 1946’da ayrılmak zorunda kaldı. Ailesini geçindirebilmek için marangozluk ve sonradan muhasebecilik yapmak zorunda kaldı. Hanımı Pakize’yi 1951’de kaybederken kendisi de 1953’te vefat etti.
Çocukluğundan beri müziğe meraklı olan Kadriye Hanım ilk olarak 1950’de Romanya’nın kültür mabedi olan Athene’de ülkenin en meşhur halk sanatçılarıyla birlikte sahne aldı.
1954’te Romanya Ulusal Radyosunun seçmelerinde Konservatuar hocası Tiberiu Alexandru tarafından keşfedildi. Sonradan ‘Halkların folkloru” programında belli aralıklarda konuk olup Tatar folklorunu temsil etti.
Tabii ki millî tenorumuz Hüseyin Sebat’la işbirliği yapması kaçınılmazdı. Beraber çıkardıkları radyo kayıtları var ise kim bilir hangi arşivlerde saklı. Canlı dinleyip de tarihe tanık olanlar ne yazık ki bir elin parmağını geçmiyor artık.
1957’de Folklor Enstitüsünde 90’dan fazla türkülerimizi halk müziği orkestrası eşliğinde kaydetti.
1960’ta Romanya’nın plak şirketi olan Electrecord’tan ilk albümünü çıkardı. 1963, 1974, 1980 ve 1982’de plakları çıkarmaya devam etti. 1989’ta çıkması planlanan 12 parçalık plak 89 olaylarından dolayı 1990’da kaset olarak çıktı.
Kadriye Nurmambet aynı zamanda Bükreş’te Hukuk Fakültesinden 1957’de mezun olup Romanyalı Tatarların ilk kadın avukatı olmayı başardı. Yıllarca Ahşap İhracatı devlet şirketinde hukuk danışmanı olarak çalıştıktan sonra Köstence Barosunda avukat olarak kaydoldu. Kadriye hanımın Amerika’da yaşayan bir oğlu, bir de Köstence’de annesinin izinden gidip opera sanatçısı olan Melek Daiana Gavrilescu adında kızı var.
Komünist rejimin çökmesiyle halkımız büyük bir coşkuyla özüne dönerek tekrar camilere hücum etti, Türk-Tatar Derneğini kurdu ve eşi görülmemiş sanat gösterilerde toplantı salonlarına dolup taştı. Kadriye Nurmambet Köstence Karadeniz folklor ansamblosunun kurucularından olup Tatar toplumun anka kuşu misali küllerinden doğmasında önemli bir katkı sağladı. Son yıllarda ilerlemiş yaşına rağmen Bükreş Derneğinde toplanan öğrencilere de sanat faaliyetlerinde büyük destek verdi.
Kadriye Nurmambet Hüseyin Sebat’ın (1914-1977) izinden gidip yerel seviyeyi aştı ve ulusal düzeye çıkmayı başardı. Bizi temsil edip bir simgemiz oldu. Elbet farklı dallarda faaliyet sürdüren birçok sanatçılarımız var. Ancak Tatar kimliğiyle öne çıkanların sayısı yok denecek kadar az maalesef. Şüphesiz ki Gaspıralı’nın başlatıp, Çelebicihan’ın şehadetiyle kutsanan, Cafer Seydahmet Kırımer’in devam ettirip Ülküsal’ın Emel’ine devrettiği millî hareket meşalesi Gamalı Haç ile Kızıl Yıldız arasında ezilmese bu durum tamamen farklı olacaktı. Dobruca’daki Tatar müziğin en önemli temsilcisi Hüseyin Sebat önemli bir Emelci idi. Komünist rejim tarafından hapse atılarak önünün kesilmesi milli kültürümüze büyük bir darbe oldu. Mapustan çıktıktan sonra eskisi gibi öne çıkamasa da Kadriye Nurmambet’e destek verip bir şekilde bu bayrağı devrettiği bir gerçek. Bu bakımdan Kadriye Nurmambet’in tarihimizdeki rolü sanırım daha iyi anlaşılır. Hamdi Giraybay’ın deyimiyle “Men Tatarman, Tatarman, dünyağa kol atarman”: her şeye inat, bu sönmeyen ateşi canlı koruyanlara karşı saygıyla eğilmek lazım. Huzur için yat Dobruca Bülbülü!