KIRIM’I SAHİPLENMEK

KIRIM’I SAHİPLENMEK

 

John R. STAPLES*

Çeviren: Bülent TANATAR

Kelly O’Neill,

Claiming Crimea: A History of Catherine the Great’s Southern Empire,

Yale University Press, 2017, xviii + 361 s.

Kelly O’Neill’ın Rusya’nın Kırım’ı ilk ilhakına ilişkin titizlikle araştırılmış ve ustalıkla inşa edilmiş anlatımı, Çarlılığın sömürge (kolonyal) projesinin tarihine paha biçilmez bir katkıdır. O’Neill, 1783 ile 1853 yılları arasında Kırım’ın imparatorluğa dahil edilmesinin basit bir merkezî kontrol iddiası olmadığını – olamayacağını – başarılı bir şekilde savunuyor. Bunun yerine, tümü belirli bir mekânsal bağlam tarafından şekillendirilen çok çeşitli kültürel, dinî, sosyal ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya kaldı. Çalışma, çok özel bir yer ve döneme sıkı sıkıya odaklanmıştır, ancak titiz metodolojisi, diğer kolonyal araştırmalara geniş ölçüde uygulanabilir.

Bir dizi tematik bölümde, Çarlık politikalarının ve Rus göçünün Kırım seçkinleri üzerindeki etkisinin izini süren O’Neill, Kırım Tatar siyasî otoritesinin yapılarını, toplumunu, askerî geleneklerini, toprak kullanım sistemlerini ve ekonomik sistemlerini inceliyor. O’Neill, her durumda, Kırım Tatarlarının, Kırım’a dair mahrem bilgilerini -fiziksel bir uzam olarak ama aynı derecede kültürel bir uzam olarak- Çarlık politikasını kendi amaçlarına göre esnetmek için nasıl kullandıklarını gösteriyor.

O’Neill, Kırım Tatarlarının Çar’ın sömürgeci hedeflerini bozguna uğrattığını öne sürmüyor -onların Kırım Savaşı sonrası Osmanlı İmparatorluğu’na göçleri böyle bir argümanı savunulamaz hale getiriyor- ancak yerel aktörün Kırım’da nasıl karşı koyduğunu ve sonuçları nasıl şekillendirdiğini ve yansıtma yoluyla (reflexively) merkezin politikasını nasıl etkilediğini gösteriyor. Örneğin, arazi etüdü ve tahsisine ilişkin ayrıntılı incelemesi, güzide Kırım topraklarının Rus seçkinlerine dağıtılmasını- O’Neill’in “toprağı yeniden icat etmek” (s. 166) olarak adlandırdığı şeyi- Çar’ın otorite iddiasının kritik bir unsuru olarak tanımlıyor. Yine de gösterdiği gibi, Çarlık topografları sonsuz sayıda haritalar oluştururken, haritaladıkları toprakların ne çevresel ne de kültürel gerçeklerini yakalayabildikleri için Kırım’ı tam olarak okunabilir hale getirmeyi başaramadılar. Kırım Tatarları, mahremiyet bilgilerine sahip oldukları için resmin dışına çekilemediler.

O’Neill’ın başarıları arasında, Kırım Tatar klanları ve onların siyasî ve ekonomik ilişkileri hakkındaki ayrıntılı anlatımı yer alıyor. 18. ve 19. yüzyıllarda Çarlık yetkilileri için olduğu kadar bugünkü tarihçiler için de Kırım’ı anlamanın zorluklarından biri bu güç yapılarının karmaşıklığıdır. O’Neill, bu “katmanlı otorite coğrafyalarının” (s. 42) haritasını çıkarırken, yalnızca asıl amacına ulaşmakla kalmıyor; Kırım üzerine kendi araştırmalarını sürdürmek isteyebilecek geleceğin tarihçileri için de aynı derecede muazzam bir hizmet sunuyor.

Burada eleştirilecek çok az şey var. Kırım Tatar nüfusunun büyük çoğunluğunun deneyimleri, katılımı, yabancılaşması veya failliği hakkında kitapta neredeyse hiçbir şey olmadığı için, O’Neill’ın seçkinlere kararlı biçimde odaklanması bazı okuyucuları rahatsız edebilir. Ancak O’Neill bu tarihi yazmasa da, yazdığı tarih, başkalarının bu görevi üstlenmesi için aslî bir temel sağlar.

Kırım’a sahip çıkmak, Kırım tarihini, Çarlık emperyalizmini ve daha geniş anlamda emperyalizmi anlamamız için önemli sonuçları olan ustalıklı bir çalışmadır. Yol boyunca, Karadeniz kıyı ticareti ve Rus arazi tahririnin profesyonelleşmesi üzerine muhteşem örnek olay incelemeleri sağlar. Hedef kitlesi, hem genel olarak emperyalizm tarihi hem de Rus emperyalizmi tarihi uzmanlarıdır. İkinci grup için, temel okumadır.

* Fredonia’daki State University of New York’ta Rus ve Sovyet tarihi dersleri veriyor. Yazının yayınlandığı yer: Canadian Slavonic Papers, 61:1, s. 137-138, DOI:10.1080/00085006.2018.1541558.

TAVSİYELER

YUSUF ZİYA ÇELİKCAN VEFAT ETTİ

Antalya Kırım Derneğimizin  ve Kırım Vakfımızın eski başkanlarından, Emel Kırım vakfımızın üyesi, Emel Dergimizin sadık …