KIRIM RUSYA’YA TERKEDİLEMEZ
Zafer KARATAY
Putin Rusyasının, 2014 yılında Kırım’ı, Donetsk ve Luhansk’ın büyük bir bölümünü işgal ederek başlattığı düşük yoğunluklu savaşı, Ukrayna’ya top yekûn saldırarak çok kanlı bir savaşa dönüştürmesinin 4. yılında barıştan daha çok söz edilmeye başlandı. Putin Rusyasının barıştan anladığı, Ukrayna’nın teslim olması, halen işgal altında tuttuğu topraklardan daha fazlasının Rusya’ya verilmesi, Ukrayna’da Rusya yanlısı bir iktidarın başa gelmesi. Böylelikle Ukrayna’yı 3 günde işgal etmek rüyasıyla saldırıp üç yılın sonunda bunu başaramayacağını anlayan Putin’in asıl niyeti, biraz nefeslenip toparlanıp gelecekte yine uydurma bahanelerle saldırmak için zaman kazanmak. Belki hemen Ukrayna’ya saldırmaz, bunun yerine Kazakistan’ı, Gürcistan’ı gözüne kestirebilir. Zaten şovenist adamları bunun alt yapısını yapıyorlar.
Savaş öncesinde burnundan kıl aldırmayan diktatör Putin, Ukrayna’nın şanlı direnişi karşısında ağır darbe alıp ordusunun perişan halini görünce, Kuzey Kore ve Çin’in diktatörlerinin ayağına kadar gidip, bir eline Çin, bir eline Kuzey Kore serumu takıp, Afrika’nın fakir ve dünyadan habersiz garibanlarını para ve tatlı hayat vaadiyle vitamin hapı olarak kullanıp hayatta kalmaya çabalarken, esas hayat öpücüğü Trump’tan geldi. ABD’nin izlediği siyaseti tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde iktidara geldiği gün bir anda 180 dere değiştirerek mağdur Ukrayna’yı suçlayıp Putin’e arka çıktı, Ukrayna’ya yapılan silah yardımlarını durdurdu. Kısaca Gazze’de ve Ukrayna’daki savaşı bir haftada durduracağı iddiasıyla iktidara gelen Trump’ın göreve gelmesinden sonra Gazze’de ve Ukrayna’da durumun ne olduğunu bütün dünya görüyor ve vicdan sahipleri, haklıdan yana olanlar zaten bunu dile getiriyor, yazıyor.
Kırım Türklerinin, Sovyet Rusya’nın kendilerine karşı işlediği insanlık suçu ve soykırımın 81. yılında, 18 Mayıs 1944 sürgün kurbanlarını andıkları dönemde acılarını ve öfkelerini artıran, o hiç kapanmayan, Rusya işgaliyle birlikte yeniden kanayan yaralarına tuz döken Washington kaynaklı haberler yayıldı. Bu haberlere yolbaşçımız Kırımoğlu hemen sert tepki gösterdi. İngiltere’de yayınlanan The Guardian gazetesinden Shaun Walker’e Kyiv’de geniş bir röportaj vererek, Kırım Tatar halkının isteklerini, durumunu ve tavrını uluslararası kamuoyunun, diplomatların, elbette Washington’un bilmesini sağladı.[1]
Donald Trump’ın Ukrayna ve Rusya arasında bir barış anlaşması planladığı, Washington’un barış planı kapsamında Kırım’ın işgal ve ilhâkını tanımaya hazırlandığı yönündeki haberleri okuduğunda gözlerine inanamadığını söyleyen Kırımoğlu, bunun, Kremlin’e verilmesi öngörülen tavizlerden biri olduğu belirterek “Kırım’da ne olduğunu tüm dünya biliyor. Bu, ABD’nin itibarını öyle bir zedeler ki, toparlanmaları çok zor olur. Bu gerçekten utanç verici olur” dedi. Kendisi ile görüşmesinde Kırımoğlu’nun Rusya’nın Kırım Tatarlarına yüzyıllardır uyguladığı baskının değişmeyeceğini söylediğini, 81 yaşındaki Kırımoğlu’nun, diplomatik nezaket gereği Trump yönetimiyle ilgili eleştirilerini yumuşatmak zorunda kalan Ukraynalı yetkililerin aksine, açık konuştuğunu, sessiz ama keskin ifadeleri ve kara mizah anlayışıyla dikkat çektiğini yazan Shaun Walker Kırımoğlu’nun Trump için şunları söylediğini belirtiyor:
“Bu adam son yıllarda karanlık bir hücrede mi tutuldu? ABD’nin başındaki kişinin, artık hiçbir duygu hissetmeyen, kafasında sadece ‘anlaşma yapmak’ olan biri olduğu bir noktadayız… Söylediği şeylere bakın; Ukrayna’nın bu savaşı başlatmaması gerektiğini söylüyor. Bu adam son yıllarda karanlık bir hücrede mi tutuldu? Bir şey okuyor mu? Neye dayanarak konuşuyor?”
The Guardian gazetesindeki demecinde Kırımoğlu, Trump’ın Rusya elçisi Steve Witkoff’un, Rusya’nın üzerinde hak iddia ettiğini söylediği bölgelerin adlarını hatırlayamadığını hatırlatarak şu yorumda bulunuyor: “Bu adam ABD’li bir diplomat mı? Hayatımda birçok aptal diplomat gördüm ama böylesini ilk kez görüyorum!”
Mustafa A. Kırımoğlu Guardian gazetesine verdiği bu önemli demeçten hemen sonra 30 Mayıs 2025 Kyiv’de resmî temaslarda bulunan Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. Görüşmede Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanımız Refat Çubarov ve sürgünde olan Kırım Tatar Millî Meclisi’nin bazı üyeleri de yer aldı. Kırımoğlu, Putin’le Moskova’da görüştükten sonra Zelenskıy ile de görüşen Fidan’ın Putin ile görüşmesine dair detayları paylaşmadığını, Putin’in barış için öne sürdüğü şartların toprak talebine dayandığını, eski saçmalıklarına devam eden Putin’e Hakan Fidan’ın açık açık bu şartların hiç kimse tarafından kabul edilmeyeceğini söylediğini açıkladı.
Hakan Fidan ile görüşmesinden sonra KTMM Başkanı Çubarov Kırım’ın Rusya’ya verilmesi konusunu şöyle değerlendirdi:
“Özellikle ABD’deki seçimlerden bu yana bazı derin kaygılarımız var. Bunlar, birilerinin Kırım hakkında, Kırım’ın kaderi hakkında konuşma hakkını kendinde görmesinden kaynaklanıyor. Bu bağlamda sayın Bakana, Kırım Tatar halkının temsil organı olan Kırım Tatar Millî Meclisi’nin bu konudaki tutumunu birçok kez açıkça dile getirdiğini söyledik. Bu tutumun temelinde şu gerçek yatıyor: Kırım, Kırım Tatar halkının anavatanıdır. Aynı zamanda Kırım, Ukrayna devletinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu yüzden, Kırım’ın bugünü ve geleceği hakkında karar alma konusunda Ukrayna devleti ve Kırım Tatar halkı dışında kimsenin söz hakkı yoktur.”
[1] https://www.theguardian.com/world/2025/may/27/does-he-know-anything-crimean-tatar-leader-mustafa-dzhemilev-on-trumps-plans-to-legitimise-russian-annexation
Emel KIRIM VAKFI