YÜZÜNÜ GÖREMEDİĞİM DOST ŞAKİR SELİM

Ali ŞAMİL* [1]   İnternette okudum ki, görkemli Kırım Tatar şairi, içtimaî hadim, tercümeci Şakir Selim 18 Kasım 2008 günü dünyasını değişmiş ve bir gün sonra onun naaşını Akmescit’te toprağa vermişler. Uzun süre ne edeceğimi kestiremedim. Ölümünün kırkıncı günü evimizde, bazı dostlarımla, ruhuna dua bağışlayıp Fatiha okuduk. Aynı toplantıda Şakir Selim hakkındaki düşüncelerimi okuyucularla da paylaşmaya karar verdim. Bizim uzağımızda bulunan illerimizde neler olup bittiğinden, Türk halkının bir milletsever ve vatanperver evlâdını yitirdiğinden haberlerinin olmasını istedim. Şakir Selim Kırım’da doğmuşsa da, 66 yıllık ömrünün 47 yılını Özbekistan’da geçirdi. Çocukken anasını yitiren Şakir’e Özbekistan ikinci ana, ikinci vatan, birinci öğretmen, birinci üstat oldu. O kalem tutmayı da, okuma yazmayı da, şiir yazmayı da, mücadele etmeyi de burada öğrendi. Kendisi Özbek edebiyatından faydalandığı gibi, öğrendiklerini ve bildiklerini Özbek gençlerine öğretti. Benim onunla tanışıklığımın ise 20 yıllık bir tarihi var. Hayatımız öyle sürüp gitti ki, geçen 20 yılda bir defa olsun görüşemedik. Azerbaycan Komünist Partisi Nahçıvan’da Vilayet Komitesinin, Nahçıvan Muhtar Sovyet Sosyalist Respublikasının Ali Sovyeti Riyaset Heyeti ve Nahçıvan MSSC Nazırlar Sovyetinin organı “Şark Kapısı” (gazetenin 1980-1990 yıllarında Rusça ilâvesi yayınlanır, “Sovyet Nahçıvanı” adını taşırdı) gazetesinde muhabir olarak çalışırken bir grup arkadaş aramızda bir anlaşma yapmıştık, bizim yarı zorla, yarı rızamızla abone edildiğimiz rus dilli merkezî matbuattan başka, her birimiz müttefik ve muhtar cumhuriyetlerin gazete ve dergilerine de abone olacaktık. Bu gazete ve dergileri de okuyup birbirimize verecek ya da ilginç yazılar hakkında birbirimizi bilgilendirecektik. Benim abone olduğum neşriyat arasında sürgünde yaşayan Kırım Tatarlarının Taşkent’te iki ayda bir, Özbekistan Yazarlar Birliğinin organı olarak yayınlanan içtimaî-siyasî, edebî-bediî “Yıldız” dergisi de vardı. Şakir Selim’in ilk şiirlerini de ilk defa bu dergide okumuştum. Türk şiir ananesini yaşatan, daima yeniliğe can atan, Avrupa ve Rus şairlerinden bilinçli bir şekilde yararlanan şairin şiirleri hoşuma gitmişti. Kırımlı ediplerin üzerinde güçlü bir sanzür denetiminin bulunduğunu iyi biliyordum. Onlar sürgün edildiklerini, Kırım’dan geldiklerini dile getirecek olurlarsa, hatta şiirde denizden söz ederken bile, sanzür görevlileri “Siz bununla Karadenizi akıllara düşürürsünüz, halka sürgün edildiğini hatırlatırsınız” diyerek çabucak yazının o bölümünü çizerlerdi. Bu durumda biz abonesi olduğumuz gazete ve dergileri okumakla yetinmezdik. Onları tanıtır, dost ve tanıdıklarımızı abone olmaya heveslendirir, gördüğümüz yanlışlar hakkında gazete ve dergilerin idaresine ve müelliflere mektuplar yazardık. Onlar da bize teşekkür etmekle yetinmez, bazen de yazdıklarımızı olduğu gibi yayınlarlardı. Şakir Selim 1989 yılında Kırım’a dönerek orada Kırımtatarca “Dostluk” adlı gazetenin çıkarılmasıyla yakından ilgilendi ve kendisi de bu gazetede redaktör muavini olarak çalışmaya başladı. Biz “Dostluk” gazetesinin neşre başlamasını coşkuyla karşıladık. Nahçıvan’da “Dostluk” gazetesinin abone saysını arttırmak için kampanyalar tertiplerdik. Bunun yanı sıra oraya makaleler de gönderirdik. Bizim küçük hizmetimiz Şakir ağayı bek duygulandırırdı. Onun bana yazdığı mektuplar her defasında “Dostum Ali Şamilov” hitabı ile başlardı. Bilmiyorum, mektubunu böyle başlaması benimle iyi şahsî ilişkiler içinde bulunmasından mıydı, yoksa bu onun yazı üslubu muydu. Şakir Selim 10 Nisan 1942 yılında Kırım’ın Akşeyh rayonundaki Büyük As kentinde dünyaya gelmişti. İki yaşında iken soydaşları ile birlikte Türkistan’a sürgün edilmiş, anası sürgün hayatının acılarına dayanamadan dünyasını değişmiştir. Şakir küçük yaşta yetimliğin acısını tatmış olsa da, ruhen çökmez. Özbekistan’ın Cambay rayonunda yaşadıkları zaman da, Semerkand şehrine göç ettikten sonra da okuduğu okulun birincisi olarak tanınır. 1958 yılında orta öğretimini tamamlayıp Semerkand Üniversitesinin Filoloji fakültesine kabul edilir. İlk şiirlerini de 1963 yılında Kırım Tatarlarının Taşkent’te çıkan “Lenin Bayrağı” gazetesinde yayınlatır. “Lenin Bayrağı” gazetesinde ve “Yıldız” dergisinde yayınlattığı şiirleri ve A.S. Puşkin’den, M. Lermontov’dan, A. Tvardovski’den, T. Şevçenko’dan yaptığı tercümeleri ile okuyucuların dikkatini kendine çekebilmiştir. 1972 yılında Taşkent’te “Akbardak” adlı şiir kitabı yayınlanan Şakir Selim’in daha sonra “Duygularım” (1979), “Sevgi Alevi” (1981), “Uyanış” (1986), “Yellerini Dinle” (1990) ve “Tüşünce” (1997) adlı şiir kitapları gün ışığı görür. Sert Sovyet sanzürünün baskısı altında olan Kırım Tatar şairleri vatanperverlik mevzuunda yazabilmek için, sürgünü hatırlamamak, Kırım’ın, Karadeniz’in ve bırakıp geldikleri yer ve yurt adlarından kaçınmak zorunda olduklarından, onlar fikirlerini bazen soyut olarak, bazen kinaye ile verirlerdi. Onlar sanki soydaşlarını sabırlı olmaya, güçlerini önlerindeki mücadeleye saklamaya çağırırlardı. Şakir Selim’in fikrince, ömür, sonu gelmeyen maniaları şerefle geçtiğin zaman manalı olur. Şairin 1987 yılında “Yıldız” dergisinde yayınlattığı “Var Güçnen” uzun manzumesi oldukça büyük ilgi ile karşılanır. Şakir Selim 1989 yılında Kırım’a döndükten sonra daha çok içtimaî işlerle meşgul olur, soydaşlarının Kırım’a dönmeleri için elinden geleni esirgemez, sürgünden dönenlerin yerleşmelerine, kendilerine ev bark kurmalarına mani olmaya çalışan hükümet memurlarına, Rusların faşist tavırlı kuvvetlerine karşı çıkar. Sovyetler Birliğinin çökmeye doğru gitmesinden yararlanan şair şiirlerinde halkının dert ve acılarını açık şekilde dile getirir :   “Nasıl bir künlerge kaldıq, qardaşlar, Bu uzun yollarda taldıq, qardaşlar, Aman-aman bitip-yandıq, qardaşlar, Közümiz ögünde sabiyler öle, – Dünya bizge baqıp, bir köznen ağlay, Bir köznen küle.”   Şairin “Bağçasaray”, “Vatansız keçmesin senin bir künün”, “Vatan ve Şiiriyet”, “Qırımname”, “Qırım cennet degil, dostlar” ve b. eserleri kısa zamanda soydaşlarının kalbine yol bulabildi. Çok defalar bu şiirleri gençler bir millî marş, bir mücadele marşı gibi okudular. Şair Kırım’ı bir istirahat ve dinlenme yeri, cennet gibi, problemsiz yaşam yeri sanan soydaşlarına hitapla der ki : “Qırım cennet degil, dostlar, Berilse de Alla’dan, Mında çoqtan ne uriyler, Ne melekler, qalmağan.   Qırım cennet degil, dostlar, Siz cennetke qızmanız. (cennet dep közünüz qızmasın) Allandırıp ballandırıp Yalan resim sızmanız.   O tek Qaradeniz degil, Sazlığı bar, gölü bar. ….       …. Qırım, belki birevlerge Sen bir cennet-mekânsın. Bizge ise cennet degil, Qırım, bizge Vatansın !”   Kırım Tatar edebiyatında lirik şiirler müellifi olarak tanınan Şakir Selim genç şair ve yazarların yetişmesi için de elinden geleni esirgememiştir. O, 1992 yılında Kırım’da yapılan kurultayda Kırım Tatar Yazarlar Birliğinin başkanı seçilmiş ve “Yıldız” dergisine redaktör tayin edilmiştir. Halk ona büyük itimat göstererek Kırım Tatar Halk Meclisine üye seçmişti. Onun emeğine kıymet verilmesi, faaliyetinin takdir görmesi vatana döndükten sonra başlamıştır. Öyle ki, 1996 yılında Ankara’da “Kutlu Doğum Haftası” münasebetiyle düzenlenen şiir yarışmasında birincilik ona verilmiştir. Dikkat edilecek bir husus şudur ki, “Kutlu Doğum Haftası” “Vatan ve Millet sevgisi imandandır !” şiarı altında yapılmıştır. Aynı yıl Türkiye Yazarlar Birliğinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde ve Ankara’da düzenlediği “Türkçenin 4. Uluslararası şiir şöleninde “Arif Nihat Asya” mükafatını kazananlardan biri de Şakir Selim olmuştur. 1997 yılında ise Adam Mickiewicz’in “Kırım Sonetleri” eserini Kırım Türkçesine tercüme ettiği için “Polkul” Fonunun Polonya mükafatını ve 1998 yılında Kırım Tatar Tiyatrosunun rejizör ve aktör grubu ile birlikte “Taras Şevçenko” adlı Ukrayna Devlet Mükafatını kazanmıştır. Sürgün hayatı, çocukluğunda açlık ve kıtlıkla yüz yüze kalmış olması, sağlık hizmetlerinden mahrumiyetleri, sürekli tedirginlik içinde yaşaması öz tesirini göstermiştir. Bir dönem Kırım Tatar Millî Meclisinin üyesi olan ve 1997 yılından beri “Yıldız” dergisinin baş redaktörü olarak çalışan Şakir Selim hastalandı. Hastalık şairin faaliyetini sınırladı. Bundan dolayı bulunduğu vazifesinden ayrılmışsa da, onu Kırım Tatar Yazarlar Birliği’nin fahrî başkanı ve Avrasya Yazarlar Birliği’nin fahrî üyesi olarak seçtiler. Şakir Selim’in son şiirler kitabı 2006 yılında okuyuculara takdim edilen “Qırımname”sidir. Lirik şair, coşkun içtimaî hadim Şakir Selim’in ölümü yalnız Kırım Tatarlarının değil, Türk Dünyası aydınlarının bir acısıdır. * Ali Şamil, halen Azerbaycan Millî İlimler Akademisi Folklor Enstitüsü Uluslar arası İlişkiler bölümü başkanıdır. 1973-1993’de Nahçıvan Özek Cumhuriyetindeki “Şark kapısı”, 1990-1993’de Azerbaycan Halk Cebhesinin “Azadlık” gazetelerinde gazetecilik yapmıştır. 1993-2004’de Azerbaycan Millî Ansiklopedisinde “Türk halklarının ünlü insanları” Ansiklopedi gurubunun başkanlığını yapan yazarın 10 kitabı, 150 civarında ilmi, 500’den çok publisistik makalesi yayınlanmıştır. Azeri Türkçesinde olan makale Saim Osman Karahan tarafından Türkiye Türkçesine aktarılmıştır, (EMEL)

TAVSİYELER

MÜSTECİB ÜLKÜSAL’I KABRİ BAŞINDA ANDIK

Emel dergimizin kurucusu, başyazarı, Kırım Milli Kurtuluş Merkezi Başkanı, Emel Kırım Vakfımızın kurucusu ve 10 …