YENİ KİTAPLAR
Hazırlayan: Özgür KARAHAN
Kırım Tatar Şairi Şakir Selim’in Şiirleri (Metin-Aktarma-İnceleme)
Işılay IŞIKTAŞ SAVA
Bengü Yayıncılık, Ekim 2022, Ankara
ISBN: 978-625-7403-94-8
566 s., 16×24 cm
Bu çalışma Kırım Tatar Millî Hareketi’nin aktivistler arasında yer alan, gazeteci, mütercim ve şair kimliği ile 20. Yüzyıl Kırım Tatar Edebiyatı’nın önde gelen şahsiyetlerinden biri olan Şakir Selim’in hayatı, eserleri ve faaliyetleri hakkındadır. Çalışmamızın esas konusunu teşkil eden Şakir Selim’in şiirlerinin incelenmesidir. İncelemelerden önce, şairin hayatı ve yaşadığı dönem hakkında bilgiler verilirken, Kırım Tatar Tarihi ve Edebiyatına da değinilmiştir. Şairin kaleme aldığı şiir kitapları hakkında açıklamalar yapılmış ve şairin
Kırım Tatar Edebiyatı’ndaki yeri değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmamızın ana malzemesini oluşturan, şairin “Aqbardaq (1974)”, “Duyğularım (1979)”, “Sevgi Alevi (1982)”, “Uyavuv (1986)”, “Yellerini Diñle (1990)” ve “Tüşünce (1996)” ve “Qırımname I (2006), “Qırımname-Tamçılar II (2008)” adlı kitaplarındaki toplam 347 şiiri, kiril harflerinden lâtin harflerine çevrilmiş ve Türkiye Türkçesine aktarılmıştır. Şairin şiirleri, nazım birimleri, nazım şekilleri, ölçü ve kafiye düzeni bakımından incelenmiştir. Bu bölümün incelemesinin tamamı tez çalışmamızda yer alırken elinizdeki kitapta bu bilgiler ana hatlarıyla verilmiştir. Şiirler, muhteva bakımından değerlendirilirken şairin hayatı ve şiirlerin yazıldığı yerler göz önüne alınarak iki döneme ayrılıp konularına göre incelenmiş, gerekli açıklamalar yapılmıştır. Dil ve üslûp bölümünde şairin şiirlerinde kullandığı kelimelerin miktarı, türü tespit edilmeye çalışılmış, şiirlerindeki söz sanatları örneklendirilmiştir. Sonuç bölümünde çalışmamızdan elde ettiğimiz veriler sırasıyla açıklanmıştır.
Kırım Tatar Şairi Memet Nüzet
Kırım’ın Çöl Hayatından
(Şiirler-Metin-Aktarma-İnceleme)
Işılay IŞIKTAŞ SAVA
Bengü Yayıncılık, Ekim 2022, Ankara
ISBN: 978-625-7403-96-2
164 s., 16×24 cm
Bu çalışma XIX. yüzyıl sonu, XX. yüzyıl başında bütün dünyayı derinden etkileyen siyasi gelişmelerin ve değişmelerin yaşandığı dönemde dünya gelen Kırım Tatar şairi Memet Nüzet’in Qırımñın Çöl Ayatından “Kırım’ın (Kır-Kuzey) Hayatından” adlı seçme eserler antolojisi olarak 2003 yılında basılmış kitabın içindeki şiirlerin Latin harflerine transkripsiyonu, Türkiye Türkçesine aktarılması ve incelenmesini içermektedir. Memet Nüzet, Çarlık Rusya’sında gözlerini dünyaya açmış (1881), Kırım Tatar Edebiyatı’nın Tercüman Dönemi’nde (1883-1916) yetişmiş, 1905 İnkılabını yaşamış, 1917 Ekim Devrimi ile Sovyet rejiminin baskıcı ve yıkıcı yüzüyle tanışmış, hapiste yatmış, yaşadığı hayatın her dönemini şiirlerine yansıtmış bir şairdir.
Şairin sağlığında kaleme aldığı şiirleri kaydettiği tek elyazması olan defteri esas alınarak Kırım’da yayına hazırlanan Qırımnıñ Çöl Ayatından adlı kitap, bu çalışmamızın temelini oluşturmaktadır. Elinizdeki çalışma, Qırımnıñ Çöl Ayatından adlı kitabın içinde yer alan 103 şiiri içermekte ve Giriş, Kırım Tatar Edebiyatı ve Şairin Yetiştiği Dönem, Memet Nüzet’in Hayatı ve Eserleri, İnceleme, Şiirler (Metin-Aktarma) ile Kaynaklar adlı bölümlerden oluşmaktadır.
Kırım Tatar Edebiyatı Hakkında başlığında Kırım Tatar Edebiyatı’nın dönemlerine kısaca değinilerek şairin içine doğduğu dönem okuyucuya yansıtılmaya çalışılmış, Şairin Hayatı ve Eserleri adlı bölümde, şairin nasıl bir hayat yaşadığı, eğitimi, ailesi ve kaleme aldıkları ile ilgili bilgiler verilmiş, İncelenmesi bölümünde 103 şiir şekil ve muhteva bakımından değerlendirilmiş, Şiirler (Metin-aktarma) bölümünde de şiirlerin Latin harflerine aktarılmış ve Türkiye Türkçesindeki karşılıkları okuyucuya sunulmuştur.
Edige Batır Destanı
VakıfBank Kültür Yayınları, İstanbul, 2023.
ISBN: 9786257447997
264 sayfa, 15,5x24cm
“Babasına baba demeyen,
Ülkeye bahadır olur mu?
Anasına ana demeyen,
Ülkeye bilge olur mu?
Baba kadrini bilmeyen,
Ülkenin değerini bilir mi?
Ana kadrini bilmeyen,
Bahadıra baba olur mu?…”
Edige Batır Destanı, kahramanının tarihte yaşamış gerçek bir şahsiyet olmasıyla birçok destandan ayrılan bir destandır. Edige, 14. asrın ikinci yarısında Toktamış ile birlikte aynı yıllarda tarih sahnesine çıkmış, Urus Han’a karşı Toktamış’ın yanında çarpışmış, Toktamış’ın verdiği sözleri tutmaması üzerine araları açılınca Timur Han’a gidip onun yanında Toktamış’a karşı savaşmış bir kahramandır. Savaşın sonucunda Timur’un galip gelmesi ve Toktamış’ın yenilmesiyle Timur’un en güvendiği adamlardan biri ve devletin Baş Bey’i olarak Altın Orda’yı yirmi beş yıla yakın bir zaman yönetmiştir. Edige’nin seçtiği ya da desteklediği prenslerin han olduğu Altın Orda, bu devirde yeniden bir yükselme devresine girmiş, ancak taht entrikaları ve babasının intikamı peşinde koşan Kadirbirdi’nin amansız düşmanlığı sonucunda Edige ve oğlu Muradım öldürülmüş, Altın Orda da yeniden iç kavgaların getirdiği karışıklığa gömülmüştür. Destan bu tarihi olaylar doğrultusunda gelişmiştir. Edige’nin yaşadığı bu tarihi olaylar, tabii olarak bir tarihi vesika gibi değil, yüksek halk yaratıcılığının hayal unsurlarıyla süslenerek sunulmuştur. Edige’nin adına var edilen elinizdeki bu destanın, Kıpçak Türk halkları arasındaki en yaygın destanlardan birisi olması onun bölge halkları arasında ne kadar çok sevildiğinin ve hatırasının yaşatıldığının delilidir. (Tanıtım Bülteninden)
Karadeniz Bozkırında Savaş Devlet ve Toplum (1500-1700)
Brian L. DAVIES
Koyu Siyah Yayınları, İstanbul, 2023.
ISBN: 9786057290618
360 sayfa, 13,5x21cm
On altıncı ve on yedinci yüzyıllarda Moskova Knezliği, Karadeniz’in yukarısındaki verimli bozkırların kontrolü için Kırım Hanlığı, Osmanlı İmparatorluğu ve Polonya-Litvanya Devletler Topluluğu’na karşı maliyetli bir mücadele yürüttü. Bu, büyük stratejik ve ekonomik öneme sahip bir bölge – o dönemlerde Avrasya’nın muhtemelen merkezi idi. Yine de Rusya tarihindeki bu önemli dönem, tarihçilerce bugüne kadar göz ardı edilmiştir. Brian L. Davies’in çalışması, Rusya’nın büyük bir güç olarak ortaya çıkışına ilişkin temel bir kavrayış sağlıyor.
Uzun süren savaş seferleri Rusya’nın nüfusuna, ekonomisine ve kurumlarına büyük bir zarar verdi ve Batı’daki Rus askeri ve diplomatik tasarılarını defalarca engelledi veya dönüştürdü. Bu mücadele, Rus devlet inşa sürecini yönlendirmek, askeri reformu çabuklaştırmak ve Rusya’nın İmparatorluk düşlerini şekillendirmek için tıpkı Rusya’nın kuzey ve orta Avrupa’daki savaşları kadar önemliydi.
Karadeniz Bozkırı’nda Savaş, Devlet ve Toplum (1500–1700) bu mücadelenin gidişatını inceliyor ve Rusya’nın nihai hâkimiyetinin, ordu komuta-kontrol, lojistik ve taktiklerdeki gelişmelere ek olarak yeni askeri kolonizasyon stratejilerinden nasıl kaynaklandığını açıklıyor. (Tanıtım Bülteninden)