YENİ KİTAPLAR
Hazırlayan: Özgür KARAHAN
İki Dünya Savaşı Arasında Romanya’daki Türk Tatar Toplumu ve Türkiye’ye Göçler
Metin ÖMER
Türk Tarih Kurumu, 2023, Ankara
ISBN: 978-975-17-5450-9
388 s., 16×24 cm
Köstence Ovidiu Üniversitesi öğretim görevlisi olan Dr. Metin Ömer’in Hacettepe Üniversitesinde hazırladığı doktora tezi TTK tarafından kitap olarak yayımlandı.
Tez ilk olarak 2020 yılında “Emigrarea turcilor și tătarilor din România în Turcia între cele două Războaie Mondiale” adıyla Romenceye tercüme edilerek yayınlanmıştı.
Kitapta XIII. asırdan beri Dobruca’da yaşayan ve bu bölgede varlığını sürdüren, Türk-Tatar toplumunun önemli bir kısmının 1918-1941 yılları arasında Romanya’dan Türkiye’ye göçleri incelenmektedir. Bu dönemde gerçekleşen göçlerin siyasî, diplomatik ve sosyolojik boyutları vardır. XIV-XIX. asırlar arasında Dobruca’nın Osmanlı toprağı ve nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olduğu gerçeği, göçlerin tarihi gelişimini anlamak için önemlidir. Siyasî açıdan Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Romanya Krallığı’nın göçlere karşı bakış açıları ve uyguladıkları kararlar göç sürecini etkilemiştir. Bükreş ve Ankara göçleri desteklemiştir fakat bu sürecin yasal bir çerçevede devam etmesine gayret etmişlerdir. Bundan dolayı 1936 göçlerini düzenleyen bir antlaşma imzalanmıştır. Eksikleri olsa da bu antlaşma göçmenlerin birçok sorununu ele alıyordu. Sosyolojik açıdan bakıldığında göçmenler, yeni dâhil oldukları bir topluma uyum sağlamaya çalışmışlar, kalanlar ise sayıları azaldığı için karşılaştıkları zorluklara yeni çözümler aramışlardır. 1918-1941 yılları arasında Romanya’dan-Türkiye’ye göçleri bütün yönlerini ortaya koymak için bu eserde Romen, Türk ve Fransız arşivleri yanında iki ülkede dönemin basını ve konuyla ilgili yayınlanmış çalışmalar kullanılmıştır.
Kırım Tatar Türkçesi Sözlüğü
Seher MAŞKARAOĞLU
Türk Dil Kurumu, 2023, Ankara
ISBN: 9789751755124
1504 s., 16×24 cm
Kırım Tatar Türkçesi, Karadeniz-Hazar bölgesi Kıpçak dil alanı içerisinde yer almaktadır. Hem Türk yazı dilleri arasındaki özel konumu hem de sahip olduğu geniş söz varlığı sebebiyle alan uzmanları için önemli bir kaynak durumundadır.
Bugün Türkiye’de azımsanmayacak bir Kırım Tatar göçmen grubu vardır. Ülkemizde kalabalık bir kitle oluşturan Kırım Tatar kökenli yurttaşlarımızın yararlanacağı dil öğretim kılavuzları, özgün edebiyat antolojileri ve kapsamlı bir sözlük yoktur. Bu çalışma özellikle bu türden bir katkı oluşturabilmek gayesiyle hazırlanmıştır.
Kırım Tatar Türkçesi Sözlüğü’nün esas kaynağını Seyran Memetoviç Useinov’un üç ciltlik Kırım Tatarca-Rusça-Ukraince Lugat adlı eseri oluşturmaktadır. Çalışmada, ilk olarak Useinov’un üç ciltlik sözlüğünden dizilen madde başları bilgisayar ortamına aktarılmış ve Rusça açıklamaları Türkçeye çevrilmiştir. Daha sonra elde edilen açıklamalı sözlük maddelerinin altına metinlerden taranan cümle, kıta, beyit veya mâni türünden örnekler işlenmiştir. İşlenen bu örnek cümlelerin Türkiye Türkçesi karşılıkları da verilmiştir. Böylelikle 27.243 adedi madde başı, 18.937 adedi alt maddeden oluşan toplam 46.180 madde hazırlanmıştır. Sözleri örneklendirmek için 8.910 örnek alıntı kullanılmıştır. (Tanıtım Bülteninden)
Muhammed Fatih Kerimî ve Ceditçilik Hareketi & Stalin’in Darağacında Bir Tatar Aydının Portresi
Emre ÖZSOY
Selenge, 2023, İstanbul
ISBN: 9786256967106
432 s., 14,5×21,5 cm
Türk Dünyası’nın kadim coğrafyası İdil-Ural, 19. yüzyıldan itibaren Ceditçilik olarak adlandırılan yenileşme hareketlerine sahne oldu. Modern zamanın gerektirdiği doğrultuda ilerlemenin zaruriyetini anlayan bir avuç aydın; dinde ıslah çalışmalarından eğitim kurumlarının yeniden organize edilmesine, kadın haklarından millî kimlik sorunlarına, ortak edebî Türk dili oluşumundan siyasi temsil meselelerine kadar geniş alanda faaliyet gösterdiler. Bu hareketin önemli temsilcilerinden Muhammed Fatih Kerimî, fikirleri ve eylemleriyle kısa sürede sivrilerek Ceditçi aydınlar arasında önemli bir yer edindi. Hayatını, Rusya Türklerinin istikbalini kurtarmak için feda etmeye kararlı olan Kerimî, 1905 ve 1917 Devrimleri sırasında siyasi bir kimliğe bürünerek Çarlık Rusya’nın Hristiyanlaştırma ve Ruslaştırma politikalarına karşı çıktı. İsmail Bey Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarına sıkı sıkıya bağlı kalarak Türk Dünyası için ortak dil oluşturmaya çalıştı. Dönemin en önemli gazete ve dergilerinde yazılar kaleme alarak halkının sorunlarına çözümler aradı. Faaliyetlerini Rusya dışına da genişleten Kerimî, Stalin döneminde Türkiye casusu olarak suçlanmasına sebep olacak derecede Türkiye’yle yakın bağlar kurdu. Elbette bunları yapmak kolay olmadı; Sovyet yönetimi ve Kadimciler olarak anılan mutaassıp zihniyetle var gücüyle mücadele etmek zorundaydı.
Ülkemizde Kerimî’yi bütün yönleriyle ele alan ilk ciddi çalışma niteliğine sahip Stalin’in Darağacında Bir Tatar Aydının Portresi: Muhammed Fatih Kerimî ve Ceditçilik Hareketi adlı eserde; sosyal, siyasi ve kültürel çevrenin önde gelen bir aydınının hayatına odaklanırken bir dönemin portresini de bulacaksınız. Eseri okurken Orenburg, İstanbul, Kırım, Kazan, Petersburg ve Moskova arasında mekik dokuyacak; Ahmet Mithat Efendi, İsmail Bey Gaspıralı, Şeyh Cemaleddin Efgânî, Arminius Vámbéry, Yusuf Akçura, Ayaz İshakî gibi aydınlarla karşılaşacaksınız. Emre Özsoy, Rus ve Tatar arşivlerinden ziyadesiyle faydalanarak yazdığı kitabında; Türkiye casusu, devrim düşmanı ve sosyalizme ihanet suçlamalarıyla Stalin terörüne kurban giden büyük bir Tatar aydının hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor. (Tanıtım Bülteninden)
Vatan yahut Kırım
Ramazan ARITÜRK
Şule Yayınları, 2023, İstanbul
ISBN: 9786258062717
496 s., 13,5×21 cm
Yaşlılar, gençler, kadınlar, erkekler, çocuklar hatta kundaklarına sarılı bebeklerden oluşuyordu bu esrarengiz topluluk. Hiçbiriyle göz teması kurmadan yanlarından geçiyordum ama birilerini tanıyor muyum diye bakmaya çalışıyordum ara sıra. Reşat Ağabey’e dönüp neden toplandı bu insanlar, diye sordum korkuyla. Ezan okuyacağın için, dedi tebessüm ederek. Kafamın içinde o kadar felaket ihtimali dönüp durmuştu ki adamın yüzüne yerleşen tebessümü dahi fark etmedim. Neden, diye sordum anlamsız bir şekilde. Reşat Ağabey belki de gözlerimdeki ürpertiyi gördüğünden elini omzuma attı:
“Bu gördüğün kadınların, erkeklerin, çocukların hiçbirinin kulağına ezan okunmadı. Bazısı sadece birkaç ay ya da yıl kaybetti ama bazıları koca bir ömür bekledi. Ezan okunacağını duyunca toplanıp yakın illerden, ilçelerden, köylerden geldiler ki hiç değilse bir kez onu duymuş olsunlar… Onlar için okuyacaksın Ramazan Molla.”
Reşat Ağabey bunları söylediğinde takvimler 24 Aralık 1993’ü gösteriyordu.
24 yaşında bir genç, 1993 sonbaharında gönüllü olarak Kırım’a gidiyor. Kalbinde vatan aşkı var. Amacı; dinî değerleri yok edilmeye çalışılan, millî ve kültürel zenginlikleri gasp edilen bir halka özünü, ecdadını hatırlatmak, sevdirmek ve birlik ruhunu canlandırmak. Kırım; Osmanlı idare sistemi içinde Erdel, Eflak, Boğdan gibi seçkin eyaletlerden. Halil İnalcık’ın deyişiyle, birbiri ardına gelen Türk kavimlerinin müzesi. 21. yüzyılda hâlâ işgal altında çırpınan bir acılı belde. Kırım, vatanın ta kendisi. Onun için verilen mücadele, büyük bedeller isteyebilir. Topsuz tüfeksiz, tarih bilinciyle yapılan bir şahsiyet savaşı bu. (Tanıtım Bülteninden)
Ukrayna Bir Tarihsel Atlas
Paul Robert MAGOCSI
Vakıfbank Kültür Yayınları, 2023, İstanbul
ISBN: 978-625-6385-28-3
372 s., 24×30 cm
Yüzyıldır başarılı bir devlet olan Türkiye’nin meşruiyeti elbette ki herkes için aşikâr olup onun yüzyıllarca geriye giden meşruiyetini kabul ettirmek de kolaydır. Ancak birçok Türk için, 1991’de Karadeniz’in diğer tarafında, büyüklük ve şekil bakımından Türkiye’ye sanki aynadaki yansıması gibi benzeyen bir ülkenin ortaya çıkması oldukça şaşırtıcı olmuştur. 20. yüzyıldan önce Ukrayna diye bir devletin olmaması yüzünden tarihçiler bile “Ukrayna’nın bir tarihi var mıdır?” sorusunun cevabını merak ettiler. Kendi dili olan ve on milyonlarca insandan oluşan büyük bir etnik grup birdenbire ortaya çıkamayacağından ve böyle bir grubun derin tarihsel köklerinin olması gerektiğinden, bu sorunun cevabının olumlu olacağı aşikârdır.
Ukrayna, Avrupa’nın toprak genişliği açısından ikinci büyük ülkesidir. Bu geniş ve kadim ülkenin hikâyesini özenle hazırlanmış haritalarla anlatan bu kitap, ülkenin en eski zamanlarından günümüze kadar kısa ve okunması kolay bir tarihsel incelemesini sunuyor. Kırk altı bölümden oluşan kitabın her bir bölümünde, ele alınan kronolojik dönem veya temanın temel unsurlarını görsel olarak sunan tarihi, coğrafi ve siyasi içerikli bir harita bulunuyor. Tüm metne, Ukrayna’nın zengin geçmişini canlı bir şekilde sunan 300’ü aşkın fotoğraf, çizim, portre, kitap ve sanat eserinin reprodüksiyonu eşlik ediyor.
Ukrayna çalışmaları konusunda otorite olmuş Toronto Üniversitesi Ukrayna Kürsüsü başkanı tarihçi Paul Robert Magocsi, çalışmasını ülkede sayısal olarak en büyük nüfusu teşkil eden etnik Ukraynalıların incelenmesiyle sınırlandırmıyor. Ukrayna’nın tarihi boyunca çok kültürlü yapısını vurguluyor ve etnik Ukraynalıların tarihiyle beraber günümüz Ukrayna sınırları içinde yaşayan ya da tarihte yaşamış olan diğer tüm halkları da ele alıyor: Ruslar, Lehler, Yahudiler, Kırım Tatarları, Almanlar, Rumlar ve diğerleri. Bu kitap sadece Avrupa ve Slav çalışmaları uzmanları için değil; Ukrayna’daki siyasi, ekonomik ve kültürel gelişim hakkında bütüncül bilgiye erişmek isteyen Türk tarihçileri ve okurları için de değerli bir başvuru eseridir. Kitabın geniş ve açıklamalı kaynakçası, bu konuda yapılacak araştırmalar için bir rehber görevi görecektir. (Tanıtım Bülteninden)