İLHAK EDİLMEDEN ÖNCE KIRIMLILAR GERÇEKTEN RUSYA YANLISI MIYDI?

İLHAK EDİLMEDEN ÖNCE KIRIMLILAR GERÇEKTEN RUSYA YANLISI MIYDI?

 

Eleanor KNOTT*

Çeviren: Bülent TANATAR

 

15 Kasım 2022

Rusya, Mart 2014’te Kırım’ı ilhak ettiğinde birçok kişi ilhakı sanki Kırım sakinleri için arzu edilen bir sonuçmuş gibi öne sürdü. Sonuçta Kırım’da yaşayanların çoğu sadece etnik olarak Rus değil, aynı zamanda Rus yanlısı değil miydi? Onlar zaten Rus vatandaşı değil miydi?

Rusya, görünüşe göre ilhakı desteklediğini göstermek için bir referandum düzenledi. Ancak referandumlar bize vatandaşların, özellikle de Rus askerlerinin silahlı işgali sırasında ne hissettiğini veya kendilerini nasıl tanımladığını anlatmıyor. Son kitabım Akraba Çoğunluklar (Kin Majorities), daha karmaşık bir gerçeği ortaya koyuyor.

Burada, ilhaktan önce Kırım’da yürüttüğüm niteliksel saha çalışmasına dayanarak Akraba Çoğunluklar’dan edinilen görüşleri paylaşıyorum. Sakin bir dönemde toplanan bu veriler, ilhakın düşünülemez olduğu bir dönemde Kırım sakinlerinin değişen kimlikleri ve tercihleri hakkında gerçekte bildiklerimizi sorguluyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı ve Ukrayna’yı işgalinin ardından bu soruları incelemek eski bir haber gibi görünebilir. Ancak Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesine neden olan koşulları hatırlamak artık her zamanki kadar önemli.

Kırımlılar savaştan önce nasıl hissediyorlardı?

Araştırmam, Kırım’daki kimliğin, Rus veya Rusya yanlısı çoğunluğa sahip bir bölgeye göre çok daha karmaşık olduğunu gösteriyor. Kırım’da çok az kişi Rusya yanlısı milliyetçi olarak tanımlandı. Aslında sadece Rusya yanlısı partiler ve hareketler içinde röportaj yaptığım kişiler kendilerini bu şekilde tanımladılar. Bunun yerine, çoğu etnik olarak Rus olarak tanımlanıyor, ancak Rusya ile çok az kültürel veya siyasî bağları var. Diğer pek çok kişi ise Ukrayna ve Rusya arasında Kırımlı olarak tanımlanıyor. Bu arada, pek çok genç etnik olarak kendisini Rusça konuşanlar olarak değil, Ukrayna vatandaşı olarak tanımladı.

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı öncesinde insanların Ukrayna ile siyasî özdeşleşmelerinin gücünü hafife aldığımızı biliyoruz. Aynı şekilde Ukrayna’nın vatandaşları harekete geçirme kapasitesini de hafife aldık. Kırım’ın özellikle Ukrayna vatandaşları olarak tanımlanan bir topluluğa sahip bir bölge olması pek olası görülmüyordu. Ancak Akraba Çoğunluklar‘da, ilhaktan önce Kırım’daki pek çok kişi, özellikle de gençler için Ukrayna ile siyasî özdeşleşmenin ne kadar önemli olduğunu araştırıyorum.

Yasadışı, anlamsız ve istenmeyen: 2014 öncesi Rus vatandaşlığına ilişkin ortak görüş

Kitabımda ayrıca Kırım’ın daha önce değil, ilhaktan sonra Rusya tarafından pasaportlaştırıldığı gerçeğinin de altı çiziliyor. İlhaktan önce Sivastopol’da bir grup Rus vatandaşının bulunduğunu biliyoruz; bunlar arasında başta orduyla bağlantılı olanlar veya asker emeklileri yer alıyor. Ancak bu grupların dışında, 2014’ten önce toplu olarak Rus vatandaşlığının kazanıldığına dair çok az kanıt var.

Araştırmam, Kırım sakinlerinin Rus vatandaşlığını ulaşılması güç, istenmeyen, gayri meşru ve yasadışı olarak görmesi nedeniyle Kırım’ın ilhaktan önce Rusya tarafından pasaportlaştırılmadığını gösteriyor.

Yalnızca Rus yanlısı partilerdeki azınlık Rus vatandaşlığını istiyordu. Ukrayna’ya karşı avantaj sağlaması için istiyordular onu. Ancak Rus vatandaşlığı onlar için erişilemezdi. Ukrayna yasalarına göre yasa dışıydı. Ve Rusya, Rusya yanlısı partilerde olanlar için bile Kırım’da Rus vatandaşlığına erişimi kolaylaştırmıyor gibi görünüyor.

Bunun yerine, Kırım’da görüştüğüm kişilerin çoğu, Rus vatandaşlığının yasa dışı ve anlamsız olduğunu düşünüyor. Rus vatandaşlığı onlar için erişilebilir olsaydı bile bu yine de istenmeyen bir durum olurdu. Rus vatandaşlığı onlara ihtiyaç duydukları veya istedikleri haklar konusunda pek bir şey sunamadı. Bunun yerine, çifte vatandaşlığın yasa dışı olduğu Ukrayna yasalarına saygı gösterdiler.

Görüştüğüm kişiler arasında 2014’ten önce ilhak veya ayrılıkçılığa da çok az destek vardı. İlhak veya ayrılıkçılık düşünülemez ve istenmeyen bir şey gibi görünüyordu.

Bunun yerine, röportaj yaptığım kişilerin çoğu bölgesel statükoyu destekledi. Kırım’ı Ukrayna’nın meşru bir parçası, kendilerini de Ukrayna’nın meşru vatandaşları olarak görüyorlardı.

Görüştüğüm kişilerin çoğu ilhakta veya ayrılıkçılıkta hiçbir fayda görmedi. Bölgesel statükoyu tercih ettiler, ama istikrar nedeniyle değil. Onlar için Kırım Ukrayna’nın meşru bir parçasıydı. Ukrayna’ya karşı değil, Ukrayna ile özdeşleştiler.

Milliyetçilik ve kimlik siyaseti sandığımız kadar önemli değil

Kitabım, Sovyet sonrası siyasette milliyetçilik ve kimlik siyasetinin sandığımızdan çok daha az önem taşıdığını ortaya koyuyor. Bunun yerine, siyasî elitler kimlik politikalarını sıklıkla kendi yolsuzluklarının perdesi olarak kullanıyorlar.

Ukrayna’nın Viktor Yanukoviç liderliğindeki “iktidar partisi” Bölgeler Partisi son derece yozlaşmıştı ve Kırım’daki kontrolü kâr amacıyla kullanıyordu. Ancak Kırım’daki Rusya yanlısı siyasî partiler de oldukça yozlaşmıştı.

Haber kaynaklarının da desteklediği üzere, görüşülen kişiler, Kırım’da Rusya yanlısı siyasete karışanların yolsuzluk ve organize suça yoğun şekilde bulaştığını ifade etti. ​

Rusya yanlısı siyasî partiler Kırım’da neden başarısız oldu?

Rusya yanlısı siyasî partiler Kırım’da iki nedenden dolayı başarısız oldu: Birincisi, ideolojileri çekici gelmemişti. İkincisi, yolsuzluk ve organize suç yoluyla siyaset tarzları bu partileri seçmenler açısından gayri meşru ve sevilmeyen hale getirdi.

Ancak ilhak, Rusya yanlısı politikacıları, yani Sergey Aksyonov’u, Rusya’nın desteği sayesinde iktidara getirdi.

Bu gerçekler bizi şu soruyu sormaya yöneltmeli: İlhak daha ziyade Rus yanlısı milliyetçilikle mi ilgiliydi, yoksa yolsuzluk ve organize suçtan kâr elde etmekle mi ilgiliydi?

Geçmişteki şiddet hatırlanmalı

Son dikkat çekmek istediğim şey, Rus ve Kırım yetkililerinin Kırım Tatarlarına karşı uyguladığı şiddeti hatırlamamız gerektiğidir. 1944’te Sovyet yetkilileri, Kırım Tatarlarının “Nazi işbirlikçisi” olduğu uydurma iddialarla Kırım Tatar toplumunu Kırım’dan sürgün etti. Birçoğu sürgün edilirken öldü.

Kırım Tatarları ancak 1980’lerin sonunda Kırım’a dönebildiler. İlhakın ardından birçok Kırım Tatarı bir kez daha Kırım dışında sürgünde yaşıyor. Kırım’da pek çok Kırım Tatarı ve muhalifler, ilhaktan bu yana dayak, gözdağı, adam kaçırma ve cinayet dahil olmak üzere çok büyük insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kaldı.

Rusya’nın Şubat 2022’den bu yana Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaş, Rusya’nın 2014’ten bu yana Kırım sakinlerinin yanı sıra Luhansk ve Donetsk oblastlarında yaşayanlara karşı uyguladığı şiddeti hatırlamak için bir fırsat. Bu, Rusya’nın uluslararası hukuku sürekli ihlal ettiğini kabul etmek için bir fırsat. Zaman unutmanın değil, sorgulamanın ve hatırlamanın zamanıdır.

* Dr. Eleanor Knott, LSE (Londra İktisat ve Siyaset Bilimi Okulu) Metodoloji Bölümü’nde siyaset bilimci ve Niteliksel Yöntemler alanında Yardımcı Doçenttir. İlk kitabı “Akraba Çoğunlukları: Kırım ve Moldova’da kimlik ve vatandaşlık” 2022 yılında McGill-Queens University Press tarafından yayımlandı. Okumakta olduğunuz yazı LSE’nin çevrimiçi sosyal bilim dergisinde yayınlanmıştır. https://www.lse.ac.uk/research/research-for-the-world/society/were-crimeans-really-pro-russian-before-annexation

TAVSİYELER

KANAL 3 TV’YE KONUŞAN ZAFER KARATAY UKRAYNA RUSYA SAVAŞINI VE KIRIM’IN DURUMUNU DEĞERLENDİRDİ

KARATAY, KIRIM’DA RUS ZÜLMÜ DEVAM EDİYOR VE KIRIM TÜRKLERİ RUSYA İŞGALİNDE YAŞAMAK İSTEMİYOR Kırım Tatar …