KIRIM İÇİN MÜCADELE VE TATARLAR (1917-1920)

KIRIM İÇİN MÜCADELE VE TATARLAR (1917-1920)*

 

Salavat M. İSHAKOV

Türkçeye Çeviren: Bülent TANATAR

1917-1920’de Paris Barış Konferansı’na hitaben yapılan açıklamalarda sayıları yarım milyona yaklaşan Kırım Tatarlarının,[1] Kırım’ın siyasî açıdan aktif oyuncularından biri olduğu ortaya çıktı. Bu rol, eski Rus İmparatorluğu’nun bu bölümünü de içine alan İç Savaşın tarih yazımında genellikle büyük ölçüde çarpıtılmıştır. Bu makalenin amacı, Kırım’ın bu yıllardaki siyasî tarihinin ana gerçeklerine dikkat çekmek ve Kırım Tatarları ve liderlerinin bu olaylarda nasıl bir rol oynadığını göstermektir.

Şubat 1917 devriminden sonra Kırım Tatarları, hedeflerini belirlemek için kongre düzenleyen ilk Rusya Müslümanları oldu. 25 Mart 1917’de Akmescit’te [Simferopol] Kırım Tatarları Kurultayı düzenlendi ve burada bir Kırım Müslümanları Geçici İcra Komitesi (KMGİK) seçildi. Liderliğine, aynı zamanda müftü olarak seçilen Tavrida Müslüman Ruhanî İdaresi (TMRİ) reisi Çelebicihan seçildi. Kurultay’da “millî kimliğin özgür gelişimi için gerekli bir faktör olarak millî-medenî muhtariyetin” talep edilmesine karar verildi.[2] KMGİK, Geçici Hükümet tarafından tüm Kırım Tatarlarını temsil eden tek yetkili ve meşru idarî organ olarak tanındı. Rusya’nın merkezinde Sovyet iktidarının kurulması, Kırım Tatar liderliğinin desteğini çekmedi. Kyiv’de, Üçüncü Universal sırasında (7 Kasım 1917) Ukrayna Merkez Rada’sı, sınırlarını Kırım Yarımadası olmadan belirleyen Ukrayna Halk Cumhuriyeti’ni (UHC) ilan etti.

Bahçesaray’da Kırım Tatarları Kurultayı 26 Kasım-13 Aralık 1917 tarihleri ​​arasında toplandı, Kırım Halk Cumhuriyeti (KHC) Anayasası’nı, 18 maddelik “Kırım Tatarlarının Kanun-ı Esasisini” onayladı, Kırım Tatar hükümetini, Çelebicihan başkanlığında bir Müdüriyet (Direktörlük) seçti ve Kurultay, Kurucu Meclis’ten parlamentoya dönüştürüldü. 13 Aralık’ta Çelebicihan’ın önderliğinde Kırım Halk Cumhuriyeti ortaya çıktı. Kırım Tatarları kendi kaderini tayin hakkını kullandı. Anayasaları Müslüman dünyasında ilkti. Batı Avrupa demokrasisi ve parlamentarizminin ilkelerini uyguladı. Cumhuriyet ilan etti ve tüm Kırım halklarının eşitliğini tanıdı. UHC ve KHC arasındaki ilişkiler gelişiyordu. Özellikle, Aralık 1917’de aralarında Kırım Tatar askerî oluşumlarının Kırım dışında UHC topraklarında Aleksandrovsk yakınında Bolşeviklerle savaştığı bir askerî anlaşma imzalandı.

Ocak 1918’in başlarında Sivastopol yakınlarında, Karadeniz Filosunun denizcileri ile Kurultaycılar arasında savaşlar meydana geldi ve bunun sonucunda Kurultaycılar geri çekildi. 12 ve 13 Ocak’ta denizciler Bahçesaray’ı ele geçirdi. Bu arada Akmescit’te Kurultaycıların toplantıları birkaç gün sürdü. 11 Ocak’ta Akmescit [Simferopol] Askerî Devrim Komitesi şehirde silahlı ayaklanma kararı aldı. Bu komitenin başkanı J. Miller ile Kırım Tatar Kurultayı başkanı S. Ayvazov arasında 12 Ocak gecesi yapılan görüşmeler sonucunda Kırım halkına silahlı mücadeleyi durdurmaları çağrısında bulunan bir çağrı taslağı hazırladılar. Bolşevikler, Sovyet hükümetine karşı sadık tarafsızlık ve “karşı devrim” ile iş birliği yapmayı reddetme karşılığında Tatar parlamentosunu, Tatar müfrezelerini ve millî özerkliği koruma sözü verdiler.[3] Bu sözlerin bir oyundan başka bir şey olmadığı ortaya çıktı. 12 Ocak’ta işçiler, Devrim Komitesinin kararlarını uygulayarak ayaklandılar; 12-14 Ocak tarihleri ​​​​arasında onlarla Kurultaycılar arasında Tatarların mağlup edildiği savaşlar yaşandı. Bolşevikler 14 Ocak’ta Direktörlük’ü devirdiler[4] ve 17 Ocak’ta da bu parlamentoyu feshettiler.[5] 22-24 Şubat tarihleri ​​​​arasında Bolşevikler, Sivastopol hapishanesinde Kırım Halk Cumhuriyeti hükümet başkanı Çelebicihan de dahil olmak üzere 600 kişiyi vurdular. O zamanlar Kırım’da olan ünlü Rus yazar M.A. Voloşin, acımasız denizcilerin yerli Tatarların bağımsızlık hakkını çiğnediğini, anıtlarını ve camilerini yaktığını, halkının ve ülkesinin iyiliği için savaşan Kırım Müslümanlarının en iyi evlatlarına işkence edip öldürdüklerini yazdı.[6]

Nisan-Mayıs 1918’de Alman birlikleri Kırım’a girdi. Bunu öğrenen Tatar askerî teşekkülleri dağlardan indiler ve öncü saflara geçerek Bolşevikleri tehlike yaratamayacak duruma getirdiler. Kurultay ve Müdüriyet daha sonra faaliyetlerine devam edebildi. 18 Mayıs 1918’deki Kurultay toplantısında, C. Seydamet’in oybirliğiyle Başbakan seçilmesiyle Kurultay’ın kendisini hükümet kurma hakkına sahip Kırım’ın geçici parlamentosu ilan ettiği bir belge onaylandı. 5 Haziran’da Kurultay tatile çıktı.[7] Aynı gün durum kökten değişti çünkü Alman komutanlığı Kırım mahallî hükümetinin Litvanya Tatarlarından Korgeneral M.A. Sulkeviç tarafından kurulmasına karar verdi.

Sulkeviç kabinesine özellikle Dışişleri Bakanı Seydamet’i, Adalet Bakanı Senatör A. Ahmatoviç’i (Litvanya Tatarı) ve ardından iki Litvanya Tatarını -Savaş Bakanı ve Devlet Mülkleri Bakanı’nı- soktu. Sulkeviç, Kırım parlamentosunun toplanmasını acil görevlerden biri olarak görüyordu ve bu amaçla elinden gelen her şeyi yaptı: bir dizi önemli yasa (Kırım vatandaşlığı, vakıflar vb. hakkında) çıkardı. Hükümetinin inisiyatifiyle Akmescit’te bir üniversite kurdu ve Kırım silahlı kuvvetlerini eğitmeye başladı. Kırım’ın idaresini ve muhtariyetini kısmen yeniden düzenleyen Sulkeviç, aralarında Polonya-Litvanya Tatarlarının önemli bir yüzdesinin de bulunduğu Müslümanları, sınır muhafızlarının başları ve polis komiserleri de dahil olmak üzere birçok üst düzey göreve atadı.[8]

Kyiv’de, Hetman P.P. Skoropadskıy 1918 baharında iktidara gelir gelmez Kırım politikasını değiştirdi ve Kırım’ı Ukrayna devletine ilhak etmeyi hedefledi. Kyivli politikacılar başlangıçta bu ilhakı silahlı yollarla gerçekleştirmeye çalıştılar ancak başarısız olduktan sonra diplomatik müzakerelere geçtiler. Skoropadskıy aynı zamanda Sulkeviç hükümetine baskı yapmak için Kırım ile Ukrayna arasındaki sınırı kapattı. Ayrıca Alman hükümetinin bir temsilcisine, Kırım’ın Ukrayna için ekonomik ve stratejik önemine ilişkin bir muhtıra verildi. Bu durumda Sulkeviç, Skoropadskıy’ın niyetlerine karşı Alman hükümetinin desteğini almak için Seydamet’i Berlin’e gönderdi. Seydamet ilgili muhtırayı Berlin’e sundu ve ardından Alman hükümeti Skoropadskıy’dan gümrük savaşını sonlandırmasını ve müzakereler sırasında Kırım ile Ukrayna arasındaki ilişkileri çözmesini talep etti.[9]

30 Temmuz 1918’de Sulkeviç, muhtar bir millî idare organı haline gelen ve vakıf mülklerini yöneten Direktörlük’ü, hükümeti tarafından Kırım Tatarlarının kültürel ve millî muhtariyetinin tanındığını bildirdi.[10] 1 Eylül’de Kurultay oturumlarına tekrar başladı.[11] Kırım Tatarları Kongresi 26 Ekim’de (8 Kasım) Akmescit’te başladı.[12] Kırım’ın yeni mahallî parlamentosunun toplanması 20 Aralık’ta planlandı.[13]

Kasım ayında, Alman işgal yetkilileri Kırım’dan tahliye edildi ve 2 (15) Kasım 1918’de Sulkeviç’in kabinesi istifa etti ve Kadet S.S. Krım başkanlığındaki Kırım’ın ikinci mahallî hükümeti faaliyetlerine başladı. Fransız birliklerine ve 1918 sonbaharında Kırım’a giren A.İ. Denikin’in birliklerine güveniyordu. Kurultay, yeni bir hükümetin kurulmasının ana koşullarından birini şöyle belirledi: Tatarların Kırım nüfusunun geri kalanına göre yüzdesi uyarınca 4 Müslüman bakanın mahallî hükümete dahil edilmesi. Üstelik Başbakanın da Tatar olması gerekiyordu. Ancak Kadetlerin isteksizliği nedeniyle müzakereler başarısızlıkla sonuçlandı: Tatarlar hükümete katılmayı reddetti.[14]

Aralık 1917’de bir yıllığına seçilen ilk Kurultay’ın görev süresi sona erdiğinden Aralık 1918’de Tatarların beş ilçe (uyezd) kongresine katılanlar yeni Tatar parlamentosuna milletvekili seçtiler. Ocak 1919’da “Krım” gazetesinde “Kırım Müslümanlarının Millî ve Kültürel ve Muhtariyetine ilişkin Nizamname” taslağı yayımlandı, Adalet Direktörlüğü tarafından sunuldu ve Meclis Bürosu tarafından kabul edildi. 1. maddede şöyle deniyordu: “Kırım Müslümanları, iç hayatları ve dinî görüşleri ile ilgili her konuda tam muhtariyete sahiptirler”. Maddede kültürel ve ulusal özerkliğin hayata geçirilmesi amacıyla Tatar millî Meclisi Mebusanı (Parlamento) ve onun yürütme organı olan Millî Direktörlük’ün oluşturulduğu belirtildi. Taslağa göre Kurultay, Bütün Kırım Müslümanları Kongresi olarak önemini korumakla birlikte kalıcı bir parlamento olmaktan çıktı.[15]

19 (veya 20) Şubat 1919’da açılan İkinci Kurultay’ın seçimleri 1919 Şubat’ında sona erdi ve üç hafta toplandı.[16] Milletvekilleri, Kırım’ın Bolşeviklerden kurtarılması için Beyazlara şükranlarını dile getirdi.[17] Denikin, Kurultay’ın Gönüllü Ordu’nun fikirlerine tam sempati duyduğunu ifade etmesine rağmen ilan edilen seferberliğe herhangi bir destek gösterilmediğini hatırlıyordu. [18]Bunun nedeni S.S. Krım başkanlığındaki hükümetin Tatar karşıtı politikasıydı.[19]

1919 baharında Kızıl Ordu Kırım’a girdi ve orada kısa süreliğine Sovyet iktidarı kuruldu. RKP(b) Merkez Komitesi, Kırım Tatarlarını yeni Kırım Sovyet Cumhuriyeti’nin yönetim organlarına dahil etme misyonunu üstlendi. Hükümetinde beş Kırım Tatarı vardı ve şehir ve köylerde Müslüman işlerinden sorumlu komiserlikler kuruldu. 12 Haziran’da Cumhuriyet Savunma Konseyi Müslüman askerî birliklerinin kurulmasına karar verdi. Bazı kaynaklara göre Bolşevikler iki adet Türk-Tatar yüzlük askerî birlik (sotni) ve 196 kişilik bir Müslüman bölüğü kurmayı başardılar.[20]

Çok az insan Kızıllar adına savaşmaya istekliydi. Bunun nedeni, Kırım’ın güney kıyısındaki Tatar nüfusunun, Sovyet rejimi döneminde mollalara uygulanan zulüm, tahıl ve hayvanlara el konulması, hırsızlık, şiddet ve terör nedeniyle ona düşmanca davranmaya başlamasıdır. Tatarlar arasında Bolşeviklere karşı silahlı bir ayaklanma başlatılacağı konuşuluyordu.[21] 25 Haziran’da Denikin’in birlikleri Akmescit’i işgal etti ve tüm mülkleri Vakıflar Özel Komisyonu’na devredilen Direktörlük’ün faaliyetlerini durdurdu. Tatarlar, Şubat Devrimi’nden sonra bizzat Tatarlar tarafından kaldırılan Müftülük’ün Beyazlar tarafından yeniden kurulmasına karar verilmesine öfkeliydi.[22]

P.N. Wrangel Mart 1920’nin sonunda Denikin’in yerini aldı ve Güney Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanı oldu. Bir görüşe göre Wrangel, Kırım Tatarlarına resmî olarak muhtar yönetim sözü vermişti; 1920 sonbaharında Tatar muhtariyetine ilişkin dinî, kültürel, eğitimsel ve malî alanlarda muhtariyet sağlayan bir yasa tasarısı hazırdı, ancak muhtariyet ilan edecek zamanları yoktu.[23] Başka bir açıdan bakıldığında Wrangel, Kırım Tatarlarının muhtariyetçi taleplerini görmezden geldi.[24] 9 Nisan 1920’de hükümetinin ilk toplantısında konuşan Wrangel, üyelerine, Birleşik Rusya sloganı altında Rus devletinde yaşayan Ruslar dışındaki tüm halklara karşı uzlaşmaz bir mücadele yürüten Denikin’in politikasını hatalı olarak değerlendirdiğini ve tüm Bolşevik karşıtı güçleri birleştirmeye çabalamayı amaçladığını bildirdi.[25] Propaganda, Kırım nüfusunun bu büyük ve birleşik grubunun ruh halini değiştirmek amacıyla Kırım Tatarlarını kendi saflarına çekmede önemli bir rol oynadı. Wrangel döneminde ilk iş, süreli yayınların Kırım Tatar dilinde yayınlanmasına izin vermek oldu. Wrangel’in ordu karargahının basılı yayın organı olan “Kırım Müslümanları” gazetesinin ilk sayısı 14 Nisan 1920’de Akmescit’te yayınlandı. Bu sayıda Wrangel ile bir röportaj yayınlandı. Millî meseleyle ilgili olarak ise Tatarlar da dahil olmak üzere yerel halkın taleplerine artık en ciddî ilginin gösterildiğini söyledi.[26]

Wrangel’in Tatarlara yönelik politikası Kırım Halk Cumhuriyeti’ni temsilen Avrupa’yı ziyaret eden Kırım Tatar Meclisi Başkanı Seydamet’in eylemlerine ilişkin Avrupa basınında çıkan haberlerden etkilendi. Paris Barış Konferansı’nın sona ermesinden sonra Seydamet, 1920 baharında Bern’deyken, Kırım Tatar III. Millî Parlamentosu’nun tam yetkili temsilcisi olarak Polonya’nın İsviçre büyükelçisine Paris Barış Konferansı’nın sona ermesinden sonra Seydamet, 1920 baharında Bern’deyken, Kırım Tatarları III. Millî Parlamentosu’nun tam yetkili temsilcisi olarak, Polonya’nın İsviçre büyükelçisine Kırım Tatarlarının Milletler Cemiyeti’nin onayıyla Kırım üzerinde manda yönetimini kabul etmeleri önerisini Polonya hükümetine sunması talebiyle başvurdu.[27]

Wrangel bu habere Akmescit’te bir Kırım Tatar Kongresi’nin düzenlenmesini başlatarak tepki gösterdi. 16 Mayıs’ta toplanan bu kongrede Wrangel ve özellikle sivil idarenin başı D.P. Perlik’in konuşmalarıyla Tatarlar, tarih yazımındaki güncel yaklaşıma göre hiçbir şekilde muhtariyete güvenemeyeceklerini anlamışlardı. Anavatanlarına karşı görevlerini yerine getirmek, orduyu mümkün olan her şekilde desteklemek, askerî ve binicilik görevlerini yerine getirmek zorundaydılar ve bunun karşılığında hükümet onların kültürel, eğitimsel ve bazı ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya hazırdı. Dinî ve eğitimsel konularda onlara bağımsızlık ve muhtariyet sözü verildi. Ancak Wrangel’in sözlerini yerine getirmek için hiç acelesi yoktu ve hükümetinin başkanı A.V. Krivoşeyn, dinî muhtariyet sağlayan tasarıyı reddetti.[28] Ama bu doğru değil.

Valilik evinde düzenlenen kongrenin açılışına katılmak üzere 16 Mayıs’ta Sivastopol’den Akmescit’e gelen Wrangel, özellikle delegelerine hitaben “Tatar halkının kültürel, eğitimsel, manevî, dinî ve bazı ekonomik ihtiyaçlarının olduğunu” belirterek şunları söyledi: “Birtakım tedbirlerin ana hatlarını çizdim ve öncelikle kongre programında açıklanan konulara ilişkin düşüncelerinizi dinlemek istiyorum.”[29] Kongreden sonra idaresi Müslümanların dinlerine saygısını göstermeye başladı. Kırım Tatar nüfusunun kültür ve eğitim alanında da kayda değer gelişmeler başladı.

Bu arada Fransız hükümeti, 1920 yılının Ağustos ayı başında resmen ilan edilen Wrangel hükümetini tanıma kararı aldı. Avrupa’da bulunan ve Fransız siyasetçilerle bağlantıları olan Seydamet, 21 Ağustos 1920’de, Fransızların böyle bir adımı kabul ederken, Kırım Tatarlarının ciddî desteği olmadan Wrangelcilerin Kırım’ı Kızıllara karşı savunma konusunda güçsüz olacağını düşündüklerini ve bu nedenle Wrangel’e, Kırım Tatarlarının millî ve kültürel muhtariyetini ve onların silahlı kuvvetlerini tanımanın gerekli olduğunu söylediklerini belirten bir mektup yazdı.[30] İlgili kongre, 26 Ağustos 1920’de “Yug Rossii” gazetesinde yayınlanan bir notta belirtildiği gibi, Tatar hükümeti için bir proje geliştirmek amacıyla 25 Ağustos’ta Akmescit’te başladı. Kırım Tatarlarının muhtariyetine ilişkin yasa tasarısı hazırlamak üzere toplanmıştı. Böyle bir belge hazırdı. Bunun özü, Kırım Tatarlarına din, kültür, eğitim ve finans alanlarında özyönetim hakkı vermek ve kurullarını bu amaçla seçmekti. Bir hükümet temsilcisi, toplantı katılımcılarına projenin yakında hükümete sunulacağı ve en geç iki ay içinde yürürlüğe gireceği konusunda güvence verdi.[31]

Eylül 1920’de bir Tatar heyeti Wrangel’i ziyaret ederek Tatar idarî muhtariyet yasasının kabulünü hızlandırmasını istediğinde, bazı tarihçilerin yazdığı üzere Wrangel tepki göstermedi ve ilgili yasa tasarısı hükümete ulaşmadı.[32] Yanlış. Wrangel’in 8 Ekim 1920 tarihli karar taslağında şöyle deniyordu: “Müslümanları diğer yerel nüfustan önemli ölçüde ayıran ruhanî, dinî ve günlük yaşam tarzlarının bu yönlerini organize etmede Tatar nüfusunun istekleri doğrultusunda hareket ederek ve Kırım Tatarlarına ruhanî-dinî, kültürel-eğitimsel alanlarda ve vakıfların yönetiminde özyönetim hakkının tanınmasının adil olduğunu kabul ederek, şunları emrediyorum:

Mevcut mevzuatı değiştirmek ve tamamlamak için:

1) Kırım Tatarlarının ruhanî-dinî, kültürel-eğitimsel alanlarda özyönetimi ve vakıfların yönetimine ilişkin ekteki geçici düzenlemenin yürürlüğe konulmasını.

2) Tavrida Müslümanları Ruhanî İdaresi… ve Kırım’daki Vakıf Mülklerini Düzenleme Komisyonu’nun… kaldırılmanı ve bu kurumların işlerinin Kırım Tatarlarının özyönetim organlarına devredilmesini.

3) Özel bir vakıf üzerinde hak sahibi olanların soyunun ortadan kalkması halinde… bu vakfın Kırım Tatar özyönetim organının dokunulmaz mülkiyetine geçmesine ve bundan elde edilen gelirlerin kaldırılan camilerin ruhanî vakıflarından elde edilen gelirle aynı seviyede Kırım Tatar İşleri İdaresi altındaki özel bir fona aktarılmasına karar verilmesini.”[33]

Önerilen yasa tasarıları, daha önce vaat edilen son tarih olan Kasım ayının başında hükümet tarafından onaylanmadı; bunun temel nedeni, cephedeki durumun Beyazlar açısından aniden ve keskin bir şekilde kötüleşmesi ve Wrangel hükümetinin tüm dikkatinin ilerleyen Kızıl birliklere karşı koymaya odaklanmış olmasıydı.

Böylece 1917-1920 yılları arasında Kırım’da Kırım Tatar faktörü, Beyazların ve Kızılların hesaba katmak zorunda kaldığı üçüncü bir güce dönüştü; bu faktör her iki rejime de tamamen karşı değildi, ancak her iki hükümete de tamamen bağlı değildi. Kırım Tatar parlamentosunun bu dönemde istikrarsız ve aralıklı biçimde çalışmasına rağmen, çalışmaları Kırım’ı yönetme gibi karmaşık bir görevle başa çıkabildiğini ve Kırım Tatar liderliğinin doğal olarak tüm Kırımlıların çıkarları koruyarak siyasî ve devlet yetkilerini kullanmaya mahir olduklarını gösterdi. 13 Aralık 1917’de Kırım Halk Cumhuriyeti’nin ilanı, Kırım Tatarlarının ve Kırım Tatar siyasetçilerinin eseridir ve büyük bir tarihsel öneme sahiptir. Bolşevikler önce Tavrida Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni (1918 baharında), ardından Kırım Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni (1919 ilkbahar ve yazında) ve 1921’de de Kırım Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni kurarak bu gerçeği göz önünde bulundurmadan edemediler.

* Almanah Assosiatsii İssledovateley Grajdanskoy Voyntsı v Rossii, Vıpusk 2, Arhangelsk, 2015, s. 16-25’teki orijinalinden çevrilmiştir.

[1] Grajdanskaya voyna v Rossii i musulmane: Sbornik dokumentov i materialov, Мoskova, 2014, s. 741, 782.

[2] Golos Tatar (Simferopol), 22 Temmuz 1917.

[3] Zarubin А.G., Zarubin V.G. Bez pobediteley. İz istorii Grajdanskoy voynı v Krymu, Gözden geçirilmiş ve genişletilmiş 2. baskı, Simferopol, 2008. s. 258.

[4] Seitbekir E. «…Mı dostoynı svobodnoy i samostoyatelnoy jizni”, Ozenbaşlı А.S. Tragediya Krıma: Vospominaniya i dokumentı, Simferopol, 2007. s. 274.

[5] Hayali R.İ., Oçerki istorii obşçestvenno-politiçeskoy jizni krımskikh tatar v XX veke, Simferopol, 2008, s. 115.

[6] Daha fazla ayrıntı için bkz. Grajdanskaya voyna v Rossii i musulmane, p. 701.

[7] Zarubin А.G., Zarubin V.G. Bez pobediteley…, s. 104, 106, 107.

[8] Grişin Y.Y., Polsko-litovskie tatarı: vzglyad çerez veka, Каzаn, 2000. s. 144.

[9] Kırımlı Y., W odpowiedzi ukraińskim imperjalistom. Wilno, 1938. s. 7–9.

[10] İstoriya Krıma s drevneyşih vremyon do naşih dney (v oçerkah), Simferopol, 2007, s. 300.

[11] Zarubin А.G., Zarubin V.G. Bez pobediteley…, s. 125.

[12] Azerbaycan, 8 Aralık 1918.

[13] İzvestiya VTsİK, 13 Kasım 1918.

[14] Azerbaycan, 7 Haziran 1919.

[15] Voprosı razvitiya Krıma, No. 3, Simferopol, 1996. p. 52, 55.

[16] GARF, F. R-6396. Оp. 1. D. 33. L. 6, 16.

[17] RGASPI, F 17. Оp. 6. D. 267. L. 36.

[18] Denikin, A.İ., Ocherki Russkoy smutı, Kitap 3, Cit 4, Cilt 5, Moskova, 2006, s. 423.

[19] Azerbaycan, 7 Haziran, 19 Kasım 1919.

[20] Zarubin А.G., Zarubin V.G. Bez pobediteley…, p. 501-507.

[21] RGVA, F. 39660. Оp. 1. D. 29. L. 59.

[22] Yujnıe Vedomosti, 1 (14), 4 (17), 6 (19), 9 (22), 10 (23), 15 (28) Ağustos 1919.

[23] Ross N., Vrangel v Krımu, Frankfurt-am-Main, 1982. s. 253.

[24] Zarubin V.G., Zarubin А.G. “Krımskotatarskoe natsionalnoe dvijenie (iyun 1918-noyabr 1920)”, Problemı politiçeskoy istorii Krıma, No. 1, Simferopol, 1996, s. 21.

[25] GARF. F. R-356. Оp. 1. D. 3. L. 2 оb.

[26] RGASPI, F 17. Оp. 33. D. 1531. L. 1, 2.

[27] Borba (Tiflis). 22 juin 1920; Rocznik Tatarski. Tome I. Wilno, 1932, p. 287.

[28] Zarubin V.G., Zarubin А.G. “Krımskotatarskoe natsionalnoe dvijenie…” s. 21; Zarubin VG., Zarubin А.G. Bez pobediteley… s. 279; Zarubin V.G. “Mejnatsionalnıe otnosheniya, natsionalnyı partii i organizatsii v Krımu (naçalo XX v.-1921 g.)”, İstoriçeskie nasdledie Krıma, 2003. No. 1. s. 75.

[29] Yug Rossii, 17 Mayıs 1920; Tavriçeskiy Golos, 17 Mayıs 1920.

[30] Yamauchi M. The green crescent under the red star. Enver Pasha in Soviet Russia 1919–1922, Tokyo, 1991. s 96–99.

[31] Tavriçeskiy golos, 1 Eylül 1920; Yug Rossii, 1 Eylül 1920.

[32] Zarubin VG., Zarubin А.G. Bez pobediteley… p. 279-280; Zarubin V.G. “Mejnatsionalnye otnosheniya…”, p.74, 75.

[33] Bkz. İshakov S.M., “Musulmanskaya politika P.N. Vrangelya”, Krım. Vrangel. 1920 god, Мoskova, 2006 içinde, s. 203–213.

 

Ocak-Şubat-Mart 2025. Sayı: 290.  sayfa .

TAVSİYELER

MÜSTECİB ÜLKÜSAL’I KABRİ BAŞINDA ANDIK

Emel dergimizin kurucusu, başyazarı, Kırım Milli Kurtuluş Merkezi Başkanı, Emel Kırım Vakfımızın kurucusu ve 10 …