KIRIM DOKUNUŞLARI
İbrahim ŞAŞMA
Hayra alamet değil, bu gece, bu karanlık.
Kapımı çalar iken zayi olan insanlık.
Öz yurdumda el olup, bir yabancı görülmek.
Alın yazımmış meğer uzaklara sürülmek.
Ayrık otu misali yolunduk deste deste.
Can kuşu uçmak içer, ten denen o kafeste.
Elveda penceremin pervazına konan kuş.
Bu son bakışım benim, aşka son bir dokunuş.
Kuzgunlar nerden bilsin, ne aşkı ne bülbülü.
Kendim koparacağım, kendi ektiğim gülü.
Razıyım yandığıma, bu ateş söner bir gün.
Sen beni bekle Kırım aşk ehle döner bir gün.
Yekpare bir milletin yekpare ahfadına,
Zulmü layık gördüler, kör bir heves adına.
Kara tren çığlığı, ruhuma tercümandır.
Çıkınım kuru ekmek, tek katığım gümandır.
Bir de siz giderseniz, yer inler, sema inler.
Saçaklarda bekleyin, gitmeyin güvercinler
Küffar bu, iman zayi, garezine cihan dar.
Üç günlük bir bebeği, düşman bilecek kadar.
Yanar Arabat köyü, can evim Arafat’tır.
Firkate vakfedeyim, bu nasıl bir afattır.
Bu kor ateş yağmuru, gün gelir diner bir gün
Sen beni bekle Kırım, aşk ehle döner bir gün.
Zulmün zelzelesinde kırık mezar taşları.
Ölmüşümün makberde, eğik kaldı başları.
Açmayın çiçeklerim, bensiz açmayın sakın.
Bahar mutlak gelecek, durur bu arsız akın.
İlahi mahkemede, görülür bu soykırım.
O şikayet namene, gözyaşını koy Kırım.
Küffarın el yazısı, eser zulmün ve kinin.
En acı faciası, insanlık tarihinin
Türlü derdi bilirim, üşüdüm yandım ama
Hiç biri gark etmedi beni böylesi gama
Mazlumun bir tek âhı zalimi yener bir gün
Sen beni bekle Kırım, aşk ehle döner bir gün.
Ne diriye diyar var, ne ölünün mezarı.
Bu ağıt güle hasret bülbülün ahuzarı.
Dört yanımda Ebrehe, neredesin Ebabil?
Ben Habil’im kanımla, resim çizerken Kabil.
Dest-i Kıpçak yurdundan o sürgün Tatar benim
Kalbim göğsümde değil, Kırım’da atar benim
Hasretini çeker yer, gök Allahü Ekber’in
Çağırsam Cengiz Han’ı yırtar gelir makberin
Şahlanır yağız atlar, yiğitler biner bir gün.
Sen beni bekle Kırım, aşk ehle döner bir gün.