RUSYA’NIN KIRIM VE UKRAYNA’YI İŞGALİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ

 

Nova Kahovka barajı patladı.

RUSYA’NIN KIRIM VE UKRAYNA’YI İŞGALİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ

 

Özgür KARAHAN

Nova Kahovka barajının “patlaması” 1986’da yine Ukrayna sınırları içinde cereyan eden Çernobil faciasından bu yana Avrupa’daki en büyük insan yapımı felaket olarak kayıtlara geçti.

Özü (Dinyeper) nehrinin üzerinde yer alan Nova Kahovka hidroelektrik santrali 6 Haziran 2023 sabahı patlatıldı. Rus işgal güçlerinin kontrolündeki dev tesisten kontrolsüz şekilde akan milyarlarca metreküp su devasa bir insanî drama ve korkunç bir çevre felaketine yol açtı. Yüzlerce yerleşim yeri haritadan silindi. 40 bin kadar insan sel bölgesinden tahliye edildi. Can kaybının ölçeği konusunda tahmin yapılamıyor. Verimli tarım arazileri su altında kaldı. On binlerce hayvanın telef olduğu tahmin ediliyor. Ukrayna ordusu tarafından 2022 Kasım ayında işgalden kurtarılan 60 kilometre güneydeki Herson şehir merkezi bile su altında kalarak sel felaketinden etkilendi.[1] Ayrıca selin sonuçları Odesa, Kırım sahilleri ve hatta Soçi’de de görüldü.

Ukrayna ordusunun işgal altındaki toprakları kurtarmak için karşı taarruza hazırlandığı günlerde Kremlin cephede doğal bir engel oluşturmak ve ilerleyişi yavaşlatmak istemiş görünüyor. Bunu yaparken de felaket ile ilgili Ukrayna’yı suçluyor(!). Oysaki bir nükleer saldırıya dahi dayanıklı olarak inşa edilen barajın kontrolü işgal güçlerinde. Ukrayna’nın uzun menzilli bir topçu ateşi, SİHA saldırısı veya karadan ulaşmasının mümkün olmadığı bir alana kimseye görünmeden tonlarca patlayıcı yerleştirerek bu yıkıma neden olması imkânsız. Kaldı ki Ukrayna istihbaratı baraja patlayıcı yerleştirilmesi ile ilgili Rus askerî yetkililerinin yaptığı görüşmelerin ses kayıtlarını da yayınladı.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres ise yıkımı “Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin bir başka yıkıcı sonucu” olarak nitelendirdi, ayrıca BM’nin olayın sebebini bağımsız olarak doğrulamak için gereken bilgilere erişimi olmadığını da sözlerine ekledi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da taraflara ortak bir inceleme komisyonu kurulmasını önerdi.

Ukrayna acil durum kurtarma ekipleri ve polis teşkilatı su altında kalan bölgelerde kurtarma operasyonu düzenleyerek evlerinin çatılarına çıkan çok sayıda vatandaşını kurtardı. Bu çalışmalar devam ederken Rus ordusu afet bölgesini bombalamaya devam etti. Saldırıdan 2 kişi yaralı olarak kurtuldu. Sel Özü nehrinin işgal güçlerinin kontrolündeki bölgelerini de yıktı.

Nova Kahovka felaketi Kırım’ın 2014’teki işgalinden beri Rusya’nın bölgede sebebiyet verdiği tek facia değil. KrımSOS (CrimeaSOS) adlı sivil toplum kuruluşu uzmanları tarafından 2021 yılında yayınlanan raporda o tarihe kadar gerçekleşen bütün ihlaller ayrıntılı olarak kayıt altına alındı.[2]

Kırım’daki yıkım

2014’te işgalin hemen ardından Rusya Kırım’ın tamamını bir askerî üs haline getirmeye başladı. Deyim yerindeyse Karadeniz’in tamamını tehdit eden bir uçak gemisi oldu Kırım Yarımadası. Çok sayıda nükleer başlık ihtiva eden füze yerleştirildi ve fırlatma rampaları kuruldu. Silahların Doğu Avrupa ve Türkiye’yi rahatlıkla vurabilecek bir menzili var. Kırım’a asker ve askerî teçhizat yığılması ile askerî tatbikatlar birbirinin peşi sıra yapılmaya başlandı. Bu pervasızca askerî hareketliliğin çevre üzerinde kıyıcı etkileri oldu. 2014-2022 yılları arasında Opuk, Karalar, Bagerovskiy gibi Kerç Yarımadasındaki doğal koruma alanı statüsündeki arazilerde hoyratça tatbikatlar düzenlendi. Avrupa Zümrüt Ağı[3] içinde kabul edilen ve doğal yaşam açısından değeri uluslararası ölçekte tescilli olan bu alandaki flora ve fauna sorumsuzca tahrip edildi. Soyu tehlikede olan Bezgelek[4]  ve Duvadaq[5] kuşlarının doğal yaşam alanları zarar gördü.

Kerç Köprüsü hamsileri de yok ediyor

Tarihî Kırım Hanlığı topraklarının parçası olan Taman yarımadası ve Kerç yarımadası arasındaki boğaz Kerç Boğazı olarak anılıyor. Kerç Boğazı Azak Denizi ve Karadeniz arasında doğal yaşam açısından son derece hassas bir su yolu.

Kırım’a karayolu ile asker ve silah teçhizatı yapılabilmesi için Kerç Boğazı üzerinde inşa edilen Kerç Köprüsü 2018 yılında açıldı. Putin’in yakın dostu Arkadi Rotenberg’e ait şirket 2015’te 3,2 milyar dolarlık ihaleyi üstlendi. Buna ilave olarak Rotenberg’e Kırım’ın güzel yerleri de peşkeş çekildi. Nitekim 2022’deki Ukrayna’yı işgal teşebbüsü de Kırım’da konuşlanmış birliklerin güneyden saldırısı ile başladı.

Köprü Kremlin için son derece stratejik öneme sahip. Ancak 19 km uzunluğundaki köprü savunması zor, vurulması kolay, hassas bir hedef. S-400’lerin hava sahasını koruduğu söylenen köprü üzerindeki hem karayolu hem de demiryolu çoğunlukla askerî sevkiyat için kullanılıyor. 8 Ekim 2022’de köprüde gerçekleşen patlama büyük bir hasara yol açtı. Köprünün onarımı 4,5 ay sürdü. Ukrayna ordusunun Kırım’ı geri almak için düzenleyebileceği karşı taarruzun bir numaralı hedefi kuşkusuz bu köprü olacak.

Rusya’da işgalin sembolü olarak kabul edilen ve Ruslarca “Kırım Köprüsü” adı verilen köprü Azak denizinin ekolojik dengesini alt üst etti. Sığ suları hamsiler başta olmak üzere pek çok balık türü ve deniz canlısının yumurtlama alanı olan Azak Denizinin hidrolojik süreçleri zarar gördü. Türkiye’de en çok avcılığı yapılan balık olan hamsi, 2019’da 262.544,4 ton, 2020’de 171.253,2 ton, 2021’de 151.597,6 ton, 2022’de ise 125.980,4 ton avlandı. Sadece 4 yıl içinde soframıza gelen hamsi miktarı %48 azaldı.[6] Pek de uzak olmayan bir gelecekte Karadeniz’deki balık popülasyonunda ciddî azalma olacak ve Karadeniz mutfağının baş tacı olan hamsiye ancak belgesellerde rastlanacak.

Göğsümde hançer yarası: Tavrida Otoyolu

Kerç köprüsünden başlayıp Kırım’ın bağrını hançer yarası gibi keserek ormanları yok eden, Akmescit üzerinden Akyar’a bağlanacak olan 258 km uzunluğundaki dört şeritli Tavrida Otoyolu’nun inşaatı devam ediyor. Böylece Akyar’daki, tüm Karadeniz ülkelerini tehdit eden, Rus donanması başta olmak üzere yarımadada üslenen işgal birliklerine lojistik destek için önemli bir altyapı tamamlanmış olacak. Yakın gelecekte planladıkları Ukrayna istilasına yetişebilmesi için 2017 yılında alelacele başlayan inşaat öncesinde herhangi bir çevre değerlendirmesi yapılmadı.

Bu otoyola Tavrida adının verilmesi de tesadüfî değil. Tavrida Rus çarlığının Kırım’ı 1783’te işgalinden sonra Ukrayna’nın güneyi ve Kırım’ı kapsayacak şekilde oluşturduğu idarî bölgenin uyduruk adıdır. Rusya açısından o yılları anımsatan sembolik bir anlamı var. 2023 Haziran ayı itibariyle işgal altında tuttukları Ukrayna toprakları tarihî olarak bu sözde Tavrida bölgesi ile de örtüşmektedir.

Yalıboyunda talan

Yumuşak iklimi ve temiz havası ile bilinen Kırım’ın güney sahilleri, yani Yalıboyu bölgesi Rus Çarlığı döneminde de asilzadelerin yazlıkları, “daça”ları için son derece popülerdi. Kırım Sovyet döneminde de en önemli iç turizm merkezi oldu. Sovyetlerin yıkılmasından sonra Kırım’da hakimiyeti elinde tutan Rus özerk yönetimi sürgünden dönen Kırım Tatarlarının Yalıboyundaki mülklerini asıl sahiplerine vermemek için her türlü zorluğu çıkardı. Ukrayna’daki siyasî iklim de buna elverişli bir ortam sundu. Değerli sahil arazileri mafyavâri oluşumlara, sözde iş adamlarına peşkeş çekildi. 2014’teki işgal ise hukuksuzluğun dizginlerini boşaltmasına, mevcut iktidarın gemi azıya almasına vesile oldu. Turistik açıdan değerli arsalar Rus oligarklarına iktidara hizmet ettikleri oranda tahsis edilmeye başlandı.

Krımskiy Titan “kaza”sı

2018 yılının Ağustos ayında Kırım’ın kuzeyindeki Ermenibazarı (Armyansk) kasabasında yer alan ve Avrupa’nın en büyük titanyum dioksit üretim tesisi Krımskiy Titan fabrikasında bir “kaza” oldu. Asit deposundaki zararlı kimyasal maddelerin havaya karışması nedeniyle ekolojik bir felaket meydana geldi. Bölgedeki yerleşim yerlerinde okullar kapatıldı ve çocuklar bölgeden tahliye edildi. İnsanlarda boğaz ağrıları, öksürük, göz ağrısı, yüksek ateş, cilt rahatsızlıkları gibi sağlık problemlerinin görüldüğü bildirildi. Bunun dışında, bahçelerdeki meyve ağaçları ve sebzelerinin iki günde sararıp solduğu, çelik çatıların, çitlerin ve dışarıda bulunan metal eşyaların pasla kaplandığı raporlandı. Yetkililer “kaza”nın sebebini kuraklık sebebiyle asit deposundaki su seviyesinin azalması olarak açıkladılar. Ukrayna İstihbaratı ise “kaza”nın askerî tatbikat esnasında depoya isabet eden bir mermiden kaynaklandığını tespit etti.

2023 Haziran’ında fabrika arazisine mayın döşendiği bilgisi edinildi. Ukrayna karşı taarruzuna karşı şeytanî bir tedbir olarak yürütülen hazırlıklarda patlatılmaya hazır olarak bekletilen fabrika büyük ölçekli çevresel ve insanî felaketlere yol açacak saatli bir bomba haline getirildi. Ancak olası bir felakette Kremlin’in tıpkı Kahovka’da olduğu gibi, Ukrayna’yı suçlayacağı; Ukrayna, Rusya ve Türkiye başta olmak üzere tüm bölge ülkelerinin bu faciadan ciddî derecede etkileneceği aşikârdır.

Kırım Tatarları “canlı kalkan” mı?

Kırım Tatar kasabalarının içine yerleştirilen uçaksavar bataryaları korkunç bir planı da ortaya çıkartıyor. İşgal güçleri eninde sonunda Kırım’dan çıkacaklar. Ama bunu yaparken Kırım’ın yerli halkını canlı kalkan olarak kullanıp olabildiğince zarara maruz kalmasını da istiyorlar. Kırım’a sonradan gelip iskân edilen, bilhassa 2014 işgali sonrasında yerleştirilen nüfus da Rusya askerleri ile birlikte Kırım’dan çıkacak. Bu sayının beş yüz bin ilâ bir milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Zaman ilerledikçe ve Rusya mevzi kaybetmeye devam ettikçe Kırım’dan ayrılan Rusların sayısı hızlanarak artıyor.  Bazı iş adamlarının ellerindeki mülkleri sattığı biliniyor.

Ukrayna ve Kırım’ın yeraltı kaynakları sömürülüyor

Rusya Kırım’ı işgal ettiğinde Karadeniz’deki münhasır ekonomik bölge alanını da yasadışı olarak genişletmiş oldu. Kırım’ı çevreleyen kıta sahanlığındaki henüz el değmemiş doğalgaz ve petrol yataklarını da şimdilik ele geçirdi.

Ukrayna’nın doğusu ve güneyindeki zengin demir, kömür, lityum ve titanyum madenlerini de işgal etmiş durumda. Kanadalı jeopolitik risk şirketi SecDev’in The Washington Post için yaptığı bir analize göre[7] Rusya’nın gasp ettiği maden yataklarının değeri 12,4 triyon doları buluyor.

Ukrayna’daki yıkım

3 gün içinde Kyiv’i ele geçirme hedefi ile başlatılan ve adına hâlâ “özel harekât” denen bu kirli savaştan ötürü petrol sızıntıları, kimyasal kirlilik, orman yangınları, tarımsal kaynakların zarar görmesi, göç ve yerinden edilme sebebiyle oluşan hasar maddî olarak tarif edilemeyecek derecede büyük. Ukrayna halkının toplumsal hayatı ve hafızası üzerindeki travmatik etkileri de uzun yıllar sürecek.

Herson bombardımanı nedeniyle Dinyeper Deltasını da kapsayan ve Karadeniz bölgesinin uluslararası koruma statüsüne sahip en büyük ve önemli biyosfer rezervi olan Karadeniz Biyosfer Rezervi’nde çıkan yangınlarda, başta kuş popülasyonu olmak üzere çok sayıda hayvan ve bitki yok oldu.

Rusya’nın Çeçenistan’daki savaşı esnasında Çeçen tarım arazilerinin %30’u kullanılamaz hale gelmişti. Avrupa’nın tahıl ambarı olan Ukrayna’daki geniş ve verimli tarım arazileri de bu savaştan etkileniyor. Ukrayna mahsulü Türkiye’nin arabuluculuğunda varılan anlaşma ile Rusya’nın saldırısına maruz kalmadan sevk edilebiliyor. Ancak Rusya bu anlaşmayı 3’er aylık periyotlarla uzatarak Avrupa ülkelerine karşı elinde bir koz olarak tutmaya çalışıyor. Yeri geldiğinde de tahıl sevkiyatını sabote etmekle tehdit ediyor.

Savaşın Ukrayna’daki su kaynakları üzerinde de son derece olumsuz etkisi oldu. 26 Şubat 2022’de İrpen nehri üzerindeki baraj Ruslarca bombalanarak yıkıldı ve Kahovka’daki kadar olmasa da bir sel felaketine yol açtı. İçme suyu kaynakları ve yer altı suları ile arıtma tesisleri bombardımandan zarar gördü. Rusların “Ukrayna halkını Nazilerden kurtarıyoruz” saçma iddiası ile başlattıkları “özel askerî harekât” daha hemen savaşın başında bizzat sivil hedefleri vurarak sivil halkı yok edecek noktaya ulaştı. 15 Nisan 2022’de UNICEF’in bildirdiğine göre 4,6 milyon kişi temiz içme suyundan mahrum kaldı.[8]

Rusya Ukrayna’ya hızlı bir şekilde diz çöktürebilmek için savaşın ilk haftalarında sanayi bölgelerindeki tesisleri hedef aldı. Savaşın en destansı direnişlerinden biri de Mariupol şehrinde 1930’dan beri faaliyet gösteren Azovstal Demir Çelik Fabrikasında yaşandı. 2022 yılının Eurovision şarkı yarışmasında Stefania adlı şarkısıyla Ukrayna adına birinci olan Kaluş Orkestrası performansının sonunda dinleyicilere ve dünya kamuoyuna İngilizce olarak “Lütfen, Ukrayna’ya, Mariupol’e yardım edin, Azovstal’a yardım edin, Şimdi!” şeklinde seslenmişti.  Bir aydan fazla burada direnen Ukrain güçleri fabrika Rus bombardımanında tamamen yok edilene kadar savaştılar. Daha sonra işgal güçleri viran haldeki fabrikanın kalıntılarının da yok edileceğini duyurdu. Faal haldeyken, pek çok çevresel tedbirin alındığı, arıtma tesisi çalıştığı durumdayken bile kötü bir şöhreti olan fabrika yoğun bombardıman ile yerle bir edildiğinde tonlarca mühimmattan kaynaklananlara ilave olarak tesisteki tüm kirletici ve zehirli unsurlar toprak, su ve havaya kontrolsüz bir şekilde saçıldı.  Uydu görüntüleri Azak Denizinin tesisten sızan maddeler nedeniyle zaman içinde parlak yeşil, siyah, pembe ve bej renklerine büründüğünü gösterdi.

Ukrayna’nın petrol rafinerilerine, enerji nakil hatlarına, kimya sanayii tesislerine sayısız saldırı gerçekleştirildi. Madencilik sahaları büyük hasar gördü. Tüm bu tesislerin ve sanayi bölgelerinin yıkımı, çalışanların savaştan kaçarak güvenli bölgelere sığınması dikkatle ve sıkı kontrol altında yürütülmesi gereken faaliyetlerin bir anda başı boş kalmasına yol açtı. Bu sahipsiz tesisler de çevreye ölümcül zehirler saçan ve etkisinin yıllarca temizlenemeyeceği kirliliklere sebebiyet verdi.

Ukrayna’nın ulusal tabiat parkları ve doğal koruma alanları savaştan zarar gördü. Mesela, Bucak (Besarabya) bölgesindeki Tuzla lagünleri pek çok ender bulunan canlı türüne ev sahipliği yapıyordu. Buraya 200’den fazla bomba atıldığı saptandı. Kahovka baraj gölünün hemen güneyindeki Velıkıy Luh Ulusal Tabiat Parkı’nda 16 yıldır titizlikle yetiştirilen ender türlerden Bahar Çayır Safranı (Bulbocodium versicolor) Rus tanklarının paletleri altında kaldı.[9] Azak Denizinin kuzey ucunda Mariupol yakınlarındaki Meotıda Ulusal Tabiat Parkı tepeli pelikan (Pelecanus crispus) ve büyük karabaş martı (Ichthyaetus ichthyaetus) başta olmak üzere soyu azalan ve koruma altındaki türlerin yaşam alanıydı. Rus çıkarma birlikleri tarafından yapılan harekât kuşların yuvalama alanlarını da ortadan kaldırdı. Kırım’ın kuzeybatısında Karkinit Körfezi açıklarındaki Carılgaç adasındaki Ulusal Tabiat Parkı aktif bir savaş alanı haline geldi. Yine pek çok endemik bitkiye ve yabanî hayvana ev sahipliği yapan adanın kıyılarının 56 km’den fazlası mayınlarla kaplandı.

Nükleer tehlike

Ukrayna ülke çapındaki elektrik üretiminin neredeyse yarısını 4 nükleer santralden elde ediyor. Bunlardan Rusya’nın işgal ettiği topraklarda yer alan Zaporijya nükleer enerji santrali dünyanın dokuzuncu, Avrupa’nın ise en büyük nükleer enerji santralidir. 22 Mayıs 2022’de bombardımandan zarar gören nükleer santralde üretim bir süreliğine durdu. Alarm seviyesinin normale dönmesi ile tüm dünya derin bir nefes aldı. Mart 2022-Haziran 2023 arasında santralin faaliyeti 7 defa kesintiye uğradı. Santralin soğutma üniteleri Kahovka barajından sağlanan su ile çalışmaktaydı. Rus kontrolündeki nükleer santralde meydana gelebilecek bir arıza aradan 37 yıl geçmesine rağmen olumsuz etkileri halen devam eden Çernobil faciasından çok daha büyük küresel bir felaket ile karşı karşıya kalmamıza neden olacak.

Karadeniz’de çevresel felaketler

Azak Denizi, Tuna Deltası ve Odesa Körfezi’ndeki sulak alanlar ve biyosfer rezervleri, Karadeniz bölgesinde biyolojik çeşitliliğin en kırılgan olduğu yerlerdir. Savaşta arıtma tesislerinin tahrip olması nedeniyle çoğu sanayi tesisinin atık suları nehirlere ve yer altı sularına doğrudan karışmakta, Don ve Özü (Dinyeper) gibi nehirler yoluyla cıva, kurşun ve arsenik gibi zehirli atıkların yoğun olduğu bu kirleticiler Karadeniz’e kadar taşınarak deniz canlı yaşamını tehdit etmektedir.[10]

Halihazırda Karadeniz’in 150 m altındaki su tabakasının %92 oranında zehirli bir gaz olan hidrojen sülfür içerdiğini de unutmamak gerekir. Zaten can çekişmekte olan Karadeniz bu son insan saldırısına da pek uzun süre direnemeyecektir. Canlı yaşamı barındıran yüzeydeki su tabakası her yıl incelmektedir. Ecopolitic.com.ua’dan Katerina Belousova’nın bilim insanı İvan Rusev’e dayandırdığı habere göre sadece Nisan 2023 içinde 77 yunusun ölü olarak bulunduğu, denizaltı ve diğer donanma unsurlarının hareketliliği ve yarattığı çevre kirliliğine bağlı olarak topluca karaya vuran yunus sayısının bini aştığı tespit edilmiş.[11]

Nova Kahovka barajının yıkımından sonra oluşan sellerin önüne kattığı her türlü yıkıntı Karadeniz’e kadar ulaştı. Beyaz eşyadan, hayvan ölülerine, taşıtlardan mobilyalara kadar tonlarca sel artığı Karadeniz’e sürüklenerek, Kırım sahillerine ulaştı. Daha da korkuncu Rusya ordusunun nehir boyunca döşediği mayınların sel ile birlikte Karadeniz’e kadar saçılarak gelmesi serseri mayın tehlikesini de artırıyor. Kızılhaç yetkililerinin de doğruladığı üzere Ruslarca toprak altına döşenen mayınların sel ile yerlerinden sökülerek tarım alanları da dahil olmak üzere öngörülemeyen bir alana yayıldığı biliniyor. Sel suları çekildikten sonra bölgedeki siviller için son derece tehlikeli bir durum oluşacak.

Hatırlanacağı üzere Rusya-Ukrayna Savaşının ilk günlerinde, daha 2014’teki işgal sırasında Ukrayna’dan ele geçirilmiş olan deniz mayınları, Ukrayna’yı itibarsızlaştırmak ve suçlamak için Rusya tarafından denize salınmıştı. Türkiye ve Romanya sahillerine vuran mayınlar deniz güvenliğini tehdit etmekte. İstanbul Boğazına kadar ulaşan mayınların bir kısmı Türk SAS timleri tarafından kontrollü bir şekilde imha edilmişti. Başıboş deniz mayınlarının örneğin bir yakıt tankerlerine çarpması büyük bir felakete yol açacaktır.

Toprağın intikamı: Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi adı verilen hastalığın nasıl ortaya çıktığını hatırlayalım. 18 Mayıs 1944’te Kırım Tatarlarının sürgün ve soykırımı başladığında Kırım’da tarım arazilerini işleyecek halk kalmadı. Sadece Kırım’ın yerli halkı olan Kırım Tatarları değil onların beslediği kümes hayvanları, büyükbaş ve küçükbaş hayvanları da sahipsiz kalarak öldüler. Hasat için Kızılordu askerleri tarlalara gönderildi. Ne var ki kümes hayvanlarının yok olması tarlalardaki kenelerin sayısının kısa sürede olağanüstü bir hızla artmasına sebebiyet verdi. Bu keneler askerleri ısırmaya ve taşıyıcısı oldukları hastalığı insanlara bulaştırmaya başladılar. Sovyet askerlerinde hastalık ateş, üşüme-titreme yaygın kas ağrıları, bulantı-kusma, ishal, yüzde kızarıklık, karaciğerde büyüme ve kanama ile kendini gösterdi. Çok sayıda asker kene ısırması yüzünden hayatını kaybetti. Kırım Tatarsız kalan Kırım toprağı bir nevi intikam alıyordu. İlerleyen yıllarda Afrika’da da görülen bu hastalık tıp literatürüne Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı olarak girdi.

Rusya soykırım suçlarına bir de “çevrekırım”ı ekledi

Ukrayna’ya saldırmasının üstünden geçen 500 gün içinde 200 binden fazla Rusya askeri öldü. Binlerce sivil hayatını kaybetti veya yaralandı. Çoluk çocuk milyonlarca insan yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldı. Ukrayna halkı, bir kısmı da Wagner şirketinin paralı askerlerinden oluşan bu barbar istilasına karşı direniyor.

Kırım sahillerinde kazılan siper ve hendekler ile aceleyle kurulan barikatlar, doğal yaşam alanlarına konuşlandırılan ölüm silahları Yeşil Adanın doğal hayatının yok oluşu için döşenen kilometre taşları. Kremlin kendisi için ne insanın ne de tabiatın hiçbir önemi olmadığını defalarca kanıtladı. Oysaki Kırım Tatarları için Kırım toprakları altındaki ve üstündeki canlılarla; kurduyla, kuşuyla, çiçeğiyle, yemişiyle kutsal olarak kabul ediliyor. Kırım Tatarları havasıyla suyuyla, balığı böceğiyle bu toprakları canından aziz biliyor. Bundan dolayıdır ki aradan geçen yüzyıllara, soykırımlara rağmen Kırım’a dönüp dişiyle tırnağıyla son enerji damlasına kadar boğuşarak Vatan’ına tutunuyor. Vatan topraklarına huzur ve barış gelene kadar da mücadelesine aynı kararlılıkla devam edecek.

Kırım’ın işgalden ve Rus ordusundan arındırılması çevresel felaketleri önlemenin birinci adımı olacak. Daha sonra işgal sürecinde verilen zararların giderilmesi için acilen harekete geçilmeli. Bir yandan ekolojik dengenin en azından eski haline geri döndürülmesi için çalışılırken öte yandan bu tahribata sebebiyet veren Kremlin yönetimi ve yerel işbirlikçilerinin uluslararası mahkemeler ve kurumlar nezdinde cezalandırılması için de kararlı adımlar atılmalıdır.

Hem savaş suçları hem de çevreye karşı işlenen suçların tazmini için Birleşmiş Milletler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi, UNESCO Dünya Mirası Komitesi, Uluslararası Tahkim Mahkemesi gibi uluslararası hukuk ve adalet mercilerinin gündemlerine öncelikli olarak getirilmeli ve suçların faillerine suçları tekrarlamalarına müsaade etmeyecek yaptırımlar uygulanmalıdır.

[1] Özü nehrinin doğu yakası Haziran 2023 itibariyle Rus işgal güçlerinin kontrolünde. Herson oblastının şehir merkezinden Kırım’a kadar olan doğu yakasındaki arazisi halen işgal altındadır. 2014’te Kırım’ın işgalinden sonra çok sayıda Kırım Tatar ailesi bu bölgeye göç etmek zorunda kalmıştı.

[2] KırımSOS’un hukuk koordinatörü Olga Kurışko’ya göre, “Kırım Çevresi: işgal sırasındaki değişiklikler ve kayıplar” çalışması, işgal altındaki Kırım’da ekoloji alanındaki ihlallerin belgelenmesi ve olguların toplanmasının başlangıcı olacak. İki bölüm halinde yayınlanan Ukraince rapora şu adresten ulaşmak mümkün: https://krymsos.com/en/fakty-ekologichnyh-zlochyniv-krymsos-prezentuvala-doslidzhennya-pro-nyshhennya-rosiyeyu-dovkillya-krymu/

[3] Emerald Network: Zümrüt Ağı, Avrupa Konseyi tarafından 1989 yılında Avrupa Yaban Hayatının Korunmasına İlişkin Bern Sözleşmesi kapsamındaki çalışmaların bir parçası olarak başlatılan, Avrupa’nın yabanî flora ve faunasını ve bunların doğal yaşam alanlarını korumak için Özel Koruma İlgi Alanları ağıdır.

[4] Kırım Tatarcası: Bezgelek, Türkçesi: Mezgeldek, Latincesi: Tetrax Tetrax

[5] Kırım Tatarcası: Duvadaq, Türkçesi: Toy Kuşu, Latincesi: Otis Tarda. Duvadaqlar 15 kilograma varan ağırlığı ve 260 cm’e varan kanat açıklığı ile dünyada uçabilen en ağır ve büyük kuşlardan kabul edilirler.

[6] “Türkiye’nin denizlerinde avlanan balık miktarı 4 yılda yüzde 32 azaldı.” – NTV 25.06.2023. 

https://www.ntv.com.tr/turkiye/denizlerde-avlanan-balik-miktari-4-yilda-yuzde-32-azaldi

[7] Anthony Faiola, Dalton Bennett, “In the Ukraine war, a battle for the nation’s mineral and energy wealth”, The Washington Post, 10.08.2022

 https://www.washingtonpost.com/world/2022/08/10/ukraine-russia-energy-mineral-wealth/

[8] “1.4 million people without running water across war-affected eastern Ukraine”, UNICEF, 15.04.2022

https://www.unicef.org/press-releases/14-million-people-without-running-water-across-war-affected-eastern-ukraine

[9] Gorbenko Kateryna, “Nationally rare plants destroyed under the wheels of Russian army vehicles”, Ukrayna Doğayı Koruma Fonu, 14.04.2022.

https://wownature.in.ua/en/nationally-rare-plants-destroyed-under-the-wheels-of-russian-army-vehicles/

[10] Nesrin Algan, “Savaşın Çevreye Etkileri: Ukrayna”, UIKPanorama, 03.06.2022.

Savaşın Çevreye Etkileri: Ukrayna – Nesrin Algan

[11] Katerina Belousova, “A mass death of dolphins was recorded near the occupied Crimea”, EcoPolitic.com.ua, 02.05.2023.

https://ecopolitic.com.ua/en/news/poblizu-okupovanogo-krimu-zafiksuvali-masovu-zagibel-delfiniv-2/

Emel Dergisi 283, Nisan-Mayıs-Haziran 2023. Sayfa .

Özgür KARAHAN

TAVSİYELER

KANAL 3 TV’YE KONUŞAN ZAFER KARATAY UKRAYNA RUSYA SAVAŞINI VE KIRIM’IN DURUMUNU DEĞERLENDİRDİ

KARATAY, KIRIM’DA RUS ZÜLMÜ DEVAM EDİYOR VE KIRIM TÜRKLERİ RUSYA İŞGALİNDE YAŞAMAK İSTEMİYOR Kırım Tatar …