POLITICO
PUTİN’İN BİR YERE GİTTİĞİ YOK.
BATI’NIN BUNU ANLAMASI GEREK. [1]
Jamie DETTMER
Türkçeye Çeviren: Bülent TANATAR
KYİV — Bir şeyin doğru olmasını dilemek onu öyle yapmıyor.
Öyle ki son iki yıldır, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in günlerinin sayılı olduğuna, Rusların ona düşman olacağına veya bir Kremlin darbesiyle ve Batı yaptırımlarının hedefinde ve dondurulmuş denizaşırı varlıkları nedeniyle öfkeli olan oligarklar ve Rusya’nın seçkinleri tarafından devrileceğine dair çok sayıda tahmin aldık.
Putin’in 2000’den 2004’e kadar başbakanı olan Mihail Kasyanov bile, başkanın iktidar üzerindeki hakimiyetinin birdenbire değişebileceğini kendinden emin bir şekilde öngörmüştü: Şu anda sürgünde olan Kasyanov, “Üç veya dört ay içinde çok önemli bir değişiklik olacağına inanıyorum” demişti 2022’de.
Yinelenen bir başka anlatı ise Putin’in ölümcül bir hastalığa yakalandığıdır. “Uzun zamandır hastaydı; Kanser olduğuna eminim. Çok çabuk öleceğini düşünüyorum. Umarım çok yakında,” demişti Ukrayna askerî istihbarat teşkilatı başkanı Kırılo Budanov geçen yılın başında.
Ve eski Wagner patronu Yevgeniy Prigojin’in geçen yazki beceriksiz isyanı, bunun Putin’in çözülmesinin başlangıcı olacağına dair daha umutlu tahminleri ateşlediyse de, öyle olduğu kanıtlanmadı.
Şimdi, dokuz ay sonra, Putin’in iktidardaki kontrolü her zamankinden daha sıkı ve İosif Stalin’i geride bırakarak Rusya’nın çarlardan bu yana en uzun süre hizmet eden hükümdarı olma yolunda ilerliyor. Ve oyların yüzde 87’sini elde etmesini sağlayan taklit seçim, küçük flash mob’lara ve meydan okuyan sosyal medya meme’lerine rağmen, onun ülkesinin boğucu ve baskıcı kontrolüne tamamen sahip olduğu göz kamaştırıcı gerçeğinin altını çizmeye hizmet etti.
Oligarklar patrona karşı gelmemeleri gerektiğini biliyorlar. İngiltere’nin Berkshire kentindeki evinde ölü bulunan Boris Berezovskiy’den, Putin’in zindanlarında on yıl hapis yatan Mihail Hodorkovskiy’e kadar, bu duruma maruz kalanların başına ne geldiğine bakmaları yeterli. Ve hepimiz biliyoruz ki Putin’in Prigojin ile olan dostluğu, Wagner patronunun özel jetinde paramparça olmasına da engel olmadı.
“Cesur olun. Bir gün kazanacağız” diye yalvardı meydan okuyan bir şekilde merhum muhalefet lideri Aleksey Navalnıy’ın dul eşi Yuliya Navalnaya, Berlin’deki Rus büyükelçiliğinde oy verdikten sonra, oy pusulasına merhum kocasının adını yazarak.
Ama ne zaman?
Putin, Kremlin’in on yılı aşkın süredir en çok sesi çıkan rakibi olan Navalnıy’ı ismiyle anmayı yıllardır kararlı bir şekilde reddetti ve ondan “Berlin hastası” veya “bu kişi” olarak söz etti. Ardından Pazar günkü konuşmasında Putin aniden rakibinin adını kullanmaya tenezzül etti ve Navalnıy’ın Arktik’teki bir ceza kolonisinde ölümünü “üzücü bir olay” olarak nitelendirdi. Rusya cumhurbaşkanı timsah gözyaşı dökme zahmetine bile girmedi; onun ismini anmak bir alaydı, bir güç gösterisiydi.
Şimdi artık Rus muhalefeti, dijital çağda ustalaşan, siyasî aktivizmi, Rusya’nın siyasî seçkinleriyle alay eden ve onların yozlaşmış sahtekârlar ve hırsızlar olduklarını ortaya çıkaran akıllı, eğlenceli ve göz alıcı YouTube videolarıyla harmanlayan olağanüstü Navalnıy’den yoksun. Navalnaya geçen ay Avrupa Parlamentosu’na “Putin’i gerçekten yenmek istiyorsanız yenilikçi olmalısınız, sıkıcı olmayı bırakmalısınız” tavsiyesinde bulundu. Ama artık yenilikçi Navalnıy yok.
Hodorkovskiy, POLITICO’ya şunları kaydetti: “Konu akıllı girişimler olduğunda bir dahiydi; popülist, sempatik bir iletişim dili vardı ve sosyal medya çağını gerçekten anlıyordu.”
Ancak Batılı gazetelerde ne kadar vurgulansa ve alkışlansa da, Navalnıy’den ilham alan “Putin’e Karşı Öğlen” seçim protestosu gibi zekice meme’ler ve gösteriler bile, Rus liderini ciddî bir şekilde zayıflatamaz. Muhaliflerin moralini yükseltebilir ve Kremlin’i rahatsız edebilirler, ancak bağımsız Levada anket şirketinin son kamuoyu yoklamalarına göre şu anda yüzde 86’lık bir onay oranıyla çoğu Rus’un desteğine sahip olan Putin’in veya onun şekillendirdiği yönetim sisteminin çöküşünü sağlamayacaklar. Aksini düşünmek sadece temenniden ibarettir. Bırakın Ukrayna’ya karşı savaşını, Rusya’da Putin’e karşı ciddî bir kitlesel protestonun olmayışı bile çok şey ifade ediyor. Ve sert güç yumuşak güce galip geliyor.
Bazıları için çıkarılması gereken ders, Rusların silaha sarılmaları gerektiğidir. Muhalifliğe geçen eski Rus milletvekili İlya Ponomaryov, barışçıl muhalefetin “çıkmaz sokak” olduğunu söyledi. Ponomaryov şu anda Kyiv’de yaşıyor ve her ne kadar Rus muhalefetindeki bazı kişiler bu rakamın çok daha düşük olduğunu tahmin etse de, yaklaşık 2.000 Rus muhalif ve mülteciden oluştuğu düşünülen Ukrayna merkezli gönüllü bir milis gücü olan Rusya’ya Özgürlük Lejyonu’nun sözcüsü. “İnsanlar silaha sarılmazsa bir yere varamayız ki. İnsanlar hiçbir şey yapmamak için her zaman bahaneler bulacaktır ama bizim savaşmamız gerekiyor” dedi POLITICO’ya.
Ayrıca, Yuliya Navalnaya’nın muhalif fikirli Rusları oy pusulalarını bozmaya veya üzerine merhum kocasının adına yazmaya teşvik ettiği “Putin’e Karşı Öğlen” protestosundan da yakındı. Ponomaryov’a göre, bu yalnızca sahte seçimlere katılımı artırdı ve Rus devlet medyasının sandıklarda sıraya giren seçmenlerin görüntülerini yayınlamasına izin vererek yanlış bir meşruiyet izlenimini artırdı. Bunun yerine o Navalnaya’nın yanı sıra Hodorkovskiy ve Garri Kasparov gibi diğer muhalif figürleri “muhalefet arasında iş birliği oluşturmaya ve ne yapıp ne yapılmayacağına karar vermeye” teşvik etti; “ona böyle söyledim. Ancak çağrıma yanıt vermedi”.
“Kocasının yolundan devam edeceğini ve muhalefetteki diğer kişilerle iş birliği yapmayacağını varsayıyorum. İnsanların iş birliği yapmak istemedikleri durumlarda, bence zafer kazanmakla ilgilenmiyorlar, kendileri için ayrı roller belirliyorlar ve kişisel çıkarları herkesin yararının önüne koyuyorlardır,” diye ekledi Ponomaryov. Bu arada Hodorkovskiy, Ponomaryov’un önerdiği şiddetli ayaklanma stratejisinin gerçekçi olmadığını ve başarısızlığa mahkûm olduğunu düşünüyor.
Ne denli şiddetli ya da barışçıl olursa olsun, Rusya’nın muhalefeti, Batı’daki bazı yorumcular tarafından morali yükseltme umuduyla ne kadar dile getirilirse getirilsin, önemsiz görünüyor. Avrupa Politika Analizi Merkezi’nden analistler yakın tarihli “Rusya’yı Sınırlandırmak, Avrupa’yı Güvenlik Altına Almak” adlı raporlarında “Rusya’nın demokrasi yanlısı muhalefeti büyük ölçüde Şubat 2022’den önce tükenmiş bir güçtü” dediler. Ve bu kişilerin çoğu artık yurt dışından mücadeleye devam ediyor ve “içerden ve dışarıdan Rusya hakkında bilgi almada, Ukraynalı ve Rus mültecileri desteklemede, siyasi mahkûmlar adına savunuculuk yapmada ve aynı zamanda sahada büyük ölçüde nafile eylemler organize etmede önemli bir rol oynuyor olsa da bu çabalardan herhangi birinin Rus rejiminin yapısında veya istikâmetinde bir değişiklik getirebileceğine dair bir algı mevcut değil” diye yazdılar.
Peki tüm bunlar Ukrayna ve Batı için ne anlama geliyor?
Bu, Rusya’nın Ukrayna’daki yenilgisinin tek gerçekçi hedef olduğu anlamına geliyor. Bu sadece Ukrayna’nın egemenlik hakkı olan kendi kaderini seçmesine izin vermekle kalmayacak, aynı zamanda Putin’i daha fazla saldırganlıktan caydıracak ve ülkenin siyasî dinamiklerini potansiyel olarak değiştirebilecek yegâne şey olarak Rusya’yı da kurtarabilir. Ancak böyle bir zaferin elde edilebilmesi için Batı’nın kendisini mücadeleye adaması, silah tedariği ve askerî yardımı hızlandırması ve Ukrayna’nın, muhtemelen Harkiv ve Odesa’yı hedef alacak olan yakın gelecekteki Rus saldırılarını bertaraf etmesine ve aynı zamanda Rusya’yı sürüp atmayı denemek üzere yeni bir hücum için hazırlık yapmasına yardım etmesi gerekiyor.
Putin’in günlerinin sayılı olduğu ve bir meme’nin onu yerle bir edeceği yönündeki hüsnü kuruntuların bir kenara itilmesi gerekiyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodımır Zelenskıy’ın siyasî danışmanı Mıhaylo Podolyak, POLITICO’ya artık son derece ciddileşmenin zamanının geldiğini söyledi. “Çünkü zaman Ukrayna’nın değil Rusya’nın lehine.” Çünkü “Rusya tarafı uzun bir savaşa uyum sağlıyor; ülkelerini tamamen savaş düşüncesiyle yeniden inşa ettiler. Tamamen dikey iktidarın kontrolü altında olan otoriter bir ülke. Birinci öncelik Rusya’nın yenilmesidir” dedi.
Putin’in bakış açısından “Rusya kaybederse içeride bir dönüşüm yaşanacak. Kazanırsa Avrupa’yı domine edecek.”
[1] Jamie Dettmer POLITICO Europe’da fikir editörüdür. Elinizdeki yazı 21 Mart 2024 tarihinde https://www.politico.eu/article/vladimir-putin-volodymy-zelenskyy-elections-eu-ukraine-russia-war/ adresinde çıkan orijinalinden Türkçeye çevrilmiştir.