YENİ KİTAPLAR
Hazırlayan: Özgür KARAHAN
Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar (1441 – 1700)
Halil İNALCIK
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İstanbul, 2017.
ISBN: 978- 6052952511
680 sayfa, 15,5x23cm.
Cafer Seydahmet Kırımer 1950’lerin sonlarında günlüğüne genç profesör Halil İnalcık ile görüştüğünü ve artık Kırım Hanlığı tarihi adlı eserini tamamlamasını tavsiye ettiğini kaydeder. Ta o zamandan 21. yüzyıla kadar yarım asrı geçen süre boyunca bu kitap merakla beklenmekteydi. Dev eser uzun yıllar süren titiz araştırmaların neticesinde ve ne yazık ki tarihçilerin kutbu kabul edilen Halil İnalcık’ın vefatından sonra basılabildi.
Viyana Kuşatması’nda Kırım Hanı Murat Giray’ın suçlanması çiğliğine de bu kitap kesin ve sarih bir biçimde nokta koymuştur.
*
Kırım Hanlığı kurulurken, Osmanlı Devleti de Fatih Sultan Mehmed’in yönetimi altında bir Ortaçağ beyliğinden Yeniçağ imparatorluğuna evriliyordu. Kırım’ın kısa sürede Osmanlı İmparatorluğu’na tâbiliği kabul edişi, Altınordu’dan devraldığı Ortaçağdan kalma kabile aristokrasisine dayalı yönetim yapısını değiştirmese de, kendine özgü bir denge yarattı. Kabilelerin talepleriyle İstanbul’daki merkezi devletin taleplerini ve Rusya başta olmak üzere rakip devletlerin tehditlerini dengeleme becerisi, hanların başarısında ve hanlığın bekâsında esas belirleyiciydi. Yeniçağ’ın başlarında kurulan ve sonlarında tarihe karışan bu hanlığın tarihi, Orta ve Doğu Avrupa’daki iktidar mücadeleleriyle iç içe örülüdür. Kırım’ın rakip hanlıklarla mücadelesi, bu hanlıkların yüz yıl içinde tarihe karışmasıyla yerini Rusya, Lehistan ve Habsburglarla süren çok daha zorlu ve uzun bir mücadeleye bırakmıştır. Halil İnalcık akademik hayatı boyunca Kırım üzerine yaptığı araştırmaları gözden geçirerek derlediği bu kitapta, hanlığın ileride yazılacak bir genel tarihinin omurgasını kuruyor. Orta Avrupa’daki Habsburg-Osmanlı, Doğu Avrupa’daki Leh-Osmanlı-Rus ve Kuzey’deki Rus-Osmanlı rekabetinin görünenden çok daha karmaşık, değişken ve çok aktörlü olduğunu gözler önüne sererken, İstanbul Bahçesaray ittifakının bu bölgelerdeki kilit niteliğini tarihî olaylar üzerinden anlatıyor. Kırım tarihine dair kısıtlı kaynakları ve araştırmaları eleştirel yaklaşımla okuyarak tarih yazmanın yollarını gösteriyor.
Şefika – İsmail Gaspıralı’nın Kızı
Serra MENEKAY
Galeati Yayıncılık, İstanbul, 2017.
ISBN: 9786058234475
416 sf. 13,5×19,5cm.
Serra Menekay, “Aluşta’dan Esen Yeller, Bir Kırım Türküsü”, “Kuşbakışı” ve “İğne Oyası”ndan sonra yeni bir roman ile okurlarıyla buluşuyor.
“ŞEFİKA, İsmail Gaspıralı’nın Kızı”…
“Şimdi işini gücünü bırakıp benimle bu yola çıkmanı istiyorum senden. Biliyorum tuhaf, zor, muhtemelen çok zamansız, hatta belki de imkânsız geliyor sana şu an böyle bir yolculuğa çıkmak. Ama bana güven yavrum, pişman olmayacaksın…”
Böyle diyor Münevver, Bilge’ye. Bu satırlarla başlıyor Bilge’nin Şefika’yı, annesini ve kendini tanıma serüveni.
Bu kitapta Şefika Gaspıralı’nın inanılmaz hayat hikâyesini, Serra Menekay’ın akıcı dilinden okuyacaksınız. Şefika’nın babası ve kitabın gizli kahramanı İsmail Gaspıralı’nın Kırım’da başlayıp tüm Rusya’ya yayılan “Türk Eğitim Reformu”na tanıklık edeceksiniz.
Şefika’yı tanıdıkça, yüzyıl önce yaşamış eğitimci, editör, milletvekili, “first lady” ve anne olan aydın ve çalışkan bir Türk kadınının, günümüz aydınlarıyla aynı sorunları yaşamış ve aynı kaygıları taşımış olmasına şaşıracaksınız.
Aydın nesiller yetiştiren bilge kadınlara adanmış bu kitabında Serra Menekay yine tarihi gerçeklikleri, ustaca kurguladığı bir romanın içinde okurun yüreğine dokunarak sunuyor…
İsmail Gaspıralı Seçilmiş Eserleri: 4 – Eğitim Yazıları
Prof. Dr. Yavuz AKPINAR
Ötüken Neşriyat
İstanbul, 2017.
ISBN: 9786051556178
590 sayfa, 12×19,5cm
Bu eserde, İsmail Gaspıralı’nın eğitim hususunda çeşitli makale ve kitaplarında ifade ettiği görüşler bir araya toplanmıştır. Elinizdeki kitap, İsmail Gaspıralı’nın eğitim konusuyla alâkalı olarak ve usûl-i cedit fikri etrafında şekillendirdiği düşünceleri ihtiva etmektedir. Gaspıralı külliyatının sonuncusu olan bu kitap, millet şuurunun kazanılmasında eğitimin ne kadar ehemmiyetli bir rolü olduğunu ortaya koymaktadır. O, millî ve manevî değerlerle insanlığın ortak eserleri olan medenî vasıtaları birbirinden ayırmıştır. Hem Batı’nın teknolojisini almamızın lüzumuna hem de millî kalmamızın imkân ve zaruretine inanmıştır. Gaspıralı, birçok aydının Batı’da gördüğü her şeyi sorgusuz sualsiz almak gerektiğini düşünmesine karşılık, bizim “biz” olarak kalmakla da modernleşebileceğimizi ileri bir görüşle ifade etmiştir. Bu ileri görüşlülüğün ve medeniyet anlayışının bir diğer tezahürü de Gaspıralı’nın, kadınların cemiyet hayatına sokulmadığı o dönemde, onları medeniyetin vücuda getirilmesinin ihmal edilemez bir unsuru olarak görmesidir. Eğitimin fert ve cemiyet hayatındaki müspet ve vazgeçilmez fonksiyonunu ifade eden ve bu hususta herhangi bir sınırlama tanımayan Gaspıralı’nın görüşleri bugüne de ışık tutabilecek mahiyettedir.
Eski Fotoğraflarda Bir Zamanlar Kırım
Krım v proşlom v starıh fotografiyah
Hakan KIRIMLI, Galina DLUJNEVSKAYA, Dmitriy VASİLYEV
Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2017.
ISBN: 9789751618627
xxxix, 255 s. : resim, harita, plan ; 28 cm.
Türkçe, Rusça.
Gözden geçirilmiş ve düzeltilmiş 2. baskı.
Kırım Tatarlarının vatanında tarih boyunca yaşamış halklar bu eşsiz ülkede özgün eserler oluşturdular. Gerek yüksek Türk-İslam kültürüne dair şaheserlere gerekse Çarlık Rusyası döneminin mimari sanat eserlerine dair örneklere ev sahipliği yapan Kırım 19 ve 20. yüzyıllarda büyük yıkımlara sahne oldu. İnsanlık tarihinin kültür mirası sayılabilecek pek çok eser tahribata uğradı. Tıpkı “restorasyon” adıyla bugünlerde işgalciler tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde tahribata uğrayan, Doğu’nun El-Hamra’sı, Küçük Topkapı Sarayı diye sıfatlar verilen ihtişamlı Hansaray gibi.
İlk defa 2006 yılında yayınlanan, daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış fotoğraflar ve döneme dair tablolar da içeren bu çalışma, yüzlerce tarihî fotoğrafı bir albümde toplayarak 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başlarındaki Kırım’ın tarihî sanat eserlerine ve doyumsuz manzarasına ışık tutuyor.
Fotoğrafların büyük kısmı Sankt Petersburg’taki Rusya Bilimler Akademisi Maddî Tarih Enstitüsü Fotoğraf Arşivi’nde yapılan araştırmalar neticesinde kitapta yer alırken, 27’si Hakan Kırımlı’nın şahsî arşivinden, bazı fotoğraflar da Dimitriy Vasilyev’in koleksiyonundan sağlanmış. Fotoğraflara dair açıklamalar ise Çarlık döneminin en önemli ansiklopedilerinden sayılan Entsiklopediçeskiy Slovar’daki ilgili makalelerden alınmış ve orijinalliği korumak adına metne müdahale edilmemiş. Gerek fotoğrafların arşivdeki kayıtlarında gerekse ansiklopedi maddelerinde karşılaşılan bilgi hataları ise notlar düşülerek izah edilmiş.
Fotoğraf arşivinde bulunan kurumlara ait koleksiyonlara dair verilen kılavuz ile fotoğraf arşivinde bulunan şahıslara ait koleksiyonlar için kitaba eklenen kılavuz, eseri çok değerli bir resim albümünden, çok kıymetli bir bilimsel başvuru kaynağına terfi ettirmiş.
Türkçe ve Rusça olarak iki dilli hazırlanan kitabın 2017 yılındaki ikinci baskısında bazı ufak tefek hatalar gözden geçirilerek düzeltilmiş, kapak tasarımı değiştirilmiş ve Tük Tarih Kurumu tarafından daha kaliteli bir baskı yapılarak okuyuculara sunulmuştur.
Fotoğraflar iki ana bölümde: Kırım Yarımadasının Yalıboyu ve Dağlık ve Bozkır Kırım ana başlıkları altında şehir ve kasabalara göre tasnif edilmiştir.
Yedikuleli Mansur
Mehmet Berk YALTIRIK
İthaki Yayınları,
İstanbul, 2017.
ISBN: 9786053756484
296 sayfa, 14 x 21 cm.
Son yıllarda korku ve tarihi kurgu alanlarında yazdığı öykülerle adından sıkça söz ettiren, Kırım kökenli yazar Mehmet Berk Yaltırık’ın ilk romanı “Yedikuleli Mansur” okurlarıyla buluştu.
Daha önce Anadolu Korku Öyküleri 2, Gio Ödülleri 2013 Seçilmiş Öyküler, Güçoburlar ve Aşkın Karanlık Yüzü adlı kısa hikâye derlemelerinde yer alan yazar, tarihçi ve tiyatrocu Mehmet Berk Yaltırık, bunun yanı sıra çeşitli internet sitelerinde, dergilerde ve fanzinlerde de öyküleriyle yer almıştı. “Yedikuleli Mansur” ise kendisinin ilk uzun soluklu romanı olarak önemli bir adım teşkil ediyor.
Romanın çıkış kaynağı, 8 Ekim 2016’da vefat eden Giovanni Scognamillo’nun “İstanbul Gizemleri” adlı araştırmasındaki tarihî bir rivayete dayanıyor. Bu kısa rivayet önce “Kanlı Pençe” adlı bir öyküye, sonra da “Yedikuleli Mansur” romanına dönüşmüş.
*
“Mansur içinde bulunduğu durumun tuhaflığına şaşmaktaydı. Öncesinde Osman Ağa’nın gümüş karşısında duman tüten koluna ve o ayı mı kurt mu belirsiz ürkünç mahlûkun leşine şahit olmuştu. Peşinde dolaştıkları ihtiyar bir meyhaneci anladığı kadarıyla uzun seneler büyücülükle, sihirle uğraşmıştı. Şimdi ise yeraltında gezinir hortlakların, ecinnilerin başıyla, onların kabadayısıyla karşılaşmak üzere yola çıkmışlardı. An geliyor gerçek bir dünyanın hakiki dertleriyle hemhal olup dayılara ve zorbalara denk geliyor, sonra bir anda masallardan çıkma tuhaf bir düşler âlemine gark oluyordu. Yaşadığı acayipliklerin ömrünü nereye sürükleyeceğine şaşırmaktaydı…” Galata Kulesi’nin akbabayı andıran gölgesi. Bıçak parıltıları, şarap kokuları, sarhoşların koynunda yattığı eğri büğrü sokaklar, bükülen kaytan bıyıklar, kadı neferlerinin ayak patırtıları, külhani topuk vurmalar, başlayan ve biten efsaneler, zorbaların kanunu, kanunun falakası… Sultan Süleyman Han’ın saltanatının son senelerinde, zorbazların ipinin ucunu çoktan kaçırmış Kara Şaban Ağa, zorbazlığa namzet Mansur, simyaya tövbeli meyhaneci Panayot, insan kaçkını ve daim karanlıkta yürüyen Ayı Osman Ağa, zorbazların rüzgârında savrulan Roza ve bir nice tılsımlı, efsunlu, ürpertili mekân ve mavra… Yedikuleli Mansur kısmen korkulu, ziyadesiyle fantastik ve tarihi bir sergüzeşt…
(Tanıtım Bülteninden)
Vatanı Dilinde Cengiz Dağcı
İbrahim ŞAHİN, Salim ÇONOĞLU
Ötüken Neşriyat
İstanbul, 2017.
ISBN: 9786051555850
360 sayfa, 13,5 x 21 cm.
Vatanını kaybetmiş ve bir daha dönüp onu görememenin acısını derinden yaşamış biri olan Cengiz Dağcı, Türkçeyi kendine vatan bilmiş ve vatanı Kırım’ı yazdığı her cümleyle adeta coğrafyadan çıkartıp Türklük muhayyilesinin en pak yerine işlemiştir. Hakkında akademik yayınlar hazırlamış isimlerin makalelerinden oluşan Vatanı Dilinde Cengiz Dağcı Kitabı, dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümdeki yazılar, Dağcı’nın romanlarına dair değerlendirmelerden, ikinci bölümdekiler ise daha çok Dağcı’nın dili ve zihni arasındaki ilişki üzerinde duran yazılardan oluşmaktadır.
Kitabın üçüncü bölümü ise, Dağcı’nın çok az bilinen şairliği ve şiirleri hakkındaki iki yazıdan oluşmaktadır. Dağcı, Türkiye’de daha çok romancılığı ve romanları ile tanınmaktadır. Ancak onun hem Kırım senelerinde hem de sonraki yıllarda dergilerde kalmış şiirleri de vardır. Bu şiirler, bugün Kırım Türkçesi ile Kırım’da yayınlanmış bulunmaktadır.
O sebeple çalışmanın bu bölümü, Dağcı’nın şiirlerine ve şairliğine dair orijinal bilgiler içermektedir. Son bölümde de onun eserlerinde önemli bir yer tutan Kırım halk kültürünün değerine işaret eden yazılar mevcuttur.
(Tanıtım Bülteninden)
Şu Mübarek Topraklar: Kırım ve Kırım Tatarları
Paul Robert MAGOCSI
Yapı Kredi Yayınları,
İstanbul, 2017.
ISBN: 9789750841224
176 sayfa, 16,5 x 24 cm.
Kırım, tarih öncesi dönemden beri Güney Ukrayna’nın bozkırlarla kaplı hinterlandını Karadeniz’e ve ötesine bağlayan bir geçiş bölgesi olmuştur.
Yüzyıllar boyunca Osmanlı ve Rus imparatorluklarının, sonrasında da Sovyetler Birliği ve Ukrayna devletinin parçası olan Kırım’ın tarihi, ev sahipliği yaptığı kültürlerin ve halkların izlerinden de anlaşılacağı üzere, çok daha gerilere uzanır: Antik Yunanlar, Gotlar, Bizanslılar, Moğollar, Ruslar ve en önemlisi Kırım Tatarları bu topraklarda yaşamıştır.
Tarih ve siyaset bilimi profesörü Paul Robert Magocsi, bölgeyle ilgili şimdiye kadar yazılmış en temel ve güncel metin olan Şu Mübarek Topraklar’da, üç bin yılı aşkın zamandır Kırım’ın bozkırlarına, dağlarına ve deniz kıyılarına akın eden bu topraklarda yaşamış halkları ve yarattıkları medeniyetlerin hikâyesini görseller eşliğinde anlatıyor.
“Umuyorum ki bu kitap Türkiyeli okurlara kendi ülkelerinin tarihsel jeopolitik alanını (Karadeniz ve çevresindeki tüm topraklardan bahsediyorum) daha iyi anlamalarında yardımcı olacaktır.”
Paul Robert Magocsi
Kırım’a Seyahat
Fatih KERİMÎ
Hazırlayan: Hayri ATAŞ
Post Yayın, İstanbul, 2017.
ISBN: 9786059944392
190 sayfa, 13,5×21,5 cm.
Fatih Kerimî’nin seyahatnamesi daha önce 2004 yılında yine Hayri Ataş tarafından yayına hazırlanmıştı. Kitap yeni baskısı ile okurlarla buluştu.
“19. asrın ikinci yarısında Tataristan’da doğan, yüksek eğitimini İstanbul’da tamamlayan Fatih Kerimî, İsmail Gaspıralı’nın açtığı yolda devam etmiş yazar, gazeteci ve eğitimcilerimizdendir. 1937 yılında fikirlerinden dolayı Stalin’in zulmüne uğrayan ve kurşuna dizilen Fatih Kerimî’nin yazdığı eserleri, çıkardığı gazeteleri, kurduğu okulları ve hocalığıyla Türk dünyasına ışık olduğu tartışılmazdır. Gaspıralı İsmail’in 1883 yılında binbir zorlukla çıkarmaya başladığı Tercüman gazetesinin 20. kuruluş yıl dönümü kutlamalarına katılmak için Orenburg’dan yola çıkan Fatih Kerimî, Bahçesaray’a kadar olan yolculuğunu ve Bahçesaray’da yapılan kutlamaları anlattığı Kırım’a Seyahat adlı bu eserinde geçtiği güzergâhlardaki izlenimlerini, gördüğü sıkıntıları, bunların sebeplerini ve çözümünün de ancak eğitimle olacağını dile getirmektedir. Kısa bir seyahatname olan bu eser bize 1903 yılındaki Orenburg, Harkov, Yalta, Akmescid, Bahçesaray gibi bölgelerin bir panoramasını vermektedir. Esere dikkat edilirse o günkü Türk dünyasının siyasi, ekonomik, dinî, sosyal ve diğer sıkıntılarının günümüzde de benzer şekilde olduğu acı acı görülecektir.”
Gözyaşı Çeşmesi – Kırım’da Son Düğün
Sevinç ÇOKUM
Kapı Yayınları, İstanbul, 2017.
ISBN: 9786055147846
464 sayfa, 13×19 cm.
Savaş bizim irademizden doğsa da kaderimiz gibidir.
Biz yönetenleri dünya karışıklıklarının sergilendiği bir yerde, bir zaman parçasında bekliyordur. Bilsen o sıcak uykuları nasıl aradım, soluk kesen bir tipiden sonra atımı donmuş nehrin üzerinden buzun çıtırtılarını duyarak geçirirken artık ölümün daha rahat, daha kolay bir şey olabileceğini düşünmüştüm. Senden uzak olmanın yanında ölüm ne ki Dilara? Ben seni unutmuş olsam da görmesem de, gördüğümde tanımasam da senin bendeki izin, bıraktığın kızıl pas silinmez Dilara…
Kırım’da Son Düğün 1760- 1769 yılları arasında Kırım’dan Rumeli’ye uzanan efsanevi bir aşkın öyküsü. Sevinç Çokum, Giray Han’la Dilara Bikeç arasındaki aşkı ete kemiğe büründürürken, aynı zamanda edebiyat kanonumuza Kırım tarihine tanıklık etmemizi sağlayan kalıcı bir eser kazandırıyor. Giray Han’ın tutkularını, zaaflarını, özgür ruhunu usta işi bir kurguyla aktaran yazar, zengin olay örgüsü ve özgün anlatım tekniğiyle okuyucularına romanın tarihî atmosferini iliklerine kadar hissettiriyor. Kırım’ı da, maziyi de “yakın” ediyor.
Polatlı Kırım Tatar Türkçesi Sözlüğü
Dilek EVİRGEN – Cengiz EVİRGEN
Öncü Basım Yayın
ISBN: 978-605-030-370-4
Ankara, 2017.
458 sayfa, 16×23,5 cm.
Uzun yıllar emek verilerek meydana getirilen Polatlı Kırım Tatar Türkçesi Sözlüğü adlı çalışma Ankara’da basıldı.
Prof.Dr. Sema Barutçu Özönder’in Kırım Türklüğüne ve Diline Bir Bakış başlıklı makalesinin ardından Muzaffer Akçora’nın eser hakkında takdimi ve Önsöz yer alıyor.
Polatlı Tatar Lehçesinin Ses Özellikleri başlıklı bölümde kitapta kullanılan alfabe ve Polatlı ağzına mahsus ses kullanımları anlatılıyor. Kullanılan alfabede ara sesleri ifade etmek üzere resmî Kırım Tatar alfabesine ilave olarak ã, ï, õ, ú harflerine de yer verilmiş.
Kırım Tatar Millî Matbuat Tarihi
Leniyara CELİLOVA
Akademi Titiz Yayınları, 2017
ISBN: 9786054673810
120 sayfa. 13,5 x 21cm.
Ömer Hayyam rubaileri Kırım Tatarcaya çevrildi
Ömer Hayyam’ın yazdığı dörtlükler, Kırım Tatarcaya yazar Ablâziz Veliyev tarafından tercüme edildi.
AKMESCİT / SİMFEROPOL (QHA) –
“Kırım Tatar Millî Matbuat Tarihi” adlı eserde, Kırım Tatarlarının Kırım dışında ve Kırım’da 1853 yılından itibaren yürüttüğü süreli yayın faaliyetleri; 1917 Ekim ihtilali devri ve sonrası matbuat faaliyetleri; Kırım Tatarların 1944 yılında Kırım’dan sürgünü ve sürgün devri; sürgün sonrası Orta Asya’daki Kırım Tatar matbuat faaliyetleri; Kırım’a döndükten sonraki dönemden günümüze kadar bütün millî matbuat faaliyetleri hakkında önemli bilgiler yer almaktadır.
Kırım Tatar Türkolog Doç. Dr. Leniyara Celilova tarafından kaleme alınan “Kırım Tatar Millî Matbuat Tarihi” adlı eser başlangıçtan günümüze geniş bir coğrafyada süreli yayınlara ışık tutuyor. Türkiye Türkçesine Ömer Küçükmehmetoğlu tarafından aktarılan eser 2008 yılında Kırım, Akmescit’te Leniyara Selimova (yazarın o zamanki soyadı) tarafından Kırım Tatar Milliy Matbuat Tarihına Bir Nazar adıyla yayınlanmıştı.
Atlas Tartarica
Çeviren: İlyas KEMALOĞLU
TDBB Yayınları, İstanbul 2017
ISBN: 9786056586361
678 sayfa, 24×33,5cm
Tatarlar’ın tarihi geçmişini, ortak Türk tarihine ilişkin unsurları; zaman, coğrafya açısından ele alarak anlatan, harita ve bilimsel metinlerin de yer aldığı önemli bir eser olan “Tartarica Tarih Atlası” kitabı Türkçeye çevrildi.
Atlas Tartarica, Tataristan Cumhuriyeti ve Tatar halkının tarihinin yazımında, bölgenin tarihini ve coğrafyasını bu kadar geniş ve bütün olarak ele alan ilk yayın olma özelliğini taşımaktadır.
Eserde, Tatarlar’ın etnik kökenleri, onların kurduğu devletler, hükümdarları, ekonomisi, kültür ve dinleri, Tatar halkının Rusya içindeki durumu ele alınıp kapsamlı olarak anlatılmaktadır.
Kitapta ayrıca Avrasya kültürlerinin tarihsel gelişimi, farklı tarihsel dönemlerde Türk devletlerinin, Türk hanlıklarının ve Türk kabilelerinin ne zaman ve nereden nereye göç ettiklerini ve bu göçlerde neler yaşadıklarını, hangi silahları kullandıklarını da açıklayan önemli bilgiler yer almaktadır.
Bu kitap, Tatar halkının kökeninin, ortak Tatar milleti ve kültürünün gerçekleştiği coğrafyanın çok sayıda harita ile yansıtıldığı ilk eserdir.
Özel haritaların yanı sıra “Atlas Tartarica” çok sayıda eski harita, resim ve kronolojik bilgi de içermektedir.
Bu önemli eser, Türk Dünyası Belediyeler Birliği (TDBB), Tataristan Mercani Tarih Enstitüsü ve Türkiye Cumhuriyeti Kazan Başkonsolosluğu işbirliğinde, Kastamonu Entegre A.Ş.’nin katkılarıyla hazırlandı.
Kırım Edebiyatı. Antoloji
Nedret MAMUT, Enver MAMUT,
Serhan OSMAN
Editura Imperium, Köstence, 2017.
ISBN: 978-606-8822-08-2
550 sayfa, Kırım Tatarca.
Aşık Ömer’den başlayarak Kırım’da gelişen Kırım Tatar edebiyatının Dobruca’daki Kırım Tatarları tarafından da tanınıp bilinmesi amacıyla Nedret Mamut, Enver Mamut ve Serhan Osman tarafından hazırlanan hacimli antoloji Romanya’da yayınlandı.
Göç ve sürgünlerin vatan Kırım’dan ayırdığı Dobruca’da yaşayan Kırım Tatarlarının Vatan’daki kardeşlerinin her türlü zorluğa rağmen küllerinden yeniden ayağa kaldırdıkları Kırım Edebiyatı eserlerini Kiril harfleri nedeniyle takip edilmesi hayli güç oluyordu. Romanya’daki Kırım Tatarlarının da bu edebiyatla tanış olabilmeleri için antolojinin hazırlayıcıları metinleri yerel latin alfabesine çevirerek neşrettiler.
Antoloji bütün Kırım Tatar yazar ve şairlerini kapsamıyor. Örnek olarak bazı edebi şahsiyetler seçilmiş ve bazı eserlerine kitapta yer verilmiş. Bu şekilde dahi 550 sayfalık büyük bir kitap ortaya çıkmış.
Litvanya Tatar Türklerine Ait İlm-i Ḥāl Kitabı
Emine ATMACA
Palet Yayınları, Konya, 2017.
ISBN: 9786059269469
262 sayfa, 16x24cm
Tatar Türkleri, Litvanya’ya özellikle Büyük Knez Vytautas’ın (Witold) (1392-1430) tahtta bulunduğu dönemde yani; 14. yy. yerleşmeye başlamışlardır. Altınordu Devleti’nin dağılmasından sonra hız kazanan bu göçler, yaklaşık 18. yüzyıla kadar aralıklı olarak kesintisiz devam etmiştir.
Bugün Vilnius Üniversitesi Kütüphanesi’nin Oryantalistik Merkezi’nde (Doğu Dilleri Bölümü’nde) Litvanya Tatar Türklerine ait pek çok matbu eser vardır. İncelenen İlm-i Ḥal kitabı da Oryantalistik Merkezi’nde bulunmuştur. Merkezde, toplam 23 adet İlm-i Ḥāl kitabı vardır. Bu kitapların hepsinin de konusu, dili, basım tarihi, sayfa sayısı, basım yeri ve içeriği hemen hemen aynıdır. Müellifi ve telif tarihi belli olmayan bu eserlerin müstensihi Müderris Molla Ṭarḫan Abdü’l-Vāḥid Süleymān bin İḫvan’dır.
Bu çalışma, basılmış bu İlm-i Ḥal kitaplarından herhangi birisinin incelenmesi sonucunda hazırlanmıştır. Tatar Türklerine ait bu İlm-i Ḥal kitabında sade, anlaşılır ve öğretici bir üslupla inanç, ibadet, ahlâk ve günlük yaşayış ile ilgili temel dini bilgiler yer almaktadır.
Litvanya Tatar Türklerine Ait Du‘ā Kitabı
Emine ATMACA
Palet Yayınları, Konya, 2017.
ISBN: 9786059269469
160 sayfa, 16x24cm
Vilnius Üniversitesi Kütüphanesinin Oryantalistik Merkezinde (Doğu Dilleri Bölümü) 6 adet du’ā kitabı bulunmuştur. Bu kitapların hepsinin de konusu ve içeriği hemen hemen aynıdır. Bu dua kitaplarının müellifi, telif tarihi, müstensihi ve istinsah tarihi belli değildir.
Bu çalışma, Vilnius Üniversitesi Kütüphanesinin Oryantalistik Kütüphanesinde kayıtlı, 1843 tarihinde basılmış bir du’ā kitabının incelenmesi sonucunda hazırlanmıştır. Bu dua kitabında, Litvanya Tatar Türklerinin İlm-i Ḥāl kitabında olduğu gibi sade, anlaşılır ve öğretici bir üslupla inanç, ibadet, ahlâk ve günlük yaşayış bilgileri yer almaktadır.
Rusya Mültecileri ‒ Uzak Diasporaya Savrulan Tatarlar
Prof. Dr. Nadir DEVLET
İstanbul Aydın Üniversitesi Yayınları
İstanbul, 2017.
ISBN: 9786054303953
264 sayfa, 17x24cm
Rusya’dan ilticalar çeşitli dönemlerde oldu. En belirginleri beş asır boyunca Rus Çarlığının istila ettiği topraklardan yerli hakların kaçması veya sürülmesi, Kırım Hanlığının Rus hakimiyetine geçmesi ve 1917 Ekim İhtilalinden sonraki ilticaları sayabiliriz. İnsanlar baskıdan, zulümden, takip edilmek korkusundan kaçtılar. İkinci Dünya Savaşında Almanlara esir düşüp de hayatta kalan ve tekrar Sovyetler Birliğine iade edilmekten kurtulanlar da bu kaçak kervanına katıldı…
Altın Orda Hanlığına Ait Resmî Yazışmalar
- Melek ÖZYETKİN –
İlyas KEMALOĞLU
Türk Tarih Kurumu Yayınları,
Ankara 2017.
ISBN: 9789751633132
684 sayfa, 16 x 24 cm.
Türk Dünyası’nda Dil ve Kültür Birliği; Gaspıralı İsmail Bey’den Atatürk’e
Prof. Dr. Mehmet SARAY
Boğaziçi Yayınları
İstanbul, 2017.
ISBN: 9789754513660
348 sayfa, 13x19cm.
Prof. Dr. Mehmet Saray’ın daha önce başka yayınevleri tarafından (1993, 2003, 2008) basılmış olan kitabının genişletilmiş ve yeni baskısı Boğaziçi Yayınlarından çıktı.
Gaspıralı İsmail Bey, Türklerin ve İslâm âleminin geri kalış sebeplerinin başında cehaletin geldiğine inanan büyük fikir adamlarımızdan biri idi. Rus işgaline uğrayan Türk ülkelerinde yaptığı eğitim reformu (Usul-i cedid) ile Türklerin İslâmdan ayrılmadan Avrupaî manâda modern bir eğitim görerek başarılı olabileceklerini ispat etmişti. O’nun bu mücadelesini Türk Dünyasında Eğitim Reformu ve Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914) adlı bir araştırmada anlatmaya çalışmıştık. Fakat Gaspıralı İsmail Bey’in çalışmaları ve başarıları yalnız eğitim sahasıyla sınırlı kalmıyordu. O, iyi eğitim görerek muasır medeniyet seviyesine hızla ilerleyen Türklerin dil ve kültür alanında birleşmeleri zaruretine de inanıyordu. Aksi takdirde, dil ve kültür alanında birleşemeyen Türk topluluklarının bir millet hâline gelemeyeceğini ve arzu edilen başarıyı elde edemeyeceğini söylüyordu. Türklerin mutlaka Dil’de, Fikir’de ve İş’te Birlik prensibiyle hareket etmesini isteyen Gaspıralı İsmail Bey, ancak o zaman siyasî ve ekonomik alanlarda istedikleri konuma gelebileceklerine inanıyordu. Türkiye Türkçesi’nin örnek alınarak mutlaka dil birliğinin sağlanması gerektiğini belirten Gaspıralı, bunu yaparken diğer Türk lehçelerinin de unutulmamasını söylemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa kemal Atatürk, kurdurduğu dil ve Tarih kurumlarıyla Türkiye haricinde yaşayan kardeşlerimizle müşterek tarihimizin ve dilimizin işlenip ortaya konmasını istemişti. Siyasete girmeden Türkler arasında dil ve kültür birliği kurulmasını isteyen Atatürk’ün bu sahadaki görüşleri etraflı bir şekilde burada izah edilmiştir.
Bugün, istiklâlini kazanan yeni Türk cumhuriyetleri ile kültürel muhtariyeti olan Türk toplulukları arasında dil ve kültür birliği çalışmalarına ışık tutacağına inandığımız bu çalışma, aynı zamanda, genç ilim adamlarının bu sahada çalışmalarını teşvik etmek maksadıyla yapılmıştır.
Dilbirliği Alfabesi, İmlada (hem Sözvarlığında) Birlik ve Ortak Türkçe Üzerine
Reşat SABIQ
Ankara, 2017.
ISBN: 978-0997666-5-2
98 Sayfa. 14,5×20,5cm.
- yüzyılın sonunda Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından, Türk ülkeleri bir bir bağımsızlıklarını ilan etmeye başladılar. Dilde Birlik ülküsü yolunda Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan devletleri ile Kırım Tatarları ve Gagavuzlar Kirilden Latin alfabesine geçme kararı almışlardı. Kazakistan da 2025 yılına kadar Latin alfabesine geçme konusunda karar aldı. Ne var ki Sovyetlerin yıkılışının ardından çeyrek asırdan fazla bir zaman geçmesine ve pek çok bilimsel ortak çalışmalar yapılmasına, bilim adamları tarafından tüm Türk lehçelerinin ihtiyacına cevap verebilecek bir ortak Türk Latin alfabesi oluşturulmasına rağmen gerek ülkelerin siyasi duruşları gerekse kolay aşılabilecek teknik problemlerin bahane edilmesi sebebiyle tam bir birlik sağlanamadı. Mevcut alfabeler bu birliği sağlamaktan hâlâ uzaklar. Kırgızistan bu konuda bir ilerleme sağlamadı. Rusya Federasyonu içinde kalan (özerk veya değil) Türk toplulukları ise Rusya’nın katı bir engellemesi ile karşı karşıyalar.
Yazılımcı Reşat Sabıq hem dilbilgisi hem de teknolojik bakış açılarından dilbirliği hususunda ve ortak alfabeye ilişkin inceleme ve önerilerini bu kitapta okurlarla paylaşıyor.
Seyfü’l-Müluk ile Bediü’l-Cemal Hikayesi
(Kırım Karay Rivayeti)
Hazırlayan: Tülay ÇULHA
Türk Dil Kurumu Yayınları
Ankara, 2017.
ISBN:978-9751632654
291 Sayfa, 16 x 24 cm
Eser, Kefe Eski Eserler Müzesi’nin Kütüphanesinde bulunan mecmuanın baskıya hazırlanmış şeklidir. Kırım Karay Türkçesine ait bu mecmuada 1001 gece masallarından Seyfü’l- Müluk ile Bediü’l-Cemal Hikâyesi bulunmaktadır. İbrani harfleriyle kaleme alınmış el yazması Babay Cumuk tarafından 1888’de daha eski bir mecmuadan kopyalanmıştır. Çalışma yazı çevrimi ve dizin-sözlük bölümlerinden oluşmaktadır.
Cengiz Dağcı Sempozyumu Bildiri Kitabı
Hazırlayanlar:
Nurcan ANKAY, Deniz DEPE.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Yayınları
Eskişehir, 2017.
ISBN: 978-6059975-23-0
350 Sayfa.
16-17 Mayıs 2017 tarihlerinde Eskişehir’de gerçekleştirilen Uluslararası Cengiz Dağcı Sempozyumu’nda sunulan bildiriler kitap haline getirildi. Kitapta Cengiz Dağcı ve eserlerini farklı yönleriyle inceleyen 50 adet bildiriye yer verildi.
Tatarii din Romania. Istoric. Spiritualitate. Identitate.
Romanya’daki Tatarlar – Tarih, Maneviyat ve Kimlik
Prof. Dr. Nuredin İBRAM
Editura Muntenia
Köstence, 2017.
ISBN: 9789736924200
316 sayfa, Romence.
Bu eser, Romanya’da, Köstence’deki “Ovidius Üniversitesi Bilim Kültür ve Maneviyat Enstitüsü”nün himayesi altında, Muntenia yayinevi tarafindan bastırılmıştır.
Kitap şu bölümlerden oluşuyor:
Önsöz
Bölüm I. Tatarlar- Tarihi kökenleri ve etnik yapı
Bölüm II. Osmanlı hakimiyetinde Tatar topluluğu (1418-1877)
Bölüm III. Romanya devletinde Tatar Topluluğu
Bölüm IV. Dobruca’da Tatar-Türk yer adları
Bölüm V. Kimlik- Kimlik ve çok kültürlülük
Bölüm VI. Romanya Tatarları – Kimlik yapısı
Arşiv, Kaynaklar, Bibliografya, İbram Nuredin – özgeçmiş.
Osmanlı Devleti’nde Kölelik – Ticaret, Esaret, Yaşam
Editörler: Zübeyde GÜNEŞ, Fırat YAŞA, (İngilizce) Dilek İNAN.
Tezkire Yayınları, İstanbul, 2017.
ISBN: 9786059835251
376 sayfa, 13,5×21 cm.
Tarihin ilk dönemlerinde insanların değişik toplumlar halinde örgütlenme ve birbirleriyle mücadele etmeye başlamaları bir dizi olguyu da beraberinde getirdi. Kölelik de bu mücadelenin sonucunda “güçlünün zayıf üzerinde kurduğu hakimiyet” ile ortaya çıktı. Birbirleriyle savaşan toplumlar, ilk zamanlarda yendikleri toplumun savaşçılarını ve diğer üyelerini öldürüyorlardı. Toplumların nüfusları artmaya başladığında ihtiyaçlar da arttı. Hatta kendi ülkelerinde bulamadıklarını başka ülkelerden elde etmeyi öğrendiler. Bu arada insanların isteklerine bağlı olarak meslekler, uğraşılar çeşitlendi ve bazı alanlarda işgücü açığı ortaya çıktı. Bu işgücü açığını kimi zaman kendi kaynakları yetmediğinden kimi zaman ise özellikle ağır işleri kendileri yapmak istemediklerinden savaşlarda mağlup ettikleri insanlardan karşılamaya başladılar. Böylece savaş esirlerini öldürmek vahşet olmaktan çıktı, kötü şartlarda da olsa yaşamayı sunduğu için kölelik insancıl bir davranış olarak kabul gördü. Bir süre sonra köleler/insanlar ticareti yapılan bir meta haline geldiler. Elinizdeki kitap köleliğin Osmanlı Devleti’ndeki serüvenini kolektif bir çaba ile ele alıyor. Bu alanda çalışmalarıyla bilinen akademisyen ve araştırmacılar tarafından kaleme alınan metinler titiz bir çalışmayla bir araya getirildi. (Tanıtım Bülteninden)
Kitapta Kırım üzerinden yapılan köle ticaretine dair iki İngilizce makale de yer alıyor: Mikhail Kizilov’un Reports of Dominican Missionaries as a Source of Information about the Slave Trade in the Ottoman and Tatar Crimea in the 1660s ve Natalia Krolikowska-Jedlinska’nın Social Status, Living Conditions and Religiositynof Slaves from the Lands of the Polish-Lihuanian Commonwealth in the Crimean Khanate in the 17th Century adlı makaleleri.
Ukrayna’daki Kriz ve AB Rusya İlişkileri
Şahin KESKİN
Cinius Yayınları, İstanbul, 2017.
ISBN: 9786052961483
136 sayfa, 13,5×19 cm.
Samuel Huntington’ın yıllar önce Türkiye ile beraber kültürel açıdan özgün ve çok parçalı yapısına dikkat çektiği Ukrayna, son yıllarda da Avrupa Birliği ve genel olarak Batıcı eğilimlerin çok yükselmesiyle dikkat çeken bir ülke durumundadır. Ancak bölgenin oyun kurucu büyük aktörü olan Rusya da kendi medeniyetinin başlangıcı saydığı Kievan Rus döneminin başladığı Kiev ve bereketli Ukrayna’nın kendi kontrolünden çıkmasını istememekte ve bu ülkenin Batı’ya yaklaşma çabalarını NATO’nun genişlemesi bağlamında bir güvenlik sorunu olarak ele almaktadır. Bu nedenle, son dönemde yaşanan Ukrayna Krizi’ne Rusya’nın tepkisi Kırım’ın ilhakı ve Doğu Ukrayna’daki ayrılıkçı etnik Rus nüfusun kışkırtılması şeklinde olmuştur. Bu çalışmada, bu gibi konular titizle araştırılmış ve okuyucuya tarafsız bir perspektiften aktarılmıştır. (Arka kapağından)
Мустафа Джемілєв. Незламний
Mustafa Cemilev. Namağlup
Sevgil Musayeva, Alim Aliyev
Vivat, Kyiv, 2017.
ISBN: 978-6176907251
256 sayfa, Ukraince.
Kırım Tatarlarının efsanevî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun biyografisi Sevgil Musayeva ve Alim Aliyev tarafından kaleme alındı. Kırımoğlu’nun yoğun diplomatik temposunda Musayeva ve Aliyev kendisine eşlik ettiler. Onunla seyahat ederek 5 farklı ülkede 50 saatten fazla süren röportajlar gerçekleştirdiler. Kyiv’de başladıkları yolculukları esnasında BM Güvenlik Kurulu’na katıldılar, Camala’nın Eurovision’daki zaferi sırasında Kırımoğlu ile birlikte Stockholm’deydiler, İsviçre’de, Türkiye’de Kırımoğlu’nun peşinden gittiler.
Kırımoğlu’nun benzersiz kişiliğini göstermeyi amaçlayan kitapta Kırımoğlu’nun çocukluğu, gençliği, muhalif geçmişi, Kırım’a dönüşü, 1990’lı yıllarda yaşadıkları, Kırım’ın işgali ile vatana giriş yasağı konuları el alınıyor. Kitap sekiz bölümden oluşuyor. Her bölümden önce yazarların kendi kişisel deneyimlerini, gülümseten anılarını veya yaşadıkları zorlukları anlattığı sanatsal bir giriş bölümü var. Bununla birlikte kitapta Kırımoğlu’nu iyi tanıyan ünlü kişilerin yorumları, örneğin Rus muhalif Aleksandr Podrabinek, Ukraynalı muhalif Yaroslav Marinoviç, Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı Refat Çubarov ve başka insanların yorumları yer alıyor.
Kitabın tanıtım programında konuşan Sevgil Musayeva kitapta bir sürü ağır ve zor tarihî olayın anlatılmasına rağmen, olumlu bir noktada bitirmek istediklerini anlatırken, “Şu an Kırım’da yaşanan olaylara rağmen, bizim için olumlu noktada bitirmek çok önemliydi. Tabii ki kitapta biz KTMM’ye karşı açılan davadan, ilk siyasi tutuklular, sığınmacıların sorunlarından bahsediyoruz. Ancak kitabı Eurovision-2016’daki Camala’nın zaferiyle bitirdik.” diye anlattı.
Козаки і татари. Українсько-кримські союзи 1500-1700-х років
Kozaklar ve Tatarlar.
1500-1700 yy. Ukrayna-Kırım İttifakları
Taras ÇUHLİB
Kyiv Mohıla Akademisi
Kyiv, 2017.
ISBN: 978-966-518-718-9
290 sayfa, 15x22cm. Ukraince
Ukraynalı tarihçi Taras Çuhlib’in “Kozaklar ve Tatarlar. 1500–1700 yy. Ukrayna–Kırım İttifakları” adlı kitabı tarih yazımında ilk kez Ukrainler ve Kırım Tatarları arasındaki siyasi ilişkileri kapsamlı bir şekilde analiz edişiyle göze çarpıyor. “Kiev Mohıla Akademisi” yayın evi tarafından bin nüsha olarak basılan kitap, araştırmacılar, öğretmenler, diplomatlar ve üniversite öğrencileri için hazırlandı. (QHA)
Пів століття опору: кримські татари від вигнання до повернення (1941–1991 роки)
Yarım Yüzyıllık Direniş: Kırım Tatarları-Sürgünden Dönüşe Kadar (1941- 1991)
Gülnara BEKİROVA
Kritika, Kyiv, 2017.
ISBN: 978-966-2789-01-0
488 sayfa, Ukraince.
Kırım Tatar tarihçi, birçok kitap ve makalenin yazarı Gülnara Bekirova’nın daha önce 2008 yılında Kırım’da Rusça olarak çıkan “Yarım Yüzyılık Direniş. Sürgün’den Avdet’e Kırım Tatarları (1941-1991)” adlı kitabı Harvard Üniversitesi Ukrayna Araştırma Enstitüsü yardımıyla Kritika Yayınevi tarafından Ukrainceye tercüme edilerek ve genişletilmiş olarak yeniden basıldı.
Bekirova’nın kitaptaki araştırması 1944’teki Kırım Tatar sürgününden üç yıl önce başlıyor ve Ukrayna’nın bağımsızlığını ilan ettiği 1991 yılıyla sona eriyor.
Kitabın önsözünü Kırım Tatar millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu yazdı.
Kırımoğlu, Kırım Tatar millî hareketini bastırmaya çalışan Sovyetler rejimine karşı sürdürdüğü şahsi direniş hikayesini anlatarak söz konusu kitabın yazımında kilit bir rol oynadı.
Кримські татари як корінний народ
Yerli Halk Olarak Kırım Tatarları
Natalya BELITSER
Krymskyi Dim, Kyiv, 2017.
ISBN 978-966-97282-2-7
120 sayfa. Ukraince.
Bu kitabın amacı Ukrayna toplumunda “yerli halk” teriminin temel hususlarını anlatmak, diğer azınlıklardan olan farkı göstermek ve uluslararası ve ulusal hukuk çerçevesindeki haklarını açıklamaktır.
Bu konunun önemi ve aktüelliği Kırım Tatarlarının 80’li yıllarda Kırım’a dönmelerinden beri Ukrayna’da tam olarak anlaşılmamıştı. Durum sadece 2014’teki Kırım’ın işgali ve yasadışı ilhakı ile değişti. 20 Mart 2014 tarihinde Ukrayna Parlamentosu Kırım Tatar halkını Kırım’ın yerli halkı olarak tanıdı, Meclis ve Kurultayı ise Kırım Tatarlarını temsil eden organlar olarak kabul etti.
Kitap, Ukrayna yönetimi, merkezi ve yerel Meclisler, aktivistler, medya mensupları, yerel ve yabancı uzmanlar ve bilim adamları, öğretim üyeleri ve öğrenciler için yazılmıştır.
Baju, baju z tatarskiego kraju
Tatar ülkesinden hikâyeler
Musa Çaxarxan CZACHOROWSKİ, Daniel St. Çaxarxan CZACHOROWSKİ
Muzułmański Związek Religijny, Wrocław, 2017.
ISBN: 978-83-65802-03-3
160 sayfa, 14,5 x 20,5, Lehçe.
Türk dünyasından 52 masalın yer aldığı kitabı Musa Çaxarxan Czachorowski ve Daniel St. Çaxarxan Czachorowski derlemiş ve Lehçeye tercüme etmişlerdir.
Polonya Cumhuriyeti Müslüman Dinî Birliği’nin yayınladığı kitap, Polonya Cumhuriyeti İçişleri ve İdare Bakanlığı tarafından finanse edilmiştir.
Trzy źródła
Üç Kaynak
Musa Çaxarxan CZACHOROWSKİ,
Selim Mirza CHAZBİJEWİCZ,
Adas JAKUBAUSKAS
Muzułmański Związek Religijny
Białystok, 2017.
ISBN: 978-83-65802-02-6
72 sayfa, 14,5 x 20,5 cm, Lehçe.
Bu kitap, Lehistan Tatarlarının önde gelen isimleri olan Musa Çaxarxan Czachorowski, Selim Mirza Chazbijewicz ve Adas Jakubauskas’a ait şiirleri bir araya getiriyor.
Şiirlerin geneli şairlerin kendi hayatlarından izler taşımakla birlikte sıklıkla şiirlerde Tatar kimliğine, Bahçesaray’a, Kırım’a ve Altın Orda’ya değinilmesi ve Selim Mirza Chazbijewicz’in Kırım Tatar millî şairlerinden Bekir Sıdkı Çobanzâde’ye adadığı şiiri, şairlerin beslendiği tarihsel kimlik hakkında da önemli ipuçları veriyor.
Polonya Cumhuriyeti Müslüman Dinî Birliği’nin yayınladığı kitap, Polonya Cumhuriyeti İçişleri ve İdare Bakanlığı tarafından finanse edilmiştir.
Niech Raj świetlisty będzie. Rytuały przejścia Tatarów polskich – pogrzeb
Cennet Işıl Işıl Olsun. Polonya Tatarlarının Cenaze Merasimleri
Barbara Pawlic-Miśkiewicz, Anna Mucharska, Lilla Świerblewska
Muzułmański Związek Religijny,
Białystok, 2017.
ISBN: 978-83-65802-04-0
184 sayfa, 21,5 x 21,5 cm, Lehçe.
Barbara Pawlic-Miśkiewicz’in yazdığı ve editörlüğünü Anna Mucharska ve Lilla Świerblewska ile paylaştığı bu kitap, Polonya’da yaşayan Tatarların cenaze merasimlerini ve adetlerini anlatıyor.
İki bölümden oluşan kitabın birinci bölümü Polonya Tatarlarının cenaze merasimleri sırasında uyguladıkları adetlere ayrılırken, bu merasimler sırasında çekilmiş 1930’dan günümüze dek uzanan yüzlerce fotoğraf editörler tarafından toplanmış ve bunlardan 140 tanesi kitaba konarak ikinci bölümü oluşturmuştur.
Polonya Cumhuriyeti Müslüman Dinî Birliği’nin yayınladığı kitap, Polonya Cumhuriyeti İçişleri ve İdare Bakanlığı tarafından finanse edilmiştir.